Ana içeriğe atla

İSLAM’I YAŞARKEN YANLIŞ YERDEN BAŞLAMANIN, ACISINI ÇEKİYORUZ.

 


Müslümanlar olarak bizler, nerede çok büyük yanlışlar yapıyoruz da, İslam toplumu olarak ne huzuru, ne mutluluğu nede adaletli bir düzeni bir türlü kuramıyoruz. Hâlbuki elimizde Allah’ın bizlere yol gösterici, rehber olsun diye gönderdiği, Allah’ın korumasındaki Kur’an var. SANIRIM BİZLERİN EN BÜYÜK HATASI, KİME GÜVENECEĞİMİZE ÖNCE DOĞRU KARAR VEREMEDİĞİMİZDEN KAYNAKLANIYOR. Sizlere sorsam ve desem ki, bu dünyada kendinize yol gösterici rehber olarak, kimi ya da neyi seçtiniz desem, bana nasıl cevap verirsiniz?

Sanırım bir Müslüman olarak hepimiz, rehberimiz Kur’an’dır Allah’a güveniyoruz, çünkü Allah’ın Resulü de yalnız Allah’a güvenmişti diye cevap verirsiniz. Bunu söyleyen bizlerin, gerçekten söylediğimizi hayatımıza geçirip, yalnız Allah’ın vahyi Kur’an’ı mı rehber alıyoruz? Bunu gönülden ve içten mi söylüyoruz, yoksa dilimizin alışkanlığından mı? Değerli bir abimiz,  yazıma verdiği bir cevabında şöyle yazmış. “DOĞRU SÖZ, KAYNAĞINDAN ALINANDIR.”  Gelin kendi inancımızı, kimi ya da kimleri rehber edindiğimizi,  inancımızı en emin kaynağından alıp almadığımızı, ön yargılardan kurtulup, imanımızı sınayalım. Bakalım imanımızın gereğini, yerine getiriyor muyuz?

Bizler, Allah’ın sizleri Kur’an’dan sorumlu tutacağım hükmünü, çok fazla dikkate almadığımız ve göz ardı ettiğimiz için, bizlere yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz dediklerinde, onlara inanmış itiraz etmemişiz. Peki nelere, kimlere inanmış ve güvenmişiz? ALLAH’IN RESULÜNÜN ONAYINDAN GEÇMEYEN, HATTA HABERİ BİLE OLMAMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK OLAN, VEFATINDAN EN AZ 200 YIL SONRA, BİRİLERİ TARAFINDAN YİNE RİVAYET YOLLA TOPLUMA ULAŞMIŞ SÖZLERİ/HADİSLERİ KAYDA ALMIŞ, RİVAYET YOLLA BİZLERE ULAŞMIŞ SÖZ/HADİSLERLE, TARİHİ KAYNAKLARDA GEÇEN OLAYLARIN YORUMLARIYLA, BİRDE MEZHEPLERİN FIKIH İNANCIYLA, İSLAM’I EN DOĞRU YAŞAYACAĞIMIZA İNANDIRILMIŞIZ. Hani bizler Kur’an’a iman etmiştik? Hani Kur’an’dan sorumluyduk, hani yalnız Allah Kur’an’ın ipine sarılın, sakın emin olmadığınız rivayet, sanı bilgilerin ardına düşmeyin diye uyarıyordu, ne oldu onlarca Allah’ın ayetlerinin hükmü? 

Allah’ın Resulü Kur’an’da, ben sizleri yalnız Kur’an ile uyarma görevi aldım demiyor muydu? Demek ki Resul yalnız Kur’an’a iman etmiş ki, Kur’an ayetinde yalnız Kur’an ile sizleri uyardım diyor. Ne yazık ki bizler, Allah’ın ayetlerine gözlerimizi kapatmış, adeta onları UNUTURCASINA İslam’ı yaşadığımızı zannediyoruz. Unutmayalım lütfen, Allah ayetlerimi unutanları görmezden gelenleri, MAHŞER GÜNÜ BENDE ONLARI UNUTACAĞIM DİYOR. İSLAM DİNİ TARİHİ BİLGİLER VE RİVAYETLERLE ASLA YAŞANMAZ. ÇÜNKÜ TARİH KESİN BİLGİ DEĞİLDİR. YENİ BİR BULGU ORTAYA ÇIKAR VE TARİH KAYITLARI DEĞİŞİR. RİVAYETLERLE İSE DİN HİÇ YAŞANMAZ. DİN KUR’AN’DIR VE YALNIZ ONUNLA YAŞANIR. UNUTMAYALIM DİN ŞAKAYA GELMEZ.

Allah’ın Kitabı Kur’an’ı rehber edinen ve onun yolunu izleyen Müslümansak, KUR’AN’I ALLAH’IN İSTEDİĞİ GİBİ DİKKATLE ANLAYARAK, DÜŞÜNEREK VE AYETLERİ ÖZÜMSEYEREK OKUMUŞ OLMAMIZ GEREKİR. Bunu yapıyor muyuz? Cevabınızı duyar gibiyim. Ülkemizin yüzde 90’ı Kur’an’ı anladığı dilden bir kez bile okumamış olma ihtimali çok yüksek.  Bu durumda bizlerin Allah’ın rehberi Kur’an’ın yolunu izlediğimizi, onu rehber edindiğimizi asla söyleyemeyiz. Demek bizler Allah’ın çizdiği yoldan değil, edindiğimiz Velilerin ve güvendiğimiz kişilerin yolundan gidiyoruz. BAKIN GENEL ÇOĞUNLUĞUMUZUN DAHA BAŞTAN, İNANCIMIZI YANLIŞ VE HATALI YOLDAN YAŞADIĞIMIZ, ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR. Allah’ın Rehberinden habersiz, doğruluğundan asla emin olamayacağımız, insanların rivayet söylemleri ile imanını yaşayanlar, asla ben Allah’ın kitabını rehber edindim, onun yolunda gidiyorum diyemez. Daha doğrusu bunu söylemeye hakkı yoktur. Okulda aldığımız eğitimi düşünün lütfen, hangimiz o dersin kitabını bizzat okumadan, dersini çalışmadan, arkadaşının anlattıkları ile imtihana gireriz? Bakın bizler özel hayatımızda bile yapmadığımız mantık dışı bir yöntemi, EBEDİ HAYATIMIZ İNANCIMIZ, İMTİHANIMIZ İÇİN SORGUSUZ YAPABİLİYORUZ. Aklın ve mantığın kabul etmediği bu hatayı yapan, mahşer günü sonucuna da katlanmasını bilmelidir.

Bir inşaat yaparken, eğer atılması gereken ilk adımları önce atmayıp, farklı yerden başlarsak binayı yapmaya, o bine asla ayakta kalamaz. Ne yazık ki bizlerde imanımızın temellerini doğru atamadıysak, O iman kalplerimize asla yerleşmez. Tıpkı Kur’an’da örneği verilen, bedevilerin inancı gibi. Küçük bir çocuğu düşünün. Hangi ülkede doğmuşsa o lisanı, dili öğrenir ve o ülkenin kültürünü yaşar. Hala aramızda, Arap kıyafetlerini din zanneden kardeşlerimiz var. Ne yazık ki bizlerde imanımızı aynı yanlış yol ve yöntemle yaşıyoruz ve büyüklerimiz bize ne anlatmışsa, hiç sorgulamadan doğru diye yaşıyoruz. Allah tüm kullarını bu konuda uyarıyor ve diyor ki, ben sizleri tek bir ümmet yapmadım, farklı yarattım. AMA İNANCINIZI YAŞARKEN NE OLURSA OLSUN, BENİM SİZLERE YOL GÖSTERDİĞİM VAHYİME UYARAK, HAYATLARINIZI YAŞAYIN. 

Bizler Kur’an’dan bu gerçekleri hiç tebliğ almadık, çünkü Kur’an’ı yani ALLAH’IN MESAJLARINI ANLAYARAK HİÇ OKUMADIK. DAHA DOĞRUSU ÖZELLİKLE OKUTMADILAR Kİ, ANLATILAN BATILI, ATALAR DİNİNİ GERÇEK DİN ZANNEDELİM. Sanırım bu yol ve yöntem bizlerin birazda işine gelmiş. Çünkü imtihana hazırlanmak, Kur’an’ı bir öğrenci misali anlayarak ve düşünerek okumak, anlamaya çalışmak yani biraz zaman harcamak, bu bize zor gelmiş olmalı ki, itirazda eden çok fazla olmamış. Evimize aldığımız elektronik cihaz bozulmasın diye, kullanma kılavuzunu okuyan bizler, geleceğimizin garantisi olan Kur’an’ı, bir kez bile anlayarak okumuyorsak, bizler bu dünyaya körü körüne bağlanmış, gerçeklerle yüzleşmek istemiyoruz demektir. Şöyle düşünmüşüz. Çok güvendiğim şu kişi bana âlim, veli, Allah dostu bir insan gibi görünüyor, o bana Kur’an’ı anlatsın, onun yolunu izlersem doğru yolda olurum düşüncesi, ne yazık ki İslam toplumlarını, Allah’ın yolundan saptırıp, TAĞUTLARIN VE DİNİ GEÇİM KAYNAĞI YAPANLARIN TUZAĞINA DÜŞÜRMÜŞ. Çok yakın geçmişte, Allah dostu diye inandıkları bir zalim menfaati, çıkarları için kendisine güvenenleri nasıl ülkesine, din kardeşlerine ihanet ettirdiğini gördük. Peki ders aldık mı? Hiç sanmıyorum.

Onların tuzağına düşenlerin, bu bataklıktan kurtulması da zaten mümkün olamaz. Çünkü bu kişiler, güçlerine güç katabilmek için kendilerine inanıp güvenenlere, SEN KUR’AN’I ANLAYAMAZSIN. SAKIN KUR’AN’IN TERCÜMESİNDEN OKUMA, GÜNAHA GİRERSİN DİYEREK, MÜSLÜMAN’IN ALLAH İLE BULUŞMASININ ÖNÜNE, YÜKSEK BİR DUVAR ÖRDÜLER. Allah’ın mesajları ile buluşamayanlar, Allah’a ve onun nurlu kitabına karşı atılan bu iftirayı araştırmadan, doğru kabul etmek zorunda kaldılar. BUNU SÖYLEYENDE, İNANANDA ALLAH’A ŞİRK KOŞTIUĞUNU, ASLA BU DÜNYADA ANLAYAMAYACAKTIR. Bu insanların Mahşer günüde, yüzleri simsiyah olanların safında olacağını unutmamalıdırlar.

Yaptığımız bu hatalardan, şunu çok açık anlıyoruz. Bizler üşengeçliğimizden ve aklımızı kullanmadığımızdan, KUR’AN’DAN HABERSİZ KALMIŞ, ALLAH’IN MESAJLARINI, UYARILARINI TEBLİĞ ALAMAMIŞIZ. DAHA DOĞRUSU, ALLAH’IN GERÇEKLERİ İLE YÜZLEŞMEKTEN KORKMUŞUZ. ÇOK DAHA KÖTÜSÜ DİN VE İMAN KONUSUNDA, YALNIZ ALLAH’A, ALLAH’IN KİTABINA GÜVENMEMİZ GEREKİRKEN, HİÇ BİR ŞEYDEN HABERSİZ, ADETA HEM KÖR HEM SAĞIRLAR GİBİ, NE SÖYLENİRSE DÜŞÜNMEDEN İNANMIŞIZ.

DAHA AÇIKÇASI BİZLER İSLAM’I YAŞARKEN, ALLAH’A DEĞİL, EDİNDİĞİMİZ VE GÜVENDİĞİMİZ VELİ, GAVS DEDİĞİMİZ KİŞİLERİN ANLATTIĞI, HATTA RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN, RİVAYET VE SANI SÖZLERE/HADİSLERE GÜVENİP,  İSLAM’I YAŞADIĞIMIZI ZANNEDİYORUZ.

SONUÇ ORTADA. NE SÖYLEDİĞİNİ, NEYE İNANDIĞINI VE İNANDIĞI DİNİN ALLAH’IN DİNİ OLDUĞUNDAN ASLA EMİN OLMAYAN, BİR TOPLUM OLDUK. Böyle bir toplumun Allah, dualarına karşılık verir mi? Artık bu topluma ne söylersen, onu din zannedecektir. Adeta hipnoz olmuş bir toplum gibi. Böyle bir toplum devenin sidiğinin bile şifa olduğuna inandırılmışsa, artık o toplum Allah’ın yolundan sapmış TAĞUTLARIN VE DİN TACİRLERİNİN YOLUNDAN GİDİYOR DEMEKTİR. Bu düzenin bozulmasını istemeyen cemaat ve tarikat liderlerinin yaşamına mal ve servetine şöyle bir bakın lütfen. Hiçbir mesleği olmayan, hayatlarında yaşamak için çalışmamış çaba göstermemiş, ama altlarında en lüks arabalarla gezen, en lüks evlerde oturanlar, yiyip içenler SİZE KUR’AN GERÇEKLERİNİ ANLATIP, KENDİLERİNDEN UZAKLAŞIP, YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNİP, YALNIZ KUR’AN’A SARILMANIZI İSTERLERMİ? Elbette istemezler. Onlardan ayrılmamanız için, Allah’a bile şirk koşmaktan korkmayanlar, bizleri aldatmak için şunu dahi söyleyebiliyorlar. 

Allah güvenilecek VELİNİZ yalnız benim. Şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı O günden sakının diye uyardığı ve sizlere gönderdiğim yalnız Kur’an’a sarılın dediği halde, kendilerini VELİ, GAVS, ÂLİM ilan edenler şeyhimiz, gavsımız bizleri mahşer günü şefaatiyle onurlandıracak, bizlere yardım edecek demiyorlar mı? Hatta kendisinden başka Veli edinmemizi yasaklayan Allah’a inat, VELİSİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR DİYEREK, BU KİŞİLER MÜRİTLERİNİ ALLAH İLE ALDATMIYORLAR MI? Hâlbuki Allah İslam dininde ruhban sınıfının olmadığını, her insanın bizzat elde Kur’an Allah ile baş başa olduğunu açıkça söylediği halde, ne yazık ki gözler perdeli, gönüller mühürlü olunca, bu gerçekler fark edilmiyor.

Üzgünüm yaşanan İslam, Allah’ın yolundan öyle sapmış ki, bazı kişilere o sapkınlığı anlatmak, gerçekleri görmesini sağlamak, neredeyse mümkün değil. Ama her Müslümana düşen hiç yılmadan, batılın ve rivayetlerin etkisinden uzak, YALNIZ ALLAH’A ONUN KİTABI KUR’AN’A GÜVENİP, ONUN VAHYİ İLE TÜM İNSANLARI UYARMAK, KUR’AN’A DAVET ETMEK OLMALIDIR. Dilerim bu davete icabet eden, yalnız Allah’ın ipine sarılan ve yalnız ALLAH’A GÜVENEN doğruların, gerçeklerin arayışında olan, Allah’ın halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız