Ana içeriğe atla

MÜBAREK RAMAZAN AYINI, GEREĞİ GİBİ YAŞAYABİLMEK…


 

Bereketli ve sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmemizi cümlemize Allah nasip etsin inşallah. Bizlere ve bizden önceki toplumlara, oruç tutmamızı özellikle Allah emrettiğini Kur’an’da bildiriyor. Peki neden? İşte önce bu sorunun doğru cevabını mutlaka bulmalıyız ki, orucun faziletlerinden gereği gibi faydalanabilelim. Yoksa Allah bizlerin gün içinde aç, susuz kalmasını istemez ve buna Allah’ın ihtiyacı ‘da yoktur. Allah Kur’an da indirdiği ayetlerin üzerinde, bizlerin özellikle düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Eğer Allah’ın emirlerini, düşünmeden yerine getirirsek, ayetlerin bizlere vermek istediklerinden, gereği gibi faydalanamayız. Çünkü akıl devre dışı bırakıldığında, inancımızı da güçlü ve doğru yaşayamayız. Onun içindir ki Kur’an’ın onlarca ayetinde, Allah bizleri düşünmeye davet eder. Allah bizlerin, sırf kendisi için aç kalmamızı istemeyeceğine göre, demek ki bu bedenin, ruhun ve nefsin oruca ihtiyacı var demektir. Oruç tutan sıhhat bulur, bunu Kur’an’dan öğreniyoruz. Tutmayan, orucun faydalarından mahrum kalır.

Oruç Allah’ın bizlere emanet ettiği, bedenimizin dinlenmeye alındığı, ruhumuzun ve nefsimizin de terbiye edildiği aydır. RAMAZAN AYININ EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİDE, KUR’AN’IN İNDİRİLMEYE BAŞLANDIĞI AYDIR. On bir ay bizlere hizmet eden, bedenimiz ve onun çalışan organlarının oruç ayında, bakıma alındığı, tabiri caizse bedenin ve organlarının yavaşlatılmış bir çalışmaya girdiği aydır. Tıpkı fabrikaların bakıma alınması gibi. Elbette bu ayda, yalnız bedenimiz ve organlarımız değil, ruhumuzun ve nefsimizin de, çok önemli bir eğitimden geçtiği aydır. Bu ayın önemini idrak edip, nefsine akılla hükmederek, gereği gibi bu aydan faydalananlara ne mutlu. Ömrünün geri kalan zamanı içinde, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen, Ramazan ayını iyi bir şekilde değerlendirir. HEM KUR’AN HEMDE ORUÇLA. Bakın Allah oruç ile ilgili bizlere ne söylüyor?

Bakara 183: EY İMAN EDENLER! ORUÇ SİZDEN ÖNCE GELİP GEÇMİŞ ÜMMETLERE FARZ KILINDIĞI GİBİ, SİZE DE FARZ KILINDI. UMULUR Kİ KORUNURSUNUZ.

Demek ki Allah orucu tüm kullarına, korunmaları sağlığa kavuşmaları adına emretmiş. Bizlerin üzerinde dikkatle düşünmesi gereken, orucun bizleri koruyucu, sağlık etkisini, doğru anlamak ve böylece Orucun değerini, gereği gibi bilmek olmalıdır. Allah bizlerin aç kalmasını değil, sağlıklı olmamızı istiyor oruç tutarak. Peki, oruca ne zaman başlamamızı ve ne zaman bitirmemizi emrediyor Kur’an, gelin ona bakalım. Bakara suresi 187. ayetinde bakın nasıl tarif ediyor, herkesin anlayacağı bir şekilde oruca başlanacak vakti.

“TAN YERİNİN BEYAZ İPLİĞİ, SİYAH İPLİĞİNDEN SİZCE SEÇİLİNCEYE KADAR YİYİN İÇİN; SONRA DA ORUCU GECE OLUNCAYA DEĞİN TAMAMLAYIN.

Allah o kadar basit ve açık bir şekilde izah ediyor ki oruca başlama anını, anlamadım demek hiç mümkün değil. Peki, bizler Allah’ın emrettiği vakitte mi başlıyoruz orucumuza? Tabi ki Kur’an ile bağımızı koparıp, Allah ile aramıza girenler, bizleri bu konuda da yanıltmaktan ve istedikleri gibi yönetmekten çekinmiyorlar. İlginçtir Ramazan dan önce okunan sabah ezanı, ramazanın başlangıcı ile daha geriye çekilir ve sabah ezanı okunduğunda, Oruca başlamalısınız diye de özellikle anlatılır. Halbuki ezanın okunduğu vakit ne sabah namazının kılınma vaktidir, nede oruca başlama vaktidir. Topluma şunu nedense söylemezler, bizim erken ezanı okumamızın nedeni, camide namaz kılmak isteyenleri erken uykularından kaldırıp, sabah namazına yetişmeleri içindir demezler. Çünkü sabah namazına camiye gidenler bilir, ezan okununca sabah namazının farzı kılınmaz, günün aydınlanmaya başladığı fecr vakti beklenir. Oruca başlama vakti de farklı değildir. Günün yavaş yavaş aydınlanmaya başladığı, siyah iplikle beyaz ipliğin fark edilme anıdır. 

Toplumu erken ezanın okunmasıyla oruca başlatanlar ve bunu topluma izah etmeyenler,  Allah’ın oruca başlama vaktini tarif ettiği zamandan, çok önce oruca başlatanlar, şunu sakın unutmasınlar, bunun büyük vebali vardır. Lütfen sahura kalktığınızda, havanın durumunu kendiniz kontrol ediniz. Allah’ın oruca başlamak için tarif ettiği vakit, yavaş yavaş günün ağarmasına hazırlandığı bir andır. Tekrar ediyorum tıpkı sabah namazını tarif ettiği, Fecr vaktinde olduğu gibi. Oruca başlama vakti, ezanın okunması ile değil, Allah’ın tarif ettiği tan yerinin ağarmasına çok yakın olan, ALLAH IN TARİF ETTİĞİ VAKTE GİRİLMESİ İLE BAŞLAR. 

Bizler din ve iman adına her konuda yaptığımız gibi, bu konuda da birilerinin güdümünde düşünmeden yaşıyoruz. Kur’an’a danışmadan araştırmadan, sorgulamadan yaşıyoruz imanımızı. Bir başka deyişle, İMTİHANIMIZI BAŞKALARINA EMANET ETMİŞ, YAŞAYIP GİDİYORUZ. Şunu sakın unutmayalım. Din ve imanımızı yaşamak şakaya gelmez. EĞER BİZLER BU DÜNYADA İMTİHANIMIZI YAŞIYORSAK, BU İMTİHANIMIZI BAŞKALARINA HAVALE EDEMEYECEĞİMİZİN DE ARTIK BİLİNCİNDE OLMALIYIZ.

Dilerim tüm Ramazan ayları, ülkemize ve tüm İslam âlemine sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Yine dilerim toplum olarak, Kur’an gerçekleri ile yüzleşen, sorgusuzca değil, din adına söylenenleri Kur’an ile sorgulayarak, onun nuruyla nurlanma çabasını gösteren, Rabbin halis kullarından oluruz. UNUTMAYALIM RAMAZAN AYI KUR’AN AYIDIR. ÖZELLİKLE BU AYDA, ALLAH’IN KUR’AN’DAKİ MESAJLARINI, ARACISIZ ANLADIĞIMIZ DİLDEN, ÜZERİNDE DÜŞÜNEREK ALMANIN ÇABASI İÇİNDE OLALIM.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...