Ana içeriğe atla

ALİ İMRAN SURESİ 80. AYET. BU AYETE LÜTFEN DİKKAT!


 

Kur’an aklını kullanan, Allah tarafından, gerçeklerin arayışında olan kullarına, doğru yolu gösteren bir rehberdir, mesajdır. Bu mesajı Allah doğru anlayabilmemiz içinde, bizlerin anlayacağı şekilde kolaylaştırarak nice örneklerle açıklamış ki, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyelim. Kur’an ile aramıza giren din tacirleri, ne yazık ki Kur’an ile aramıza girdikleri için, bu gerçeklerle bizlerin buluşması engellenmiştir. 

Kur’an’ı herkesin anlayamayacağını ve Kur’an’da dinimiz ve inancımız adına her bilginin detaylı olmadığına bu toplumu inandıranlar, hâşâ Allah’ın kitabının adeta eksiklerini tamamlama ve açık olmadığını iddia ettikleri ayetleri, açıklama yetkisini kendilerinde bulmuşlardır. Bu yanlışları Müslümanlara inandıranlar, adeta insanları kendilerine bağımlı hale getirerek, geçmiş kitap ehlinin hatalarına düşmekten kurtulamamışlardır. Hristiyanlar ve Yahudiler Allah’ın Elçilerini adeta Allah’ın yanında RABLAR edinmişler ve atalarının batıl inancını yaşayabilmek için, Elçilerin vefatından sonra, onların adını kullanarak, batıl inançlarını aklamaya dine sokmaya çalışmışlardır. Bizlerde aynı yanlışları yapmamızın nedeni, Kur’an ile gereken bağı kuramadığımızdandır. Hâlbuki Allah, sakın sizlerde aynı yanlışları yapmayın diye uyarmıştı. Allah’ın bu konuda uyardığı birçok ayetinden sizlere bir tanesini hatırlatmak ve günümüzde yaptığımız O büyük yanlışı, nasıl tekrar ettiğimizi hatırlatmak istiyorum.

Ali İmran 80: MELEKLERİ VE NEBİLERİ RABLER EDİNMENİZİ DE İSTEYEMEZ. Siz Allah’a teslim olduktan sonra, ayetleri görmemenizi mi isteyecek? (Süleymaniye vakfı)

Bizleri yaratan Rabbimiz, geçmişte yapılanları örnek verip, bakın nasıl uyarıyor bizleri. Allah hiçbir zaman melekleri ve sizlere gönderdiğim Nebileri, Rab olarak edinmenizi asla istemez diyor.  RAB KELİMESİNİN ANLAMI ALLAH, DİN VE İMAN ADINA ŞÜPHE DUYULMADAN HÜKÜMLERİNE İTAAT EDİLEN EFENDİ. ISLAH EDEN VE SAHİP ANLAMLARINDADIR. Onun için Kur’an da Allah birçok ayetinde, güvenilecek veliniz benim der ve benden başka itaat edilecek, RABBİNİZ yoktur diye de uyarır. EĞER ALLAH’IN YETKİLERİNİ, ELÇİLERİNE YA DA EDİNDİĞİMİZ VELİ, ŞEYH, GAVS DEDİĞİMİZ KİŞİLERE VERİRSEK, ONLARIDA RAB LAR EDİNMİŞ OLURUZ. Onun içindir ki Ali İmran 80. ayetinde Allah, bizleri tekrar uyarıyor ve diyor ki, benim en yakınlarım olan Melekler ve güvendiğim sizin aranızda ki Elçilerimi bile RAB edinemezsiniz, benim böyle bir isteğim asla olamaz diye ayette bizleri uyarıyor. 

Hatırlatırım Kitap Ehli bu hataları yaptıkları için, Allah bizleri son kez uyarıyor, sakın bu hataya düşmeyin diyor. Sizce bu uyarıyı bizler tebliğ aldık ve bu hatalara düşmüyor muyuz? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Allah bu uyarı ile aslında şunu hatırlatıyor ve diğer ayetlerinde yaptığı ikazını tekrarlıyor bizlere. BENDEN BAŞKA ALLAH/RAB/ YOKTUR. HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM. BENİM SÖZLERİMDEN BAŞKA SÖZLERE/HADİSLER DİN ADINA İNANMAYIN VE GÜVENMEYİN. HÜKMÜ BEN VERİRİM VE HÜKÜM VERENLERİN EN HAYIRLISIDA BENİM. Ayetin devamında, aslında çok net hükmünü veriyor ve diyor ki; “ALLAH’A TESLİM OLDUKTAN SONRA, AYETLERİ GÖRMEMENİZİ Mİ İSTEYECEK.” Anladığı dilden Kur’an ı okuyan ve ayetler üzerinde biraz düşünen her Müslüman,  yalnız Allah’a yani onun hükümlerine Kur’an’a teslim olacağını bilir. Allah bu gerçekleri apaçık yüzlerce kez Kur’an da söyledikten ve bizleri uyardıktan sonra, bu gerçeklerin tam tersi olan bir hüküm nasıl olurda verirde, ayetleri sizlerin görmezden gelmesini ister diyor. Örneğin Allah, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının dedikten sonra, başka bir ayetinde Elçilerime de ben şefaat yetkisi verdim der mi? Ne yazık ki bizler, onca ayetler varken, Allah’ın ayetlerini bizler, atalarımızın rivayet inançlarını yaşayabilmek adına, Allah’ın ayetlerini görmezden geliyor, anlamlarını değiştiriyoruz. Allah bu ayetinde apaçık uyardığı halde. Ali İmran 80. ayetin bir öncesine bakalım şimdide. 

Ali İmran 79: Bir insana Allah; KİTAP, HİKMET VE NEBİLİK VERECEK, O DA TUTUP İNSANLARA “ALLAH’TAN ÖNCE BANA KUL OLUN!” DİYECEK! BUNA HİÇ KİMSENİN HAKKI YOKTUR. Onun diyeceği şudur: “KİTABI ÖĞRETMENİZE VE ÖZÜMSEMENİZE KARŞILIK, SADECE RABBİNİZDEN (SAHİBİNİZDEN) YANA OLUN.” (Süleymaniye vakfı)

Bakın Allah uyarıya başlamadan önce, bizlerin özellikle Allah’ın Elçilerini adeta Rab edinmeyelim, kitap ehlinin yaptığı yanlışlara düşmeyelim diye, nasıl örnekler veriyor ve uyarıyor. Özellikle görev verdiği NEBİLERDEN örnek veriyor. Dikkatinizi çekmek isterim, bu ayette özellikle Resulüm demiyor NEBİ diyor. Burası çok önemli. Çünkü Resul diye bahsettiği ayetlerde, mutlaka Resulünün Allah’ın vahyini tebliğ ettiği ayetlerdir. ONUN İÇİN ALLAH RESULÜME UYUN, O BENİM VAHYİMİ SİZLERE BİLDİRİYOR DİYE ÖZELLİKLE BELİRTMİŞTİR. Ama bu ayette özellikle NEBİ kelimesini kullanarak, şöyle diyor. Ben görev verdiğim NEBİME, Allah’ın vahyi kitabı ve onu anlayabilecek hikmeti verdikten sonra, Kur’an gerçeklerini fark etmiş olan NEBİM, hiçbir zaman sizlere, Allah’ın yanında bana da kul olun, benimde Allah’ın hüküm verdiği gibi dinde hükümler koyma yetkim vardır demez diyor. Bunu söylemeye hiçbir kulumun hakkı ve yetkisi yoktur diye de bildiriyor. Ama bizler bırakın önce Resulün kulu olmayı, günümüzde haşa önce cemaat, tarikat liderlerinin kulu olmayı bile kabul edebiliyoruz. Kul olmak, herhangi bir şeye kayıtsız şartsız itaat etmek demektir. ONUN İÇİN ALLAH, RESULÜMÜN BİLE KULU OLAMAZSIN, YALNIZ BANA KULLUK EDECEKSİNİZ DİYOR. Bizler Resulün tebliğ ettiği Kur’an’a iman ederek, yalnız Allah’a kulluk ettiğimizi gösteriyoruz. Onun için Resul Kur’an’da, BEN YALNIZ BANA VAHYEDİLENİ SİZE TEBLİĞ ETMEKLE GÖREVLİYİM DİYOR. Ayrıca Allah, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın emrini, bu amaçla veriyor.

Ayetin son kısmında da, aslında günümüzde yaptığımız O büyük yanlışı işaret ederek, bakın benim Nebim ancak sizlere şunu söyler diyor. “KİTABI ÖĞRETMENİZE VE ÖZÜMSEMENİZE KARŞILIK, SADECE RABBİNİZDEN (SAHİBİNİZDEN) YANA OLUN.” Bu sözleri ile Allah’ın Nebisi, sizlere tebliğ ettiğim Kur’an’ı önce doğru bir şekilde sizler anlayın, üzerinde düşünün, özümseyin ve Allah’tan başkalarına değil, YALNIZ RABBİNİZDEN YANA OLUN, YALNIZ ONU RAB EDİNİP, YALNIZ ONDAN YARDIM İSTEYİN, YALNIZ ONUN VAHYİNE, ONUN HÜKÜMLERİNE TABİ OLUN DER DİYOR, BENİM GÖREV VERDİĞİM NEBİM.

Değerli dostlarım. Her Müslüman, Allah’ın gerçekleri Kur’an ile buluştuğunda, tüm gerçekleri bir güneş gibi apaçık görecektir. Tek şartla, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, mutlaka Nahl suresi 98. ayeti hayatına geçirmelidir. Bunu yapmayı başaran, inanın Kur’an gerçekleri ile buluşacaktır. 

NAHL SURESİ 98. AYET. KOVULMUŞ ŞEYTANDAN, ALLAH’A SIĞINIRIM. “HER MÜSLÜMANIN DİKKATLE OKUYUP DÜŞÜNMESİ GEREKEN BİR AYET.”

Bu konuyla ilgili, Lingini verdiğim makalemi lütfen okuyun.  

https://hakyolkuran1.blogspot.com/2019/07/nahl-suresi-98-ayet-uzerinde-dikkatle.html

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A