Ana içeriğe atla

KUR’AN DA GEÇEN VELİ, EVLİYA KONUSU ÜZERİNE…..


 

Bu makalemin konusu, Kur’an ayetlerinde geçen VELİEVLİYA kelimesi üzerinde olacak. Veli kelimesini kendi aramızda, birbirimiz için kullandığımızda bir şeye çok yakın olmak, birinin işini üstlenmek, yardım etmek, seven kişi, arkadaş, yardımcı dost, anne-baba anlamlarına gelir.  Veli kelimesi (El- veli) Yarattığı varlıkların tüm ihtiyacını karşılayan onları koruyup gözeten, seven anlamında Allah’a nispetle geçer Kur’an’da. Yani Allah müminlerin VELİSİ dostu, koruyucusu olduğu açıkça ayette belirtilmiştir. Veli kelimesinin çoğulu EVLİYA diye geçer Kur’an’da. Onun içindir ki ayetlerde geçen evliya ya da veli kelimeleri çoğunlukla DOST diye çevrilir. Onun için ayetleri okurken doğru anlamlar vermeliyiz, yoksa Kur’an ayetleri ile çelişiriz. KUR’AN’A GÖRE ALLAH’IN DOĞRU YOLUNDA GİDEN HER MÜSLÜMAN, ALLAH’IN VELİ KULUDUR, yani Allah dostudur. Veliler Evliyalar, Allah dostu anlamında olduğuna göre, Allah gerçek dostunun kim olduğunu, YALNIZ BEN BİLİRİM DER. Bir örnek.

Yunus 62–63–64: Bilesiniz ki, ALLAH’IN DOSTLARINA/ EVLİY kullarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjde vardır. Allah’ın sözlerinde hiçbir değişme yoktur. İşte bu büyük başarıdır. (Diyanet meali)

Bu ayette geçen evliya kelimesi ile tüm iman edenler kast ediliyor. Bakın çoğul kullanılmış. Yoksa günümüzde evliya kelimesine verilen anlamda olduğu gibi, çok özel kişilerden bahsedilmiyor. Yalnız Allah’ı Veli/dost edinmiş, batıl ve hurafeden uzak, bu dünyada kendisine başka Veli edinmemiş, yalnız Allah’ın kitabına sarılan, onun hak yolundan giden, tüm iman edenlerden bahsediliyor. Tevbe suresi 23. ayetinde de Allah, babalarınız ve kardeşleriniz küfre, batıla sapmışsa, onları DOST/VELİ/EVLİY edinmeyin diye geçer. Yani onlar artık inancınız adına güvenilecek kişiler değildir, onların sözleri ile  yoldan sapmayın uyarısı yapılır. Şimdide Allah güvenebileceğimiz, yakın arkadaş edinebileceğimiz kişileri, bakın nasıl sayıyor ayetinde.

Maide 55–56: Sizin DOSTUNUZ/VELİYYUKUM ancak Allah’tır, Resulüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek salâtı yerine getiren, zekâtı veren mü’minlerdir. KİM ALLAH’I, O‘NUN RESULÜNE VE İNANANLARI DOST EDİNİRSE, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir. 

Allah bu ayetinde, yakın dost olarak güvenebileceklerimizi sayıyor bizlere diyor ki, Gerçek güvenilecek dostlarınız Allah ve onun Resulüdür. Devamını lütfen doğru anlayalım, çünkü bu ayet örnek gösterilip, bakın Allah müminlerden VELİ edinmemizi yasaklamamış diyebiliyorlar. Allah ayetin devamında, ALLAH’IN EMİRLERİNE BOYUN EĞEREK SALÂTI YERİNE GETİRİP, ZEKÂTI VERENLER SİZİN YAKIN DOSTUNUZDUR DİYOR. Yoksa ayetin ilk cümlesinde geçen sizin veliniz ancak Allah’tır dedikten sonra, Resulü ve iman edenlerde sizlerin din adına güvenilecek velinizdir demiyor. Çünkü güvenilecek ve yardım istenecek veliniz Allah, yalnız benim diyor diğer ayetlerinde. AYETİ ŞÖYLEDE ANLAYABİLİRİZ. YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNMİŞ ALLAH’IN RESULÜ VE YİNE YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNMİŞ ALLAH’IN YOLUNDA GİDEN MÜMİNLER, SİZİN YAKIN DOSTLARINIZ, ANNE VE BABAMIZIN BİZLERİN VELİSİ OLDUĞU GİBİ, BU İNSANLARDA MÜMİNLERİN VELİLERİDİR DİYOR. Kur’an’da Allah’ın Elçisi, sizin Veliniz diye asla geçmez: O, ALLAH’IN RESULÜDÜR DİYE GEÇER. Ayette bahsedilen, Allah yolunda gidenler, birbirinin güven duyulacak velisidir/ dostudur, arkadaşıdır anlamında söylüyor. Ayetin devamında zaten konuya açıklık getiriliyor ve diyor ki, Kim Allah’ı onun Resulüne ve inananları dost veli edinirse, Allah onların koruyucusudur diyor. BAKIN KORUYAN VELİMİZ, YALNIZ ALLAH.  Nisa suresi 45. ayetinde Allah zaten yardımcı ve koruyu olarak veliniz, bakın kimdir diyordu hatırlayalım. 

“ALLAH, SİZİN DÜŞMANLARINIZI ÇOK DAHA İYİ BİLİR. ALLAH, DOST/ VELİ OLARAK YETER. ALLAH, YARDIMCI OLARAK DA YETER. (Nisa 45)

Bu ayette de çok net ve açık bir şekilde, bizlerin yardımcı ve yol gösterici olarak güvenilecek VELİMİZİN yalnız Allah, yani onun indirdiği Kur’an olduğu bildiriliyor. Ayetleri, öyle kafa karıştıracak şekilde tercüme ediyorlar ki, kendi batıl inançlarına kanıt olabilsin. Lütfen ayetleri Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım, yoksa bizleri Allah ile aldatanlar, her zaman çıkacaktır. Bir ayette verilen hükmün tam tersi anlamını, bir başka ayette veriyorsak, O Allah’ın hükmü değil, ancak nefislerimizin aldatmacası olmaktan öte gitmeyecektir. Lütfen kendimizi aldatmayalım. Kur’an’da Veli ve Evliya kelimesi, Allah’ı Veli edinmek dışında, verdiği örneklerde genellikle, olumsuz anlamda kullanılmıştır. Allah’ın ayetlerinin anlamları ile oynamayalım. Onun için Allah, biz Kur’an’da her şeyden nice örnekleri, değişik şekilde verdik ki anlayasınız diyor. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için Kur’an’ın diğer ayetlerine bakalım. 

Araf 196: Çünkü benim VELİM/VELİYYİYA, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, bütün salihlere velilik eder. (Diyanet meali)

Bakara 107: Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ın dır. Sizin için Allah’tan başka ne bir DOST/VELİYYİN, ne de bir yardımcı vardır. (Diyanet meali)

Tevbe 116: Şüphesiz göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah’ın dır. O, diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir DOST/VELİYYİN, ne de bir yardımcı vardır. (Diyanet meali)

Ankebut 22: Siz, yerde de gökte de (Allah’ı) aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah’tan başka ne bir dostunuz/VELİYYİN , ne de bir yardımcınız vardır. (Diyanet meali)

Ayetlerde çok açık bir şekilde yardım istenecek, yol gösterici olarak VELİMİZİN YALNIZ ALLAH OLDUĞUNU özellikle bizlere bildiriyor. Bakın Veliyyin kelimesi özellikle, tekil olarak kullanılıyor ve Allah’tan başka Veliyyin olmadığı bir çok ayette tekrar ediliyor. Şimdide sizlere ayetlerde VELİNİN çoğulu EVLİYA diye geçen ayetlerden örnekler vermek istiyorum ki, konu daha iyi anlaşılabilsin. 

Araf 3: Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp/onun yanında başka DOSTLARA/EVLİYÂLARA uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! (Diyanet meali)

Kehf 102: İnkâr edenler, beni bırakıp da kullarımı DOST/EVLİYA edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık. (Diyanet meali)

Şura 6: Allah ile aranıza koyduğunuz bir takım DOSTLARA/EVLİYALARA sarılanları bile koruma altına alan Allah’tır. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin. (Süleymaniye)

Nisa 144: Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri DOST/EVLİYA edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? (Diyanet meali)

Bizler günümüzde EVLİYA kelimesine öyle bir anlam veriyoruz ki, evliya deyince, Allah katında makbul cennetlik bir insan olarak anlıyoruz. Hatta kabirlerine gidip, onlardan yardım bile istemiyor muyuz? Halbuki Allah takvaca kimin en doğru yolda gittiğini, yalnız ben bilirim demiyor muydu? Allah bu konuya özellikle dikkatimizi çekerek, bizlerin hatasını apaçık söylüyor. Ayetlerden de çok açık anlaşıldığı gibi, din adına Allah’tan ve onun kitabı Kur’an’dan başka güveneceğimiz, yardım isteyeceğimiz, YOL GÖSTERİCİ  dostumuz/Velimiz yalnız Allah olduğunu, Allah’ın hükümleri dışında, hiç bir dostun/evliyanın sözleri ile inancımızı yaşamamızın mümkün olmadığını, açıkça bizlere bildiriyor. Ayetlere dikkat ettiyseniz, özellikle veli kelimesinin çoğulu kullanılarak, sakın kitap ehlinin yaptığı gibi, kendinize yardımcılar, kurtarıcılar yani dostlar/evliyalar edinmeyin diyor. Allah ile aramıza hiç kimseyi koyamayacağımızı, araya sokmaya çalıştıklarınızı bile koruyan yalnız Allah’tır diyorsa, BİZLERİN BU DÜNYADA ALLAH’TAN BAŞKA KORUYUCU DOST/VELİ EDİNMEMİZ, ASLA MÜMKÜN OLAMAZ. Bu gerçekleri anlamak istemeyenlerin, mutlaka gözlerinde perde, gönüllerinde mühür var demektir. Sizlere yazacağım ayet üzerinde lütfen dikkatle düşününüz. Allah aynı ayette, HEM EVLİYA HEMDE VELİ KELİMESİNİ ÖZELLİKLE KULLANIYOR, ACABA NEDEN? BİZE NE ANLATMAK İSTİYOR?

Şura 9: Yoksa onlar Allah’tan başka DOSTLAR/EVLİYALAR mı edindiler? Hâlbuki gerçek DOST/VELİYYU Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (Diyanet meali)

BAKIN BU AYET ASLINDA,  BU KONUDAKİ SORUMUZA ÇOK NET CEVAP VERİYOR. Ayet konuya dikkat çekmek için, Allah’tan başka dostlar yani Evliyalar mı edindiler diyor. Özellikle çoğul kullanılıyor. Ayetin devamında ise aslında yapılan yanlışa dikkat çekmek adına, HÂLBUKİ DİN VE İMAN ADINA HERŞEYE GÜCÜ YETEN, YARDIM İSTEYECEK DOSTUNUZ/VELİNİZ yalnız Allah’tır diyor. Demek ki bizlerin Allah’ın yanında, edineceğimiz dostları/evliyaları Allah kesinlikle yasaklıyor ve sakın bu yanlışı yapmayın, SİZLERİN TEK YARDIMCISI/DOSTU/VELİSİ BENİM DİYOR.  YANİ ALLAH BENİM İLE ARANIZA, SAKIN HİÇ KİMSEYİ SOKMAYIN DİYE UYARIYOR. Ayetin sonunda, ONUN HERŞEYE GÜCÜ YETER DİYEREK NOKTAYI KOYUYOR. Günümüzde kendilerini VELİ/EVLİYA ZANNEDENLERİN, HİÇ BİR ŞEYE GÜCÜ YETMEZ. Ama bizler ne yazık ki Kur’an’dan uzak, kendimize veliler/EVLİYALAR edinmekte hiçbir sakınca görmedik, hatta ne dedik hatırlayalım. “VELİSİ OLMAYAN CENNETE GİDEMEZ, YOLUNU BULAMAZ. VELİSİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR.” 

Bizlerin Kur’an ile bağını kesenler, Allah’ın ayetlerinin anlamları ile oynayarak, batıl hurafe inançlarının devamını sağlamaya çalışmaktadırlar. Verdiğim tüm bu bilgilerden sonra, yaptığımız çok acı ve üzücü bir yanlışımıza örnek vermek istiyorum. Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının dediği halde, Allah’ın tek elinde tuttuğu şefaat, bağışlama affetme yetkisini hala edindikleri dostlarına/evliyalarına vermeye çalışıyorlar. Tekrar hatırlatmak istiyorum. Bizlere evliya kelimesi çok farklı anlatıldı ve bizler evliya dediğimizde, ölmüş Allah dostu ilan ettiğimiz bir kişi, onun kabri gelir aklımıza. ALLAH TÜM İMAN EDEN KULLARINA, BENİM EVLİYALARIM DİYOR YUNUS SURESİNDE. VELİNİZDE YALNIZ BENİM DİYOR. Kur’an’da da bu konuda bizleri uyarıyor ve kimin en doğru yolda gittiğini, yani evliyaların arasında olduğunu, yalnız ben bilirim diyor.

TÜM DOSTLARIMI, EMİN OLMADIĞIMIZ SÖZLERİN/HADİSLERİN ETKİSİNDEN KURTULUP, YALNIZ ALLAH’IN İPİNE SARILMAYA DAVET EDİYORUM. ALLAH’IN ELÇİSİDE YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNMİŞ VE BİZLERİ BU YOLA DAVET ETMİŞTİR. VELİ YALNIZ ALLAH’TIR, YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNİP, ONUN ARDI SIRA GİDEN, KURTULUŞA ERENLERİN SAFINDA OLACAKTIR. Ömür çok çabuk geçiyor. Emanetimizi teslim etmeden önce, gelin inancımızı Kur’an ile sorgulayalım. Hepimiz bu dünyada imtihan oluyoruz unutmayalım. İmtihan olduğumuz Kitabında, Kur’an olduğunu söylüyorsa Allah, gelin çabamız nispetince ona sarılalım, yalnız Allah’a güvenelim ve gerçeklerle yüzleşmenin yolunu arayalım. İnanın, gönülden Allah’ın ipine sarılana Allah yardım edecek, Allah’ın hak dini gerçek İslam ile buluşturacaktır. 

ÇABA VE GAYERT BİZDEN, YARDIM YÜCE RABBİMİZDEN. ALLAH BU YOLDA CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH. 

“ALLAH İNANANLARIN, DOSTUDUR/VELİSİDİR.”(Bakara 257)

“ALLAH’TA MÜ’MİNLERİN DOSTUDUR/VELİSİDİR.” (Âli İmran, 68)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A