Ana içeriğe atla

RABBANİLERDEN OLMAK İSTİYORSAK......


 


İslami konular konuşulurken, anlamını çok fazla bilmediğimiz ya da araştırmadığımız kelimeler duyarız. Bu makalemde de geleneksel fıkıh inancı anlatılırken, çok kullanılan RABBANİ kelimesi üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Çünkü bu kelimeyi bizler din adına çok güvendiğimiz, âlim, veli, şeyh, efendi edindiğimiz kişilere hitaben söyleriz.  Önce Rabbani ne anlama geliyor, onu anlamaya çalışalım.

“KENDİSİNİ YALNIZ ALLAH A ADAMIŞ, YALNIZ RABBE KUL OLAN,  KALBİNİ, İNANCINI, YAŞAMINI ALLAH’A VE ONUN KİTABINA ADAMIŞ, YALNIZ ONUN KANUNLARINA TABİ OLAN, YALNIZ ALLAH A BAĞLI ANLAMINDADIR.”

Bu kelimenin, çok önemli bir anlamı olduğunu görüyoruz. Peki, bizler bu kelimeyi kullanırken doğru ve yerinde kullanarak, gereğini bizler yerine getiriyor muyuz? Hiç sanmıyorum. BU KELİMEYİ HER MÜSLÜMAN KENDİSİ ADINA, ULAŞMASI GEREKEN MAKAM OLARAK KULLANMASI GEREKİRKEN,  BİZLER ALLAH YASAKLAMASINA RAĞMEN EDİNDİĞİMİZ VELİ, ŞEYH YA DA ÂLİM DEDİĞİMİZ KİŞİLER İÇİN KULLANIYORUZ. Bizler Rabbanilerden olmak istemiyor muyuz? Hâlbuki Allah kimin takva sahibi olduğunu, Allah ın en doğru yolunda gittiğini, yalnız ben bilirim demiyor muydu? Bizler kendimiz Rabbanilerden olmak için, yani yalnız Allah ın en doğru yolunda yürümek ve Allah ın sevgili kulu olmak için çaba harcayacağımıza, kendimizce RABBANİLER ediniyor ve onlara yalnız Allah ın vereceği bir makamı, bizler vermeye çalışıyoruz. Kur’an da bu kelime bakın nasıl geçiyor.

“Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve Nebilik versin de sonra o, insanlara “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” desin. O ancak şöyle der: “ÖĞRETTİĞİNİZ ŞU KİTAP’A VE OKUYUP ARAŞTIRDIKLARINIZA DAYANARAK BENLİKLERİNİ ALLAH’A ADAMIŞ KULLAR/RABBANÎLER OLUN!” (Ali İmran 79)

Bakın bizlerin nasıl bir kul olmamızı, Allah Nebisi üzerinden nasıl örnek veriyor. Benim görev verdiğim NEBİM bile, bana kul olun demez diyor.  Peki ne dermiş Nebi, onunda açıklamasını yapıyor.  Kendilerine indirdiğimiz Kur’an ı okuyup, araştırıp düşündükten sonra, yalnız Allah a kul olacaklarını, yalnız ondan yardım isteyeceklerini, yani YALNIZ ALLAH IN KANUNLARINA TABİ OLUP, ONUN HÜKÜMLERİ İLE YAŞAYIP, RABBANİLERDEN, YALNIZ ALLAH A KUL OLANLARDAN OLMASI GEREKTİĞİNİ, ÇOK NET BİR ŞEKİLDE BİLDİRİYOR BİZLERE. Bizler bunun farkında mıyız?

Bizler  yalnız Allah a kul olanlardan, yalnız Allah ı VELİ edinip, yalnız Allah dan mı şefaat diliyoruz? Yoksa tüm Allah ın uyarılarını göz ardı edip, ayetlerin üstünü örtüp, veliler, şeyhler, efendiler edinip, onlardan mı yardım/şefaat diliyor,  onları mı Rabbaniler ilan ediyoruz? YORUMUNU SİZLERE BIRAKIYORUM. Ne yazık ki RABBANİLER edinme anlayışı, inancı Yahudilikten bizlere geçmiş ve RUHBANLIĞIN BİZLERDE DE OLUŞMASINA NEDEN OLMUŞTUR. Lütfen bu hataları yapmayalım, inanın hesap günü pişman oluruz. 

Kur’an bizlerin bu dünyada, imtihan olduğumuzu ve yalnız Kur’an ın ipine sarılarak Kur’an dan imtihan edileceğimizi söylediği gibi, sakın veliler edinip ardı sıra gitmeyin diye bizleri uyarır. Kur’an ın neredeyse tamamında, bizlerin bizzat birey olarak RABBANİLERDEN, yani yalnız Rabbe kul olan, onun kanunlarına bağlı kullardan olmamızı emreder ve bizleri uyarır. 

İslam dinine girmiş olan Tasavvuf ve dinde sakın bölünmeyin emrine uymayarak, dinde mezheplere bölünen İslam inancı, toplumun kişileri Rabbaniler edinmesine teşvik etmiştir.  Allah ın yanında adeta kul olunacak Rabbaniler, Allah a en yakın olduklarını iddia ettikleri insanları da veliler edinerek, onlara kul olunacağı cemaat ve tarikatlarda topluma kabul ettirilmiştir. Lütfen unutmayalım, Allah Nebisi üzerinden verdiği örnekte bile, benim Nebim böyle bir şey söylemez diyor.  Rabbani konusu İslam toplumunda, o kadar tehlikeli bir silah olarak kullanılıyor ki, toplum Kur’an dan uzaklaştırılarak geleneğin, rivayetlerin, mezheplerin ve batılın adeta din olarak yaşanmasına neden oluyor. Sizlere bu konuda bir örnek vermek istiyorum. İslam toplumunda çok fazla söz edilen İmam-ı Rabbani adıyla anılan, bir kişinin söylediği iddia edilen bir sözünü paylaşmak istiyorum. Sizce sözü edilen şahıs, Allah ın Ali İmran 79. ayetinde bahsettiği Rabbanilerden ise, yazacağım sözleri söylemiş olabilir mi? Bu sözleri söyleyip söylemediğini de Allah bilir, onu da belirtmek isterim. Sanırım bilmeden, insanlara iftira atmış olabileceğimizi de unutmayalım.

“İMÂM-I RABBÂNÎ HAZRETLERİʼNİN ŞU TESPİTİ NE KADAR MÂNİDARDIR: “BİR DEFASINDA GAFLETE DÜŞEREK, ABDESTHANEYE(TUVALETE) SAĞ AYAĞIMLA GİRDİM. (SÜNNETE UYMAYAN BU DAVRANIŞIM SEBEBİYLE) O GÜN BİRÇOK MANEVÎ HÂLDEN MAHRUM KALDIM.”

Bakın bizler, kendisini Allah a adamış, Allah ın kitabının dışına çıkmayan, Rabbin kulu olduğunu iddia ettiğimiz bir kişinin, düşünmeden araştırmadan doğru diye, her söylediğine inanıyoruz. Böylece Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği, kanun kural koymadığı, yasaklamadığı halde tüm bu söylenenlere inanmakta bir sakınca görmüyoruz. Kendi beşeri fıkıh inancımızın, nasıl Allah ın dinine ilaveler yapıldığına güzel bir örnek. EĞER BU KİŞİ RABBANİLERDEN YANİ ALLAH IN KANUNLARINA UYANLARDAN İSE, ALLAH IN HİÇ BAHSETMEDİĞİ BİR KURALI, ALLAH EMRİ GİBİ GÖSTEREBİLİR Mİ? Allah ın yemin ederek kolaylaştırdığı dini, işte bizler böyle zorlaştırıyoruz. 

ALLAH BİZLERE AKIL FİKİR VERSİN, İNANIN BU HATALARI YAPMAYA DEVAM ETTİĞİMİZ SÜRECE, Allah ın kitabı Kur’an ı da doğru anlamamız ve Allah ın istediği Rabbanilerden olmamız, asla mümkün olmayacaktır. DİLERİM BİR GÜN, BU ACI GERÇEKLERİN FARKINDA OLAN, RABBANİLERDEN OLURUZ. 

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .