Ana içeriğe atla

FUSSİLET 6. AYET. “ARTIK ONA YÖNELİN, ONDAN BAĞIŞLANMA DİLEYİN.”


 

Bizler öyle bir inanç yarattık ki kendimize, şeytan a neredeyse her gün tatil, her gün bayram. Dini konularda konuşan ya da yazanlara cevap verenleri izliyorum, Kur’an ı anladığı dilden hiç okumadığı, ayetlerden habersiz oldukları anlaşılan, saygıdan uzak öyle hakaretler yapıyorlar ki anlatamam. AH BİR FARKINDA OLSALAR, ASLINDA KENDİ SÖYLEDİKLERİ, İNANDIKLARI BATIL VE KUR’AN’IN ONAYINDAN GEÇMİYOR. Müslüman olduğumuzu, Kur’an a iman ettiğimizi ve Hz. Muhammed i Allah’ın Resulü olarak kabul ettiğimizi söylediğimiz halde, Allah’ın Kur’an da emrettiklerinin, genel çoğunluğunun tersine hareket ediyoruz, ama farkında bile değiliz. Daha da ilginci, iman ettiğimiz Kur’an ı neredeyse anlayarak, bir kez bile genel çoğunluğumuz okumamıştır.  OKUMADIĞIMIZ BİR ŞEYE, NASIL OLURDA DOĞRU İMAN EDERİZ? Bunu da mı düşünmüyoruz? Hiç mi Allah ne diyor merak edip, ilk elden okumayı düşünmüyoruz. Kur’an ı anlamadan okumanın, bizlere sevap getireceğine nasıl inanırız. Günümüzde yaptığımız hatalara, bu makalemde de sizlere bir örnek ayet hatırlatmak ve sizlerin üzerinde düşünmesine vesile olmak istiyorum. Bakın bu ayet tek başına bile mezheplerin, cemaat ve tarikatların din adına bizlere öğrettiklerinin, tam tersini nasıl apaçık söylüyor. Önce ayeti yazalım.

Fussilet 6: De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. ARTIK O’NA YÖNELİN VE O’NDAN BAĞIŞLANMA DİLEYİN. Allah’a ortak koşanların vay hâline!” (Diyanet meali)

Ayet çok açık bir şekilde bizleri uyarıyor ve bakın Allah elçisine, kullarıma şunu söyle diyerek ne söylemesini istiyor. BENDE SİZLER GİBİ BİR İNSANIM. Bunu sizce Allah, elçisinin neden söylemesini istiyor olabilir? Çünkü bundan önce gönderdiği elçileri/Resulleri insanlar, ilahlaştırdılar olağan üstü niteliklere büründürüp, daha da ileri giderek, Allah ın oğlu ilan ettiler. Onun için Allah, sizler geçmişte yapılan yanlışları yapmayın, size gönderdiğim elçim, sizler gibi bir insandır diyor. ALLAH IN RESULÜ BİZLERİN, ALLAH A YÖNELMEMİZİ EMREDİYOR VE AÇIKÇA YALNIZ ALLAH DAN BAĞIŞLANMA, ŞEFAAT DİLEMEMİZ GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR. 

Peki, bizler Allah’ın bu uyarısından ders aldık mı? Elbette almadık, zaten Kur’an ı anlayarak okutmadıkları için, bu uyarılardan da toplumun çoğunun haberi bile yok. Eğer bizler hala bu devirde, iletişimin bunca nimetlerinden yararlanmayıp Kur’an ı anlayarak araştırıp, düşünerek okumuyorsak, inanın Allah’ın huzurunda, hiç bahanemizin olmayacağını unutmayalım. İlginçtir batıl inançlarını aklayabilmek, Kur’an dan delil yaratabilmek için,  “BAKIN ALLAH RESULÜME İTAAT EDİN, ONA UYUN DİYOR” dediği ayetleri örnek gösterip, Kur’an a nasıl inanıyorsak Resule ait olduğu iddia edilen hadislere de, sorgusuzca uymamız gerektiğini anlatıyorlar. Allah ın Resulüme uyun, çünkü O sizi yalnız Kur’an ile uyaracak, dediği ayetleri görmezden gelirler. Bu ayetleri örnek gösterenler, her nedense Allah ın Resulüne verdiği görev, yetki ve sorumluluğunu açıklayan ayetleri hiç örnek göstermezler, çünkü amaç gerçekleri görmek değil, batıl inançlarına sahte kanıt yaratmak. Ayeti anlamaya devam edelim.

Allah'ın elçisi tebliğe devam ediyor ve diyor ki, bana ilahımızın yalnız bir tek ilah olduğu vah yedildi.  Peki, bu sözlerden bu tebliğden ne anlamalıyız? Allah'ın Resulü Kur’an ı tebliğ ederken, zaten Kitap ehli tek bir ilah olduğunu biliyordu. Bildiği halde, neden bu ikazı Allah tekrar yapıyor olabilir? Bunu da ayetin devamında açıklıyor, çünkü Kitap ehli daha önce onlara gönderilen kitapların dışına çıkarak, Allah'ın tek elinde olan yetki ve sorumlulukları, Allah ın Resulüne ya da kendilerinin edindikleri veli kişilere yükledikleri için, Allah tekrar uyarma gereğini duyuyor. 

Ayette çok dikkat etmemiz gereken uyarı tüm aleme, insanlığa yapılıyor ve Allah diyor ki bizlere; ARTIK YALNIZ ALLAH A YÖNELİN VE YALNIZ ALLAH DAN BAĞIŞLANMA, AF, ŞEFAAT DİLEYİN. Ne dersiniz, bizler Allah’ın bu uyarılarından dersler aldık mı? Yoksa bu ayet kitap ehline söylenmiş, bizi ilgilendirmiyor mu diyoruz?  Evet, aynen genel çoğunluğumuz bunu söylüyor ve diyorlar ki, siz bu ayetin nüzul sebebini biliyor musunuz? Bundan sonra söylediklerini sizler tahmin ediyorsunuzdur eminim.  Hatta anlamadıklarının kanıtı olarak şunu söylüyorlar. “NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACIMIYDI?” Kur’an da inandığı batıl ve sanı bilgileri bulamadıklarında, söyledikleri bu söz düşündürücü ve bir o kadarda üzücüdür. ALLAH IN RESULÜNE ALLAH YETİYOR VE YALNIZ ONDAN BAĞIŞLANMA, ŞEFAAT DİLİYOR, AMA BİZLER HANGİ AKILLA BİLEMİYORUM, ŞEFAATİ ALLAH DAN DİLEMEMİZ GEREKİRKEN, RESULÜNDEN DİLİYORUZ VE ŞEFAAT YA RESUALLAH DİYORUZ. YANİ ALLAH UYARDIĞI HALDE, KİTAP EHLİNİN YAPTIĞI YANLIŞLARI YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ. ALLAH IN RESULÜNÜN, MAHŞER GÜNÜ SÖYLEYECEĞİ ŞU SÖZ, SANIRIM GERÇEK OLDU.” ÜMMETİM KURAN’I TERK ETTİ.”

Ne yazık ki bugün İslam toplumu, cahiliye toplumu Kitap ehlinin yaptığı, tüm yanlışları yapıyoruz. Hatta onlarla yarışıyoruz. Yahudi ve Hıristiyanlar, Allah'ın elçilerine öyle yetki ve güç yüklemişler ki, adeta Allah’ın dinde ortakları olmuş, İLAHLAŞTIMIŞLARDI. Sanırım bizde bunu kıskanmışız, Allah’ın Resulüne Allah’ın vermediği Kur’an da bahsetmediği, hatta Resulüm sizin gibi bir insandır dediği halde, öyle şeyleri isnat etmişiz ki, onlardan bahsetmek bile istemiyorum.

Bizler Kur’an a iman eden Müslümanlar olarak,  Allah emrettiği halde, sizce yalnız Allah a mı yöneliyoruz? Yalnız Allah’ dan mı yardım istiyoruz? Bu satırları okurken, nasıl tebessüm ettiğinizi görür gibi oluyorum. Ne yazık ki bizler, Kur’an ı rehber olmaktan çıkardık, çünkü Kur’an ı herkes anlayamaz dedik. Daha da yetmedi, Kur’an da her bilgi yoktur diyerek, Allah’ın Resulüne isnat edilen, asla doğru olması mümkün olmayan sözlere inandık ve rivayetlere yöneldik. Hâşâ Allah’ın, Kur’an’ın ipine sarılın, sizleri O kitaptan hesaba çekeceğim uyarılarını bile göz ardı ettik. Öyle olunca da yalnız Kur’an a yani ALLAH A YÖNELMEMİZ GEREKİRKEN, EMİN OLMADIĞIMIZ RİVAYETLERE, EDİNDİĞİMİZ VELİ KİŞİLERE YÖNLDİK. ALLAH IN YALNIZ BENDEN YARDIM İSTEYİN HÜKMÜNÜ UNUTARAK, ELÇİSİNDEN VE EDİNDİĞİMİZ VELİ KİŞİLERDEN YARDIM, ŞEFAAT İSTEMEYE BAŞLADIK. BÖYLE OLUNCADA ALLAH DUALARIMIZA KARŞILIK VERMEDİ VE BİZLERİ CEZALANDIRIYOR.

Allah’ın Resulü bugün aramıza gelse kendisine, ŞEFAT YA RESULALLAH diyenlerin, yüzlerine bile bakmazdı. Allah ayetinde, yalnız bana yönelin ve yalnız benden yardım isteyin diyorsa bizlere, lütfen batılın hurafenin ve beşeri FIKIH İNANCININ etkisinde kalarak, Allah dan başkalarından yardım istemeyelim, onlardan medet ummayalım. Bizlere yardım edecek, yalnız bizlerin yaratıcısı Allah tır, lütfen unutmayalım. Allah bu ayeti ile bizleri uyardığı konuların, tam tersini başka bir ayetinde söylemez. Bazı Müslümanlar bazı ayetlerde geçen kelimelerin anlamlarını değiştirip, batıl inançlarına delil arama çabasında oluyorlar. Bu çabalar beyhude, kendi nefsimizi avutma çabalarıdır. Ancak kendimizi kandırmış oluruz.

ALLAH IN BERİSİNDEN ŞEFAATÇİLER EDİNMEK, ALLAH IN KİTABININ YANINA KİTAPLAR KOYARAK ONLARA YÖNELMEK,  ONLARDAN YARDIM İSTEMEK, ALLAH A ORTAK KOŞMAKTIR, BUDA ŞİRK TİR. Bunu Allah ayetin sonunda bizzat bildiriyor ki, cahiliye toplumunun yaptığı yanlışı bizlerde yapmayalım. Allah Kur’an da iman ettiğini zanneden bazı kişilerin, nasıl büyük hatalar yaparak iman ettiğini, bakın ayetinde nasıl söylüyor ve bizleri uyarıyor. 

Yusuf 106: ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A ANCAK ORTAK KOŞARAK İNANIRLAR. (Diyanet meali)

Hangimiz böyle bir iman üzerinde olmak ister? Bundan ders almayanlar, bunun hesabını mutlaka vereceklerdir, unutmayalım.  Allah cümlemizi, Kur’an'ın nuruyla nurlanan, gönül gözleri açılmış, Allah'ın azınlık halis kulları arasında olmamız dileklerimle.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .