Ana içeriğe atla

Ali İmran Suresi 80. Ayeti, Dikkatle Okuyalım Ki, Kitap Ehlinin Düştüğü Hatalara, Bizlerde Düşmeyelim.




Kur’an aklını kullanan Allah tarafından, gerçeklerin arayışında olan kullarına, doğru yolu gösteren bir rehberdir, mesajdır. Bu mesajı Allah doğru anlayabilmemiz içinde, bizlerin anlayacağı şekilde kolaylaştırarak nice örneklerle açıklamış ki, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyelim. Kur’an ile aramıza giren din tacirleri, Kur’an’ı bizlerden gizledikleri için, bu gerçeklerle bizlerin buluşması engellenmiştir. 

Kur’an’ı herkesin anlayamayacağını ve Kur’an’da dinimiz ve inancımız adına her bilginin detaylı olmadığına bu toplumu inandıranlar, hâşâ Allah’ın kitabının adeta eksiklerini tamamlama ve açık olmadığını iddia ettikleri ayetleri, açıklama yetkisini kendilerinde bulmuşlardır. Bu yanlışları Müslümanlara inandıranlar, adeta insanları kendilerine bağımlı hale getirerek, geçmiş kitap ehlinin hatalarına düşmekten kurtulamamışlardır. Hristiyalar ve Yahudiler Allah’ın Elçilerini adeta Allah’ın yanında RABLAR edinmişler ve atalarının batıl inancını yaşayabilmek için, Elçilerin vefatından sonra, onların adını kullanarak, batıl inançlarını aklamaya dine sokmaya çalışmışlardır. Bizlerinde aynı yanlışları yapmamızın nedeni, Kur’an ile gereken bağı kuramadığımızdandır. Hâlbuki Allah, sakın sizlerde aynı yanlışları yapmayın diye uyarmıştı bizleri. Allah’ın bu konuda uyardığı ayetinden, sizlere çok önemli bir tanesini hatırlatmak ve günümüzde yaptığımız O büyük yanlışı, nasıl tekrar ettiğimizi hatırlatmak istiyorum.

Ali İmran 80: YİNE O, MELEKLERİ VE NEBİLERİ RABLER EDİNMENİZİ EMRETMEZ; SİZ ALLAH’A KAYITSIZ ŞARTSIZ TESLİM OLDUKTAN SONRA, O SİZE İNKÂRI EMREDER Mİ HİÇ? (Mustafa İslamoğlu)

Bizleri yaratan Rabbimiz, geçmişte yapılanları örnek verip, bakın nasıl uyarıyor bizleri. Allah hiçbir zaman melekleri ve sizlere gönderdiğim Nebileri/Resulleri, Rab olarak edinmenizi asla istemez diyor.  RAB KELİMESİNİN ANLAMI DİN VE İMAN ADINA ŞÜPHE DUYULMADAN HÜKÜMLERİNE İTAAT EDİLEN EFENDİ. ISLAH EDEN, TERBİYE EDEN VE SAHİP ANLAMLARINDADIR. Onun için Kur’an’da Allah birçok ayetinde, güvenilecek veliniz benim der ve benden başka itaat edilecek, RABBİNİZ yoktur diye de uyarır. EĞER ALLAH’IN YETKİLERİNİ, ELÇİLERİNE YA DA EDİNDİĞİMİZ VELİ, ŞEYH, GAVS DEDİĞİMİZ KİŞİLERE VERİRSEK, ONLARIDA RAB LAR EDİNMİŞ OLURUZ. Onun içindir ki Ali İmran 80. ayetinde Allah, bizleri tekrar uyarıyor ve diyor ki, benim en yakınlarım olan Melekler ve güvendiğim sizin aranızda ki Elçilerimi bile RAB edinemezsiniz, benim böyle bir isteğim asla olamaz diye ayette bizleri uyarıyor. 

Hatırlatırım Kitap Ehli bu hataları yaptıkları için, Allah bizleri son kez uyarıyor, sakın bu hataya düşmeyin diyor. Sizce bu uyarıyı bizler tebliğ aldık ve bu hatalara düşmüyor muyuz? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Allah bu uyarı ile aslında şunu hatırlatıyor ve diğer ayetlerinde yaptığı ikazını tekrarlıyor bizlere. BENDEN BAŞKA RAB YOKTUR. HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM. BENİM SÖZLERİMDEN BAŞKA SÖZLERE/HADİSLER DİN ADINA İNANMAYIN VE GÜVENMEYİN. HÜKMÜ BEN VERİRİM ISLAH EDEN VE DOĞRU YOLU GÖSTERENDE YALNIZ BENİM DİYEREK, HÜKÜM VERENLERİN EN HAYIRLISININ ALLAH, BİZZAT KENDİSİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. Ayetin devamında, aslında çok net hükmünü veriyor ve diyor ki; ALLAH’A TESLİM OLDUKTAN SONRA, AYETLERİ GÖRMEMENİZİ YANİ İNKARI EMREDERMİ DİYOR. Anladığı dilden Kur’an’ı okuyan ve ayetler üzerinde biraz düşünen her Müslüman, yalnız Allah’a yani onun hükümlerine Kur’an’a teslim olacağını bilir. Allah bu gerçekleri apaçık yüzlerce kez Kur’an’da söyledikten ve bizleri uyardıktan sonra, bu gerçeklerin tam tersi olan bir hüküm nasıl olurda verirde, ayetleri sizlerin görmezden gelmesini ister diyor. Örneğin Allah, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının dedikten sonra, başka bir ayetinde Elçilerime Veli kullarıma da ben şefaat yetkisi verdim der mi? Ne yazık ki bizler, onca ayetler varken, Allah’ın ayetlerini bizler, atalarımızın rivayet inançlarını yaşayabilmek adına, Allah’ın ayetlerini görmezden geliyor, anlamlarını değiştiriyoruz. Allah bu ayetinde apaçık uyardığı halde. Ali İmran 80. ayetin bir öncesine bakalım şimdide. 

Ali İmran 79: ALLAH’IN KENDİSİNE KİTAP, HÜKÜM VE NEBİLİK VERDİĞİ HİÇ KİMSENİN, BUNUN ARDI SIRA TOPLUMA “ALLAH’IN YANISIRA BANA DA KULLUK EDİN!” DEMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ. AKSİNE “İLÂHÎ KELÂMI DERİNLİĞİNE ÖĞRENİP ONU BAŞKALARINA DA ÖĞRETEREK, RABBÂNÎ ŞAHSİYETLER OLUN!” DER. (Mustafa İslamoğlu)

Bakın Allah uyarıya başlamadan önce, bizlerin özellikle Allah’ın Nebilerini/Elçilerini adeta Rab edinmeyelim, kitap ehlinin yaptığı yanlışlara düşmeyelim diye, nasıl örnekler veriyor ve uyarıyor. Özellikle görev verdiği NEBİLERDEN örnek veriyor. Rabbimiz bu ayetinde özellikle, ben görev verdiğim NEBİME, Allah’ın vahyi kitabı ve onu anlayabilecek hikmeti verdikten sonra, Kur’an gerçeklerini fark etmiş olan NEBİM, hiçbir zaman sizlere, Allah’ın yanında bana da kul olun, benimde Allah’ın hüküm verdiği gibi dinde hükümler koyma yetkim vardır demez diyor. Hatırlayınız lütfen, Allah ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem demiyor muydu? Bunu söylemeye hiçbir kulumun hakkı ve yetkisi yoktur diye de bildiriyor. Ama bizler bırakın önce Resulün kulu olmayı, günümüzde haşa önce cemaat, tarikat liderlerinin kulu olmayı bile kabul edebiliyoruz. Kul olmak, herhangi bir şeye kayıtsız şartsız itaat etmek demektir. ONUN İÇİN ALLAH, RESULÜMÜN BİLE KULU OLAMAZSIN, YALNIZ BANA KULLUK EDECEKSİNİZ DİYOR. Bizler Resulün tebliğ ettiği Kur’an’a iman ederek, yalnız Allah’a kulluk ettiğimizi gösteriyoruz. Onun için Resul Kur’an’da, BEN YALNIZ BANA VAHYEDİLENİ SİZE TEBLİĞ ETMEKLE GÖREVLİYİM DİYOR. Ayrıca Allah, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın ondan sorumlusunuz emrini, bu amaçla veriyor.

Ayetin son kısmında da, aslında günümüzde yaptığımız O büyük yanlışı işaret ederek, bakın benim Nebim/Resulüm ancak sizlere şunu söyler diyor. ““İLÂHÎ KELÂMI DERİNLİĞİNE ÖĞRENİP, ONU BAŞKALARINA DA ÖĞRETEREK, RABBÂNÎ ŞAHSİYETLER OLUN!” Bu sözleri ile Allah’ın Nebisi, sizlere tebliğ ettiğim Kur’an’ı önce doğru bir şekilde sizler anlayın, üzerinde düşünün, özümseyin ve Allah’tan başkalarına değil, YALNIZ RABBİNİZDEN YANA OLUN, YALNIZ ONU RAB EDİNİP, YALNIZ ONDAN YARDIM İSTEYİN, YALNIZ ONUN VAHYİNE, ONUN HÜKÜMLERİNE TABİ OLUN DER DİYOR, BENİM GÖREV VERDİĞİM NEBİM. Değerli dostlarım. Her Müslüman, Allah’ın HAK olan Kur’an ile buluştuğunda, tüm gerçekleri bir güneş gibi apaçık görecektir. Tek şartla, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, mutlaka Nahl suresi 98. ayeti hayatına geçirmelidir. Bunu yapmayı başaran, inanın Kur’an gerçekleri ile buluşacaktır. 

NAHL SURESİ 98. AYET. KOVULMUŞ ŞEYTANDAN, ALLAH’A SIĞINIRIM. “HER MÜSLÜMANIN DİKKATLE OKUYUP DÜŞÜNMESİ GEREKEN BİR AYET.”

Bu konuyla ilgili, Lingini verdiğim makalemi lütfen okuyun.  

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...