Ana içeriğe atla

İSLAM’I BÖLEN VE PARÇALAYANLARIN, KUR’AN A İFTİRASI….

 


İslam ı yaşamak için, Kur’an bizlere yetmez mi, günümüzde mezheplerin bizlere sunduğu hadislere ve fıkıh inancına hiç şüphe duymadan inanmalı mıyız, sorusuna cevap vermek istiyorum. Hadisler yani peygamberimizin olduğu iddia edilen sözleri, Kur’an ın dışından bilgiler olamaz. Dikkat ederseniz iddia edilen diyorum, çünkü tüm hadisler bir rivayete göre diye başlar ve birçok kişinin araya girmesi ve onların kendi düşünceleri, itikatları hatta pisikolojik durumlarının etkilenmiş şekliyle  günümüze bizlere ulaşmıştır. Bu bilgilerin kulaktan kulağa naklinde, araya şeytanın yada şeytanlaşmış insanların fitnelerinin girmesi kaçınılmazdır. Tamamıyla peygamberimizin sözleri olduğundan, asla emin olamayız. Onun için rivayet edilen hadislere, çok dikkatle yaklaşalım. Hadisler olmasaydı Kur’an anlaşılamazdı, kapalı kalırdı demek, Kur’an a yapılan en büyük saygısızlıktır, küfürdür.  

ALLAH IN ELÇİSİNİN SÜNNETİ, KUR’AN IN SÜNNETİ İLE AYNIDIR. DİN ALLAH IN DIR, KANUN VE HÜKÜMLER KOYABİLECEK YETKİDE YALNIZ ALLAH IN DIR. BUNU KUR’AN SÖYLÜYOR. KUR’ANA UYAN, PEYGAMBERİMİZİN SÜNNETİNE DE UYMUŞ DEMEKTİR. FARKLI GİBİ GÖSTERMEK, KUR’AN IN HİÇ BAHSETMEDİĞİ KONULARI DA, DİNİN SINIRLARI İÇİNE ALMAK, BİZLERİ DİNDEN SAPTIRACAKTIR. Çünkü Allah elçisine, yalnız Kur’an ile hükmetme görevi vermiştir, bu konuyu Kur’an birçok ayetleri ile bizlere anlatmıştır. Allah ın elçisine verdiği yeki ve sorumlulukları Kur’an dan, çok dikkatle lütfen araştırınız. 

Allah ın Elçisinin ölümünden, dinin mezheplere ayrılmaya başladığı, yaklaşıl 200-250 yılın sonunda toplanmaya başlanan hadislerin sayısının, yaklaşık 500 civarında olduğu rivayet edilir. Günümüzde ise Allah ın Elçisine isnat edilen hadis sayısının, inanılmaz bir hızla artarak, bir milyonu bulduğu söylenmektedir. ÖNÜNE GEÇİLEMEYEN, KONTROLÜ MÜMKÜN OLMAYAN BU KARMAŞANIN, ART NİYETLİ KİŞİLER VE DİN DÜŞMANLARININ ELİNDE, NASIL BİR SİLAH VE KOZ OLACAĞI, DİKKATLE DÜŞÜNÜLMELİDİR. BU YOL, DİBİ GÖRÜNMEYEN KÖR BİR KUYUYA SÜRÜKLER İNSANI, LÜTFEN UNUTMAYALIM. Ne yazık ki İslam düşmanları, bizlerin peygamberimize karşı sevgimizi kullanmışlar ve kendi inançlarını bu yolla, bizlerin inancına da sokmayı başarmışlardır.

Allah ı Elçisi sağlığında, kendi sözlerini nakleden kişilerin, kendi fikir ve düşüncelerini de ilave ederek anlattıklarını, inanılmaz farklı bir şekilde değiştirerek nakledildiğini gördüğü için, Kur’an dışından, kendi sözlerinin naklini yasaklamıştır. Ayrıca yine sağlığında, Kur’an dışından dini ilgilendiren hiçbir bilgiyi yazdırmamış, kayda geçirmemiştir. ALLAH IN ELÇİSİNDEN GÜNÜMÜZE, KUR’AN DIŞINDAN HİÇ BİR KAYNAK BİLGİ ULAŞMAMIŞTIR. EĞER BU HADİSLERE KUR’AN I ANLAMADA MUTLAKA İHTİYACIMIZ OLSAYDI, ALLAH IN KORUMASINDA OLAN AYETLERİ KAYDA ALDIRAN ALLAH IN ELÇİSİ, KENDİ HADİSLERİNİ DE KAYDA ALDIRIR VE KUR’AN GİBİ SAPASAĞLAM BİZLERE ULAŞTIRIRDI ALLAH IN YARDIMIYLA. Dört halife devrinde de hadis nakli yasaktı ve kayda alınmamıştı. Hadis toplama yarışı dinin mezheplere bölünmesi ile hız kazanmıştır. ALLAH IN ELÇİSİNİN, SAĞLIĞINDA GÖRDÜĞÜ BU TEHLİKEYİ LÜTFEN DİKKATE ALALIM VE ONUN YOLUNDAN DİMDİK, ELDE KUR’AN YÜRÜYELİM.

Dini öğrenmenin kaynaklarına gelince. Dini önce bizler hiçbir etki altında kalmadan, KUR’AN DAN, SORUMLU OLDUĞUMUZ TEK KAYNAKTAN ANLAYARAK,  DÜŞÜNEREK OKUMALIYIZ VE  ÖĞRENMELİYİZ. Çünkü Allah sizler anlayasınız diye, biz Kur’an da nice örneklerle açıkladık, kolaylaştırdık izah ettik diyor. Kur’an dan haberdar olan kişi için, her bilgi döküman bir kaynaktır. Ama Kur’an dan haberdar değilsek, yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayıramayacağımız için, inancımızdan hiç bir zaman emin olamayız. Hatta yanlış bilgi bile olsa, bunlardan korkmaya gerek yoktur. Çünkü bizler imanımızın temelimi önce  Kur’an dan inşa ettiysek, Allah bizlerin gönül gözlerimizi sonuna kadar açacaktır. Doğruyu, yanlışı Kur’an ın verdiği bilgilerle görebiliriz, fark edebiliriz. Din ferdi yaşanır, çünkü Allah bizleri imtihan ediyor ve imtihan olduğumuz kitapta Kur’an dır. BU DURUMDA, İMANIMIZ, İNANCIMIZ İÇİN, KUR’AN BİZLERE YETER Mİ, YETMEZ Mİ DİYE SORULAR ASLA SORAMAYIZ. Gerekli ve detaylı açıklamanın yapılmadığı bir kitaptan Allah, nasıl bizleri sorumlu tutar?

Yanlışı savunarak, yalnız Kur’an ile iman olmaz, onun yanında şu ya da bu kaynaklarda vardır diyerek, toplumu farklı yollara yönlendirenler, batılın ve hurafenin devam etmesini isteyenlerdir. TOPLUMU KUR’AN IN GÜNEŞİNDEN, NURUNDAN UZAKLAŞTIRMAK İSTEYENLERDİR, BUNU LÜTFEN UNUTMAYALIM. Allah Kur’an ın sınırlarını aşanlara, KÂFİR DİYOR BUNU HATIRLATIRIM. Bu durumda her şey Kur’an da yoktur diyerek, Kur’an ı imanımız ve inancımızı yaşamak adına, nasıl yeterli görmeyiz ve Kur’an ın sınırlarının dışına çıkarız? Bu yanlış sözlere inandırılmamızın nedeni, yaşadığımız inancımızda mezheplerin ve fıkıh inancının dine yaptığı ilaveleri Kur’an da göremediğimizde, şüphe duymamızdan kaynaklanıyor, bu acı gerçeğin artık lütfen farkında olalım. ALLAH KİTAP EHLİNİN YAPTIĞI AYNI YANLIŞLARDAN DÖNMELERİ İÇİN ONLARA, ARAF 185. AYETİNDE,” O HALDE KUR’AN’DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? ” Diye uyarıyor. Yoksa bu ve benzeri onlarca ayet bizlere hitap etmiyor mu? Bu ayetlere iman etmiyor muyuz?

Bu uyarıları görmezden gelerek, hala bizlere öğretilen ve mezheplerin, dine yaptığı ilaveler olmasaydı İslam ı yaşayamazdık, Allah ın farz emirlerini yerine getirmezdik demek, sizce Kur’an a saygısızlık değil mi? Allah ın açıklamadığı, izah etmediği, detay vermediği bir konudan, nasıl sorumlu tutulacağımıza inanırız. KUR’AN IN DİN VE İMAN ADINA BİZLERE YETECEĞİNİ SÖYLEYEN, KUR’AN IN BİZZAT KENDİSİDİR. Böyle sorular sorarak, lütfen kendimizi kandırmayalım, din kardeşlerimizin de aklını karıştırmayalım. Bunun hesabını veremeyiz. Benzeri onlarca ayeti okuduktan sonra, bizler hala İSLAM I YAŞAMAK İÇİN, KUR’AN BİZLERE YERLİ MİDİR diye asla soramayız. Nasıl olur da Allah ın kelamını anlamak için, beşeri kaynaklara ihtiyacımız olur? Bunu damı düşünemiyoruz. Yüce Rabbimiz kullarına indirdiği ayetleri, gereği gibi anlatamadı da, (HÂŞÂ) bunu birilerinin kitaplarımı başardı?

Araf 3:  RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLEN KİTAP’A UYUN, O’ndan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Pek az öğüt dinliyorsunuz. ( Diyanet eski meali)

Araf 52: Gerçekten, onlara inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, BİLGİYE DAYALI AYRINTILI AÇIKLAMALARDA BULUNDUĞUMUZ BİR KİTABI ULAŞTIRMIŞTIK. (Bayraktar Bayraklı meali)

Eğer bu ve benzeri onlarca ayetlere iman ediyorsak, hiç birimiz dinimizi ve imanımızı yaşarken, BİZLERE KUR’AN YETMEZ DİYEMEYİZ. Allah bizlerin düşünemeyeceği kadar adaletlidir. Bizlerden istediği Farz emirlerini, nasıl olur da gerektiği kadar Kur’an da açıklamadığını, bizlere bilgi vermediğini söyleriz. Bu sözler ve düşüncenin bizleri yaratan yüce Rabbimize karşı, çok büyük bir saygısızlık olduğunun, hala farkında değil miyiz? Sanırım değiliz. ÇÜNKÜ İSLAM TOPLUMU OLARAK BİZLER, ALLAH IN UYARISI KUR’AN I DEĞİL, BEŞERİN SÖZLERİNİ DİNLİYORUZ. Sanırım acısını da çok çekiyoruz, ama farkında bile değiliz. Bir Müslüman a düşen, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Lütfen bizlere mezheplerin öğrettiği dine ilave edilen farklılıkları, Kur’an da aramayalım. Arayıp bulamadığımızda da, bakın demek ki her şey Kur’an da yokmuş demeyelim. Bu düşünce bizleri küfre götürür.

DİNE VE İBADETLERİMİZE YAPILAN İLAVELER, EĞER DİNİ ZORLAŞTIRMIYOR SA, KUR’AN IN ÖZÜNDEN AYIRMIYORSA BİZLERİ, BUNU BİR ZENGİNLİK, FARKLILIK OLARAK GÖREBİLİRSİNİZ, BUNDA HİÇBİR SORUN YOK. Ama Allah ın kolaylaştırdığı dini zorlaştırıyorsa, Kur’an ın özünden saptırıyorsa, bu yanlışların toplumu dinden uzaklaştıracağını, hatta farklı kişilerin ellerinde toplumu bölüp, birbirine düşman yapacağını, kendi menfaatleri yönünde toplumları kullanacaklarını unutmamalıyız. 

Allah ın Elçisi bizler için örnek bir insandı, Allah ayetinde de bu konuyu özellikle belirtmiştir. Lütfen bu ayeti farklı anlayıp, farklı anlamlar yükleyerek, Allah ın Elçisinin dine ilaveler yaptığını söylemeyelim. Bu sözler ve düşünce, Kur’an ın tamamına ters düşer. Çünkü Allah ayetinde ne diyor ve bizleri uyarıyordu? “HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM.” Yine Nisa suresi 87. Ayetinde: “SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH’TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” Bu uyarıyı yapıyorsa Rabbimiz, nasıl olur da inancımızı yaşamak için başka sözlere, kaynaklara mutlaka ihtiyacımız olduğunu söyleriz. Allah ın Elçisi Kur’an ı hayatına geçirmiş, adeta yürüyen bir Kur’an dı. ONUN HAYATI, YAŞAM BİÇİMİ, HAYATA BAKIŞ AÇISI, BİZLER İÇİN ÖRNEKTİR. Bu gerçeği araştıralım ve bizlerde hayatımıza geçirelim. Ama bunu yaparken, din simsarcılarının, dine batıl karıştıranların lütfen tuzağına düşmeyelim.

Her doğru bilgi, bizlere fayda sağlayacaktır. Düşünmeden, Kur’an ın onayını almadan inancımıza ilave edeceğimiz her bilgide, bizleri Kur’an dan, İslam ın sınırlarından uzaklaştıracak ve BİZLERİ ŞEYTANA YAKLAŞTIRACAKTIR. Bizlere, bunlarda İslam ın emridir dedikleri her sözü, mutlaka Kur’an ın onayından geçirmeliyiz. ÇÜNKÜ ALLAH BİZLERİ, KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİNE HÜKMETMİŞTİR.

Allah bizleri yalnız Kur’an ın ipine sarılmamızı ve düşünerek iman etmemizi emretmiş ise, NASIL OLUR DA ONUN DIŞINDAN SARILACAK İPLER, VELİLER, ŞEYHLER, EFENDİLER ARARIZ ve düşünmeden inancımızı yaşarız?  Dilerim elde Kur’an düşünerek, araştırarak, batıla değil, Kur’an ın ipine sarılan, Allah ın halis kullarından oluruz.

Enbiya 10:  ANDOLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?  (Diyanet İşleri Bşk. Meali)

Yunus 100: Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. ALLAH, AZABI AKILLARINI (GÜZELCE) KULLANMAYANLARA VERİR. (Diyanet İşleri Bşk. Meali)

ALLAH IN ELÇİSİNE VERDİĞİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK.

https://hakyolkuran1.blogspot.com/2018/06/allah-in-elcisine-verdigi-gorev-yetki.html


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .