Ana içeriğe atla

BİZLERİ YOLDAN SAPTIRAN, GERÇEKLERDEN UZAKLAŞTIRAN YANLIŞ İNANCIMIZ.


 

Bizlerin Kur’an ile bağını kesen din tacirleri, İslam düşmanları kendi inançlarını bizlere, bu yolla rahatlıkla kabul ettirmişlerdir. Bizler eğer Kur’an ile bir bağ kurma çabasında olmadan Allah ın huzuruna gidersek, inanın hesabını veremeyenlerin safında oluruz. İstediğimiz kadar bizi şunlar, bunlar kandırdı aldattı diyelim, asla kabul edilmeyeceğini Allah, Kur’an da apaçık bildiriyor. Peki ne diyor? Ey kulum sana gönderdiğim Kur’an ı eline al anlayarak, düşünerek ayetleri mi oku, tebliğ al ve sakın emin olmadığın bilgilerin ardına düşme. Çünkü yemin olsun ki ayetleri anlayabilmeniz ve hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, Kur’an ı kolaylaştırdım. Onun içindir ki sizleri Kur’an dan imtihan ediyorum, yalnız onun ipine sarılın ve benden başka veli edinip onlara güvenmeyiniz diyor.  Bizler ne yazık ki bu uyarıları ya Kur’an dan alamadık, ya da uyarılara kulak asmadığımız için, Allah a güvenip dayanmamız gerekirken, bakın neler söylüyor ve kimlere güveniyoruz.

“KUR’AN BİZE YETER, BAŞKA KİTABA İHTİYACIMIZ YOK İSE BU KADAR KİTAP YAZIP SATIŞA NİÇİN KOYUYORSUNUZ? GELMİŞ GEÇMİŞ O KADAR BÜYÜK HADİS ÂLİMLERİ İSLAM DİNİNİ AYETLERİN VE HADİSLERİN NE OLDUĞUNU ÖĞRENEMİŞ ÜMMETİ MUHAMMED YOLDAN SAPITMIŞ DA BU KÜFÜR AKIMINI ÖNCÜLERİ OLAN SİZLER Mİ HİDAYETE ERMİŞSİNİZ? SİZLER ABDULLAH İBNİ DEB’E DEN DAHA ZEHİRLİ MÜNAFIKLAR TAİFESİNDENSİNİZ. HADİS İ SERİFLERİ REDDEDENLERİN ŞERRİNDEN ALLAH MÜSLÜMANLARI KORUSUN.”

Kur’an dan habersiz olmak, yada yalnız Allah a güvenmeyip, kendimize başka güvenilecek kaynaklar, kişiler aramak bu kadar tehlikeli. Kur’an ın bizlere yeteceğini söyleyen Allah. Buna ister inanırsın, ister inanmaz inkârcı münafık olursun. Kitap Ehline de Allah ın gönderdiği kitaplar yetmemişti ve Allah Kur’an ı indirirken ne diye uyarmıştı onları hatırlayalım.  “KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?” (Ankebut 51) Bu sözleri söyleyen ve aynı düşüncede olan kişilere sormak istiyorum, SİZLERE KUR’AN YETMEDİ Mİ DE, ATALARINIZDAN İNTİKAL EDEN RİVAYETLER OLMASAYDI, DİNİMİZİ İMANIMIZI YAŞAYAMAZDIK DİYORSUNUZ?

Kendilerine din alimi sıfatı yakıştırdıkları kişilerin yazdıkları kitaplar, yada ayetlerden Kur’an dan anladıklarını yazdıkları, dinin açık hale getirilmesi, yada dine ilaveler yapılması adına yazılmaz, yazan varsa hata yapar. Bunu yapan şirk batağına batmış olur. Eğer böyle yaptığını söyleyenlere inanıyor da, onların kitaplarını dinin olmazsa olmazı kabul ediyorsanız, zaten Allah a ve onun kitabına şirk koşuyorsunuz demektir. HERKESİN YAZDIKLARI KUR’AN DAN KENDİ ANLADIKLARIDIR VE YALNIZ KENDİLERİNİ BAĞLAR. Herkes hata yapabilir, hatasız yalnız Allah tır. Bende yüzlerce makale yazdım ve Allah nasip ettikçe yazmaya devam edeceğim. Benim yazdıklarım, Allah ın ayetleri anlaşılmıyor da, ben açıklıyor değilim.  Benim yaptığım, Allah ın ayetlerine yanlış anlamlar verip, ayetleri tahrif ederek kendi batıl inançlarını aklamaya çalışanların, yanlışlarını hatırlatmaktır o kadar. Bende hata yapabilirim, onun için yazdıklarımı okuyanlar mutlaka, Kur’an ile karşılaştırmalı dır. Örneğin yukarıdaki sözleri söyleyen kardeşimiz, Kur’an ile gereken bağı kurmuş olsaydı, KUR’AN IN BİZLERE YETECEĞİNİ SÖYLEYENİN, BİZZAT ALLAH OLDUĞUNU BİLİRDİ.

Gelmiş geçmiş onca büyük hadis âlimlerinin İslam ı, ayetleri ve hadisleri doğru öğrenmedi, toplumu yoldan saptırdı da, küfür akımının öncüleri olan sizler mi hidayete erdiniz diyor. Bir kişi kendi inancından emin değilse, karşısındaki insana ve inancına da böyle saygıdan uzak bir Üslup kullanır. Kimin takvaca üstün ve doğru yolda olduğunu, yalnız Allah bilir. Hâlbuki sinirlenecek bir durum yok. Herkesin inancı, kendisini bağlar. Çünkü her Müslüman kendi imtihanını, bizzat kendisi Kur’an dan yaşamakla sorumludur, emin olamayacağımız rivayetlerden değil. Ama bu sözleri söyleyenler, aynı düşünce ve inançta olanlar, kendi imtihanlarını kendileri bizzat Allah ın kitabından yaşamaya çalışanlar olmadıkları için, bakın kimleri savunuyor ve İslam ı kimlerden öğrendiklerini apaçık söylüyorlar.

Kişi ya da kişilerin hiçbir önemi yoktur. Allah ın Elçisinin bile, din adına Kur’an dışından hüküm verme yetkisi olmadığını Allah söylüyor ve ne diyordu? “RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18)” Bu düşüncenin, bu Müslümanların dini öğrenme ve dinin gerçeklerini algılama kaynağının, kendilerini hayatlarında hiç görmedikleri, tanımadıkları kişilerin kitapları ve onların dini algılama ve yaşama şekilleri olduğunu görüyoruz. DİKKAT ETTİYSENİZ, BU KİŞİLERİN HADİS ÂLİMİ OLDUKLARINI SÖYLÜYOR, KUR’AN ÂLİMİ DEĞİL. Peki, hadis dediğimizde ne kast ediliyor? Peygamberimizin sağlığında konuştuğu, söylediği ama asla kayda aldırmadığı sözlerini, yüzlerce yıl sonra toplayıp, kitap haline getirdiklerini iddia ettikleri kişiler. Bu bilgiler mi bizlerin dinimizin kaynağı olacak? Bu rivayetlerle mi İslam ı yaşayacağız? BU BİLGİLERİN DEĞİŞMEDEN, PEYGAMBERİMİZİN VEFATINDAN YAKLAŞIK 200 YIL SONRA DOĞRU KAYDA ALINACAĞINA VE ORADAN DA YAKLAŞIK 1000 YIL SONRA BİZLERE, DOĞRU ULAŞACAĞINA NASIL İNANABİLİRİZ. SANIRIM İNSANLAR AKLI BİR KENARA KOYUNCA, ÇOK RAHATLIKLA KABUL EDEBİLİYOR, BU MANTIKTAN UZAK DÜŞÜNCELERİ. Hatırlatmak isterim, hiç birimiz günümüze aktarılan ve din âlimi, hadis âlimleri dediğimiz kişilerin kayda aldığı iddia dilen sözlerin, hadislerin onların bizzat kendilerinin söylediği sözler olduğuna delili, kanıtı yoktur. Mahşer günü bahsettiğimiz kişilere sen mi söyledin bu hadislerin Peygamberimize ait olduğunu dendiğinde, ASLA BEN SÖYLEMEDİM BANA İFTİRA ATMIŞLAR DERSE, ONCA YAPTIĞIMIZ YANLIŞLARIN HESABINI NASIL VERİRİZ? İşte bizler İslam ı böyle, emin olamayacağımız bilgiler ışığında yaşıyoruz ama farkında bile değiliz. 

Bizler mahşer günü, kurtuluşa erenlerin safında olmak istiyorsak, Allah ın Kur’an da emrettiği gibi, kendi korumasında olan Kur’an a sarılarak, onu anlayarak ama mutlaka düşünerek aklımızı kullanarak okumalıyız. Allah, yemin ederek Kur’an ı kolaylaştırdığını söylüyorsa, başkalarına değil, Allah a güvenip dayanarak Kur’an ı önce bizler okumalı ve anlamaya çalışmalıyız. Daha sonra yazılan tüm dini yazıları okumamızda hiç bir sakınca yoktur. Çünkü bizler önce ana kaynaktan, emin ve sağlam bilgimizi aldığımızda, bizleri hiç kimse aldatamaz. 

Bu cevabı veren kardeşimiz, Hadisi şerifleri reddedenlerin şerrinden, Allah Müslümanları korusun demiş.  Hadis diye nakledilen sözler, eğer Kur’an bilgisiyse, yani Kur’an ın onayından geçiyorsa, zaten her Müslüman ın başı üzerinde yeri vardır. Ama Kur’an ın onayından geçmeyen bilgilere, bunlarda Resulün sözüdür, dine koyduğu hükümlerdir deniyorsa, iki büyük yanlışı bunlara inananlar yapıyor demektir hatırlatırım. BİRİNCİSİ ALLAH IN ELÇİSİNE İFTİRA ATIYOR, İKİNCİSİ DE ALLAH IN DİNİNDEN SAPARAK, İNKÂRCI MÜŞRİKLERİN ARASINA GİRMİŞ DEMEKTİR. 

Bizler iman eden Müslümanlar olarak, mahşer günü sorgulanacağımız ve güveneceğimiz tek bir kaynak vardır. Oda Kur’an. Allah yalnız Kur’an ın ipine sarılın, sakın onun sınırlarını aşmayın diyorsa bizlere, BİZLER BU İKAZLARI DUYMAYIP, GÖRMEZDEN GELİP, RİVAYETLERİ DE ALLAH IN DİNİNE ORTAK EDİYORSAK, LÜTFEN UNUTMAYALIM, ALLAH IN DİNİNİ YAŞAMIYOR, KENDİMİZE AYRI BİR DİN YARATMIŞIZ DEMEKTİR. ALLAH BÖYLE İNSANLARIN ŞERRİNDEN CÜMLEMİZİ KORUSUN.

KUR’AN IN ONAY VERMEDİĞİ, BATIL VE SANI TÜM RİVAYETLERDEN UZAK DURAN, ALLAH IN ARI-DURU HALİS DİNİNE SIKI SIKI BAĞLI OLAN KULLARI ARASINA ALSIN İNŞALLAH BİZLERİ. GÜVENİLECEK, DAYANILACAK, YARDIM İSTENECEK VELİMİZ YALNIZ ALLAH TIR, ONUN KİTABI KUR’AN DIR. 

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .