Ana içeriğe atla

İSLAM TOPLUMUNUN YAŞADIĞI, ACI GERÇEKLER.


Günümüzde atalarının rivayet ve sanı inançlarını sürdürmek isteyenlerin, çok büyük çaba içinde olduklarını görüyoruz. Bu geçmişte de böyleydi, şimdide böyle olması çok normal.  Onun için Allah, Kur’an da birçok kes, geçmişte Kitap Ehlinin yaptığı yanlışlardan örnekler verip, bizlerde aynı hatalara düşmeyelim diye uyarır. Toplumun günümüzde de Kur’an ile irtibatını keserek, atalarının rivayet inançlarından oluşan bilgileri yaşamaya devam etmek adına, Allah a ve Resulüne iftira attıklarının farkında olmadan, rivayet sözleri din diye topluma anlatmakta ve yaşamakta bir sakınca görmüyorlar.

Allah Kur’an da birçok ayetinde, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, nice örneklerle Kur’an ı açıkladık dedikten sonra, KUR’AN I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZ dediği ve nice örneklerle açıkladığı halde, bizler atalarımızın rivayet ve sanı inançlarını yaşayabilmek adına, bunlara benzer onlarca ayetin üstünü örtüp, görmezden gelmekte bir sakınca görmüyoruz. Belki de bu yanlışı yapan kardeşlerimizin, Kur’an dan ve yapılan yanlışlar konusunda uyaran ayetlerden haberi bile yok. ÇÜNKÜ MÜSLÜMANLARIN GENEL ÇOĞUNLUĞUNA, SAKIN KUR’AN IN MEALİNDEN/TERCÜMESİNDEN OKUMAYA KALKMA, DİNDEN SAPARSIN, SEN KUR’AN I ANLAYAMAZSIN DÜŞÜNCESİNİ, NE YAZIK Kİ TOPLUMA KABUL ETTİRDİLER.

Ben yazdığım makalelerimin özellikle konusunu seçerken, yaşadığımız ve inandığımız yanlışlardan örnekler vererek, Allah ın vahyi Kur’an ile Hak ve batılın anlaşılmasına, ortaya çıkmasına vesile olmak istiyorum. Yoksa benim yaptığım ayetleri HÂŞÂ tefsir etmek, açıklamak değil, Kur’an bütünlüğünde ayetleri anlamaya çalışmaktır.  Bu makalemde de yine yaptığımız çok ama çok büyük bir yanlışımıza örnek vermek istiyorum. Bu yanlışımız bizleri Kur’an ı anlayarak ve üzerinde düşünerek okumamızı engellediği gibi, Kur’an ile bağımızı da kesiyor. Bu yanlışımız bizleri birilerine tabi olmamızı ve onların söylemleri doğrultusunda gitmemizi adeta mecbur kılıyor. HÂLBUKİ ALLAH BUNU YASAKLAMIŞ, SAKIN VELİLER EDİNİP ARDI SIRA GİTMEYİN, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILIN DİYE, BİZLERİ UYARMIŞTIR.  Kur’an ile bağımız kesilince, elbette bu ve benzeri uyarılardan toplumun haberi bile olmuyor.

Toplumu Kur’an dan uzaklaştırıp, Kur’an ile Müslümanların buluşmasını önleyip anlayarak, düşünerek okumasını engellemek isteyenler şöyle bir soru ile toplumun kafasını karıştırıyorlar. “KUR’AN-I KERİM’İ ANLAMAK İÇİN TEFSİR Mİ OKUMALI, YOKSA MEAL Mİ?” Tefsir kelime anlamı, okunduğunda açık olmayan, anlaşılmayan sözler, bilgiler için yapılır. Hâlbuki Allah bizlerin sorumlu olduğu ayetleri MUHKEM yani şüphe duymayacak kadar açık gönderdik. Kur’an ı nice örneklerle açıkladık. Kur’an ı açıklamak bizim görevimiz diyor. Atalarının rivayet ve sanı inançlarını topluma dayatmak ve yaşatmaya devam etmek isteyenler, sordukları bu soruya şöyle cevap veriyorlar. “ALLAH KUR’AN’IN BEYAN, AÇIKLAMA YETKİSİNİ RESULÜNE VERMİŞTİR. KUR’AN ALLAH’IN RESULÜ, YANİ ONUN HADİSLERİ İLE ANLAŞILIR.” Mezheplerin ve atalarının rivayet inançlarının yaşayabilmesi için, İslam toplumuna kurulan bu tuzak, ne yazık ki çok güzel işliyor. Bu tuzaktan kurtulmak için, Allah ın önerdiği gibi önce, Nahl suresi 98. ayeti hayatımıza geçirmemiz gerekir.  https://hakyolkuran1.blogspot.com/2019/07/nahl-suresi-98-ayet-uzerinde-dikkatle.html

Bu sözlere, düşünceye toplumu inandırdığınız an, toplum anladığı dilden Kur’an ı asla okumaz. Okumayınca da hak ile batılı ayırmakta mümkün olmaz. Çünkü yanlış anlamaktan korkar. Bunu engellemek istemelerinin amacı, inandıkları atalarının rivayetlerle oluşturulmuş inancının yanlışlarını Kur’an dan görecekler ve batılın peşinden değil, ALLAH IN EMRETTİĞİ GİBİ, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILACAKLAR. Bu gerçeğin fark edilmemesi için, ellerinden geleni yapıyorlar. Düşünebiliyor musunuz Allah ayetlerimizi, nice örneklerle anlayasınız diye açıkladık diyecek ve bizleri Kur’an dan sorumlu tutacağına hükmedecek ama bizler Kur’an ı kendi dilimizden tercümesinden/mealinden okuduğumuzda anlayamayacağız, yada yanlış anlayacağız öylemi? Hâlbuki Allah Kur’an da Resulünün görev ve sorumluluklarından bahsederken, bakın ne diyordu.”RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) Ama bizler Resulün görevlerine, Allah ın vermediği bir görevi de yüklemekten çekinmiyoruz. Maide suresi 50. ayetinde Allah, bakın ne diyor. “ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?” Bizlerde hiç düşünmeden, Allah ayetlerini açık anlaşılır göndermemiş, Resulü açıklayıp anlaşılır hale getirmiştir demekten korkmuyoruz. Bu durumda HÂŞÂ Allah iyi, açık bir hüküm verememiş, resulü açıklayarak düzeltmiştir dediğimizin ve büyük günah işlediğimizin, inanın farkında değiliz. BİRDE ŞÖYLE DÜŞÜNÜN LÜTFEN. ALLAH KULUNA SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETTİĞİ KUR’AN’I HÂŞÂ ANLATMIYOR, AÇIKLAMIYOR, ONU ELÇİSİNE BIRAKIYOR AMA BU AÇIKLAMALARI BİZLER, ALLAH IN KORUDUĞU KUR’AN DAN DEĞİL, RİVAYETLERDEN ÖĞRENİYORUZ ÖYLEMİ? Ne dediğimizin, neye inandığımızın farkında mıyız? Hiç sanmıyorum.

Diyelim ki ayetleri herkes anlayamaz, onu Resulü anlaşılır hale getirdi. Allah ayetleri açıklamak bizim görevimiz, nice örneklerle de açıkladık dediği halde, HÂŞÂ Allah sözünde durmayıp, yani açıklamayıp, onu Resulüne mi bıraktı. Resulü de ayetleri yazdırırken, bizlerin anlayamayacağı şekilde yazdırıp, açıklanmış halini sağlığında kayda aldırmayıp, HÂŞÂ görevini eksik mi yaptı da, yüzlerce yıl sonra, birileri bunlar Allah ın Resulünün ayetleri açıklayan rivayet hadisleridir diyerek kayda aldırdılar, bizlerin imanlarımızı mı kurtardılar? NELER SÖYLÜYORUZ VE İNANIYORUZ DOSTLAR, FARKINDAMISINIZ? HİÇ SANMIYORUM. Söylediklerimizi ve inandıklarımı zerre kadar düşünmüyoruz, düşünsek ne kadar mantık dışı olduğunun farkına varacağız. ONUN İÇİN ALLAH DÜŞÜN, AKLINI KULLAN EY KULUM DİYOR. DÜŞÜNMEYİP, AKLINI KULLANMAYANLARIDA, PİSLİK İÇİNDE BIRAKACAĞI UYARISINI YAPIYOR.

Kur’an, Müslümanlar tarafından anlaşılması zor kitap ilan edilerek, bizleri doğruluğundan emin olamayacağımız kişilerin sözlerine muhtaç bıraktılar. BÖYLE OLUNCA DA DİNE BATILIN, RİVAYETLERİN GİREBİLECEĞİ BÜYÜK BİR KAPIYI, ARDINA KADAR AÇTILAR. İçimize sızan Yahudiler ve atalarının rivayet inançlarını yaşamak isteyenler, bu kapıdan rahatlıkla girip, kendi inançlarını İslam inancının emriymiş gibi dine soktular. Allah ın Resulüne karşı, bizlerin coşkun sevgimizi, saygımızı kullandılar,  onun adıyla dine batılı soktular. Lütfen araştırınız, Kur’an da bahsedilmeyen ama Yahudilerde olan birçok inanç, günümüzde İslam dini diye yaşanıyor. Hatta Kur’an ın emrinin tam tersi olan birçok konu, Yahudi inançlarından bizlere geçmiş. Kur’an ı referans almamız gerekirken, içimize batıl kapısından sızmış, Yahudi inançlarını din diye yaşıyoruz.

Şunu da düşünmüyoruz. Madem Kur’an anladığımız dilden okuduğumuzda anlaşılmıyor, Resulün hadislerine muhtaç. Bu durumda Allah Resulünü ikaz edip, ayetleri yazdırırken, senin açıklamalarını da yaz, yoksa yüzlerce yıl sonra kullarım Kur’an ı anlayamaz, diye ikaz etmesi gerekmez mi? Mantık dışı bir inanca elbette mantık dışı bir soru. Bu yanlış düşüncelere inandığımızda, hem Allah a hem de Resulüne karşı, nasıl bir saygısızlık yaptığımızın farkında bile olamıyoruz. ALLAH KULLARINA REHBER, YOL GÖSTERİCİ OLSUN DİYE KUR’AN I GÖNDERİYOR AMA O KUR’AN HÂŞÂ AÇIK VE ANLAŞILIR DEĞİL, AÇIKLANMAYA MUHTAÇ OLUYOR, ÖYLEMİ?

Bu düşünce ve inancın Allah a karşı nasıl büyük bir saygısızlık olduğunu anlayamıyor muyuz? Akıl devre dışı kalınca demek ki anlaşılmıyor.  Allah Ankebut 51. ayetinde ne diyordu hatırlayalım. “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” Bu durumda bizler, kitap Ehlinin düştüğü yanlışa düşerek ne demiş oluyoruz? ALLAH IM KUR’AN I GÖNDERMİŞSİN AMA BİZLER ANLAYAMIYORUZ, ÜZÜCÜ TARAFI BİZLERİ BU KİTAPTAN HESABA ÇÖEKECEĞİNİ SÖYLÜYORSUN. AMA BİZLER RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI KUR’AN I ANLAYAMAZDIK. ONUN İÇİN YALNIZ KUR’AN İLE SENİN DİNİN İSLAM I YAŞAYAMAYIZ, KUR’AN VE RESULÜN SÜNNET İLE ANCAK İSLAM I YAŞAYABİLİRİZ, DEMİŞ OLUYORUZ. BU SÖZLERİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ, AKLINI KULLANAN FARK EDECEKTİR, FARK EDEMEYENLERE ZATEN SÖZÜM YOK.

Allah ayetler üzerinde düşünmemizi ve aklımızı özellikle kullanmamızı emreder. Sizce açık ve anlaşılır olmayan ayetler üzerinde, düşünüp akıl kullanılır mı? BUNUDA MI DÜŞÜNEMİYORUZ. Bu yanlış düşüncelere genel çoğunluğumuzun inanması nedeniyle, bugün İslam toplumu çok üzücü ve acıklı bir halde. Ne diyebilirim ki, Allah neye layıksanız onu veririm diyor. DEĞERLİ DİN KARDEŞLERİM, LÜTFEN ARTIK KENDİMİZE GELELİM, EDİNDİĞİMİZ VELİLERE RİVAYET VE SANI BİLGİLERE DEĞİL, YALNIZ ALLAH I VELİ EDİNİP ONUN SÖZLERİNE KULAK VERELİM. İNANIN HAYATIN O ZAMAN NASIL ÇOK DAHA GÜZEL, AYDINLIK VE HUZURLU OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ. Ama bizlerin Kur’an ile bağımızı kestikleri için, Allah ın yüzlerce ayetini görmezden geliyor, hatta rivayetlere kurban ederek, bazılarının hükmünün kalktığına yani NESH edildiğine inanıyoruz. Allah böyle yapanlara, bakın biz ne yaparız diyor. Sanırım günümüzde bu acı gerçekle birlikte yaşıyoruz.

Zuhruf 36: KİM, RAHMÂN’IN ZİKRİ’Nİ GÖRMEZLİKTEN GELİRSE, BİZ ONUN BAŞINA BİR ŞEYTAN SARARIZ. ARTIK O, ONUN AYRILMAZ DOSTUDUR. (Diyanet meali)

Dilerim Kur’an gerçekleri ile buluşan rivayet, sanı ve batılın peşine düşmeyen, yalnız Kur’an ın ipine sarılan, Allah ın azınlık halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

  1. Kaideden yola çıkarak bir sağlama,muhasebe yapalım tevhit inancımızı. Kur'an'da "O'nun benzeri hiçbir şey yoktur"(Şura 42/11.)(Bu sözden sınırsızlık kaidesi çıkar.) AKIL, 1- Madde veya vakıa 2- Sağlıklı beyin 3- His 4- Ön bilgiler.(Düşündüğümüz,algıladığımız her şey sınırlıdır.) Genel kaide;Sınırlı bir şey sınırsızı kapsamaz. Akıl ve sözü kaide ölçüsüne vurduğumuz zaman Tevhit,Allah inancı algılama ve düşünce kapsamının dışında vuku bulmaktadır.
    https://issuu.com/huseyinuzunamaz?fbclid=IwAR1eqwFxEfc-vxzEVRpeEYxxkjp-ZzpkoXM3dEJ1RUrV5qHQAoKyK0KYqfI

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız