Ana içeriğe atla

RAD SURESİ 23, ARAF SURESİ 46-47. AYETLER.


 

Bu makalemde, sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet Rad suresi 23. ayet olacaktır. Lütfen bu ayeti ve bizlere anlatmak istediği konuyu, bizlere öğretilen rivayet bilgiler ışığında değil, Kur’an ın diğer ayetleri ışığında anlamaya çalışalım. Çünkü Allah, Kur’an ı açıklamak bize düşer diyor ve nice örneklerle de açıkladığını bizlere bildiriyor. Bu ayeti doğru anlayabilmemiz için, ayetin öncesi ve sonrasındaki ayetlerle birlikte yazalım ki, konu daha iyi anlaşılabilsin.

Rad 22: İŞTE ONLAR RABLERİNİN RIZASINI ELDE ETME YOLUNDA SEBAT GÖSTERİRLER; hem salâtı ikame ederler hem de kendilerine verdiğimiz nimetlerden gizlice ve açıktan sarf ederler; dahası, KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE ORTADAN KALDIRIRLAR. İşte onlar, (bu) diyarın mutlu sona ulaşacak sakinleridirler:

Rad 23: Adn cennetleri bunlar içindir. ATALARINDAN, EŞLERİNDEN VE ZÜRRİYETLERİNDEN İYİ OLANLARLA BİRLİKTE ORAYA GİRERLER. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. (Bayraktar Bayraklı)

Rad 24: “SABRETTİĞİNİZ İÇİN SELÂM SİZE. Ahiret yurdunun ödülü ne güzeldir!” derler. 

Rad 25: ALLAH’A VERDİKLERİ SÖZÜ, ONU ANTLAŞMA HALİNE GETİRDİKTEN SONRA BOZANLARA, ALLAH’IN BİTİŞTİRİLMESİNİ EMRETTİĞİ ŞEYİ BİTİŞTİRMEYENLERE VE YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK ÇIKARANLARA GELİNCE, böyleleri için lanet vardır ve yurdun en kötüsü de onların olacaktır. (Bayraktar Bayraklı)

İlk ayette, işte onlar Rablerinin rızasını elde etmek için sebat gösterirler diyor.  Yani bugün bizler bu sözlerden, her türlü baskıya zorlamaya karşı çıkarak, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, sakın Kur’an ın sınırlarını aşmayın veliler, şeyhler, efendiler edinmeyin, dinde bölünmeyin yalnız Kur’an ın ipine sarılın, batılın ve rivayetin ardına düşmeyin dediği halde, çoğunluğun rivayet ve sanı inançlarının hüküm sürdüğü ve baskısının gittikçe arttığı ve onlara tabi olmadığı için zorluklarla karşılaşan kişiler sabrederek, YALNIZ ALLAH IN KİTABINA SARILANLARDAN BAHSEDİLİYOR. Çünkü bu insanlar gösterişten uzak, yalnız Allah ın vahyini yerine getirip, yardımlaşırlar ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldırırlar diyor.   Bir başka deyişle Allah ın yolunda olmak adına çaba gösteren kullarım, kişilere değil yalnız Allah a tabi olurlar ve onun hükümleri ile yaşarlar diyor. 

Rad suresi 23. ayetinde de Allah, böyle kullarına müjde veriyor ve cenneti hak etmiş ve onun en güzel yerine yerleşecek olan kullarından bahsederek, onlar için bir başka müjde daha veriyor ve bakın ne diyor. “ATALARINDAN, EŞLERİNDEN VE ZÜRRİYETLERİNDEN İYİ OLANLARLA BİRLİKTE ORAYA GİRERLER” Bakın ADN cennetine yerleşen, Allah ın sevgili kullarının en yakınlarına ama küfürde azmamış, büyük günahlardan uzak kalmış olanları da Allah şefaatiyle, bağışlayarak sevdiği kullarının yanına alacağının müjdesini veriyor. Lütfen şunu unutmayalım, yakınları cennete daha sonradan alındığı anlaşılıyor, Allah ın şefaatiyle. Peki, bunlar bu durumda nereden geliyor olabilirler? Bu konuyu dikkatle düşünelim, Kur’an bütünlüğünde. Konuyu anlamaya, düşünmeye devam edelim. 

Rad suresi 25. ayetinde ise artık cehennemden, hiç çıkamayacak olanlardan bahsediliyor.  Allah a verdiği sözü tutmayan, iman ettim dediği Kur’an ın yada gönderdiği kitapların dışına çıkarak, batılın ve hurafenin ardı sıra gidenlerden bahsediyor ve yurdun en kötüsü onların olacaktır diyerek, cehennemin kalıcıları olduğunu söylüyor.  Şimdide sizlere bu konuyu daha açık anlayabilmeniz için, Araf suresi 46 ve 47. ayetleri hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu ayetler kafamızda oluşan, bazı sorularımıza cevap verecek.

Araf 46–47: İki taraf/cennetlikler ve cehennemlikler arasında bir perde ve A‘râf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, BUNLAR HENÜZ CENNETE GİREMEDİKLERİ HALDE GİRMEYİ UMARAK CENNET EHLİNE, “Selâm size!” diye seslenirler. Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de, “EY RABBİMİZ! BİZİ ZALİMLER TOPLULUĞU İLE BERABER BULUNDURMA!” derler. (Bayraktar Bayraklı meali)

Sanırım bu ayet, kafamızdaki soruya cevap veriyor. Cennet ve cehenneme gitmiş insanların örneği veriliyor. Bu iki bölümün, ya da kapının arasında herkesi simalarından tanıyanların olduğundan bahsediliyor. Bunlar kim olabilir? Elbette melekler. Çok ilginç ve dikkatli bir şekilde düşünmemiz gereken ise ayette, HENÜZ CENNETE GİRMEDİKLERİ HALDE, YANİ CEHENNEMDE OLAN AMA CENNETİ UMAN, YANİ CEHENNEMDEKİ DİĞER KİŞİLERLE KENDİLERİNİ BİR ARADA DÜŞÜNEMEYENLERİN OLDUĞUNDAN BAHSEDİLİYOR. Arafta/arada olan Melekler cennete alınacak bu kişilere selam size diye seslenip cenneti müjdeliyorlar. Bu durumda cehennemden çıkış yok demek, çok büyük yanlış olur. Bu müjdeyi alanlar, cehennemde ebedi kalacakların tarafına döndüğünde, EY RABBİMİZ, BİZİ ZALİMLER TOPLULUĞU İLE BERABER BULUNDURMA DİYE DUA EDİYORLAR.

Bizlere öyle yanlış bilgiler öğretildi ki, adeta bizlerin bile kabul etmesi mümkün olmayan bir adalet anlayışını, Allah a nispet etmekten çekinmiyoruz. Bir Müslüman ın, ne olursa olsun, asla cehennem azabı çekmeyeceğini, direk cennete gideceğini, Peygamberimizin şefaat edeceği öğretildi. Aynı inanç günümüzde Hristiyanlar da da var. Bir Hristiyan ne olursa olsun cehennem azabı çekmeyeceği, çünkü Hz. İsa ya iman eden bir Hristiyan Hz. İsa nın çektiği azap ve çarmıha gerilmesi acı çekmesi, onların günahlarına kefaret olacağına inanmaktadırlar. İşte insanların yarattığı din. Ama Allah ne diyordu hatırlayalım.

Zilzal 7–8: Artık, kim BİR ZERRE MİKTARI HAYIR ÜRETMİŞSE ONU GÖRÜR VE KİM BİR ZERRE MİKTARI ŞER ÜRETMİŞSE ONU GÖRÜR.

Onu görür demek, yalnız hatırlatılır hiçbir şey yapılmaz anlamında değil, tam tersine onun karşılığını görür anlamında söylenmiş bir sözdür. Allah Ali İmran suresi 30. ayetinde ne diyordu hatırlayalım. “Gün gelecek her benlik, HAYIRDAN İŞLEDİĞİNİ ÖNÜNDE BULACAKTIR. KÖTÜLÜKTEN İŞLEDİĞİNİ DE.” Enam suresi 120. ayetinde de: “Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. GÜNAH KAZANANLAR YAPIP ETTİKLERİNİN KARŞILIĞINI YAKINDA GÖRECEKLERDİR.” Meryem suresi 71 ve 72. ayetlerde konumuzla ilgili çok açık bir hüküm veriyor Allah ve bakın ne diyor. “(EY İNSANLAR!) SİZDEN CEHENNEME UĞRAMAYACAK HİÇ KİMSE YOKTUR. RABBİN İÇİN BU, KESİN OLARAK HÜKME BAĞLANMIŞ BİR İŞTİR. SONRA ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLARI KURTARIRIZ DA ZALİMLERİ ORADA DİZ ÜSTÜ ÇÖKMÜŞ HÂLDE BIRAKIRIZ.” Bazı kişiler aranızda cehenneme uğramayacak kimse yoktur hükmünü, Müslümanlar cehennemi şöyle bir uzaktan görecek, içine girmeyecek diye, kendi nefislerinde işlerine geldikleri gibi anlatıyorlar. Allah böyle bir açıklama yapmadığı halde. Hâlbuki ayetin devamında iman edenlerin, Allah a karşı gelmekten sakınanların cehennemden kurtarılacağından bahsediliyor. Lütfen dikkat, kurtarılmaktan bahsediyor. Seyretmeye gelen kişi kurtarılmaz. Demek ki herkes yaptığı yanlışın cezasını çekecek, adalet yerini bulacak, daha sonra Allah ın izniyle cenneti hak eden cennete gidecek. Peki diğerleri ne olacak? Bakın onunda cevabını Kur’an veriyor.

Müminun 103: Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. ONLAR CEHENNEMDE EBEDÎ KALACAKLARDIR. (Diyanet meali)

Demek ki cehennemde ebedi kalıcıların, tartıda bir ölçüsü ve sınırı var. Ebedi kalmayacakların, zamanı gelince çıkacağı anlaşılıyor. O sınırın altında kalanlar CEHENNEMDE EBEDİ KALACAKLARDIR DİYOR. Rad 25. ayetin sonunda da bu konuya değiniyordu. Demek ki diğerleri belirli bir süre cezasını çektikten sonra, ya da onu Allah bilir, belki hemen cennete gidecekler. ŞUNU LÜTFEN UNUTMAYALIM, YAPTIKLARIMIZIN HESABINI VERMEDEN, KARŞILIĞINI GÖRMEDEN CENNETE GİTMEK YOK.  LÜTFEN ALLAH IN ADALETİNİ, KENDİ NEFSİMİZDE ŞEKİLLENDİREREK, KENDİMİZİ AVUTMAYALIM, CEHENNEMİN KALICILARINDAN OLURUZ ALLAH KORUSUN.

Dilerim batıl, sanı ve rivayetten uzak, yalnız Kur’an ın ipine sarılan, Allah ın bizlerden istediği gibi bir kul olmanın yarışı içinde oluruz. Yine dilerim, mahşer günü hesabını verebilen, Allah ın mutlu azınlık kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .