Ana içeriğe atla

KUR’AN’DAN UZAK, RİAYETLERLE YAŞANAN İSLAM, BU KADAR OLUR….


 

Bizler batıl inancın bataklığına öyle bir battık ki, yaşadığımız inancın bataklık olduğunu, bu yolu izleyenlerin Allah a ve Resulüne akla gelmeyecek saygısızlıklar yaptıklarını fark edemiyoruz. Bu makalemde bazı ayetleri hatırlatarak, inandığımız batılın bizleri, adeta ayetleri görmezden gelmemize, Allah a ve Resulüne karşı neleri isnat ettiğimize örnekler vermek ve sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Hepimizin amacı Allah ın doğru yolunu bulmak ve din kardeşlerimizi, en doğruya davet etmektir. Bunu yapabilmek içinde önce, Allah’ın vahyini/ayetlerini referans alıp, daha sonra yaşadığımız İslam ı düşünerek, ayetlerle karşılaştırarak gerçeklerle buluşmalıyız. 

Allah Enfal 64. ayetinde, “EY NEBİ! ALLAH, SANA DA SANA UYAN MÜMİNLERE DE YETER,”   diye uyarıp,  Allah ın Resulüne ve bizlere Allah ın yeteceğini açıkça bildirdiği halde, bizlerin Allah ın vahyinden sonra başka kaynaklar, bilgiler aramamız ne kadar doğru olur? Resulüne Allah yetiyorsa, elbette bizlerede yeter. Bizleri Kur’an dan hesaba çekeceğini, yalnız Kur’an ın ipine sarılmamız gerektiğini söyledikten sonra Allah, Resulüme uyun ona uymak bana uymak gibidir, çünkü Resulüm size vahyimi/Kur’an ı tebliğ edecek dediği ayetlerin anlamlarını evirip çevirerek, bakın bu ayetlerde Resulü de dine hüküm koyabiliyormuş anlamını çıkartırsak, Kur’an da çelişki yarattığımız gibi, Allah ın dininden sapar batılın, şeytanın oyuncağı oluruz. Allah Kur’an da apaçık bir hüküm veriyorsa, diğer ayetlerde asla bu ayetin tersini söylemez, bunu lütfen unutmayalım. Şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının diyorsa Allah, diğer ayetlerin anlamını eğip bükerek, Resulünün ve bazı kişilerinde şefaat edeceğine inanırsak, kendimizi kandırmış oluruz.

Allah Enbiya suresi 10. ayetinde şöyle diyor bizlere. “AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” Allah bu ayetinde bu uyarıyı, tüm iman edenlere özellikle yaparak ne demiş oluyor, hiç düşündünüz mü? Lütfen dikkat Allah yemin ediyor, yani bu sözlerimin kefili benim diyor ve özellikle tüm kitap Ehlinin yaptığı yanlışlarına karşı hatırlatma yaparak, sizlere daha öncede, son olarak şimdi yani Kur’an ile öyle bilgiler gönderdim ki diyor, ne ararsanız, din adına kafanızdaki tüm soru işaretlerine cevabı bu kitapta bulursunuz.  Ayetin sonunda da, hala aklınızı kullanmayacak mısınız diye de uyarıyor. Peki neden? Çünkü Kitap Ehline de aynı ayetler inmiş ve Allah sizlere indirdiğime tabi olun, sakın atalarınızın rivayet inançlarına uymayın, onları terk edin diyordu ama dinlemediler. PEKİ, BİZLER ALLAH IN BU UYARILARINI DİNLEDİK Mİ? Gelin şimdi ona bakalım. Allah görev verdiği Resulünün yetki ve sorumluklarını birçok ayette apaçık bildirmişti, bazılarını hatırlayalım. 

“RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.”  (Kehf 56) 

“SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) 

“BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.”(Ahkaf 9) 

Ne dersiniz, Allah Resulünün yetki ve sorumluluğunu bu kadar açık ve net bizlere bildirdikten sonra, bizler eğer şu sözü söylüyorsak, Enbiya suresi 10. ayeti hayatımıza geçirmiş olabilir miyiz? “NE YANİ ALLAH RESULÜNÜ, POSTACI DİYEMİ GÖNDERDİ?” Bu söyleyenlere sormak isterim, NE YANİ ALLAH RESULÜNÜ, DİN ORTAĞIMI YAPTI. BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DEDİĞİ HALDE. İşte bizler ne yazık ki hem Allah a, hem de Resulüne karşı çok büyük yanlışlıklar yapmaya devam ediyoruz. Kur’an ı bir kez bütün ayetlerle birlikte, anladığı dilden dikkatle, düşünerek okuyan bir Müslüman, asla bu sözü söylemez. Peki, neden söylemez, ona da çok değil üç örnekler verelim. Aslında bunlara benzer o kadar çok ayet var ki.

“SÖZ BAKIMINDAN ALLAH’TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” (Nisa 87)

“ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?” (Maide 50)

“ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (casiye 6)

Bakın ayetler ne kadar açık. Söz bakımından Allah dan daha doğru kim vardır diyor Allah, soruyor iman edenlere. Yani, Allah dan daha doğru kimse yoktur, insanlar hata yapar ama Allah asla hata yapmaz diye bizleri uyarıyor. Peki, bizler nasıl yaşıyoruz İslam ı ve ne cevap veriyoruz iman edenler olarak bu ayetlere. “ALLAH RESULÜNÜ POSTACI DİYE Mİ GÖNDERDİ, ONUNDA ALLAH GİBİ, DİNİ KONULARDA HÜKÜM VERME YETKİSİ VARDIR. ALLAH IN VERMEDİĞİ HÜKÜMLERİ RESULÜ VERİR.” Halbuki yine apaçık, Allah dan daha iyi kanun koyucu olabilir mi diye soruyor Allah ve bizi sınıyor, yani Allah dan başka hatasız kanun koyucu yoktur diyor. Çünkü Allah hükmüme, hiç kimseyi ortak etmem demiyor muydu? Ama bizler Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları tekrarlıyoruz ve bu soruya karşı, “ALLAH’IM SENİN GİBİ RESULÜNDE, İYİ DİN ADINA KANUNLAR KOYABİLİR” diyoruz. Casiye 6. ayetinde de, Allah ın sözünden, onun ayetlerinden, hadislerinden sonra hangi söze inanacaksınız diyerek, sakın benim ayetlerimin, sözlerimin dışında hiç bir beşerin sözüne, din diye inanmayın diye uyardığı halde Allah, bu ve benzeri ayetleri duymazdan gelip, üstünü örtüyoruz, sırf rivayet ve sanı bilgileri yaşayabilmek adına. Ne dediğimizin, nelere inandığımızın farkında mıyız? Hiç sanmıyorum. 

Bizler batılın ve rivayetlerin etkisiyle, Kur’an dan o kadar uzaklaştık ki, hem Allah a hem de Resulüne karşı büyük saygısızlıklar yaptığımızın hiç farkında değiliz. Adeta kendinden geçmiş, ne söylediğinin farkında olmayan insanlar gibi, bir inanç yarattık yaşayıp gidiyoruz. Elimizde apaçık Kur’an olduğu ve Allah yine açıkça Kehf suresi 26. ayetinde, “O, HÜKMÜNE HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK ETMEZ” dediği halde, tam tersi sözleri söylemeye, din adına inanmaya devam ediyoruz. Allah’ın Resulünü, Allah’ın dinde hüküm ortağı yapmak,  Allah’ın yanında Resulünü İLAHLAŞTIRMAK demektir ki, buda şirktir. Allah Ankebut 51. ayetinde bakın ne diye uyarıyor. “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” Kitap Ehlinin, biz yalnız Kur’an ile yetinmeyiz, bizlerin atalarından öğrendiği inancımızda var, onlarada inanırız dediklerinde bu ayet inmişti. Peki günümüzde bizler Allah ın bu sorusuna nasıl cevap veriyoruz? Ne yazık ki Kitap Ehli geçmişte ne demişse, bizler de aynısını söylemeye devam ediyoruz ve YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ DİYORUZ.

Allah İsra suresi 89. ayetinde, şöyle bilgi veriyor bizlere. “ANDOLSUN, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLARA HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK.” Yine Hud suresi 1. ayetinde. “ÖNCE SAĞLAM KILINMIŞ, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BIR KİTAPTIR.”  Hatta Allah Kıyame 19. Ayetinde ne diyordu. “SONRA ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR.” Allah ayetlerinde çok açık ve net, ayetlerini değişik şekilde, örneklerle açıkladığını, detaylandırdığını bizlere bildirdiği halde, bizler Kitap Ehlinin yaptığı o yanlışları tekrar edercesine, neler söylüyoruz Kur’an için hatırlayalım. “KUR’AN DETAYLI VE AÇIK DEĞİLDİR, KUR’AN I HERKES ANLAYAMAZ. DETAYINI ALLAH IN RESULÜNDEN ÖĞRENİYORUZ O AÇIKLAMIŞ, DETAYLANDIRMIŞTIR. RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI, KUR’AN KAPALI KALIR ANLAŞILAMAZDI.” 

Bu sözler ve düşünceler hem Allah a, hem de Resulüne saygısızlıktır, iftiradır lütfen unutmayalım. Bizler rivayetlerin etkisinde çok fazla kaldığımız için,  mezheplerin ve rivayetlerin dine ve ibadetlerimize yaptığı ilaveleri Kur’an da göremediğimizde, KUR’AN I EKSİK GÖRÜYOR, KUR’AN AYETLERİNE TABAN TABANA ZIT İNANÇLARI, KUR’AN DAN HABERSİZ OLDUĞUMUZDAN, KABUL ETMEKTE BİR SAKINCA GÖRMÜYORUZ. Kur’an ı tarafsız, anlayarak ve düşünerek okuyan her Müslüman, yapılan yanlışların farkına varacaktır. Farkına varabilmek için ise NAHL suresi 98. ayeti önce hayatımıza geçirip, daha sonra Kur’an ı okumaya başladığımız da, tüm gerçeklerlerle buluşacağımıza emin olabilirsiniz. Bu yolu bizlere Allah öneriyor, lütfen unutmayalım. 

https://hakyolkuran1.blogspot.com/2019/07/nahl-suresi-98-ayet-uzerinde-dikkatle.html

Allah Zuhruf 44. ayetinde, bizleri Kur’an dan sorumlu tutacağına, ondan imtihan olduğumuza hükmediyorsa, sizce bu Kur’an açıklanmamış, detaysız ve herkesin dikkatle ve düşünerek okuduğunda, kendi çabası ölçüsünce anlayamayacağı bir kitap  olabilir mi? Allah apaçık bizlere Kur’an ın ipine sarılın emrini verdiği halde, nasıl olurda bizler Kur’an ın açık ve detaylı olmadığına inanırız. Bu düşünce apaçık, Allah a saygısızlık değil mi? Allah detaylı ve açık, hatta anlayasınız diye yemin ederek kolaylaştırdık diyor, bizler ise batılı yaşayabilmek pahasına, hiç korkmadan tam tersini söylemeye devam ediyoruz. SANIRIM GÖZLERİN PERDELENMESİ, KULAKLARIN VE KALBİN MÜHÜRLENMESİ, BÖYLE BİR ŞEY OLSA GEREK. Bakın Allah bizleri neyle uyarıyor. “SİZ, HADDİ AŞAN KİMSELER OLDUNUZ DİYE, SİZİ KUR’AN’LA UYARMAKTAN VAZ MI GEÇELİM?” (Zuhruf 5) Bizler ise hala aklımızı kullanmadan, eşi benzeri olmayan böyle bir kitaba neler söylüyoruz.

Kur’an açık, anlaşılır ve detaylı olmasaydı, Allah bizleri Kur’an ile uyardığını söyler miydi? Değerli din kardeşlerim, bunlara benzer o kadar çok örnekler var ki Kur’an da, yaşadığımız batıl inancı fark etmek istiyorsak, önce Allah a güvenmeyi denemeliyiz. Allah’ın Resulü de yalnız Allah a güvenmiş, Resullük tebliğ edilmeden önce, Kitap Ehlinin batıl inançlarına, asla tabi olmamıştı. ALLAH ONUN İÇİN RESUL OLARAK ONU SEÇMİŞTİ. İslam ı öğrenmek ve doğru anlamak istiyorsak, emin olmadığımız rivayet kaynakların değil, Allah’ın önerdiği gibi KUR’AN IN İPİNE SARILMALIYIZ. ALLAH IN RESULÜDE ÖYLE YAPMIŞ VE BİZ ÜMMETİNE DE YALNIZ KUR’AN I TEBLİĞ EDİP, KUR’AN İLE UYARMA GÖREVİ ALMIŞTI. ONUN İÇİN ALLAH, RESULÜME UYAN BANA UYMUŞ OLUR DİYOR. DİLERİM BU GERÇEKLERİN FARKINDA OLABİLEN, ALLAH IN HALİS KULARINDAN OLURUZ.

Nahl 89: (Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER, BİR RAHMET VE MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK. 

Araf 203: Onlara bir ayet getirmediğin zaman, “SEN BİR TANE DERLESEYDİN YA!” DERLER. De ki: “BEN ANCAK RABBİM TARAFINDAN BANA VAHYOLUNANA UYARIM. Bu kitap, Rabbinizden gelen göz açıcı belgeler olup, inanmış bir topluma rehber ve rahmettir.”

“BU KURAN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .