Hepimiz bir eğitimden geçtik ve okullarda okuduk. Öğretmenimiz açıklamadığı, öğretmediği bir bilgiden bizleri hiç imtihan ettiğini gördünüz mü? Elbette mümkün değil. Önce öğretecek ve açıklayacak ki bizleri imtihan etsin. Allah İslam dininde ruhban sınıfı yoktur dediğine göre, İslam’ı bizler birilerinden değil, Allah’ın kitabından öğrenmemizi bizzat istediği anlaşılıyor. Çünkü bizlerin, yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamız emrini veriyor. Allah da zaten bu yolu izlememiz için, ne diyordu hatırlayalım.
Zuhruf 44: ŞÜPHESİZ BU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.(Diyanet meali)
Allah Kur’an için ne diyordu hatırlayalım. “ANDOLSUN BİZ, KUR’AN’I DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALMAK İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. VAR MI DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALAN? ( Kamer 22) Buna benzer uyarıyı Allah, birçok kez Kur’an’da tekrar etmesine rağmen, bizler ne diyoruz? Kur’an’ı herkes anlayamaz, ancak ilim sahipleri anlar. Bunları söylüyorsak, Allah’a değil edindiğimiz veli, alim dediğimiz kişilere güvenip inanıyoruz demektir, hatırlatırım. Allah Kur’an’ı nice örnekler vererek açıkladığını zaten, birçok ayetinde bizlere bildiriyor, peki bizler buna güvenip inanıyor muyuz? Kur’an açık ve detaylı değildir diyenler, şu adaletsizliği Allah’a nispet etmekten korkmuyorlar. “ALLAH NAMAZ KILIN EMRİNİ KUR’AN’DA VERMİŞ AMA NASIL KILINACAĞINI KUR’AN’DA DETAYLI AÇIKLAMAMIŞTIR. ONUDA RESULÜN RİVAYET HADİSLERİNDEN ÖĞRENİYORUZ.” Kur’an’a iman ettiğini söyleyen bir Müslümanın, bu sözlere inanması mümkün değildir. Bunu söyleyen ve inananlar Allah’a öyle bir adaletsizliği nispet ediyorlar ki, bizler bu dünyada böyle bir adaleti insan olarak, kendimize birbirimize bile yakıştıramayız. Düşünebiliyor musunuz Allah, emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin hesabını sorarım, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, çünkü sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim diyecek, ondan sonrada Kur’an’da verdiği emrin detayını vermeden, detayını sizlere Resulümün rivayet yolla ulaşacak hadislerinden öğrenin diyerek, bizleri sorumlu tutacak öylemi? SANIRIM İLKOKUL ÇOCUĞUNA BİLE, BU MANTIKSIZLIĞI, ADALETSİZLİĞİ KABUL ETTİREMEYİZ AMA BİZLER KABUL EDİYORUZ. Allah ile aldatılmak, işte böyle bir şey olsa gerek. Batılı ve hurafeyi aklayabilmek ve yaşayabilmek için, Allah’a iftira atmayı bile göze alıyoruz. Sizce mahşer günü, bu hatayı yapanlar, yüzleri gülenlerin safında mı olur, yoksa eyvah diyenlerin safında mı olur? O çetin gün Allah’ın vahyinin dışına çıkıp, yalnız vahiyle İslam yaşanmaz diyerek, kendilerine güvenilecek veliler, efendiler edinen onların sözlerine inananlar, bakın neler söyleyecekmiş hesap günü.
Ahzab 67: YİNE ŞÖYLE DİYECEKLER: “EY RABBİMİZ! BİZ ÖNDERLERİMİZE VE BÜYÜKLERİMİZE İTAAT ETTİK DE BİZİ YOLDAN SAPTIRDILAR.” (Diyanet meali)
Demek ki Allah’ın vahyi Kur’an’ın dışına çıkıp, dini birilerinden öğrenip, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek birilerine güvenip veli, âlim dediğiniz kişilerin sözlerine inanıp inancınızı yaşarsak, hesap günü bu sözleri söylemek zorunda kalanların safında olacağımızı, lütfen unutmayalım. Allah güvenilecek VELİNİZ yalnız benim diyor. Ama bizler hala beşeri rivayetleri, dinin içine sokmaya ısrarla devam ediyor ve VELİSİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR DİYENLERE İNANIYORUZ.
Allah birçok kez yemin ederek, SİZLERE KUR’AN’I ANLAYASINIZ VE HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIK VE AÇIKLADIK DİYOR. Lütfen edindiğiniz velilere değil, Allah’a güvenelim. Allah Kur’an’ı açıklamak bizim görevimiz diyor ve nice örneklerle açıkladık diyorsa, Allah’ın verdiği emri Kur’an’da detaylı açıklamadığını, açıklama görevini Kur’an dışından Resulüne verdiğini lütfen söylemeyelim hata ederiz. Allah’ın Resulü şu anda aramızda yok. Bu sözler/hadisler senin sözün ‘mü gerçekten diye, sorma imkanımızda yok. Doğruluğundan emin olamayacağımız sözlerin/hadislerin, lütfen peşine düşmeyelim. TELAFİSİ OLMAYAN, ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK HATA YAPARIZ. Öyle mantıksız düşünceleri Allah’a ve Resulüne nispet ediyoruz ki, bu adaletsizlikleri kendimize bile yakıştıramayız. Bu mantıksızlığı bize isnat etseler, karşı çıkar itiraz ederiz. Ama Allah’a ve Resulüne nispet etmekten korkmuyoruz.
Mezhepler ve gelenek, Allah’ın Kur’an’da emrettiği namaz ve diğer ibadetlere öyle ilaveler yapmışlar ki, bunlar olmazsa namaz kılamayız, şunlar olmazsa ibadetlerimizi yapamayız, Hacca gidemeyiz, zekat veremeyiz düşüncesine inandırılmış toplum. Elbette tüm bunlara inandırılma nedeni, toplumu istedikleri doğrultuda yönetebilmek ve her istediklerini kabul ettirebilmek için yapılan bir aldatmaca olduğunun bilincinde olalım. Namaza yapılan ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde, ama bu ilaveler Kur’an’da yok diyoruz. Allah sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum ve Kur’an’ı biz açıkladık diyorsa, bu ilaveler nereden çıktı diye sorgulamamız gerekmez miydi? Hiç sesimizi çıkarmadan tam tersini yaparak, bakın bunlar Kur’an’da yok, demek ki Kur’an’da her bilgi detaylı olmuyormuş diyerek, düşünme ve sorgulama gereği duymuyoruz. Daha da kötüsü eğitimsiz, cahil insanların elinde oyuncak oluyoruz.
HÂLBUKİ ALLAH BİRÇOK AYETİNDE DÜŞÜN AKLINI KULLAN, HALA DÜŞÜNMEYECEKMİSİNİZ UYARILARINI, BOŞUNA YAPMIYOR. Bu makalemi okuyan bazı arkadaşlarımızdan, biliyorum şöyle diyenlerde çıkacak. İyide nasıl namaz kılacağımızı yazmamışsın, onu da yazsaydın ya diyecekler. Bu düşünce bizlerin, BATILIN ETKİSİNDE NASIL KALDIĞIMIZI, Kur’an merkezli düşünemediğimizi, din konusunda nasıl hazıra konma alışkanlığımızın olduğunu gösteriyor. ACABA ZAHMET EDİP, NEDEN KUR’AN’DAN ÖĞRENMİYORUZ. EN AZINDAN KUR’AN İLE BULUŞMUŞ, ALLAH’IN VAHYİNİ TEBLİĞ ALMIŞ OLURUZ. Çünkü Kur’an’ı anlamadan okuyoruz ve Allah’ın vahyini tebliğ alamıyoruz.
Bizler önce SALAT’IN ne olduğunu doğru anlamalıyız. Salat Kur’an’da bizlerin namaz dediğimiz ibadet olduğu gibi, dua anlamında ve insanların birbirine destek olma anlamlarında da geçer. Bizlerin kıldığı namazın özü, aslında Allah ile bir olduğumuz ve onun şanını yücelterek ONA DUA ETTİĞİMİZ, ONDAN YARDIM İSTEDİĞİMİZ BİR ANDIR. Onu da Allah çok basit ve kolay bir şekilde şekilsel olarak kıyam, rükû ve secdeyle yapılacağını bildirmiş, asla detaya girmeyerek, zor bir anımızda kısaltılmış şeklini tarif edip, normal zamanda Allah’ın huzuruna duracağımız zamanın ölçüsünü, bizim anlayacağımız şekliyle rekât sayısını bizlere bırakmıştır. Ama bizler haşa bunu adeta bir eksiklik gibi görmüşüz.
Bizler bu gerçeği de anlamak istemediğimiz için adeta Allah’a karşı gelircesine, bakın kaç rekât namaz kılacağımız, ne duaları okuyacağımız bile yazmıyor Kur’an’da diyerek, adeta Kur’an’ı eksik, yetersiz gösterme çabalarımızı devam ettiriyoruz. Yani kendimiz Kur’an’a yöneleceğimize, kolayı seçip birilerine yönelmenin yolunu seçiyoruz. Tek amaç atalarından intikal eden ve Resule ait olduğu iddia edilen rivayetleri, din diye yaşayabilmek için bu hata yapılmaya, ısrarla devam ediliyor. Allah eksiklik ve noksanlıktan uzaktır. Onun kitabı da öyledir. Allah yalnız KUR’AN’IN İPİNE SARILIN, ONUN SINIRLARINI AŞMAYIN, SİZLERİ ONDAN SORUMLU TUTACAĞIM diyorsa, lütfen Allah’a güvenelim ve dayanalım. Allah sonsuz adaletlidir, asla açıklamadığı, izah etmediği hiçbir şeyden hesap sormayacağının, önce bilincinde olalım.
Allah’ın kitabına ters düşmeyen, geleneklerin dine, ibadetlere yaptığı ilaveleri, bunlar olmasaydı namaz kılamazdık, oruç tutamazdık, zekât veremezdik demeden, yaşamamızda elbette bir sakınca yoktur. Çünkü Allah hesap edemeyeceğimiz ölçüde bağışlayıcıdır. Tıpkı namaz konusunda olduğu gibi çok basit ve kolay bir SALAT/namaz emri nasıl verdiyse, ZEKÂT konusunda da öyle basit ve kolay bir hüküm vermiştir Allah ve ne demişti hatırlayalım.
Bakara 215: SANA ALLAH YOLUNDA NE HARCAYACAKLARINI SORUYORLAR. DE Kİ: “HAYIR OLARAK NE HARCARSANIZ O, ANA-BABA, AKRABA, YETİMLER, FAKİRLER VE YOLDA KALMIŞLAR İÇİNDİR. HAYIR OLARAK NE YAPARSANIZ, GERÇEKTEN ALLAH ONU HAKKIYLA BİLİR.” (Diyanet meali)
Bakın Allah yolunda, sana ne harcayacaklarını soruyorlar diyor Allah Resulüne ve cevap veriyor. “HAYIR OLARAK NE HARCARSANIZ O” Yani Allah, imtihanımız gereği bizlere bırakıyor yapacağımız hayrın, zekatın miktarını. Tabi aynı konuda bir çok ayetinde, hayır yapmayı ve zekat vermeyi teşvik ediyor. Ama batılı hak gibi gösterip atalarının inancını yaşayabilmek adına çaba harcayanlar, kendilerine öğretilenleri dinin emri gibi gösterebilmek için, adeta Kur’an’ı eksik ve yetersiz gibi göstermekten korkmadan, BAKIN KUR’AN’DA ZEKÂTIN NE KADAR VERİLECEĞİ BİLE YAZMIYOR DİYEBİLİYORLAR. Allah affetsin diyeceğim ama bu saygısızlığı yapanları Allah, asla affetmem diyor.
Değerli kardeşlerin, lütfen batılın ve rivayetlerin etkisinden önce kendimizi kurtaralım ve yalnız Kur’an ile İslam’ın önce yaşanacağına kendimizi inandıralım. Çünkü Allah’ın Resulü de yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşamış ve ümmetine yalnız Kur’an’ı tebliğ ettiğini yine Kur’an’dan çok açık anlıyoruz. BU KADAR AÇIK VE NET BİR BİLGİ VARKEN, NASIL OLURDA RİVAYETLERE GÜVENİRİZ. BİZLERDE KAFAMIZDAKİ HER SORUYU, BİRİLERİNE DEĞİL ÖNCE KUR’AN’A SORALIM. İnanın batıl ve rivayetlerden kendimizi arındırırsak, Kur’an ışığı ile kalbimizi aydınlatacak, tüm gerçekleri görmemizi sağlayacaktır ve sorularımıza cevap verecektir.
Allah cümlemizi Kur’an’ın ışığıyla aydınlanan, Nuru ile nurlanan, Allah’ın azınlık halis kulları arasına alması dileklerimle.
Yorumlar
Yorum Gönder