Ana içeriğe atla

MÜ’MİN SURESİ 14. AYETİ, HAYATIMIZA GEÇİREBİLİYOR MUYUZ?


 

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Mümin suresi 14. ayet olacak. Bu ayet aslında, günümüzde yaşadığımız yanlış inancımıza dikkat çekici bir uyarıdır, Allah ın ikazıdır. Tabi ayetleri anladığımız dilden, üzerinde düşünerek okuduğumuzda ancak, yaptığımız yanlışları fark edebiliyoruz.  Sizce bizler bu ayetin gereğini yerine getirebiliyor muyuz? Önce ayeti yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim.

MÜ’MİN 14: KÂFİRLERİN HOŞUNA GİTMESE DE, DİNİ O’NA ÖZGÜ KILARAK ALLAH’A DUA EDİN! (Mehmet Okuyan meali)

Ayette kâfir diye geçenler, Allah a iman etmeyenler değil, lütfen bunu önce doğru anlayalım.  Bahsedilenler kitap Ehli. Çünkü bunlar Allah’ın vahyi Kur’an ı kabul etmekte zorlanan, gerçeği görmek istemeyip atalarının beşeri dinini yaşamak isteyen inkârcılar. Çünkü Kur’an, ataların rivayet ve sanıya dayanan inancını bırakın, yalnız indirilen vahye sarılın diyordu. Dikkatinizi çekerim Allah bunlara kâfir diyor. Bu inkârcıların hoşuna gitmeyen neymiş, şimdi onun üzerinde duralım. DİNİ YAŞARKEN, ALLAH IN İNDİRDİĞİ VAHYİN ASLA DIŞINA ÇIKMADAN, DİNİ ALLAH’A HAS YANİ ONA ÖZGÜ KILARAK İNANCINI YAŞA VE ALLAH A ÖYLE DUA ET. İşte böyle yapılması, atalarının batıl ve rivayetlerle dinini yaşayanların hoşuna gitmiyormuş.

Peki bizler, kâfirlerin/inkârcıların hoşuna gitmeyen şekliyle yani, ARI DURU BİR ŞEKİLDE, DİNİ ALLAH A HAS KILARAK MI YAŞIYORUZ, yoksa Kitap Ehlinin yaşadığı gibi, atalarımızdan intikal eden mezheplerin dine yaptığı rivayetlerle harmanlanan bir inancımız mı var, ne dersiniz? Hatırlatmak isterim, Dini Allah’a HAS/ÖZGÜ kılarak yaşamak, dine hiçbir ilave yapmadan indirildiği, Kur’an da hükmettiği şekliyle, İslam’ı yaşamak anlamındadır. Eğer Kur’an da her bilgi detaylı yoktur diyerek, Kur’an’ı yeterli görmüyorsak, daha baştan İslam’ı ALLAH’A HAS KILARAK, yaşamıyoruz demektir. Allah a ibadet ederken, ona dua ederken ya da İslam ı yaşarken dualarımızı Allah a has kılarak, yani hiçbir ilave yapmadan, yalnız ona mı dua ediyoruz? Yoksa Kur’an ın tamamına iman ettik diyerek, imanımızı sözde yaşayarak, dualarımızda ŞEFAAT EY YÜCE RABBİMİZ DEMEMİZ GEREKİRKEN, ŞEFAAT YA RESULALLAH MI DİYORUZ? Ne dersiniz, yoksa bizlerde bu ayette Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları yapmaya devam mı ediyoruz? Karar sizin imtihan sizin imtihanınız.

Allah’ın indirdiği Kur’an ı yeterli görmeyip, atalarının rivayet inançlarını da yaşanmak isteyen Kitap Ehline Allah bir ayet indirip, Ankebut 51. ayetinde: “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BİR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” Diye uyardığı halde bizler, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek, emin olamayacağımız onca rivayetleri dinin emri Kabul edip, mezheplerin beşeri ilavelerini din diye yaşamaya devam ediyorsak, BİZLER DİNİ ALLAH A HAS, ONA ÖZGÜ KILMADAN YAŞIYORUZ DEMEKTİR. Tekrar hatırlatmak istiyorum, böyle yapanlara Allah kafir diyor.

Allah yalnız bana, benim vahyime itaat edeceksin diyor ve dini bana has kılarak, hiçbir ilave yapmadan yaşayacaksınız uyarısını yapıyor da, bizlerin yalnız Kur’an ın ipine sarılmamızı emrediyorsa, Kur’an ın dışından dine sokulan her söz, bilgi ve ilave DİNİ ALLAH A HAS KILARAK YAŞAMAMIZI ENGELLEYECEKTİR. Bu davranışımız bizlerin, Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları yapmamıza neden olacaktır. Lütfen mezheplerin, cemaat ve tarikatların öğretilerini Kur’an ile sorgulayalım. Unutmayalım din Allah ın dinidir ve onun sahibi de yalnız Allah tır. ALLAH HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYORSA AYETİNDE, BU UYARIYI DİKKATE ALALIM Kİ, DİNİ ALLAH A HAS YAŞAYABİLELİM. Mümin 14. ayetin öncesindeki ayete göz atalım şimdide.

MÜ’MİN 13: O, SİZE AYETLERİNİ GÖSTEREN, SİZİN İÇİN GÖKTEN BİR RIZIK İNDİRENDİR. ANCAK O’NA YÖNELEN, DÜŞÜNÜP İBRET ALIR. (Diyanet meali)

İnkârcıların/kâfirlerin hoşuna gitmeyen davranışın, bakın bu ayette neler olduğu daha iyi anlaşılıyor. Allah yalnız bana benim indirdiğim vahye yönelin dedikçe, yoldan sapmış Kitap Ehli, atalarının inançlarını yaşayabilmek adına, BİZLERİN ATALARINDAN İNTİKAL EDEN İNANÇLARIMIZ VAR diyerek Kur’an ı yeterli görmemişlerdi. Veliler, efendiler edinip ardı sıra gittiler. Ne yazık ki aynı yanlışı, bu ayetleri görmezden geldiğimiz için bizlerde yaptık, yapmaya devam ediyoruz ve ne diyoruz hatırlayalım.  “ALLAH RESULÜNÜ POSTACI DİYE Mİ GÖNDERDİ. ONUNDA ALLAH GİBİ, DİNDE HÜKÜM KOYMA YETKİSİ VARDIR.” Dinin sahibinin yalnız Allah olduğunu unuttuk. Kur’an da Allah istediği kadar, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem desin, ne duyan var ne işiten. Çünkü Kur’an ı sen anlayamazsın, Kur’an da her bilgi detaylı yoktur inancı, topluma kabul ettirilmiş ve toplumun diliyle Müslümanlara Kur’an okutulmadığı için, gerçekleri Müslümanlar göremiyor. Görmek içinde çok fazla çabanın olmadığını, ne yazık ki görüyoruz.

İslam’ı yaşarken bizlerin, dini Allah a HAS yani ona ÖZGÜ kılarak yaşamamızı emrettiği halde, bizler İslam’ı mezheplerin, cemaat ve tarikatların şekillendirdiği haliyle yaşamamız gerektiğine inandık. Kur’an ın açıklanmamış özet bilgiler içerdiğini topluma ne yazık ki içimizdeki ruhban sınıfı kabul ettirdi.  Araf suresi 29. ayette de Allah yine aynı uyarıyı yapıyor ve bakın ne diyor. “DİNİ YALNIZ ALLAH’A HAS KILARAK, O’NA YALVARIN” Sizlere son olarak, Allah Resulünü bakın hangi konuda uyardığını, ikaz ettiğini görüyoruz.

Zümer 2: (Ey Muhammed!) ŞÜPHESİZ BİZ O KİTAB’I SANA HAK OLARAK İNDİRDİK. ÖYLE İSE SEN DE DİNİ ALLAH’A HAS KILARAK, O’NA KULLUK ET. (Diyanet meali)

Allah Resulüne, sana indirdiğimiz Kur’an ı HAK olarak indirdik, öyleyse sen dini, ALLAH’A HAS KILARAK, yalnız Allah a kulluk et diye uyarıldığı ve bu ayeti Resulü tebliğ aldığı halde, sizce Allah’ın Resulü dine tek kelime bile ilave etmiş olabilir mi? İlave etmiş olsaydı, din yalnız Allah a has kılarak yaşanmazdı. BU DURUMDA DİN, ALLAH VE RESULÜNE HAS YAŞANMIŞ OLURDU. Bizler hala, Allah’ın Resulünün de dine hüküm koyma yetkisi vardır, Kur’an ı Resulü açıklamıştır, Kur’an da her bilgi detaylı yoktur demeye devam ediyoruz. ALLAH NE EMREDİYOR, BİZLER NELER YAPIYORUZ, HALA FARKINDA BİLE DEĞİLİZ.

Dilerim cümlemiz, HESABIN GÖRÜLECEĞİ O ÇETİN GÜN GELMEDEN, Kur’an gerçekleri ile aydınlanan, yapılan yanlışların farkına varan, Allah’ın azınlık sevgili kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...