Ana içeriğe atla

ÖNYARGILARIMIZDAN KURTULAMADIĞIMIZ SÜRECE, HAKKI BATIL, BATILI HAK GÖRMEKTEN KURTULAMAYIZ.


 

Bizlerin İslam anlayışı, o kadar yanlış bir mantık üzerine kurulmuş ki araştırma, sorgulama Kur’an ı anlayabilmek adına çaba harcamanın ötesinde akıl ve mantık adeta devre dışı kalmış.  Bakın bir arkadaşımız İslam’ı nasıl algılıyor ve en doğru nasıl yaşayabileceğine inanıyor. İşte böyle bir mantık ve düşünceyle günümüz İslam ı yaşanıyor. Lütfen arkadaşımızın sözlerine üzerinde dikkatle düşünelim.

“PEYGAMBER OLMASA İDİ BİZ BU KİTABIN ALLAH TAN GELDİGİNE DAİR KESİN KANITI NERDEN BİLECEKTİK. DETAYLAR TABİKİ ONUN ELİYLE ACIKLANACAK, RESULE TABİ OLANLARIN BU ŞEKİLDE SAMİMİYETLERİ TEST EDİLİYOR. RESULÜN ELİYLE ACIKLANMASI, VERDİGİ HÜKÜMLERİ İKİNCİ KAYNAK YAPMAZ. O KURANLA CELİŞİK BİR SEY SOYLEMEZ. DAVETCİYE UYUN, UYMADIGINUZ TAKDİRDE ALLAH A ZARAR VEREMEZSİNİNİZ İFADESİ, SANA BİAT EDENLER GERCEKTE ALLAHA BİAT ETMİŞTİR AYETLERİNDE OLDUGU GİBİ, RESULUN DEDİGİ BENİM DEDİGİM DEMEKTİR.”

Arkadaşımız Allah ın Resulü olmasaydı, biz Kur’an ın Allah katından geldiğini nereden bilecektik diyor. Sizlere sormak isterim bizler Kur’an a, Allah ın Resulü getirdi ve bizlere tebliğ etti diye mi iman ediyoruz, YOKSA BİZLER, ALLAH IN KİTABINDA, ELÇİ OLARAK HZ. MUHAMMED İ TANITTIĞI GÖREV VERDİĞİ İÇİNMİ, ONUN RESUL OLDUĞUNA İNANIYORUZ? BİZLER İÇİN KUR’AN IN ALLAH KATINDAN GELİŞİNİN KANITI, ALLAH IN ELÇİSİ OLAN HZ. MUHAMMED DEĞİLDİR. TAM TERSİNE ALLAH, HZ. MUHAMMED İN ELÇİ OLUŞUNUN KANITI, BİZZAT KUR’AN DIR. Eğer bu yanlış düşünceye inanırsak Allah ın kitabının önüne, Elçisini koymuş oluruz. Bizler Elçi olduğunu Kur’an dan öğreniyoruz ve onun Elçi olduğuna iman ediyoruz. RESUL TEBLİĞ ETTİĞİ İÇİN, KUR’AN IN ALLAH KATINDAN GELDİĞİNE İNANMIYORUZ. Böyle bir iman olamaz, lütfen karıştırmayalım. İslam dininde kesin kanıt, Allah ın kelamı Kur’an dır, beşeri bilgiler yada kişiler değildir. Lütfen kendimize beşeri kanıtlar yaratmayalım.

Önce imanın ne olduğunu lütfen unutmayalım. İman Allah a ve onun kanunlarına koşulsuz boyun eğmek, kabul etmektir. Hatırlatmak isterim, Allah ın Resulü ile ilk muhatap olanlar, Kur’an ı Hz. Muhammed tebliğ etti diye inanmadılar. Tam tersine Hz. Muhammed, ne Yahudilere nede Hıristiyan toplumuna tabi olmadığı için, onu önce kabul etmek istemediler Elçi olarak. İnsanlar gelen vahiy yani ayetler bir biriyle tutarlı, gerçeklerle örtüşen, geçmişte gelen Elçilerin tebliğleri ile uygun olduğu için, o günkü insanlar Kur’an ı kabul ettiler ve iman ettiler. GEÇMİŞTE İNDİRİLEN KİTAPLARIN HEPSİNDE, DAHA SONRA GELECEK RESULLERİN MÜJDESİ VERİLMİŞTİ, ONUN İÇİNDE TOPLUM ZATEN BİR ELÇİ BEKLENTİSİNDEYDİ. DAHA AÇIKÇASI BUGÜN BİZLERİN, KUR’AN A İMAN ETMEMİZİN, MÜSLÜMAN OLMAMIZIN ASIL NEDENİ, KUR’AN IN İÇERİĞİ VE VERDİĞİ BİLGİLERDİR. ALLAH IN RESULÜ OLMASAYDI BİZLER MÜSLÜMAN OLMAZDIK, DİYEBİLİR MİYİZ? Elbette hayır.  Allah isteseydi farklı bir yolla da bizlere vahyini ulaştırabilirdi. Ama bu yolu tercih etmiş ve Elçi olarak toplumda örnek bir insan olan, Hz. Muhammed i seçmiştir. Onun içinde bizler, Kur’an ın önüne Elçisini koyarak, Elçisi olmasaydı Kur’an ile buluşamazdık diyemeyiz. Allah Elçisinin görev ve sorumluluklarını bizlere bildirirken, bakın nasıl açıklama yapıyordu hatırlayalım.

“RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) “BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.”  (Kehf 56) “SENİN GÖREVİN, SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40)

Allah bu açıklamaları boşuna yapmıyor. Benim Resulümün görevi, sadece vahyimi tebliğ etmektir diyor. Yani arkadaşımızın söylediği gibi, Allah ın Resulünü Kur’an ın önüne geçirmeden, O olmasaydı bizler Kur’an ın Allah katından geldiğini bile bilmezdik demeden, Kur’an a iman etmeliyiz. BİZLERİN KUR’AN A İMAN ETMEMİZİN VE MÜSLÜMAN OLMAMIZIN NEDENİ, KUR’AN IN ALLAH KATINDAN GELDİĞİNE, KUR’AN I OKUYUP, ÜZERİNDE DİKKATLE DÜŞÜNÜP, AKLEN VE KALBEN İMAN ETTİĞİMİZ İÇİN MÜSLÜMAN OLDUK. ALLAH IN RESULÜDE ÖYLE YAPMADI MI? HABİRE YÜZÜNÜ GÖKYÜZÜNE ÇEVİRİP, ALLAH A DUA EDİYOR VE KAFASINDAKİ SORULARA CEVAP ARIYORDU. ALLAH IN RESULÜ TÜM SORULARINA, KUR’AN DAN CEVAP ALDI. BİZLERDE HER SORUMUZA, KUR’AN DAN CEVAP ALDIĞIMZ İÇİN MÜSLÜMAN OLDUK VE ALLAH IN RESULÜNÜ ELÇİ OLARAK KABUL ETTİK. Eğer Allah ın Elçisi olmasaydı, Kur’an ın Allah katından geldiğini bilemezdik dersek, Allah ın ve Kur’an ın O eşsiz gücünü devre dışı bırakmış, küçümsemiş oluruz. Takrar hatırlatmak isterim, bizler Hz. Muhammed in Resul olduğunu, Kur’an dan öğrendik.

Arkadaşımız rivayet ve sanı hadisleri/sözleri aklayabilmek ve hayatında yaşamaya devam edebilmek için, Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği onca rivayetleri, adeta dinin, Allah ın emri gibi gösteriyor ve Elçisini adeta Allah ın dinde hüküm ortağı yapmaktan da çekinmiyor. Allah sizlere gönderdiğim vahiyden sorgulayacağım, hesaba çekeceğim, onun için Kur’an ın ipine sarılın diyecek, ama daha sonra da detaylı açıklamayacak, Kur’an ın açıklanma işini Elçisine bırakacak öylemi? Hani Allah Kur’an ı açıklamak bizim görevimiz diyor ve nice örnekle Kur’an ı biz açıkladık diyordu Kur’an da, ne oldu yüzlerce bu konudaki ayet. Unuttuk mu, yoksa üstünümü örttük? Allah sakın emin olmadığın bilgilerin ardına düşme diyecek, ama bizler bu ikazları duymazdan gelip, Allah ın ayetleri, Elçisinin vefatından yüzlerce yıl sonra kayda alınan ve Elçisine ithaf edilerek söylenen, rivayet hadislerle mi açıklandığına inanacağız. Lütfen aklımızı başıma toplayalım ve kendimizi kandırmayalım, inanın hesap günü pişman oluruz. TÜM BUNLARA İNANDIĞIMIZ İÇİN DİNDE BÖLÜNDÜK VE BİRBİRİMİZE DÜŞMAN OLDUK.

İlginç olan ise arkadaşımız, Resule tabi olanların bu şekilde samimiyet testinden geçtiklerini söylemesi. Yani Elçisini seven Müslümanlar, doğruluğundan asla emin olamayacakları rivayet edilen hadislere inanıp inanmadıkları ile test edildiğini söylüyor. EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYET SÖZLERİ, HİÇ DÜŞÜNMEDEN RESUL SÖYLEMİŞ GİBİ KABUL EDİP, BUNLAR ALLAH IN RESULÜNÜN SÖZÜDÜR DİYE İNANANLARIN, RESULE İFTİRA ATMA RİSKİNİN ÇOK YÜKSEK OLACAĞINI HATIRLATMAK İSTERİM. SAMİMİYET TESTİ, KUR’AN A BAĞLANMAKLA OLUR. ÇÜNKÜ ALLAH IN RESULÜ BİZLERE, KUR’AN İLE HÜKMETME GÖREVİ ALMIŞTIR.

Arkadaşımız, Allah ın Resulünün Kur’an ı açıklaması, verdiği hükümler bu bilgileri ikinci kaynak yapmaz diyor. BIRAKIN İKİNCİ KAYNAK OLUP OLMADIĞINI, AÇIKLANMIŞ VE DETAYLI DEDİKLERİ RİVAYET BİLGİLER, BİRİNCİ KAYNAK OLDU TOPLUMDA. Siz olsanız açıklanmamış, herkesin anlayamayacağı, detaysız olduğuna inandığınız Kur’an ı mı okursunuz, yoksa hâşâ Kur’an ı açıkladığına inandığınız rivayet hadislerimi okursunuz? Eğer buna inanırsanız, Kur’an ı yüksek bir yere asar, ona saygıyı böyle gösterirsiniz. Çünkü açıklanmamış, detaysız bir kitabı neden okuyalım. Açıklanmış izah edilmiş varken. İşte bu düşünce ve mantık bizleri Kur’an dan uzaklaştırdı. Ayrıca Kur’an a saygımızı göstermek için, anlamını bilmeden Arapça ve birde kulağa hoş gelsin diye makamla okumayı seçiyoruz. Böyle olunca da sonuç ortada.

Resul Kur’an ile çelişen bir şey söylemez diyor. Çok doğru, peki Resulün ne yapması gerektiğini söylüyor Kur’an? “KULLARIMA YALNIZ KUR’AN İLE HÜKMET.” Bu emri alan Resulün, Kur’an ın bahsetmediği tek bir hüküm vereceğine nasıl inanırız? Talak suresi 3. ayetinde, KİM ALLAH’A DAYANIP GÜVENİRSE, O KENDİSİNE YETER diyor. Elbette Allah ın Resulü de yalnız Allah a, onun kitabına dayanıp güvendiğine göre, bizlerinde yalnız Allah a yani onun bizleri hesaba çekeceği ve Allah ın apaçık açıkladık dediği Kur’an a dayanıp güvenmemiz gerekmez mi?  NASIL OLUR BİZLERİN DAYANACAĞI VE GÜVENECEĞİ KUR’AN APAÇIK, DETAYLI VE ANLAŞILIR OLMAZ, BUNUDAMI DÜŞÜNEMİYORUZ. Allah iman edenlere, davetçiye yani Resule uyun diyor, peki neden? Çünkü O Resul size indirdiğim Kur’an ile hükmedecek diyor da ondan.  Resulünü de Allah uyarıyor ve Hakka suresi 44–45–46–47. ayetlerinde ne diyordu hatırlayalım?

“EĞER O RESUL BİZE ATFEN, BAZI SÖZLER UYDURMAYA KALKIŞSAYDI, ELBETTE ONU BUNDAN DOLAYI KISKIVRAK YAKALARDIK. SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI KESER ATARDIK. HİÇBİRİNİZ BUNA ENGEL DE OLAMAZDINIZ.”

Bu ve benzeri ikazlar alan Allah ın Resulü, nasıl olurda Allah ın vahyinin dışına çıkar. Bakın Allah ın Resulü görev ve yetkisinin sınırlarını nasıl açıklıyor. “BEN SADECE, BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM”. (Ahkaf 9 ) Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dedikten sonra, Elçisini ayetlerini açıklayan, anlaşılır hale getiren ve Kur’an da bahsedilmeyen konularda hükümler veren, dinde hüküm ortağı yapacağına nasıl inanırız. Allah Kur’an ı ben koruyorum diyor, sormak isterim Kur’an ı açıkladıklarına inandıkları rivayet hadisleri kim koruyor? Allah elçisini birçok ayetinde uyarıyor ve sana indirdiğimizin dışına sakın çıkma dedikten sonra, Elçisinin tebliğinde yardımcı olmak için, ELÇİME UYMAK BANA UYMAK GİBİDİR DİYEREK, RESULÜNÜN KUR’AN I TEBLİĞİNE YARDIMCI OLUYOR. Arkadaşımız son cümlesinde, Allah ın ayetlerinin anlamını eğip bükerek, sanki Allah ın Resulü isterse, Allah ın vahyinin dışına da çıkar anlamına gelecek, bakın ne diyor. “RESULUN DEDİGİ BENİM DEDİGİM DEMEKTİR.” Lütfen Allah ın ayetlerinin anlamlarını, kendi batıl inançlarımız doğrultusunda değiştirmeyelim ve Kur’an ın neredeyse tamamına ters düşecek anlamlar vermeyelim. İnanın hem bu dünyada, hem de mahşer gününde pişman olanların safında buluruz kendimizi.

“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)

“ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (casiye 6)

“O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (Araf 185)

“ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (casiye 6)

“KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN?” (Nisa 87)

Nahl 89: (Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER, BİR RAHMET VE MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK. (Diyanet meali)

Kamer 22: Andolsun ki biz, KUR’AN’I DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALMAK İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. Var mı düşünüp öğüt alan?

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız