Ana içeriğe atla

ENFAL SURESİ 1-41, HAŞR SURESİ 7. AYETLER. GANİMETİN DAĞITILMASI KONUSU.

 


Bu makalemin konusu, Allah’ın Resulünün zamanında, savaşta elde edilen ganimetlerin nasıl dağılacağı ve bu konuda Allah, nasıl hükümler veriyor, bu konuyu gelin Kur’an’ın diğer ayetlerinden istifade ederek anlamaya çalışalım. Bu konuyu anlamaya çalışırken, lütfen o devrin geleneklerini, kanun ve kurallarını düşünerek, konuyu anlamaya çalışalım. Bazı kişiler Enfal suresi 1. Ayeti örnek gösterip, ganimetler Allah’a ve Resulüne aittir diyor, demek ki bu ve benzeri ayetleri Allah değil Elçisi yazmış Kur’an a diyerek, karşı çıkıyorlar. Önce ayeti yazalım, daha sonra ayeti Kur’an bütünlüğünde ve o günün şartlarında anlamaya çalışalım.

ENFAL 1: (Ey Muhammed!) Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “GANİMETLER, ALLAH’A VE RESULÜNE AİTTİR. O HÂLDE, EĞER MÜMİNLER İSENİZ ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKININ, ARANIZI DÜZELTİN, ALLAH VE RESULÜNE İTAAT EDİN.” (Diyanet meali)

Savaşta ganimet, ya da günümüz tabiriyle savaş tazminatı almak her zaman var olmuş bir gerçektir. Allah da bu konuyu çok önemsiyor ve O günün özellikle adaletsiz koşullarını, indirdiği ayetlerle düzene sokuyor. Gelin bu konuyu, ganimetler konusunda yapılan diğer ayetlerle birlikte anlamaya çalışalım. Demek ki Allah’ın Resulüne soruyorlar, bu ganimetleri nasıl dağıtacağız diye. Allah da geçmişte yapılan adaletsizlikleri düzensizliği bildiği için, bu ve benzeri ayetlerle Müslümanların dikkatini çekerek düzene sokuyor.

Peki, ganimetler ALLAH’A VE RESULÜNE AİTTİR ne demek? Eğer Kur’an’ın diğer ayetlerini okumayıp yalnız bunu okuduysanız, vay uyanığa bak der iftiraya başlarsınız. Hatırlarsanız Kur’an’ın birçok ayetinde Allah, nasıl bir hitapta bulunuyordu. “ALLAH’A VE RESULÜNE UYUN.” Bu uyarıyı çok fazla görmüşsünüzdür. Bu uyarılardan sizler, Allah’ın ayetlerine, hükümlerine uyun, onun yanında Resulümün dine koyduğu hükümlerine de uyun diye mi anladınız? Elbette hayır, çünkü Allah ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem, yalnız size gönderdiğim vahye yani Kur’an’a uyun, onun ipine sarılın. Resulümün görevi yalnız vahyimi tebliğ etmektir, şeklinde birçok ayeti sanırım hatırladınız. Hatta Allah’ın Resulü ne diyordu? “BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) Demek ki Allah’a ve Resulüne sözü bir kalıp. Ayrı iki hüküm içermiyor ve diyor ki Allah. BEN HÜKÜMLERİMİ RESULÜME İLETİRİM, ODA SİZLERE İLETİR ONA UYUN. ONA UYMAK BANA UYMAKTIR. HATIRLATIRIM ÖZELLİKLE ALLAH VE NEBİME UYUN DEMİYOR, YADA ALLAH’A VE NEBİYE AİTTİR DE DEMİYOR. PEKİ NEDEN? Bunu anlamadığımız sürece, bu konuyu da anlayamayız.

Tüm bu bilgilerden sonra,  Enfal suresi 1. Ayette geçen, ganimetler Allah’a ve Resulüne aittir sözüne gelelim. Demek ki Allah bu sözüyle şunu söylüyor bizlere. SAVAŞTA ALDIĞINIZ GANİMETLER YA DA SAVAŞ TAZMİNATLARI KONUSUNDA, BEN RESULÜME GEREKEN AÇIKLAMALARI YAPACAĞIM VE ODA SİZLERE BİLDİRECEK, KESİNLİKLE ONA İTİRAZ ETMEYİN UYUN DİYOR. Çünkü Allah’ın Nebisi Allah’ın vahyini tebliğ ettiği zaman, Resul lük görevini yapıyor, onun için ganimetler Resule aittir ya da Resulüme uyun diyor. Bu ayeti şimdide ganimetler konusunda açıklama yapılan, ayetler ışığında anlamaya çalışalım ki, ganimetleri Allah, Resulüne nasıl dağıtma emrini veriyor onu da anlayalım.

“EĞER ALLAH’A VE BİR DE HAK İLE BÂTILIN AYRILDIĞI, İKİ ORDUNUN KARŞILAŞTIĞI GÜN, KULUMUZA İNDİRDİĞİMİZE İMAN ETMİŞSENİZ BİLİNİZ Kİ, SAVAŞTA ELDE ETTİĞİNİZ GANİMETLERİN BEŞTE BİRİ ALLAH’A, RESULE, YAKINLARINA, YETİMLERE, YOKSULLARA VE YOLDA KALMIŞ OLANLARA AİTTİR. ALLAH, HER ŞEYE GÜCÜ YETENDİR.” (Enfal 41)

Ayeti lütfen dikkatle okuyalım. Allah kulumuza, yani Resulüme indirdiğimiz vahye eğer iman ediyorsanız, ganimeti nasıl dağıtacağını bildirdiğim ayetleri kabul etmelisiniz, ona itiraz etmemelisiniz diyor. Devamında da nasıl dağıtılması gerektiğini açıklıyor. Dikkat ederseniz daha önceki aynı kalıbı hükmü kullanıyor ve ganimetin beşte biri Allah’a, Resule dedikten sonra yakınlara yani bunu geniş anlamda anlayabilirsiniz savaşa katılanlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara aittir diyor. Bahsedilen beşte birin ilk bölümünde zikredilen Allah’a ve Resule sözünden ne anlamalıyız bu durumda. Yani bunu Resul kendisine mi alacak. Elbette hayır. Bu kısım Allah’ın istediği şekilde diğer konularda, buna devleti yönetirken ihtiyaç durumlarında da diyebiliriz, Resulü dağıtacak anlamında söylüyor. Çünkü Allah’ın Resulü ayrıca devletinde başkanıydı. Bu yönetimi esnasında da harcamalar yapılıyordu. Dikkat ederseniz Allah’a ve Muhammed’e ya da Nebiye ait demiyor. Özellikle Resul kelimesini kullanıyor. Çünkü Resul, Allah’ın vahyini yerine getirdiğinde Resul lük görevini yapmış olur. Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için, başka bir örnek vermek istiyorum.

Haşr 7: ALLAH’IN, O KENTLERİN HALKINDAN ALIP ELÇİSİNE FEY OLARAK VERDİĞİ ŞEYLER; ALLAH İÇİN, ELÇİSİ VE YAKINLARI İÇİN, YETİMLER, ÇARESİZLER VE YOLCULAR İÇİNDİR. BÖYLECE ONLAR, İÇİNİZDEN ZENGİNLER ARASINDA DOLAŞAN BİR SERVET HALİNE GELMEZ. ELÇİ SİZE NE VERİRSE ONU ALIN VE SİZİ NEDEN MEN EDERSE ONDAN GERİ DURUN. Allah’tan çekinerek korunun; Allah’ın cezası pek ağır olur. (Süleymaniye vakfı)

Bu ayet te’de yine ganimet konusunda, daha detaylı açıklama yapmaya devam ediyor. Bu ayette savaş yapılmış ama savaşın tazminatı olarak karşı toplumdan alınan FEY, yani savaş tazminatından bahsediyor. Elbette buda ganimettir. Ama Allah bunun dağıtılmasından bile söz edip açıklama yapıyor. Çünkü Arap toplumunda ganimet, ya da savaş tazminatı genelde zenginlerin arasında dağıtılıyormuş. Dikkat ettiyseniz bu ayette de Allah ve Elçisi ile birlikte söyleniyor. Demek ki alınan bu FEY/tazminatın bir kısmı devletin yönetiminde, Allah’ın istediği ve Elçisinin görevini yaparken ihtiyacına kullanılacak. Yine bu ganimet tazminat,  yetimler, yoksullar zor durumda olanlar, yolcular için kullanılacak hükmü veriliyor. Çünkü savaşa girmiş, savaş bitiminde geri dönecek parası bile olmayanlara verilmesini istiyor Allah. 

Ayetin son kısımlarında ise, neden bu şekilde dağıtılması gerektiği açıklaması yapılıyor. Çünkü zenginler savaşa bile katılmayıp, kölelerini ya da yanlarında çalışanları savaşa gönderip, ganimetten savaşa katılanlar değil, savaşa katılmayan zenginler pay alıyorlarmış. Allah bunun önüne geçerek, bu şekilde dağıtma emri verip, ganimet zenginler arasında bölüşülmeyip, bizzat savaşanlar arasında dağıtılarak, adalet sağlanmıştır. Ayetin sonunda ise çok önemli bir açıklama yapıyor ve diyor ki Allah, ELÇİM SİZE NE VERDİYSE ONU ALIN. VERMEDİĞİ BİR ŞEYİ ONDAN İSTEMEYİN. Bu uyarıyı Allah savaşa katılmayan, zengin toprak sahiplerine yapıyor. Çünkü savaşa katılmadıkları halde, onlarda savaştan ganimet istiyorlardı. Allah bunun yolunu kapatmış ve onların pay almasını engellemiştir ve Elçim size ganimetten pay vermediyse, ondan istemeyin bu benim emrimdir diyor. Ganimetler konusunda Allah, bakın kullarını nasıl uyarıyor.

“ARTIK ELDE ETTİĞİNİZ GANİMETTEN HELÂL VE TEMİZ OLARAK YİYİNİZ. ALLAH’TAN SAKININIZ. ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH, BAĞIŞLAYANDIR; MERHAMET EDENDİR.” (Enfal 69)

Lütfen ganimet konusunda ki bu ayetleri, O günün şartlarında düzenlendiğini asla unutmayalım. Bu ve benzeri ayetler o günün adaletsiz kanun ve kurallarını düzene sokmak için indirilmiştir. Geleneğin adetlerini birden bire değiştiremezsiniz. Ganimet konusundaki ayetleri, direk günümüzle bağlantı kurmak, günümüze uygulamak doğru olmaz. Örneğin ZIHAR konusu gibi. Allah bu konuda çok net açıklamasını yapıyor, Allah’tan sakının ve diyor ki, sakın nefislerinize uyarak ganimet konusunda Allah’ın sınırlarının dışına çıkmayın ve Allah’ın hükmettiği gibi helal ve temiz olarak alın, bölüşün diyor. Sanırım ganimet konusu, Kur’an bütünlüğünde çok net, açık anlaşılmıştır.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...