Ana içeriğe atla

ALLAH BU DÜNYADA BİZLERİ, NEDEN YARATMIŞ OLABİLİR?


 

Bu makalemde sizlerin düşünmenize vesile olmak istediğim konu, ALLAH BİZLERİ BU DÜNYADA NEDEN YARATMIŞ OLABİLİR, sorusu üzerine olacak. Acaba bizler neden yaratıldık? İsteseydi yarattığı tüm kullarını Allah cennetine alırdı, peki neden bunu yapmadı? Bu sorunun cevabını bulmamız çok önemli. Örneğin bir iş yerimize eleman alırken bizlerde imtihan yaparız, neden? Çalıştıracağımız iş konusunda kendisini eğitip, beceri sahibi olmuş mu diye kontrol ederiz. Allah’ta aynen bunu yapıyor ve yarattığı canlılar içinde düşünebilen ve özgür iradeye sahip kullarını serbest bırakıyor ve her türlü imkânı kendilerine verip, BU İMKÂNLARI NASIL KULLANACAKLARI KONUSUNDA İMTİHAN EDİYOR Kİ, EBEDİ HAYATTA GİDECEKLERİ YERİ, KENDİLERİ SEÇSİN. İşte adalet budur. Yani herkes yaptıklarının sonucunda, layık oldukları yere gitsin. Bu dünyada hayatımız zaten, bu gerçek üzerinde yaşanmıyor mu?

Bu konuyu hayalimizde gelin, daha geniş anlamda birlikte düşünelim.  Önce Allah’ın bizleri yaratma nedenini doğru anlamalıyız. Bu konuda Allah Hud suresi 7. Ayetinde bizleri neden yaratığı konusunda ne diyordu hatırlayalım. “HANGİNİZİN DAVRANIŞÇA DAHA İYİ OLDUĞUNU SINAMAK/TESBİT ETMEK İÇİN SİZİ İMTİHAN ETMEKTEDİR.“ Yine biz insanların yaratılma amacını bizlere Allah açıklarken, Kehf 7. Ayetinde bakın ne diyor. “BİZ, İNSANLARIN HANGİSİNİN DAHA GÜZEL İŞLER YAPACAĞINI DENEYELİM DİYE, YERDEKİ HER ŞEYİ ONA AİT BİR SÜS/CAZİBE YERİ YAPTIK.

Bu ayetlerden çok açık anlıyoruz ki Allah, bizleri bu dünyada imtihan etmek için yaratmış ve türlü güzellikleri, cazibeli hoşa giden şeyleri bizlere sunmuş ki, kullarım bunları nasıl ve hangi amaçta kullanacak onu tespit etmeye çalışıyor. Çünkü kâinata baktığımızda sonsuz, ulaşılması neredeyse imkânsız bir genişlikte görünüyor. Bu durumda yalnız bu dünyada, akıllı şuurlu imtihan için yaratılan canlıların olduğunu söylemek, sanırım mantıklı olmaz. İMTİHAN İÇİN YARATILDIYSAK BU DÜNYADA, DEMEK Kİ EBEDİ YAŞAYACAĞIMIZ MEKÂN, BU DÜNYA DEĞİL DEMEKTİR. Çok önemli bir konuyu da hatırlatmak istiyorum. Allah bizlerin bu dünyada ne kadar kaldığımızı anlayabilmemiz için, bakın kendi katı ile bizim yaşadığımız dünya arasındaki zaman akışı konusunda, nasıl bir bilgi veriyor. "SİZİN YAŞADIĞINIZ BİN YIL, BENİM KATIMDA BİR GÜN GİBİDİR." Demek ki bizler Allah'a göre dünyada, imtihanımız için çok az bir süre kalıyoruz, ama bizlere çok uzun geliyor.

Bizlerin yaptığı en büyük yanlış, bu dünyayı ebedi kalacağımız mekân olarak görmemiz. Hatta hiç ölmeyecekmiş gibi de çalışıyor ve bu dünyaya aşırı bağlanıyoruz. HÂLBUKİ BU DÜNYA BİZLER İÇİN,  EBEDİ YAŞAYACAĞIMIZ MEKÂNA GEÇİŞ KAPIMIZ. Allah yarattığı biz kullarına öyle bir duygu, düşünce veriyor ve imtihanımızı yaşamamızı sağlıyor ki, sanki bu dünya bizler için ebedi kalacağımız mekânmış gibi geliyor bizlere. TÜM BUNLAR NEFSİMİZİN, AKILLA YAPTIĞI ÇETİN MÜCADELESİNİN ÜRÜNÜDÜR. Öyle olmasaydı onca mal, mülk edinmek için, haksızlıklar, adaletsizlikler yaparak onca zenginlik hayallerini gerçekleştirmek için akla gelmeyen şeyler yapar mıydık?

Bu dünyada sanki ölümsüzmüş gibi yaşamamızın, davranmamızın asıl ve en önemli nedeni, Allah’ın mesajları, tebliği olan Kitaplarına gereği gibi sarılmadığımız gerçeğini, lütfen dikkate alalım.  Yoksa bu geçici İMTİHAN İÇİN GELDİĞİMİZ bu dünyada böyle anlamsız, akıl dışı davranışlarla hayatımızı yaşar mıydık? Allah sizleri bu dünyaya geçici imtihan için gönderdim diyor ve HANGİNİZİN DAHA DOĞRU, GÜZEL İŞLER YAPACAĞINI KONTROL EDİYORUM DİYE UYARDIĞI HALDE, BİZLERİN UMRUNDA BİLE OLMUYOR. Çünkü yaşamın O tatlı hayatına öyle bir dalmışız ki, gözlerimiz hiçbir şeyi görmüyor.

Bizler bu hayatın geçici olduğunu bildiğimiz halde, bu geçici dünyaya öyle alışıyoruz ve bağlanıyoruz ki, yakınlarımız ya da sevdiklerimiz öldüğünde, yani imtihanları sona erip, ebedi mekâna geçip o hesap gününü bekleme yoluna girdiğinde, HEPİMİZ ÜZÜLÜYOR, AĞLIYOR, AĞITLAR YAKIYORUZ. Peki neden? Yoksa ölen yakınlarımız imtihanlarında başarılı olmadığı için mi üzülüyoruz, yoksa bu dünyaya öğle bağlanıyoruz ki, sanki bu dünya her şeyin sonumu zannediyoruz? Ölenlerin imtihanlarının detayını, bizler bilemeyeceğimize göre, ikinci söylediğim yani bu dünyaya öyle bağlanıyoruz ki,  ölenlerimiz için HERŞEYİN SONU ZANNEDİYORUZ. Sanırım birde kabullenemediğimiz bir gerçek bizi korkutuyor. Allah öldükten sonra, sizi dirilteceğim dediğine bizler sözde inanıyoruz ama nefislerimiz acaba o inancı onaylıyor mu? Çok fazla onayladığını söyleyemem, çünkü imanlarımızı güçlendirmedik. Yakınlarımız ölünce toprağa gömerken, korkuyor ve irkiliyoruz, peki neden? Hâlbuki topraktan geldiğimizi, toprağa döneceğimizi ve Allah ebedi hayata başlarken bizleri tekrar topraktan dirilteceğini söylememiş miydi? Söylemişti elbette, hatta bizlerde iman ettik demiştik. SANIRIM HERŞEY SÖZDE KALIYOR Kİ, ÖLÜNCE TOPRAĞA GÖMÜLMEK BİZLERİ ÜRKÜTÜYOR.

Hâlbuki ölüm her şeyin sonu değil, tam tersine SONSUZLUĞA AÇILAN BİR KAPIDIR. Ama o kapıdan girerken, acaba imtihanımızda nasıl bir not aldık endişesi, bizleri tedirgin ediyor ama bu tedirginliği ne yazık ki gençliğimizde hissetmiyoruz. Sanki Allah ile pazarlık yapmış gibi, gençken öleceğimizi hiç düşünmüyoruz. Ne zaman yaş geçiyor ölümle burun buruna gelme vakti yaklaşıyor, tedirginlik korku bizlerde başlıyor. Bunun nedeni bu geçici dünyaya, çok fazla alışmamızdan kaynaklanıyor. BİR ŞEYİ ÇOK AŞIRI SEVER FAZLA ALIŞIRSAK, YAPMAMIZ GEREKEN BAZI ŞEYLERİ MUTLAKA İHMAL EDERİZ. Onun için bizler bu dünyaya çok fazla alışmayalım, eğer çok fazla alışır da ölümden korkarsak, çok önemli şeyleri ihmal ederiz. Allah’ın biz kullarını bu geçici dünyada imtihan ederek, ebedi mekâna alması, onun adaletini gösterir. Hatırlayınız cennetin ve cehennemin bile farklı katlarının olduğunu söyleyerek Allah, hesap günü asla sizlere adaletsizlik yapılmayacak, hatta incir çekirdeği kadar yaptığınızın karşılığını göreceksiniz diyor. Şunu lütfen unutmayalım, BU DÜNYADA BİZLER NE YAPTIYSAK ONUN KARŞILIĞINI ALLAH’IN HUZURUNDA GÖRECEĞİZ. CEZANINDA MÜKÂFATINDA ÖLÇÜSÜNÜ, LÜTFEN KENDİ NEFSİMİZDE ŞEKİLLENDİRMEYELİM, BİLMEDİĞİMİZ KONULARDA KONUŞLARAK, ALLAH’IN ADALETİNE SAYGISIZLIK YAPMAYALIM. Allah’ın adaletini kendi nefsimizde, siyah ya da beyaz diye şekillendirip, bu dünyada bizlere yapılmaması gereken adaletsizliği, lütfen Allah’a nispet etmeyelim.

Allah bizleri bu dünyaya göndermesinin sebebi olarak, hangi kulum çok daha iyi işler yapacak diye imtihan için gönderdiyse, gelin bu dünyada imtihanımızın yol ve yönteminin açıkça bildirildiği Allah’ın mesajına, tebliğine yani Kur’an’a, bu dünyada imtihan vakti dolmadan önce bir göz atalım. Onu anlayarak, düşünerek ve tarafsız okuyalım. EĞER BİRİLERİ SİZ ALLAH’IN MESAJINI/KİTABINI ANLAYAMAZSINIZ DİYORSA, BUNLAR SİZİN İMTİHANINIZDA BAŞARILI OLMANIZI İSTEMEYENLERDİR UNUTMAYALIM. Allah’ın haşa anlatamadığını, kimler açıklayıp anlatabilir? Böyle insanlardan lütfen uzak durun. Uzak durmazsanız bu geçici dünyada, imtihanını Allah’ın istediği şekilde yaşayamayan kullarından olursunuz. Allah belki de kim bilir bizler gibi şuurlu, düşünebilen bizden önce yaratılmış, ya da kâinatın başka bir gezegeninde bizden sonra yarattığı, birçok imtihan ettiği kulları vardır. Bizlere düşen, bizlere yüklenen görevi yerine getirmek olmalıdır. Oda apaçık Kur’an da bildirilmiştir. Onun için Allah, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın diye uyarıyor.

Lütfen bu dünyanın geçici, ölümden sonraki tekrar dirilip, yaşayacağımız mekânın ebedi olduğunu unutmayalım. ONUN İÇİN GEÇİCİ DÜNYANIN HEVESLERİNE DALMADAN, EBEDİ HAYATIMIZIN TEMELLERİNİ BU DÜNYADA ATALIM.  Nefes alıyorsan, imtihanını doğru yaşamak için Kur’an’ı okumak, düşünmek, anlamak ve hayata geçirmek için, HALEN VAKTİN VAR DEMEKTİR. Bu fırsatı kaçırmayalım. Allah yarattığı şuurlu, akıllı kullarının, ebedi mekânda nereye gideceklerini sınamak için, nasıl bir hayata layık olduğumuzun tespiti adına, bu dünyada yaratıldığımız gerçeğini unutmayalım. Allah Mülk suresi 2. Ayetinde, yine aynı konuya dikkatimizi çekmek için, bakın bizleri nasıl uyarıyor. “HANGİNİZİN DAHA GÜZEL DAVRANACAĞINIZI DENEMESİ İÇİN ÖLÜMÜ VE HAYATI YARATAN O’DUR. O GÜÇLÜDÜR, ÇOK BAĞIŞLAYANDIR.” (MÜLK 2)

Dikkat ederseniz ölümü ve hayatı yarattığını söylüyor Allah. Bir insanın ölmesi için önce yaratılması lazım. Daha sonrada dikkat ettiyseniz HAYATI yarattım diyor. Yani hesap gününü ve sonsuz HAYATI yarattım diyor. Değerli dostlarım, bu dünyanın geçici ve imtihan yeri olduğunu lütfen hiç ama hiç aklımızdan çıkarmadan, bu dünyada imtihanımızı yaşayalım. BU DÜNYADA İMTİHANIMIZI ÖYLE YAŞAYALIM Kİ, BİZLERİ EBEDİ HAYATA UĞURLARKEN SEVDİKLERİMİZİN, YAKINLARIMIZIN KALPLERİNDE DÜĞÜN BAYRAM OLSUN. 

Geçici imtihan mekânımızı terk ederken, büyük hatalar yapmadan terk etmenin yolunu arayalım ki, hem kendimiz hem sevdiklerimizi memnun edelim. Elbette hata, yanlış yapabiliriz. Ama Allah’ın rehberinde uyardığı gibi, adaletsizliklerden uzak, hak ve hakikat gerçekleri ile bu dünyada yaşayalım. Unutmayalım Allah çok bağışlayıcıdır, affedicidir. Yeter ki onun önerdiği yoldan gidelim, kendimize beşeri, batıl rivayet yollar edinip onları izlemeyelim. Allah’ın uyarı ve ikazlarını, lütfen göz ardı etmeyelim. Edersek, ebedi hayatımızı çok büyük tehlikeye atmış oluruz. Allah Resulünü boşuna bizlere örnek göstermiyor. Allah onu Resul seçmeden evvel sınamış, takip etmiş ve toplumda sevilen, adaletli ve yardım sever oluşunun yanında, batıla karışmadan gerçeklerin arayışında oluşundan dolayı Allah, onu kendisine güven elçisi seçmiştir. Dilerim Resulün bu özelliklerinden örnek alanlardan oluruz.

“DOĞRUSU KUR’ÂN, SANA VE KAVMİNE BİR ŞEREFTİR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.” (Zuhruf 44)

“ONLARIN ÇOĞU, ALLAH’A ANCAK ORTAK KOŞARAK İNANIRLAR.”( Yusuf 106)

“GERÇEK HAK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O HALDE KUŞKULANANLARDAN OLMA! (Bakara 147)

“YEMİN OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP GÖNDERDİK Kİ, ÖĞÜT VE UYARINIZ/ZİKRİNİZ/ŞEREFİNİZ YALNIZ ONDADIR. HÂLÂ AKLINIZI ÇALIŞTIRMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)

“ONLARIN ÇOĞU, ZANDAN BAŞKA BİR ŞEYE UYMAZ. ŞÜPHESİZ ZAN, HAKTAN HİÇBİR ŞEYİN YERİNİ TUTMAZ. ALLAH, ONLARIN YAPMAKTA OLDUKLARINI ÇOK İYİ BİLENDİR. “(Yunus 36).

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız