Ana içeriğe atla

HAC SURESİ 78. AYET. GERÇEK MÜSLÜMANLARDAN OLMAK İSTİYORSAK, BU UYARILARI DİKKATE ALALIM.


 Bu makalemde, sizleri düşünmeye davet etmeye çalışacağım, öyle bir ayet hatırlatmak istiyorum ki, üzerinde çok değil biraz düşünen, çok şeyler anlayacaktır. Tabi doğru anlayabilmek için, önce kafamızdaki yanlış bilgilerden kurtulup, Kur’an ın verdiği örneklerin yardımıyla düşünmemiz gerekir. Bu ayeti, Kur’an ı herkes anlayamaz diyenler, gerçekten anlayamaz.

Hac 78: Allah uğrunda, O’na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve DİNDE SİZE HİÇBİR GÜÇLÜK ÇIKARMAMIŞTIR. Babanız İbrahim’in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de, şu Kitap’ta da “MÜSLÜMANLAR/ALLAH’A TESLİM OLANLAR” diye adlandırdı ki, RESUL SİZİN ÜZERİNİZE BİR TANIK OLSUN, SİZ DE İNSANLAR ÜZERİNE TANIKLAR OLASINIZ. O halde namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin ve ALLAH’A SARILIN. O’dur sizin Mevlâ’nız. Ne güzel Mevlâ’dır O, NE GÜZEL YARDIMCIDIR O! 

Ayetin ilk cümlesinde, Allah uğrunda ona yaraşır bir gayretle, çabayla çalışın diyor. Ayetin orijinalinde, Allah uğrunda cihad edin diye geçer. Cihad kelimesi günümüzde ne yazık ki gerçek anlamını bir tarafa iterek, Allah için savaşın anlamında kullanılmıştır. Araplarda CİHAD kelimesi, bütün gücünle, yani var gücünü kullanmak anlamındadır. Ayetin başında Allah biz iman edenlere seslenerek, var gücünle, gösterebileceğimiz tüm gayretimizi göstererek, Allah uğrunda çaba harcayın diyor.

Peki, Allah uğrunda, var gücümüzle nasıl çaba harcamamızı, cihad etmemizi istiyor sizce Allah? Bu kelime anıldığında, Allah için savaşın manasını verirler ve başkada bir anlamdan bahsedilmez ne yazık ki. Elbette gerektiğinde onu da yapmamızı istiyor Allah, ama sana saldırılmadığı takdir de asla sen karşındaki topluma ya da kişiye saldırma, barış içinde ol emrini vermiştir Kur’an.  Ayette esas bahsedilen, ALLAH IN YOLUNDA VAR GÜCÜNLE İNSANLARA İSLAM I, KUR’AN I TEBLİĞ ET, TOPLUMU ALLAH IN YOLUNA DAVET ET VE ONA UYGUN YAŞA ÖRNEK OL DİYOR RABBİMİZ BİZLERE. TABİ KUR’AN IN DIŞINDAN, EMİN OLMADIĞIMIZ BİLGİLERE, RİVAYETLERE DEĞİL.

Ayetin devamında, Kur’an da açıkladığı gibi İslam ı, kolay ve hiçbir zorlukla karşılaşmayalım diye Allah, bizlere HİÇ BİR GÜÇLÜK ÇIKARMADIĞINI BİLDİRİYOR. Çünkü hatırlarsanız, Allah birçok ayetinde zaten bunu açıklamış, yemin olsun ki bu kitabı sizler için kolaylaştırdım demişti. Ama bizler Kur’an ile hiçbir bağ kuramadığımız için, Allah ın yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği kitabına, Allah ın sözlerinin tamamen tersini söylemekten çekinmiyoruz. ALLAH IN KİTABIYLA CİHAD ETMEYİP, BATIL VE HURAFEYİ DİN DİYE ANLATANLAR, mahşer günü çok ama çok üzülenlerin safında olacaklardır. 

Yine ayetin devamında Rabbimiz, babanız yani atanız İbrahim in milletini esas alın diyor. Sizce Allah bu sözleriyle neyi kast ediyor olabilir? Bunun örneğini de Allah Bakara 124. ayette veriyor ve bakın ne diyor.  “BİR ZAMAN RABBİ İBRAHİM’İ BİRTAKIM EMİRLERLE SINAMIŞ, İBRAHİM ONLARIN HEPSİNİ YERİNE GETİRMİŞ DE, RABBİ ŞÖYLE BUYURMUŞTU: “BEN SENİ İNSANLARA ÖNDER YAPACAĞIM.” Bu ayetten de anlıyoruz ki, Hz. İbrahim Allah ın buyruklarını, emirlerini gereği gibi yerine getirmiş ve asla emirlerinin, vahyin dışına çıkmamış, bizler için önder bir elçidir. Tıpkı bizlerin peygamberi Hz. Muhammed in Kur’an da bizlere, örnek bir insan olarak gösterildiği gibi. Peki, Allah Hz. İbrahim i ve onun toplumunu esas alın derken, asıl hangi konuda dikkatimizi çekiyor olabilir? Bakın Allah Hz. İbrahim için ne diyor.

Ali İmran 67: İbrahim, ne bir Yahudi, ne de bir Hıristiyan idi; ama KENDİNİ ALLAH’A TESLİM EDEREK, HER TÜRLÜ BÂTILDAN YÜZ ÇEVİRMİŞ BİR MÜSLÜMAN DI. Müşriklerden de değildi. 

Bu ayetten de çok net anlaşıldığı gibi,  Allah bizlerinde tıpkı atamız, önderimiz Hz. İbrahim in yolundan giderek, yalnız Allah ın indirdiği kitaba sarılıp, onunla amel etmemizi istiyor bizlerden. Allah ın elçisi Hz. Muhammed de aynen böyle yaparak, Hz. İbrahim in yolundan gitmiş, ümmetine batıldan ve hurafeden uzak yalnız Kur’an ı tebliğ etmişti. 

Ayeti anlamaya devam edelim. Allah bizlere MÜSLÜMANLAR ismini verdiğini söylüyor. Peki, Müslüman ne anlama geliyor? “ALLAH A KOŞULSUZ TESLİM OLAN.” Bu sözleriyle Allah, kendisine iman eden kullarının tamamına bu ismi veriyor. Yani yalnız Allah dan şefaat dileyip, yalnız Allah dan yardım dilemek, Allah a koşulsuz teslim olmaktır. Şöyle diyebilirsiniz, bu durumda YAHUDİLER VE HRİSTİYAN isimleri nedir? Bu isimler, Allah ın iman edenlere verdiği isimler değildir. Bu isimler, Hz. Musa ya ve Hz. İsa ya inanan toplumlara verilen isimlerdir. Toplumlar tarafından bu isimlerle anıldığı için, Kur’an da da günümüzde anılan isimler olarak çeviri yapılmıştır. Yoksa bu toplumlar içinde, gerçek iman edenlerin Allah katında ki isimleri de MÜSLÜMANDIR. Hatta şunu da hatırlatmak isterim yeri gelmişken, Yahudi ve Hıristiyanlık, dinin ismi değildir. Allah katından indirilen dinin adı bizlerinkinden farklı değil, onlara indirilen dinin adı da İSLAMDIR. İslam kelime anlamı olarak, BOYUN EĞMEK,  TESLİM OLMAK, İTAAT ETMEK anlamındadır. Hatta Ali İmran 19. ayette Allah bu konuda şöyle söyler. “ALLAH KATINDA TEK DİN İSLAM’DIR” Ali İmran 67. ayette Hıristiyanlar diye tercüme edilen ayette, aslında NASRANÎLER diye geçer. 

Hac suresi 78. ayetin, çok dikkat çekici ve bir o kadar da düşündürücü,  önemli olan sözlerine gelince. Bakın Allah gönderdiği tüm kitaplarda, iman ettiğini söyleyen kullarını Müslümanlar olarak isimlendiriyor. Yani Allah a, gönderdiği kitaplara,  koşulsuz teslim olanların ismini veriyor. Allah, Resul sizin üzerinize bir tanık, ayetleri tebliğ alan tüm Müslümanlarda, Kur’an ı tebliğ edeceğiniz sizler, diğer insanlar üzerine tanık olasınız diyor. Devamında da ALLAH A SARILMAMIZI EMREDİYOR VE NE GÜZEL YARDIMCIDIR O DİYEREK, ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUYA DİKKATİMİZİ ÇEKİYOR. Peki, siz bu sözlerden ne anladınız? 

Bizler eğer, koşulsuz Allah a teslim olanlardan isek, Allah a yani onun kitabına yalnız sarılmamızı emrediyorsa bizlere, elçinin de, bizlerinde şahitliği, yalnız Kur’an dan, onun hükümlerinden olacağı, çok açık bu ayetten de anlaşılmaktadır. Hatırlarsanız Allah ın elçisi, bizler için şahit olarak çağrılacaktı. Hatta Allah mahşer gününde, Peygamberimizin şahitliğinde söyleyeceği o üzücü sözden de örnek vermişti Furkan 30. ayetinde hatırlayalım. “EY RABBİM! KAVMİM BU KUR’AN’I BÜSBÜTÜN TERK ETTİLER.” Demek ki Allah ın elçileri ve biz Müslüman olduğumuzu söyleyen Allah ın kulları, bir birimize Allah ın kitabını şahit göstereceğiz.  Mahşer günü Allah, elçisini çağıracak şahit olarak. Sen yalnız, sana vah yettiğim Kur’an ı mı tebliğ ettin, yoksa Kur’an da her bilgi yoktur ve açıklanmamıştır diyerek, dine ilaveler mi yaptın diye soracak.  Ne dersiniz, Allah ın elçisi şahit olarak çağrıldığında, Allah ın böyle bir sorusuna nasıl bir cevap verecektir? Karar sizin, imtihan sizin imtihanınız.

Bizlerinde yapması gereken, Allah ın kitabına koşulsuz boyun eğmiş bir Müslüman olarak, birbirimize yalnız Kur’an ı tebliğ edip, yalnız Kur’an a davet etmek olmalıdır. YANİ ŞAHİDİMİZ, TANIĞIMIZ, KANITIMIZ YALNIZ KUR’AN OLMALIDIR. İmanımızı yaşarken, Allah ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an ı mı birbirimize tebliğ edip, hayatımıza geçiriyoruz, yoksa Herkes Kur’an ı anlayamaz, her bilgi Kur’an da yoktur diyerek, Kur’an da asla bahsedilmeyen, Kur’an ın onayını almayan, emin olamayacağımız rivayetleri mi referans alıp birbirimize tebliğ ediyoruz. Ne dersiniz? BUNU SÖYLEYENLERİN VE İNANANLARIN TANIĞI, ŞAHİDİ KUR’AN OLABİLİR Mİ? Asla olamaz, lütfen Allah ın nuruna saygısızlık yaparak, emin olamayacağımız sözleri, bir birimize din adına şahitlik yapmayalım, MAHŞER GÜNÜ ÇOKKKKKK AMA ÇOK PİŞMAN OLURUZ. 

Pişman olmak istemiyorsak, ayette de uyarıldığı gibi, ALLAH A YANİ KUR’AN A SARILALIM, ALLAH DAN DAHA GÜZEL, DAHA DOĞRU YARDIMCI VAR MIDIR? 

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...