Ana içeriğe atla

KUR’AN AYETLERİNİ KENDİ İNANÇLARIMIZA UYDURMAK YERİNE, KUR’AN’A UYMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?


 

Allah, sizlere indirdiğim Kur’an yetmiyor mu dediği halde, İslam ı yaşayabilmek adına Kur’an ı yeterli görmeyen, atalarından rivayet yolla gelen, doğruluğundan emin olamayacağımız sözleri/hadisleri dinin asli unsuru kabul etmekten korkmayan, hatta İslam ın olmazsa olmaz ikinci kaynağı yapmaktan çekinmeyen bir arkadaşımız, benim yazdıklarımı alaya almak, beni küçük düşürebilmek adına bir görsel resmin altına, benim adımı ekleyerek, bir resim paylaşmış.

Samimiyetimle söylüyorum, çok ama çok memnun oldum. Bir kez daha anladım ki, ben şükürler olsun Allah ın doğru yolunda gidebilmek adına, doğru adımlar atıyorum. Elbette hatalarım ve yanlışlarım olacaktır. Ama en az hata yapan Allah ın kullarından olmak isteyen, batıl ve rivayetlerden uzak, YALNIZ ALLAH IN KİTABINA SARILIR. BENDE ALLAH IN İZNİYLE ÖYLE YAPABİLMEK ADINA ÇABA HARCIYORUM. RABBİM, ALLAH IN DOĞRU YOLUNDAN GİTMEK ADINA ÇABA HARCAYAN, CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH.

Arkadaşımız bir resim paylaşmış ve bir okla çok kalabalık bir resmin üzerine EHLİSÜNNET yazmış. Kalabalık toplumun karşısında da bir kişi var ve o bir kişinin yanına da benim ismimi yazarak, benim şöyle söylediğimi anlatmaya çalışıyor. “1400 YILDIR DİN YANLIŞ GELMİŞ, DOĞRUSUNU BEN BULDUM.” Aslında bu resmin orijinalinde, benim ismimin yerinde REFORMİST yazıyordu. Arkadaşımız değiştirmiş ve benim adımı yazarak HALUK BEY demiş. Önce şunu söylemek isterim, dinde reform olmaz. DİN ALLAH IN DİNİDİR, DEĞİŞİKLİK GEREKİRSE ALLAH YAPAR. ÇÜNKÜ HÜKÜM ALLAH IN DIR VE ONUN EMİRLERİ TÜM ZAMANA UYGUN GÖNDERİLMİŞTİR. YETER Kİ ONU DOĞRU ANLAYABİLELİM. Ama ne yazık ki toplumlar kendilerince öyle bir din yaratmışlar ki, bırakın reformu, din Allah ın dininden çıkmış, DEFORME olmuş.

BEN HİÇ BİR YAZIMDA AYETLERİ BEN AÇIKLIYORUM DEMEDİM, ÇÜNKÜ ALLAH KUR'AN I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZ DEDİĞİ HALDE, EHLİ SÜNNET DEDİĞİ TOPLUMLAR YADA CEMAATLER, TARİKATLAR, DAHA DOĞRUSU YALNIZ KUR'AN İLE İSLAM IN YAŞANMAYACAĞINA İNANANLAR, ALLAH IN AÇIKLAMALARINI YETERLİ GÖRMEYİP, RİVAYETLER VE KENDİ YORUM VE DÜŞÜNCELERİYLE EN DOĞRU AYETLERİ ANLADIKLARINI İDDİA ETTİLER. SONUCUNU DA HEP BİRLİKTE GÖRÜYORUZ. ALLAH ŞAHİTTİR BENİM YAPTIĞIM, YAPILAN BU YANLIŞI, ALLAH IN APAÇIK AYETLERİ İLE DİN KARDEŞLERİME GÖSTERMEK VE BU YANLIŞIN FARKINDALIĞINI SAĞLAMAKTIR AMACIM.

Ne yazık ki ayetlerin bir kısmının kendilerine hitap etmediğini, bu ayetlerin inkârcılara söylendiğine inanıp, yüzlerce ayetin kendilerini bağlamadığına inananlara, ne söylerseniz söyleyin anlatamazsınız. Hâlbuki Kur’an ın genel çoğunluğu, Allah ın yolundan sapmış kitap ehline hitap ediyor. Allah da bu örneklerden ders alın ve sizlerde aynı yanlışları yapmayın diye bizleri uyarıyor. Yani Kur’an ın tüm ayetleri bizlere hitap ediyor ve hepsinden sorumluyuz. Yoksa aramızda, Kur’an ayetlerinin bir kısmına inanıp, bir kısmı bizi bağlamaz o günkü topluma hitap ediyor diye, inanmayanlar mı var? Ne yazık ki Allah ın Elçisinin ümmetine/kavmine tebliğ ettiği Kur’an terk edildi. O TERK EDİLİŞİN ETKİLERİ, GÜNÜMÜZE KATLANARAK GELDİ. SONUCUNU DA HEP BİRLİKTE GÖRÜYORUZ. Allah çoğunluğa uymanın tehlikelerinden bahsederek bizleri uyardığı halde, arkadaşımız 1400 senedir çoğunluğun yaşadığı İslam ı savunması çok üzücüdür. Yine Peygamberimizin mahşer günü, şahit olarak çağrıldığında söyleyeceği o üzücü gerçekten, hala ders alamadık. Ayetleri hatırlayalım.

Enam 116: EĞER YERYÜZÜNDEKİLERİN ÇOĞUNA UYARSAN,  SENİ ALLAH YOLUNDAN SAPTIRIRLAR. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar. (Diyanet meali)

Furkan 30: O gün Elçimiz diyecek ki, “EY RABBİM, BENİM KAVMİM BU KUR’ÂN’I KENDİLERİNDEN UZAK TUTTULAR, TERK ETTİLER.” 

Ne yazık ki bu ayetlerin bile bugün bizleri ilgilendirmediğini, o günkü toplumdan bahsettiğini söyleyenler var aramızda. EHLİSÜNNET inancının günümüzde çoğunluk olduğunu örnek gösterip, çoğunluk ne diyorsa doğrudur izlenimi vermeye çalışanların, Kur’an ı rehber almadıkları sizce çok açık değil mi? ÇOĞUNLUK ÖYLE İNANIYOR, O ZAMAN BU DOĞRUDUR DEMEK, KUR’AN A İMAN ETMİYORUZ DEMEKTEN FARKSIZDIR. ÇÜNKÜ KUR’AN BU KONUDA BİZLERİ UYARIYOR VE BU HATAYI SAKIN YAPMAYIN DİYOR. Ehlisünnet kelime anlamı, MANEVÎ ALANDA ÇİZİLEN YOLU BENİMSEYENLER, anlamına geliyor. Hemen kendimize soralım, Allah ın emrettiği sünneti yani bizlerin izlemesini istediği yolu farklı, Elçisinin sünneti yani bizlere tebliğ ettiği ve bizlerin izlemesini istediği manevi inancımızda ki yolu başka mı? BUNU SÖYLEYEN VE İNANAN, İSLAM DAİRESİ DIŞINA ÇIKMIŞTIR HATIRLATIRIM.

Mahşer günü hesabın görüleceği o çetin gün, Peygamberimiz şahit olarak çağrıldığında, mahşeri ortamdaki kargaşayı, sapkınlığı yanlış yola giden ümmetinin durumunu gördüğünde söyleyeceği o acı gerçekten bile, bizler dersler almıyoruz ve diyoruz ki, Peygamberimiz Kur’an ı terk ettiler ya da kendilerinde uzak tuttular dediği tüm ümmeti değil, YALNIZ AYETTE GEÇEN KENDİ KAVMİ OLDUĞUNU, ONUN İÇİNDE BU AYETTE BAHSEDİLEN TÜM ÜMMETİ OLAMAYACAĞINI SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMİYORLAR.

Ayette kavmi diye geçen, elbette Peygamberimizin o günkü Ümmeti. Ümmet Peygamberimize tabi olan, onun izinden giden anlamındadır. Hemen kendimize soralım isterseniz. O günkü kavmi Kur’an ı terk edip, atalarının rivayet inançlarını din diye yaşadıysalar, acaba bugün bizlere nakledilen yüzlerce, binlerce Peygamberimize ait olduğu iddia edilen ve dinin asli unsuru, dinin ikinci kaynağı yapılan rivayet hadisler, o günkü toplumdan, Peygamberimizin kavminden bizlere iletildiyse, SİZCE BİZLERİN DURUMU NASILDIR, NE KADAR DOĞRU BİLGİ GELMİŞTİR BİZLERE, BİRAZCIK DÜŞÜNÜN LÜTFEN, TÜM GERÇEKLERİ ANLAYACAKSINIZ. TABİ DÜŞÜNME VE AKLINI KULLANMAYI, BAŞKALARINA EMANET ETMEYENLERDEN BAHSEDİYORUM. Peygamberimizin en yakınları, onunla Müşerref olanlar, vahye şahit olanlar, elbette Kur’an ı en iyi şekilde hayatlarına geçirmişlerdir. Ya daha sonra…. İşte sorunlar daha sonrasında yaşanıyor. Taki günümüze kadar. 

Bizler ne yazık ki Allah Kur’an da ne emrediyorsa, tersini yaptık ve yetmiyor bu yanlışlarımıza rivayetler uydurduk bunlara inandık. Allah sakın dinde bölünenler gibi olmayın dediği halde, bizler mezheplere, cemaatlere, tarikatlara bölünmekte zenginlik ve bereket vardır diyecek kadar Kur’an dan uzaklaştık. Ondan sonrada yalnız Kur’an desek, acaba hepimiz aynı şeyimi söyleriz diye örnekler verip, kendi yanlışlarımıza kılıflar aramaktan çekinmiyoruz. Bir bilim adamı, buluşu konusunda kitap yazıyor ve tüm dünya bu kitaptan faydalanıyor, hiç kimse yanlış anlamıyor, gençler eğitim alıyor ve kitabı okuyan herkes aynı şeyi anlıyor, ama iş Allah ın kitabına gelince, her nedense iş değişiyor, her okuyan farklı anlıyor. BU NASIL BİR MANTIK?

Değerli kardeşlerim, sorun bizlerin din anlayışında, bölünmüşlüğümüzün ve bu bölünmenin bizlere dayattığı fıkıh inancımızın, bizlerin kafasındaki yanlış inançlarımızda yatıyor. Lütfen önce bu yanlış inançlarımızdan kurtulalım, bakın o zaman her şeyin nasıl çok daha farklı olduğunu göreceksiniz. BİZLER AYETLERİN NE ANLATTIĞINI ANLAMAYA ÇALIŞMIYORUZ. BİZLER BEŞERİ FIKIH İNANCIMIZI, KUR’AN DAN KANITLAMA ÇABASINDA OLUYOR, AYETLERE BATIL İNANÇLARIMIZI SÖYLETİYORUZ. ONUN İÇİNDE ALLAH IN BİZLERE NE DEDİĞİNİ NE ANLATTIĞINI DEĞİL, NEFİSLERİMİZİN AYETLERİ NASIL ŞEKİLLENDİRDİĞİNİ ANLIYORUZ.

Çok beğendiğim bir atasözü vardır. ”TEK SAATİ OLAN, SAATİN KAÇ OLDUĞUNU BİLİR. İKİ SAATİ OLANSA, ASLA EMİN OLAMAZ.” Bizlerin dini konularda anlaşamadığımızın tek nedeni, tek bir kitaba iman etmediğimiz içindir. Eğer bizler din adına yalnız Kur’an ı yeterli görmüyor da, farklı kaynakları, kitapları da dinin asli unsuru yapıyorsak, TEK BİR NOKTADA BULUŞMAMIZ, HİÇ BİR ZAMAN MÜMKÜN OLMAYACAKTIR. Allah boşuna Kur’an ın ipine sarılın, çünkü sizleri indirdiğim vahiyden yani Kur’an dan hesaba çekeceğim diye boşuna uyarmıyor. 

Bizler eğer tüm İslam âlemi olarak birlik ve beraberlik sağlayıp, aynı noktada din adına birleşmek istiyorsak, YALNIZ KUR’AN A KULAK VERMELİYİZ, RİVAYETLERE DEĞİL. UNUTMAYALIM BU ALLAH IN EMRİDİR. Yine İslam âlemi olarak Kur’an ı doğru anlamak istiyorsak, NAHL SURESİ 98. AYETİ MUTLAKA HAYATIMIZA GEÇİRMELİ VE ONDAN SONRA KUR’AN I ANLAYARAK OKUMAYA BAŞLAMALIYIZ Kİ DOĞRU ANLAYABİLELİM. LÜTFEN ARTIK BU GERÇEĞİN FARKINDA OLALIM.

https://hakyolkuran1.blogspot.com/2019/07/nahl-suresi-98-ayet-uzerinde-dikkatle.html

https://kuranadavet1.wordpress.com/2020/07/27/nahl-suresi-98-ayet-kovulmus-seytandan-allaha-siginirim-her-muslumanin-dikkatle-okuyup-dusunmesi-gereken-bir-ayet/

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .