Ana içeriğe atla

BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNA, KUR’AN IN UYARILARI IŞIĞINDA BAKALIM….


 

Başörtüsü konusunda uzunca yazılar yazdım, örnekler verdim. Başörtüsünün Kur’an emri olmadığını, toplumun gelenekleri ve iklimsel bir giysi olduğunu anlatmaya çalıştım. Bu yazımda da başörtüsünün Kur’an emri olmadığını, farklı bir yoldan kısaca anlatmaya çalışacağım. Allah Kur’an ı doğru anlayabilmemiz ve hurafeleri din diye yaşatmak isteyenlere kanmamamız için, çok açık ve net bazı ipuçları vermiştir ve demiştir ki:

-“RABBİNİZDEN SİZE AÇIK BİR DELİL GELDİ, SİZE APAÇIK BİR NUR, KUR AN İNDİRDİK.”

-“HER ŞEYDEN NİCE ÖRNEKLERİ, DEĞİŞİK İFADELERLE VERDİK Kİ ANLAYASINIZ.”

-“KUR’AN DA HİÇBİR EKSİK BIRAKMADIK, SİZE GERÇEĞİ AÇIK-SEÇİK ANLATAN AYETLER İNDİRDİK.”

-“KUR’AN DETAYLANDIRILIP, AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.”

Bu ayetlere benzer, onlarca ayet görebilirsiniz Kur’an da. Bu uyarılardan da anlıyoruz ki, Allah verdiği MUHKEM emirleri her kesin anlayabileceği, şüpheye düşmeyeceğimiz bir şekilde açık, seçik verdiğini söylüyor. Zaten Kur’an bu ayetlere MUHKEM demesinin nedeni bu nedendir, şüpheye düşmeyecek kadar açık, anlaşılan. Gelelim Kur’an dan, başörtüsü konusuna delil gösterilen ayete. Nur suresi 31. Ayette şöyle bir cümle geçer. “HIMARLARINI YAKALARININ ÜZERLERİNE SALSINLAR.” Burada geçen hımar kelimesi, örtü anlamında kullanıldığı gibi, halk arasında başörtüsü anlamında da kullanılıyor olabilir, buna itirazım yok. Bu türlü bilgiler, asla Allah ın hükmünü değiştiremez ve ayetin yanlış anlaşılmasına da yol açamaz. Yazdığım cümleyi ister başörtülerini yakalarının, yani göğüs açıklığının üzerine salsınlar, örtsünler diye anlayalım, isterse normal bir örtü olarak kabul edelim. Hiç fark etmez.  Allah Kur’an da hükümlerini, farklı ayetlerle bizzat kendisi açıklamıştır. Onun için şöyle deriz. KUR’AN KENDİSİNİ ANLATAN, AÇIKLAYAN EŞİZ BİR NURDUR.

Bu durumda ayette hükmedilen nedir, önce ona bakalım. Bu ayette Allah ,KADINLARIN GÖĞÜS DEKOLTELERİNİN, AÇIKLIKLARININ KAPATILMASINI İSTİYOR. Ayet kadınların, daha dikkatli olmaları gerektiğinin uyarısını yapıyor. İster bu emri her hangi bir örtüyle yapsınlar, isterse o günkü toplumun kadınlarının, başlarını örttüğü başörtüleri ile yapsınlar. Allah ın ayette apaçık hükmü, GÖĞÜS AÇIKLIĞININ ÖRTÜLMESİDİR. Bugün başörtüsünün Kur’an emri olduğuna delil, bu ayette geçen HIMAR kelimesi gösterilmektedir ve denmektedir ki, ayette açıkça göğüs açıklığının örtülmesi emredilmektedir, ama DOLAYLI OLARAK DA, BAŞIN ÖRTÜLMESİ DE EMREDİLİYOR. Önce şunu asla unutmayalım. Allah hükümlerini dolaylı olarak değil, açık seçik indirdiğini söylüyordu hatırlayalım. Dolaylı bir hüküm zaten MUHKEM değildir. Eğer bir konu bir ayette dolaylı anlatılmışsa, BİR BAŞKA AYETTE MUTLAKA MUHKEM BİR ŞEKİLDE İZAH EDİLMİŞTİR. Lütfen biraz önce Kur’an ile ilgili ayetleri hatırlayınız. HATIRLATMAK İSTERİM, MADEM NUR 31. AYETTE DOLAYLI KADININ BAŞININ ÖRTÜLME EMRİ VAR, BİR BAŞKA AYETTE, NEDEN MUHKEM BİR ŞEKİLDE, ALLAH KADINLAR BAŞLARINI ÖRTMELİDİR DİYE HÜKÜM VERMİYOR?

Sizlere yazımın başında, Kur’an ı doğru anlayabilmek adına, Allah ın bazı uyarılarını hatırlatmıştım. Yaradan BİZ HER ŞEYDEN NİCE ÖRNEKLERİ DEĞİŞİK İFADELER VERDİK, HER ŞEYİ AÇIK SEÇİK ANLATTIK DİYORDU.Yani açıkça, biz dolaylı bir emir vermedik, sizlere örneklerle izah ettik diyor. Bu durumda Nur suresinde, dolaylı olarak Allah kadının başını da örtmesini emrediyor dememiz, ancak kendi nefsimizi kandırmaktan başka, bir işe yaramayacaktır. Kur’an ı doğru anlamak istiyorsak, onun uyarıları ve verdiği örnekler ışığında onu anlamaya çalışmamız, bizlerin doğruyu anlamamızı sağlayacaktır. Bunu yapmadığımız takdir de, Kur’an ın yüzlerce ayetine de, iman etmemiş olacağımızı unutmayalım.

Başörtüsü konusunu, Yahudi ve Hıristiyanların günümüzde TAHRİF EDİLMİŞ VE BİZLERİN SORUMLU OLMADIĞIMIZ,  ellerindeki kitaplara baktığımızda, bu konunun Kur’a dan farklı olduğunu görüyoruz. Yahudiler peçe ve çarşafın Allah emri olduğuna inanırlar ve tahrif edilmiş kitaplarında geçer. Hıristiyanların ellerindeki tahrif edilmiş İncil de de, kadın başını örtmelidir, örtmüyorsa saçlarını kazıtmalıdır, diye açıkça yazar. PEKİ, KU’AN DA AÇIKÇA BÖYLE TEK BİR EMİR GÖREMİYORUZ DİYE, NEDEN KENDİMİZE SORMUYORUZ? Çünkü bu iki inanç ve misyonerleri, bizlerin inancını inanılmaz derece etkilemiş ve inançlarını içimize sokmuşlarda ondan. Yaradan Zuhruf 44. Ayette, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM diyorsa, bizlerin hangi bilgilere iman edeceğimiz, çok açık değil midir?

Bir örnek vermek istiyorum. Bundan yaklaşık 40 sene öncesine kadar, kilisede rahibelerin giydiği, türban şeklinde bir başörtümüz yoktu. Normal başörtüsü giyerdi kadınlarımız, annelerimiz, ninelerimiz. Ne oldu da birden bire, Allah böyle bir hüküm vermediği halde, kadın bir tek saçının telini bile gösteremez konumuna geldi? BU SORUYU MUTLAKA KENDİMİZE SORMALIYIZ. Yoksa haşa birilerine, vahiymi geldi? Hepimiz bu dünyada imtihandan geçiyoruz. İmtihan olduğumuz kitap da, Allah ın korumasındaki Kur’a olduğuna göre, sizce Kur’an ın apaçık hüküm vermediği konuları, sanki Allah ın hükmü gibi göstermemiz, bizleri Rabbin huzurunda MAHCUP çıkarmaz mı? Yorum ve karar sizlerin.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız