Ana içeriğe atla

BİZLERE İSLAM’I ANLATTIĞINI ZANNEDENLERİN TUZAĞINA, LÜTFEN DÜŞMEYELİM.

 


Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, bizlerin İslam’ı yaşarken, Kur’an merkezli değil de, rivayet hadisleri ön plana aldığımızda, nasıl affedilmeyecek büyük yanlışlara düştüğümüzü, sizlere bir örnekle göstermek istiyorum. Buna benzer birçok örnek var. Hepimizin bildiği RECM konusunda bir rivayet vardır. Önce bu rivayeti sizlere hatırlatmak istiyorum. Benzer farklı şekilde anlatılanları da duymuşsunuzdur.

“RECİM AYETİ VE BÜYÜKLERİN ON DEFA SÜT EMMELERİ KONUSUNDA AYET İNMİŞTİ. BU AYET, KARYOLAMIN ALTINDA BİR SAHİFEDE YAZILIYDI. RESULULLAH (A.S.M) VEFAT EDİNCE BİZ ONUNLA MEŞGUL OLDUK, O SIRALARDA BİR HAYVAN (KEÇİ) GELİP ONU YEDİ.” (İbn mace, nikah, 36).

 Rivayete bakar mısınız lütfen? Bu rivayet Buhari’nin, Müslüm’ün sahih dedikleri yani doğru ve gerçek anlamında, kitaplarında da geçiyor. Peki, bizler bu kitaplarda geçiyor diye, anlatılan bu rivayete inanmalı mıyız? Eğer Kur’an’ın onayını almadan, doğruluğuna şüphe duymadan inanırsak, Allah katında inkârcıların, kâfirlerin safında yer alacağımızdan, hiç şüpheniz olmasın.  Peki, bu söylediklerimin Kur’an’dan delili ve kanıtı nedir diye sorabilirsiniz. Gelin ona bakalım şimdide.

Kur’an’da zina konusunda ve aynı anneden süt emerek gelişimini sağlamış sütkardeşlerinde, birbiriyle evlenemeyeceğini, detaya girmeden Kur’an’da gerektiği kadar açıklamış, bizlere kolaylık sağlamıştır. Ama Allah’ın kitabını adeta eksik görüp tamamlamaya çalışanlar, işte böyle rivayetler uydurmuşlardır. Peki, ZİNA konusunda Kur’an’da hiçbir ayet yok mu da, bahsedilen hayvanın yediği ayet örneği veriliyor. Elbette Kur’an’da Zina konusunda çok açık ve net ayet var. Kadın erkek ayrımı yapmadan, hatta evli bekâr ayrımı da yapılmadan, Allah bu konuda hükmünü çok açık vermiş. Peki, bizler bunca açık ve net ayet varken, adeta haşa ayetleri eksik görürcesine, bu yalan iftiralara nasıl inanıyoruz? Bunun nedeni, bizlerin Kur’an ile bağımızı koparmaları, Kur’an’dan habersiz olmamız, buna benzer Kur’an’a yapılan iftiraların gerçekliğini sorgulayamadığımızdan kaynaklanıyor. Allah’ın eşi benzeri olmayan NURU Kur’an’ı bir keçinin yediğine ve böylece Kur’an’a geçmediğine yani Kur’an’ın eksik olduğuna nasıl inanırız? Bu kadar mı akıl tutulması yaşıyoruz? Bu kadar mı Kur’an’ı terk ettik? Hâlbuki Allah bu konuda ne diyordu?

Hicr 9: ŞÜPHESİZ O ZİKR’İ (KUR’AN’I) BİZ İNDİRDİK BİZ! ONUN KORUYUCUSU DA ELBETTE BİZİZ. (Diyanet meali)

Kur’an’a iman ettiğini söyleyen ve bu uydurma rivayete inananlara, şunu sormak isterim. Siz Allah’ın bu açık hükmüne güvenmiyor da, doğruluğundan asla emin olamayacağımız bir rivayete mi güvenip inanıyorsunuz? Bu hatayı yapanların Allah katında affı olmayabilir, hatırlatırım. Rabbimiz indirdiğim Kur’an’ı, ben koruma altına aldım diyor. BU UYDURMA RİVAYETLERE İNANANLARA SORUYORUM, ALLAH’IN BU GARANTİSİ SİZE YETMİYOR MU?

Batılı, atalarının inancını aklamaya çalışanlara, Kur’an ayeti ile cevap verdiklerinde, ne söylediklerini bilmeden, batıl inançlarına kanıt yaratabilmek için, Kuran’da geçen zina yapana ceza bekârlar içindir, RECM cezası yaşlı erkek ya da kadının zina yaptığında uygulanır diyerek uydurdukları rivayetleri, haklı çıkarma çabasında olduklarını da görebilirsiniz. Tabi bu arada Kur’an her detaya girmez diyerek, batılın kapısını sonuna kadar açıyorlar, ama farkında bile değiller. Örneğin süt kardeşlerin  evlenemeyeceği ayetinin detaylı olmadığı, kaç emme ile bu hüküm yerine getirileceği yazmıyor diyerek, batıl inançlarını haklı göstermeye çalışıyorlar. Halbuki ayet çok açık. Kur’an bebeğin 24 ay süt emerek gelişmesini tamamladığını bir ayetinde söylüyorsa, süt kardeşiyle birlikte bu zaman zarfında, yada ona yakın gelişmelerini tamamladıklarında ancak süt kardeşi olacaklarını hala anlayamayanlara, Kur’an’dan bahsetmenin faydası olmayacaktır. Allah bazı konularda özellikle detay vermeyerek, bizlere şefkatini göstermiştir. 

Rivayet edilen ve dine hüküm koyucu hadisleri, kendi aralarında sınıflandırıp bir kısmına adeta, Kur’an seviyesine getirip, birde ona SAHİH ismi verip, adeta dinde Allah’ın hüküm ortağı olmuşlardır. Hatta daha da ileri gidip, sahih hadislerin Kur’an ayetlerinin hükmünü NESH edebileceğine, yani hükmünü kaldıracağına bile, İslam toplumu inandırılmıştır. Üzgünüm ama bizler İslam’ı, ALLAH’IN HÜKÜMLERİNE YANİ KUR’AN’A GÖRE DEĞİL, DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ KUR’AN’IN ASLA ONAY VERMEDİĞİ RİVAYET VE SANI BİLGİLERLE YAŞIYORUZ. Sonucunu da İslam toplumlarında, hep birlikte görüyoruz.

Yapılan bu yanlışa sizlere başka bir örnek vermek istiyorum. Bu örnek bizlerin İslam’ı nasıl yaşadığımıza ve bizleri nasıl Allah ile aldatıp, adeta şeytanın oyuncağı yapıldığımıza, çok güzel bir örnek olduğu için, sizlere hatırlatmak istiyorum. Dini konularda birçok yazıları ve video konferansları olan Ebubekir SİFİL’İN RECM konusundaki bir video konuşmasında, bakın neler söylüyor. Birkaç cümlesini alıntı yapmak istedim.

“KUR’AN’DA METNİ DE, HÜKMÜ DE BAKİ OLAN AYETLER VARDIR. AYET İNMİŞ METNİ DE KURAN’A YAZILMIŞ BAKİ, HÜKMÜDE BAKİ. İKİNCİSİ, AYET İNMİŞ METNİ NESH EDİLMİŞ, HÜKMÜ KALMIŞ. BUNA HÜKMÜ BAKİ, METNİ MENSUH DİYORUZ.” (Ebubekir SİFİL)

Sanırım minareyi çalanın, kılıfını hazırlaması bu olsa gerek. Kur’an ayetlerinin böyle sınıflandırılacağına, hükmünün Kur’an’da bahsedilmeden, açıklanmadan NESH edileceğine kaldırılacağına dair, tek bir delil Kur’an’da yoktur. Tüm iman edenlerin sorumlu olduğu Kur’an hükümleri, asla indikten sonra NESH edilmemiş, nesih Kur’an’da değil, daha önce gönderilen Kitaplar arasında olduğunu, Kur’an’dan çok açık anlıyoruz. Bunu söylediğimde, batılı rivayetleri aklamaya çalışanlar, Resulün ziyaretine giderken, bir hayır yapıp, sadaka verip öyle gidin ayetini Allah, bir zaman sonra nesh ettiği, yani kaldırdığı örneği Kur’an’da verilir diye örnek verirler. Hâlbuki bu ayet Resulünü, sık sık gereksiz yere ziyaretle rahatsız edenleri engellemek için, zaten o devre mahsus indirilmiş ve Resulünü korumak, kollamak adınaydı. Bu ayet Resulün yaşadığı dönemle ilgili olduğu, zaten anlaşılıyor. Daha da ilginci, örnek verdiğim ayetin Kur’an’da hem hükmü, hem de kaldırıldığı hükmü mevcut olmasıdır. Ama batılı aklamaya çalışanların verdiği örnek, buna hiç benzemediği gibi, metni nesh edilip Hükmü kalmış, tüm iman edenleri ilgilendiren hiçbir ayet örneği de yoktur. Batılı ve rivayetleri Kur’an’a, dine ilave etmeye çalışanlara Allah, Fussilet suresi 42. Ayetinde çok açık cevap veriyor ve bakın ne diyor.

Fussilet 42: ONA NE ÖNÜNDEN, NE DE ARDINDAN BATIL GELEMEZ. O, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİ, ÖVÜLMEYE LÂYIK OLAN ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLMİŞTİR. (Diyanet meali)

Görüyor musunuz, Kur’an’ın ne önünden nede arkasından batıl yani rivayet ve sanı bilgiler, hükümler ilave edilemez, çünkü Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem demiyor muydu? Ama bizler Allah’ın eşi benzeri olmayan bu nuruna ilaveler yapmayı bırakın, beşeri hadislerin hükmünü bile kaldırdığına inanmakta bir kusur görmüyoruz. DEĞERLİ KARDEŞLERİM BU TAVIR VE DAVRANIŞ, CAHİLLİĞİN VERDİĞİ CESARETTİR, HATIRLATMAK İSTERİM. Bizler bu yanlışımızdan, emaneti teslim etmeden önce vaz geçmezsek, sonumuz hiçte hoşumuza gitmeyecek bir mekân olacağını, hatırlatmak isterim.

Bizleri Kur’an’dan o kadar uzaklaştırdılar ki, batılın yaşamasını devam ettirmek isteyenler, şeytanın başaramadığını yaparak, SAKIN KUR’AN’I TERCÜMESİNDEN OKUMAYIN, CEHENNEMLİK OLURSUNUZ DAHİ DEDİLER.  Amacım bu gerçeği size hatırlatmak ve kendimize gelmeye vesile olmak istedim. Hâlbuki Kur’an’ı anlayarak okumak ve üzerinde düşünmek, ALLAH’IN FARZ EMRİYDİ.

Dilerim İslam toplumuna kurulan bu tuzağın, KUR’AN İLE FARKINDA OLAN VE BU TUZAĞA DÜŞMEYEN, ALLAH’IN HALİS KULLARINDAN OLURUZ.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır