Ana içeriğe atla

BİZLER İNANCIMIZI, YAŞADIĞIMIZ İMANIMIZI SORGULUYOR MUYUZ?


 

Bu konuyu hiç düşündünüz mü? Önce şunu hatırlatmak isterim. Sorgulamak Allah’ın Kur’an’da emridir. Çünkü Allah gönderdiği vahiyleri üzerinde bile, bizlerin düşünmesini aklımızı kullanmamızı, yani sorgulamamızı emreder. Bunun nedeni de bizlerin imtihanı gereği, batıl ve hurafeden uzak, araştırıp dikkatle düşünmemizi aklımızı kullanmamızı, gerçeklerin arayışında olmamızı istemesindendir. Sorgulamayan araştırmayan toplumları, Allah ile aldatmak çok kolaydır. Toplumu Allah ile aldatanlar, insanların ilk önce sorgulamalarının önüne geçmesi gerekir. Allah ile aldatılmamanın yolu da, SORGULAMAKTAN GEÇER.

Yaşadığımız inancın, gerçekten Allah’ın indirdiği Hak bir inanç üzerine olduğumuzdan, ne kadar eminiz? Bu soruya ancak sorgulayarak ulaşabiliriz. Ya Allah’ın emretmediği, tam tersini din diye yaşıyorsak ve bu yanlış inancımızla Allah’ın huzuruna gidersek, sizce mahşer günü nasıl üzücü bir durumla karşılaşırız diye, hiç düşündünüz mü? Genel çoğunluğumuzun düşündüğüne ve yaşadığı inancın, Allah’ın Kur’an'da emrettiği bir inanç üzerine olup olmadığına dair, sorgulayıp araştırdığına üzgünüm ama inanmıyorum. BİZLER MEZHEPLERİN, CEMAAT VE TARİKATLARIN ÖĞRETİSİNE DEĞİL, LÜTFEN SORUMLU OLDUĞUMUZ, ALLAH’IN VAHYİ KUR’AN’A GÜVENELİM.

Peki, neden yapıyoruz bu hatayı? Çünkü araştırmak, Kur’an’ı anlayarak düşünerek okumak bizlere zor geldiği gibi, İslam’ı birilerinden anlayıp, onların öğretileri ile yaşamak daha kolayımıza geliyor. Ayrıca sen Kur’an’dan anlayamazsın onu âlim, veli insanlar anlar düşüncesine inanmamız, bizleri bu mantık dışı düşünceye inanmaya yönlendiriyor. Ya bizleri yanlışa yönlendiriyorlarsa diyen, imanını sorgulayıp araştıran ne yazık ki çok az Müslüman var. EVİMİZE ALACAĞIMIZ, PAHALI BİR CİHAZI ALIRKEN GÖSTERDİĞİMİZ İTİNAYI, ARAŞTIRMAYI NE YAZIK Kİ İNANCIMIZI YAŞARKEN GÖSTERMİYORUZ. Bu konuyu açtığımızda ise öyle örnekler veriliyor ki, Kur’an’dan habersiz oldukları anlaşılıyor ve şöyle diyorlar. “ÇOĞUNLUK YANILIYORDA, SİZ ÇOK AZINLIKMI BUNU FARK EDİYORSUNUZ. ÇOĞUNLUĞAMI UYACAĞIM, SİZ AZINLIĞIMA.” Yani bazı kardeşlerimize göre çoğunluk olmak,  haklı olmak anlamına geliyor.  Hâlbuki Kur’an’dan bizzat nasiplenip okuyup araştırsaydı, çoğunluk olmanın haklılık anlamına gelmeyeceğini, hatta tam tersi olduğunu anlayacaktı. Bakın Allah bu  konuda nasıl uyarıyor bizleri.

Enam 116: EĞER YERYÜZÜNDEKİLERİN ÇOĞUNA UYARSAN, SENİ ALLAH YOLUNDAN SAPTIRIRLAR. ONLAR ANCAK ZANNA UYUYORLAR VE ONLAR SADECE YALAN UYDURUYORLAR. (Diyanet meali)

Ne dersiniz, bir Müslüman Allah’ın bu uyarını tebliğ aldıktan sonra, çoğunluk böyle düşünüyor ve inanıyor, öyleyse ben çoğunluğa uyarım diyebilir mi? DEMEK Kİ BİZLERİN GENEL ÇOĞUNLUĞUNUN YANLIŞ, BATIL İNANÇLARIN ARDINA DÜŞMESİNİN NEDENİ, İNANCINI SORGULAMADAN KUR’AN’DAN HABERSİZ YAŞAMASINDAN KAYNAKLANIYOR. Allah çoğunluğa uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar diyor. Ayrıca bu çoğunluğun ise nasıl bir yol izledikleri konusunda da açıklama getiriyor ayette ve diyor ki, “ONLAR ANCAK ZANNA UYUYORLAR VE ONLAR SADECE YALAN UYDURUYORLAR.” Ne kadar doğru. Genel çoğunluğun inancı şöyle başlar. İSLAM KUR’AN VE SÜNNET İLE YAŞANIR. Kur’an Allah’ın vahyi, bunda hiç şüphe yok. Zaten Allah çok net hükmünü vermiş ve bizlerin yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı, emin olmadığımız sözlerin, bilgilerin ardına düşmeden atalarının batıl inançlarına uymadan, yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşamamızı emreder. Hatta bizleri yalnız Kur’an’dan hesaba çekeceğine de hükmeder.

Peki, Kur’an’ın yanında, Resulün sünnetine de uymalıyız dendiğinde, inanılan sözler/hadisler nasıl bilgiler? Kur’an’ın bahsettikleri, onayladıkları hadislerse elbette sorun yok, zaten Allah’ın Resulü nasıl bir görev almıştı hatırlayalım“BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) Demek ki Allah’ın Resulü zaten, yalnız Kur’an ile konuşuyormuş. Kur'an'a uymuyorsa o Resulün sözleri/hadisleri değil, onun adını kullanan din tacirlerinin iftiralarıdır. Buna benzer onlarca ayet vardır ki, Allah’ın Resulü ilk Müslümanları yalnız Kur’an ile uyarmış ve yalnız Kur’an’ı tebliğ etmiştir. Bunu Kur’an’dan birçok ayetinden öğreniyoruz. Hatta biz vah yetmediğimiz halde, Resulüm bunlarda dinin emri diye kendisi sözler/hadisler söylemiş olsaydı, onun şah damarından keserdik dediği halde, bizlerin Kur’an’dan bağını kesenler, ALLAH’IN RESULÜNÜNDE KUR’AN’DA BAHSEDİLMEYEN KONULARDA, DİNDE HÜKÜM VERME YETKİSİ VARDIR diyerek, Resulünü Allah’ın dinde hüküm ortağı yapmaktan çekinmiyorlar. Hâlbuki Allah, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM demiyor muydu?

İslam’ı yaşarken, Kur’an’ın yanına koyduğumuz sözlerin/hadislerin doğru olup olmadığını, yani Allah’ın Resulüne ait olup olmadığını asla bilemiyoruz, emin olamıyoruz. Doğruluğunu kontrol edeceğimiz, tek kaynak Kur’an var elimizde. YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, HER BİLGİ KUR’AN’DA YOKTUR DEDİĞİMİZDE, İMANIMIZI SORGULAYACAĞIMIZ, SORUMLU OLDUĞUMUZ TEK KAYNAK KUR’AN’I'DA, DEVRE DIŞI BIRAKMIŞ OLUYORUZ. Bu durumda nasıl olurda İslam dini Kur’an ve Resulün sünnet ile yaşanır deriz.  Enam 116. ayetinde Allah,  onlar ancak ZANNA yani SANIYA, RİVAYETLERE uyarlar, onlar yalan uydururlar diyerek, İslam’ın kesin kanıtlar üzerine yaşanması gerektiği uyarısını Allah yapıyor.  Batıl inançlarına, kendilerine kanıt yaratanlar Kur’an’dan uzak nefislerinde öyle kanıtlar yaratıyorlar ki akıl, mantık ve Kur'an asla kabul etmiyor. Dinin ikinci kaynağı sünnettir Resulün hadisleridir diye örnek verdikleri hadislerin tamamı BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR. Hatırlatırım ayetlerinde uyardığı gibi, rivayet edilen hadisler ZANDIR. Kesin bilgi değildir. Allah Kur’an’ı ben koruyorum diye hükmünü verdiği halde batıl, sanı ve rivayetlerin ardına düşenler, Allah’ın Resulünün hadislerini de Allah koruma altına almıştır diyerek, kendilerini kandırmaya, kendi nefislerini rahatlatabilmek adına kanıtlar yaratmaya devam ediyorlar.  Elbette kendilerini aldatıyorlar, nefislerini uyutuyorlar ama farkında değiller. Uyandıklarında çok pişman olacaklarını bilmelidirler.

ÖZELLİKLE YAPTIĞIMIZ VE DÜŞÜNMEDİĞİMİZ HATAMIZI, TEKRAR HATIRLATMAK İSTİYORUM. LÜTFEN UNUTMAYALIM DİNİN YAŞANMASINDA, İKİNCİ KAYNAK KABUL ETTİKLERİ HADİSLERİN, NEREDEYSE TAMAMI, BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR VE FARKLI KİŞİLERİN KENDİ ANLAYIŞ VE DÜŞÜNCELERİ İLE HARMANLANMIŞ ŞEKLİYLE,  DİLDEN DİLE BİZLERE AKTARILAN SÖZLERDİR BUNLAR. ALLAH, SAKIN EMİN OLMADIĞIN BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, BUNUN HESABINI SORARIM DEDİĞİ HALDE, SİZCE DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMADIĞIMIZ, SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’IN ASLA ONAY VERMEDİĞİ, HATTA HİÇ BAHSETMEDİĞİ BU BİLGİLERLE, DİN YAŞANIR MI? KARAR SİZİN.

İnancımızı sorgulamamızı engelleyen, çok önemli bir başka nedenine gelince. Bizler İslam’ı küçük yaşta eğer öğrenirken, anlatılanları sorgulamanın günah olduğunu öğrendiysek, yani dinin emri diye yanlış bilgilerle yetiştirildiysek ve bizlerin Kur’an ayetlerini anlayamayacağımız, bizlere âlim Veli kişiler anlatır düşünce ve inancını kabul ettiysek, asla inancımızı sorgulamadan, ne anlatılırsa Allah emri diye yaşarız. Daha doğrusu sorgulamaya, aklımızla ayetleri anlamaya çalışmaya korkarız. GÜNÜMÜZDE DE İSLAM NE YAZIK Kİ ÖYLE YAŞANIYOR. ÇÜNKÜ AKILLA DİN, YANYANA OLAMAYACAĞI ÖĞRETİLDİ TOPLUMA DA ONDAN. Hâlbuki Kur’an ile buluşan bir Müslüman, aklını kullanmadan inancını yaşıyorsa, Allah’ın onu cezalandıracağını, hatta pislik içinde bırakacağı uyarısının farkında olur ve din diye anlatılan her bilgiyi, Kur’an süzgecinden geçirerek, onayını alarak alır ve yaşar.

Belirli bir yaşa gelince de, daha önce öğretilenlerin etkisiyle, yanlış yapma korkusu ile araştırma, sorma ya da sorgulama düşüncesinden gittikçe uzaklaşır ve her anlatılanı din diye yaşamaya devam eder. Kendisi gibi yaşamayanları da kâfir ilan ederek, onlara karşı saygısızlık yapmayı kendisinde hak görür. HÂLBUKİ İNANCINI KUR’AN İLE SORGULASA, KENDİSİNİN YANLIŞ YOLDA GİTTİĞİNİ FARK EDECEKTİR. Değerli din kardeşlerim, hangi yaşta olursak olalım, inancımızı Kur’an ile sorgulayalım ki, yanlış yoldan dönebilelim. Unutmayalım Allah bizlerin tahmin edemeyeceği kadar bağışlayıcıdır, affedicidir.

Sorgulamamızı engelleyen, bizlerin yaptığı en büyük yanlışın bir nedeni de, kıldığımız namazın, tuttuğumuz orucun, zekâtın ya da Haccı hayatımıza geçirirken, bizlere mezheplerin, cemaat ve tarikatların, dine yaptıkları ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde, bakın namazın kaç rekât olduğu bile Kur'an'da yazmıyor, zekâtımızı ne kadar vereceğimizin detayı Kur’an da yok, şeklindeki yanlış inançlarımız, bizleri çok fazla etkiliyor. Hâlbuki sorumlu olduğumuz Kur’an’da Allah, hepsini çok basit ve kolay bir şekilde izah etmiş ve bazı şeylere sınır koymadan bizlere bırakmıştır, ama bizler haşa bize öğretilen bazı beşeri bilgileri, Kur’an’da göremediğimizde, bunları bir eksiklik gibi görüyoruz. LÜTFEN BU BÜYÜK YANLIŞTAN KENDİMİZİ KURTARALIM. KUR’AN’A TERS DÜŞMEYEN BEŞERİ ÖĞRETİLERİ ELBETTE YAŞAMAMIZDA BİR SAKINCA YOK, AMA BUNLAR OLMADAN İSLAM’I YAŞAYAMAYIZ LÜTFEN DEMİYELİM. ALLAH UNUTUCU DEĞİLDİR VE KUR’AN’DA HİÇ BİR EKSİK OLMADAN, HER ŞEYDEN NİCE ÖRNEKLERLE DİNİ KOLAYLAŞTIRARAK AÇIKLADIK DİYORSA, BEŞERİ ÖĞRETİLERE, RİVAYETLERE DEĞİL, ALLAH’A GÜVENELİM.

Dilerim mezheplerin batıl öğretisinden kurtulan, Allah’ın kitabına sıkı sıkı sarılan, onu anlayabilmek için düşünüp araştıran, Allah’ın halis kulları arasında oluruz. 

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız