Ana içeriğe atla

BİZLER ALLAH’A, ŞİRK KOŞUYOR OLABİLİR MİYİZ?


 

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, ŞİRK üzerine olacak. Hatırlatmak istediğim çok önemli konu, ALLAH KATINDA EN BÜYÜK GÜNAH, ALLAH’A ŞİRK KOŞMAKTIR. Onun için bu konuyu Kur’an’dan, mutlaka doğru öğrenmeliyiz. Hatırlatırım Allah’a şirk koşmak, onun yanına başka Allah koymak değildir. Önce Kur’an’da geçen bu çok önemli konunun ne olduğunu doğru anlayalım ki, bu hataya düşmeyelim. Çünkü Allah şirk konusundaki uyarılarını, özellikle tek bir Allah’a iman edenlere yapıyor.  Kur’an’da geçen şirk kelimesini birkaç kelimeyle tarif etmek gerekirse EŞKOŞMA, YANİ ALLAH’IN YETKİLERİNİ, BAŞKA BİR YARATILANA VERME anlamında diyebiliriz. Bu kelimeyi Kur’an ne anlamda özellikle kullandığına gelmeden önce, şunu tekrar hatırlatmak isterim. Kur’an ŞİRK koşanlar kelimesini, özellikle kendilerinin Allah’a iman ettiğini söyleyen kişiler için kullanıyor. Çok ilginç değil mi?

Çünkü bir insanın şirk yani eş koşabilmesi için, önce Allah’a iman etmesi gerekir. Kafirler, ateistler Allah’a inanmıyor ki şirk koşabilsinler. Daha sonrada iman ettiğini söyleyen bir insanın, şirk koşabilmesi içinde, ALLAH’IN TEK ELİNDE BULUNDURDUĞU YETKİLERİNİ, ŞİRK KOŞTUĞU KİŞİLERLE PAYLAŞMASI, ONLARI ORTAK ETMESİ GEREKİR. Bakın Kur’an, iman ettiğini söyleyen çoğunluğun, nasıl iman ettiğini söylüyor.

“ONLARIN ÇOĞU, ŞİRK/ORTAK KOŞMADAN ALLAH’A İMAN ETMEZLER.” (Yusuf 106)

Çok dikkat çekici ve üzerinde düşünmemiz gereken bir konu değil mi sizce? SAKIN BİZLERDE, ALLAH’A ŞİRK KOŞANLARIN ARASINDA OLMAYALIM.  İman edenlerin yaptığı en büyük hata, yalnız bir Allah’a iman etmeleri gerektiğini bildikleri halde, edindikleri veli, gavs dedikleri kişilere kaşı coşkun sevgilerinden dolayı, hatta onları Allah’ı sever gibi sevmelerinden, bu kişi Allah’ın sevgili kuludur diyerek KENDİ NEFİSLERİNCE, ALLAH’IN YETKİLERİNİ ONLARA LAYIK GÖRMELERİNDEN KAYNAKLANIYOR. Allah biz iman edenlerin, en büyük yanlışını, gözlerimizin içine sokarcasına şunları söylüyor ve uyarıyor bizleri yazdığım ayette. “SİZLER İMAN ETTİĞİNİZİ SÖYLÜYORSUNUZ. ASLINDA SİZ İMAN ETMİYOR, BANA ŞİRK KOŞUYORSUNUZ. BU YAPTIĞINIZ BENİM KATIMDA, ÇOK BÜYÜK GÜNAHTIR.” Peki, neden çok büyük günah şirk koşmak? Çünkü Allah’ın tek eline aldığı tek bir yetkiyi bile, bizler kendimizce edindiğimiz VELİ, GAVS değimiz yaratılmış bir beşere de veriyorsak, ONUDA ALLAH’IN YANINDA, İLAHLAŞTIRMIŞ OLUYORUZ. Bundan daha büyük günah olur mu? Olmayacağını Allah söylüyor ve bakın nasıl uyarıyor.

Nisa 16: ALLAH KENDİSİNE ŞİRK KOŞULMASINI ASLA BAĞIŞLAMAZ. ŞİRKTEN BAŞKA GÜNAHLARI, DİLEDİĞİ KİMSE İÇİN BAĞIŞLAR. KİM ALLAH’A ŞİRK KOŞARSA BÜSBÜTÜN SAPITMIŞTIR. (Bayraktar Bayraklı)

Rabbimiz ayetinde, çok net bir açıklama yapıyor ve diyor ki, SİZLER İMAN ETTİĞİNİZİ SÖYLÜYORSUNUZ. BANA İMAN EDERKEN EĞER, ŞİRK/EŞ KOŞUYOR VE KENDİNİZE VELİLER, GAVSLAR, EFENDİLER EDİNEREK, BENİM TEK ELİMDE OLAN ŞEFAAT YETKİMİ ONLARADA YÜKLEYİP, BUNLAR BİZE MAHŞER GÜNÜ ŞEFAAT EDECEK DİYORSANIZ, SİZ BANA ŞİRK/ORTAK KOŞUYORSUNUZ DEMEKTİR. BU HATAYI YAPAN KULLARIMI ASLA AFFETMEM. ONLARIN YAPTIKLARI BOŞA GİTMİŞTİR DİYOR RABBİMİZ. Hatırlayınız Allah sizin güvenilecek VELİNİZ yalnız benim diyor ve Araf 196. ayetinde ne diyordu? “BENİM VELİ’M, O KİTAP’I İNDİREN ALLAH’TIR.”

Yusuf suresi 106. Ayette örneği verilen, iman ettiği söylenen O çoğunluğa, sizce bizlerde dâhil miyiz diye hiç düşündünüz mü?  Çünkü şefaat konusu günümüzde çok konuşulan ve tartışılan ama genel çoğunluğumuzun inancına göre Allah, kendi yetkisinde olan ŞEFAAT yetkisini, RESULLERİNE, VELİ, GAVS DEDİKLERİ KİŞİLEREDE VERDİĞİNE İNANIYORLAR. Hâlbuki çok net apaçık MUHKEM bir şekilde Allah, ŞEFAAT yetkisinin, kimde olduğunu söylüyordu hatırlayalım.

Zümer 44: De ki: “ŞEFAAT TÜMÜYLE ALLAH’A AİTTİR. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.” (Diyanet meali)

Bakara 123Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, KİMSEYE ŞEFAATİN (ARACILIĞIN) YARAR SAĞLAMAYACAĞI VE HİÇ KİMSENİN HİÇBİR TARAFTAN YARDIM GÖREMEYECEĞİ GÜNDEN SAKININ. (Diyanet meali)

Bakara 48: HİÇ KİMSENİN BAŞKASINA FAYDA VEREMEYECEĞİ, ŞEFAATİN KABUL EDİLMEYECEĞİ, FİDYE ALINMAYACAĞI VE YARDIM YAPILMAYACAĞI BİR GÜNDEN SAKININIZ. (Bayraktar Bayraklı)

Sizler bu ayetlerden şefaatin, bağışlanma ve yardımın yalnız Allah’ın tekelinde, yetkisinde olduğunu anlayamadınız mı? Aklını zerre kadar kullanan ama kafasını boş bilgilerle doldurmayan, elbette şefaatin yalnız Allah’ın tekelinde, yetkisinde olduğunu ve bu yetkiyi asla hiç kimseye vermediğini ve vermeyeceğini apaçık anlayacaktır. Sizce Allah bu hükmü verdikten sonra haşa, sözünden dönüp yarattığı bazı kullarına da, kendi yetkisini bir başka ayetlerde vermiş olabilir mi? BUNU SÖYLEYEN, KUR’AN’DA ÇELİŞKİ YARATMAYA ÇALIŞANDIR HATIRLATIRIM. İŞTE ALLAH BUNU YAPANLAR, BANA ŞİRK KOŞANLARDIR, YARATTIĞIM İNSANLARA BENİM YETKİLERİMİ VERİP, ONLARI İLAHLAŞTIRANLARDIR DİYOR VE BEN ONLARI ASLA AFFETMEYECEĞİM DİYEDE BELİRTİYOR.

Değerli din kardeşlerim, lütfen atalarımızın mezhep inançlarının batıl öğretisini, Kur’an’ı tahrif ederek, ayetlere farklı anlamlar vererek, ayetler arasında çelişki yaratmak pahasına kanıt, delil yaratma çabasında olmayalım. BU DÜNYADA ÖMRÜMÜZ, ÇOK ÇABUK GELİP GEÇİYOR. UNUTMAYALIM BU DÜNYA, SENERYOSUNU BİZZAT KENDİMİZİN YAZDIĞI, BİR RÜYA GİBİDİR. O RÜYAYI ELLERİMİZLE GÜZEL ŞEKİLLENDİRELİM Kİ, SONU KORKU TÜNELİNDE BİTMESİN. Bu söylediklerimi, yaşı biraz ileri olanlar çok daha iyi anlayacaktır. Bu rüyayı şekillendirmek elimizdeyken, bu gücümüzü lütfen doğru kullanalım. Yoksa hesap günü, pişman olanların safında buluruz kendimizi.

“KİM ALLAH’A ORTAK KOŞARSA, ARTIK ALLAH ONA CENNETİ MUHAKKAK HARAM KILMIŞTIR.” (Maide 72)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız