Ana içeriğe atla

TALAK SURESİ 3. AYET. KİM ALLAH’A DAYANIP GÜVENİRSE, O KENDİNE YETER.


 


Bizler günümüzde yaşadığımız İslam inancında, öyle yanlışlar yapıyoruz ki, Allah ın indirdiği İslam la adeta taban tabana zıtlıklar oluşuyor. Allah benden başka hiç kimseden yardım istemeyin, şefaat tümden bana aittir, sizlere rehber yol gösterici olsun diye Kur’an ı indirdim, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dedikçe, sanki bizlerin gözleri kör, kulakları sağır olmuşçasına, bunca uyarı ve ikazların tam tersini yapmaktan korkmuyoruz. Birde bu ayetlere tam tersi, doğruluğundan asla emin olamayacağımız, adına kutsi hadis dediğimiz hadislere inanmakta da bir kusur görmüyoruz. Elbette bunun nedeni, bilinçaltımıza farkına olmadan yerleştirdiğimiz, batıl inancımız çok etkili oluyor. Bu makalemde sizlere, yaptığımız yanlışlara örnek olacak bir ayet hatırlatmak istiyorum.

Talak 3: Allah, onu hiç beklemediği yerden rızıklandırır. KİM ALLAH’A DAYANIP GÜVENİRSE, O, KENDİNE YETER. Şüphesiz Allah, dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü belirlemiştir. (Bayraktar Bayraklı)

Bakın Allah bizleri nasıl uyarıyor. “KİM ALLAH’A DAYANIP GÜVENİRSE O, KENDİNE YETER.” Sizlere sormak isterim, sizce bizler İslam ı yaşarken yalnız Allah a yani onun gönderdiği Kur’an a mı güvenip dayanarak İslam ı yaşıyoruz? Çünkü ayette Allah ın, biz kullarına yeteceğini söylüyor. Ne dersiniz bu soruya içimiz rahat, evet bizler yalnız Allah ın vahyine güveniyor ve onun dışında asla rivayetlerin ve hurafenin etkisinde kalmadan, yalnız Allah ın ayetlerine güveniyor ve yalnız Allah a dayanıyoruz diyebiliyor muyuz?

Ne yazık ki bunu söyleyen, çok azınlık bir gurup var İslam toplumunda. Peki, bunca açık ayetler varken, bizler ne diyoruz ve nelere inanıyoruz.  Korkmadan yürekleri titremeden verdikleri cevap, “NE YANİ ALLAH ELÇİSİNİ, POSTACI DİYEMİ GÖNDERDİ.” Evet, aynen bunu söylüyoruz. Allah şefaat yani bağışlama tümden bana aittir diyor, bizler hâşâ sanki Allah a inat, ŞEFAAT YA RESULALLAH demekten korkmuyoruz. Sizlere sormak isterim, SİZLER ALLAH IN POSTACISI, YANİ HABERCİSİ OLMAK İSTEMEZMİSİNİZ? Bu görevi nasıl küçümseriz, doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. Peygamberimiz Allah ın yahyinin tebliği dışında, bir yetkisinin olmadığını görünce, Allah’ım beni postacı mı yaptın, benim hiç mi başka yetkim yok demiş olabilir mi? Bakın Allah Elçisinin görev ve sorumluluklarını anlatırken Ankebut 18. ayetinde bizlere ne diyor. “RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” Bunca açık ayeti, bizler tebliğ aldıkça, Allah ın vermediği yetkileri, Resulüne yüklemekten de çekinmiyoruz. Böyle olunca da sonuç ortada. Acı, keder ve üzüntü İslam toplumundan eksik olmuyor.

Allah Kasas suresi 75. ayetinde mahşer günü hesabın görüleceği O çetin gün, tanığın şahitliğinde bakın ne söyleyecek. “KESİN DELİLİNİZİ ORTAYA KOYUNUZ” Sizce bahsedilen O, kesin delil ne olabilir? Tabi Allah Kur’an da onunda açıklamasını şimdiden bizlere yapıyor ki, aldananların safında olmayalım. Bakın ne diyeceğini bildiriyor. “GERÇEĞİN ALLAH’A AİT OLDUĞUNU, UYDURDUKLARININ KENDİLERİNİ BIRAKIP KAÇTIĞINI ANLARLAR.” Hangimiz hesap günü bu duruma düşmek isteriz? Ne dersiniz, bizler yalnız gerçeğin yani HAK OLANIN, ALLAH IN VAHYİNEMİ SARILIYORUZ, YOKSA….? İşte o yoksanın doğru cevabını bulamıyor da, Allah ın yani Kur’an ın dışından anlatılan, adına kutsi hadis dediğimiz peygamberimizin adını kullanarak onu alet ederek anlattıkları rivayetleri de, dinin asli unsuru yapıyorsak, BİZLER YALNIZ ALLAH A GÜVENİP, ALLAH A DAYANMIYOR, ALLAH IN YANINDA KENDİMİZE GÜVENİP DAYANACAK,  BAŞKA İLAHLAR DA EDİNİYORUZ DEMEKTİR, HATIRLATIRIM.   

Allah şuara suresi 78. ayetinde bakın ne diyor. “O, BENİ YARATAN VE BANA DOĞRU YOLU GÖSTERENDİR” Ne yazık ki bizler Allah kitabını yeterli, detaylı ve açık görmediğimiz için, kendimize doğru yolu gösterecek daha detaylı ve açık bilgiler verecek yol gösterecek veliler, şeyhler, efendiler ve onların kitaplarını ediniyoruz. Böyle olunca da ne huzuru, nede mutluğu bulamıyoruz.

Hâlbuki Allah Zümer suresi 18. ayetinde, SÖZÜ DİNLEYİP DE ONUN EN GÜZELİNE UYANLAR VAR YA, İŞTE ONLAR ALLAH’IN HİDAYETE ERDİRDİĞİ KİMSELERDİR, der.  Nisa suresi 87. ayetinde de hata yapmamızı engellemek adına bu ayeti açıklayarak, “SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH’TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” diyerek, bizlerin imanımızı yaşarken, yalnız Allah ın vahyi Kur’an a, yalnız onun ipine sarılarak doğruyu bulacağımızı bizlere apaçık bildirir. Peki bizler bu uyarıları dikkate alıyormuyuz? Ne yazık ki hayır. Ayetin sonunda Allah ın sözünü dinleyenlerin, hidayet sahibi, aklını kullananlar olduğunu Allah bizlere bildiriyor. Aklını kullamayanlarıda pislik içinde bırakıp, rezil edeceği uyarısını yapıyor.

Bu yanlışları yapanların nasıl bir yol üzerinde olacaklarını Allah, Enam suresi 26. ayetinde adeta bizlerin gözlerinin içine sokarcasına, bakın nasıl ikaz ediyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az demiş büyüklerimiz.

“ONLAR BAŞKALARINI ONDAN (KUR’AN’DAN) ALIKOYARLAR, HEM DE KENDİLERİ ONDAN UZAK KALIRLAR. ONLAR FARKINA VARMAKSIZIN, ANCAK KENDİLERİNİ HELÂK EDİYORLAR.” (Enam 26)

Yalnız Allah a, onun kitabı Kur’an a güvenmeyip, onu detaysız açıklanmamış özet bilgi görenler, kendilerine Allah ın yanında güvenecek yol gösterecek veliler, şeyhler, efendiler arayıp, onların sözleri/hadisleri ile İslam ı yaşayan, onların açıklamaları ile Kur’an ı anlamaya çalışanlar, Allah ı kulu ile açık bir diyalog kuramayan konumuna getirenlerdir ki, bunlar ın insanları Allah ın yolundan Kur’an dan alıkoyarak uzaklaştırdığı uyarısını yapıyor Yaradan. BU İNSANLAR HEM KENDİLERİNİ, HEMDE KENDİLERİNE UYANLARI HELAK ETTİĞİNİ BİLDİRİYOR.

Bir Müslüman a düşen, Allah ın Resulünün yaptığı gibi, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Lütfen unutmayalım, Allah Kur’an ı açıklamak bizim işimizdir diyor ve nice örneklerle açıkladık ve yemin olsun ki anlayasınız diye kolaylaştırdık diyorsa, LÜTFEN GELİN ALLAH A GÜVENİP DAYANALIM VE ONA İNANLIM. YOKSA MAHŞER GÜNÜ, PİŞMAN OLANLARIN SAFINDA OLURUZ.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .