Ana içeriğe atla

HZ. İSA’NIN KUR’AN’DA GEÇEN, MUCİZELERİ KONUSU….


 

Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Hz. İsa nın Kur’an da da geçtiği gibi, mucizeleri gerçekten var mı, yoksa bazı kişilerin söylediği gibi mecazi bir anlatım mı var ayetlerde. Gelin birlikte bu konu üzerinde düşünelim. Farklı görüşlere de yer vererek. 

Ali İmran 49: İsa, İsrailoğullarına elçi olarak geldiğinde (şöyle dedi:) “Size, Sahibinizin belgesi ile geldim. Sizin için çamurdan kuş heykeli yaratır, ona üflerim de ALLAH’IN İZNİ İLE KUŞ OLUR. Doğuştan kör olan ve alaca hastalığına tutulmuş olanı iyileştiririm. ALLAH’IN İZNİ İLE ÖLÜLERİ DİRİLTİRİM. Evlerinizde neler yediğinizi ve neleri biriktirdiğinizi size bildiririm. Eğer Allah’a güvenen kimselerseniz bunlar gerçekten, SİZİN İÇİN BİRER BELGEDİR. (Süleymaniye vakfı)

Bu ayete baktığımızda, Hz. İsa Allah ın izniyle, bazı mucizeleri gerçekleştireceğinden bahsediyor. Peki, bu mucizeleri gerçekleştiren, bizzat Hz. İsa nın kendisi mi? Elbette hayır, ayette de zaten açıkça belirtiliyor, mucizeler Allah tarafından yapılıyor. Tüm bunları yapmasını, Allah ın istemesinin nedenini de ayetin sonunda açıklıyor. TÜM BUNLAR SİZLER İÇİN BELGEDİR, MUCİZEDİR YANİ AYETLERDİR, BENİM ALLAH TARAFINDAN ELÇİ OLARAK GÖREVLENDİRİLDİĞİMİN KANITLARIDIR DİYOR.  BU MUCİZELERDEN, ŞÜPHE EDİLECEK BİR DURUM YOK. Allah Enam 109. ayetinde MUCİZELER YALNIZ ALLAH KATINDADIR, demiyor muydu? Sayın Hakkı Yılmaz bakın bu ayeti nasıl tercüme ediyor.

Ali İmran 49: Ve o’nu İsrâîloğulları’na; ‘Şu bir gerçek ki, BEN SİZE RABBİNİZDEN BİR ALÂMET /GÖSTERGE GETİRDİM/ gösterge ile geldim; şüphesiz ben, sizin için, çamurdan; kilden; seramikten kuş şekli gibi bir şey; “buhurdan (tütsülük”) tasarlarım. Sonra onun içine üflerim; aerosol oluştururum da Allah’ın izniyle hastalık yapan şeyler kuş oluverir/uçar gider. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, SOSYAL ÖLÜLERİ ALLAH’IN İZNİYLE DİRİLTİRİM. Yiyeceklerinizi ve evlerinizde zahire yapacaklarınızı; biriktirip sonra yiyeceklerinizi size haber veririm. (Hakkı Yılmaz meali)

Aslında diğer tercümeden çok farkı yok. Tek bir, ayet/ mucize hariç. Dikkat ettiyseniz, Sayın Yılmaz, BEN SİZE RABBİNİZDEN BİR ALAMET GETİRDİM DİYE TERCÜME EDİYOR, Hz. İsa nın çamurdan yaptığı heykeli üflediğinde, hastalığınız kuş olur gider şeklinde yorum yapıyor. Bir üflemeyle, elleriyle yaptığı şeye üfleyerek bir hastalığın iyi olması mucizesini kabul ediyor, ama elleriyle yaptığı kuş şeklindeki çamurun üflendiğinde uçabileceği mucizesini zorlama ve gerçek dışı buluyor. HATIRLATMAK İSTERİM, TÜM BUNLARI HZ. İSA YAPMIYOR ALLAH YAPIYOR. Ölüleri diriltme konusunu da gerçekçi bulmuyor olsa gerek, gerçekten ölmüş bir insanı Allah ın dirilteceğini mantıklı görmüyor sanırım, onun için sosyal ölüleri yani yoldan sapmış insanları dirilttiğinden, doğru yola yönelttiğinden bahsediyor.   Tekrar hatırlatmak isterim, ölüyü dirilten Allah, elçisi değil. Bu tür zorlama yorumlar yaparsak, ayetin özünü anlayamayız. Bir başka ayete bakalım. İki farklı meali yazalım ve üzerinde birlikte düşünelim.

Meryem 29: Bunun üzerine Meryem çocuğa işaret etti. Dediler ki “BEŞİKTEKİ ÇOCUKLA NASIL KONUŞALIM?” ( Süleymaniye vakfı)

Meryem 29: “Bunun üzerine O [Meryem], O’na [çocuğa] işaret etti. ONLAR, “BİZ; YÜKSEK MEVKİDEKİ KİŞİLER, SABÎYE NASIL KONUŞURUZ?” dediler” şeklinde olacaktır. (Hakkı yılmaz meali.)

Dikkat ettiyseniz iki tercüme arasında kısmen biraz fark var. Sayın Hakkı Yılmaz bu ve benzeri mucizelere, Kur’an da geçen ayetlerdeki kelimelere farklı, yada mecazi anlamlar vermeye çalışsa da, sanırım gerçekleri kabul etmek durumunda kalıyor bazen. Sayın Yılmaz bu ayetin devamı 30. ayeti tercüme ettiğinde, mucizeyi yani beşikte konuştuğunu kabul etmiş olmalı ki, bakın nasıl tercüme etmiş. “ŞÜPHESİZ BEN ALLAH’IN KULUYUM. O BANA KİTABI VERDİ VE BENİ BİR PEYGAMBER YAPTI “ Bu ayette Hz. İsa ile beşikte konuşanlar, ister yüksek mevkide insanlar olsun, isterse yeni gelmiş elçiden Mucizeler bekleyen halk olsun, ayette bahsedilen mucizeler, Allah tarafından bizzat gerçekleştirilmiştir. Bebeği konuşturan Allah, ölüyü de diriltir.  Maide 112-115. ayetlerde, Hz. İsa ya inanmış en yakınları bile hala şüphe içinde, emin olabilmek için, Hz. İsa dan bir mucize göstermesini istiyorlar ve  Rabbin bize gökyüzünden bir sofra indirebilir mi diye, mucize bekliyorlardı. Hz. İsa da Allah a dua ederek, bu mucizenin gerçekleşmesini istedi. Allah da bu isteklerini yerine getireceğim, ama hala inanmakta zorlananlar olursa, onları çok büyük azap bekliyor diye cevap veriyor. BU AYETLERDEN DE ÇOK AÇIK ANLAŞILDIĞI GİBİ, HZ. İSA NIN YAPTIĞI TÜM MUCİZELERİ, ALLAH YAPIYOR ELÇİSİ DEĞİL. TIPKI HZ. MUSA NIN FİRAVUNUN HUZURUNDA YAPTIKLARI GİBİ. Yine bir başka mucize örneği verelim.

“Allah o zaman şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh/Cebrâil ile desteklemiştim; BU SAYEDE SEN BEŞİKTE İKEN YETİŞKİN ÇAĞDAKİ İNSANLARLA KONUŞUYORDUN. Sana kitabı okuyup yazmayı, hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretmiştim. BENİM İZNİMLE ÇAMURDAN KUŞ ŞEKLİNDE BİR ŞEY YAPIYORDUN DA ONA ÜFLÜYORDUN, HEMEN BENİM İZNİMLE O BİR KUŞ OLUYORDU. YİNE BENİM İZNİMLE ANADAN DOĞMA KÖRÜ VE ALACALIYI İYİLEŞTİRİYORDUN. Ölüleri benim iznimle hayata getiriyordun.” (Maide 110)

Ayete dikkat ettiyseniz, Hz. İsa ile ilgili daha önce verdiği örnekleri tekrarlıyor. Hz. İsa nın beşikte Allah ın izniyle bir mucize olarak konuştuğu anlaşılıyor. İster bu konuşma yüksek mevki insanlara olsun, isterse halkın herhangi bir kısmına olsun. BİZLERİN BU AYETLERDEN ANLAMASI GEREKEN, OLAYLARIN İNCE DETAYLARI DEĞİLDİR. Allah ın verdiği bu örnekler, bizleri yaratan Rabbimizin kudretinin ayetleridir, mucizeleridir. ALLAH IN İZNİ OLMADAN, ALLAH IN GÜVEN ELÇİSİ BİLE OLSA, HİÇ BİR ŞEY YAPAMAZ, MUCİZE GÖSTEREMEZ, ONLARDA BİZLER GİBİ BİRER İNSANDIR. Şimdide konumuzla ilgili, başka bir ayete bakalım.

Ali İmran 46: “BEŞİKTE VE YETİŞKİN ÇAĞINDA İNSANLARLA KONUŞACAKTIR. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır.” (Yaşar Nuri meali)

Ali İmran 46: Ve O, yaklaştırılanlardan ve sâlihlerdendir. YÜKSEK MEVKİDE BULUNARAK VE YETİŞKİN BİRİ OLARAK İNSANLARLA KONUŞACAKTIR DA. (Hakkı Yılmaz meali)

Sayın Hakkı Yılmaz, bu ayeti tercüme ederken, Hz. İsa nın beşikte konuştuğunu kabul edemediğini, ayette geçen kelimelerin anlamlarını değiştirdiğinde, nasıl anlam bütünlüğünden, hatta Kur’an bütünlüğünden koptuğunu gösteriyor. Sayın Yılmaz,  Meryem 29. ayetini tercüme ederken, Meryem anamızın çocuğu işaret ettiğini ve onunla konuşun dediğini yazmış ve devamında 30. ayetinde de, o beşikteki çocuğun, ŞÜPHESİZ BEN ALLAH IN KULUYUM diye cevap verdiğini ayette tercüme etmişti hatırlarsanız. Ama yukarıdaki ayette yine benzeri konuyu tercüme ederken, beşikte konuştuğu kısmın üstünü örtüp, kelimenin anlamını değiştirip, Hz. İsa yüksek mevkide bulunarak ve yetişkin biri olarak insanlarla konuşacaktır diye tercüme etmiş. Böyle olunca hem Kur’an ayetleri arasında çelişki yaratmış, hem de ayet kendi içinde çelişmiş. Cümle üzerinde düşünün lütfen. YÜKSEK MEVKİDE OLAN BİR İNSAN, ZATEN YETİŞKİN BİR İNSANDIR. AMA AYETTE İKİ FARKLI OLGUNLUKTAN, YAŞTAN BAHSEDİLİYOR. YETİŞKİN BİRİ OLARAK DENİYORSA, DİĞERİNİN YETİŞKİN OLMADIĞI ÇAĞINDA İNSANLARLA KONUŞTUĞU ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR. ÇÜNKÜ BU AYET, KUR’AN DA BİR BAŞKA AYETTE BİZLERE BİLGİ VERİYOR, AÇIKLANIYOR.

Değerli kardeşlerim. Hz. İsa ile ilgili tüm mucizeleri yapan bizzat Allah dır. Onun içinde bizlerin normal yaşantımızda, hafızamızın almadığı olayların, mucizelerin gerçekleşmesini de anormal karşılamayalım. YARATAN IN HER ŞEYE GÜCÜ YETTİĞİNİ, LÜTFEN UNUTMAYALIM. 

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A