Ana içeriğe atla

YAPTIĞIMIZ ÇOK BÜYÜK YANLIŞLARIN, ARTIK FARKINDA OLALIM.


 

Bugün sizlerle, Kur’an dan bir konuyu birlikte araştırmak ve üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Konu biraz uzun, ama lütfen sabırla okuyalım. Yaptığımız çok büyük yanlışlarımızın farkında olmak istiyorsak, biraz zaman ayırıp lütfen makalemi sonuna kadar okuyunuz. Eğer ben uzun yazı okuyamam, zamanım yok diye düşünürseniz, Kitap Ehlinin yaptığı aynı hataları yapmaktan asla kurtulamazsınız, hatırlatmak isterim. Bizler eğer Kur’an’ın zerresini bile zayi etmeden istifade etmek, yararlanmak istiyorsak, Kur’an’ın 1400 yıl önce indirilmiş olduğunu unutmadan, ama Allah’ın Elçisinin ayetleri sanki bugün, yeni tebliğ ettiğini düşünerek GÜNÜMÜZ KOŞULLARI, İLMİ IŞIĞINDA anlamalı ve Kur’an dan öyle istifade etmeye çalışmamız gerekir. Çünkü Kur’an tüm insanlığa yaşadıkları sürece, her çağda rehber olsun diye indirilmiş en son kitaptır. 

Şimdide Kur’an dan araştıracağımız konuya bakalım. Kur’an da birçok ayetinde Allah lanetlediği, inkârları sonucu cehennemlik olduklarını belirttiği, inkârcı ve kâfir sözlerini çok kullanır. Acaba bu sözleri Allah, yalnız Elçisini ve gönderdiği Kur’an’ı tümden inkâr edenler için mi kullanır bu sözleri? Elbette hayır. Peki, Allah bu sözleri Kur’an da, başka kimler için kullanıyor? İNKÂRCI VE KÂFİR SÖZLERİNİ ALLAH, iman ettiğini söylediği halde, yaptığı bazı çok büyük yanlışlar neticesinde, bu duruma düşen insanlar içinde kullanıyor olabilir mi? Gelin isterseniz bu çok önemli sorunun cevabını, birlikte Kur’an dan arayalım. Acaba farkında olmadan yaptığımız büyük bir yanlış var mı? Sizlere şimdi hatırlatacağım ayette Allah, ŞEYTAN İÇİN KÂFİR OLDU DİYOR, ayeti yazalım üzerinde düşünelim.

Bakara 34: Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve KÂFİRLERDEN OLMUŞTU. (Diyanet meali)

Lütfen çok iyi düşünelim bu sözleri. Bizler kâfir sözünü Allah’ı inkâr edenler için kullanırız genelde. Lütfen dikkat, şeytan Allah’ı inkâr etmiyor, tam tersine onun huzurunda onu biliyor, tanıyor fakat Rabbin istediği bir şeyi yerine getirmediği için, büyüklük tasladığından Rabbimiz şeytan/İblis için kâfir sözünü kullanıyor. Demek ki tek bir konuda bile Kur’an’ın ayetini görmezden gelirsek, üstünü örtersek, onun bir ayetinin bile hükmünün kalktığını söylersek, YANİ HAK OLANI GERÇEKLERİ GİZLERSEK, ÜSTÜNÜ ÖRTER GÖRMEZDEN GELİRSEK, aynı suçu işlemiş oluruz. Bir örnek daha yazalım.

Bakara 159–160: KİTAPTA İNSANLARA AÇIKÇA GÖSTERDİKTEN SONRA İNDİRDİĞİMİZ APAÇIK DELİLLERİ VE HİDAYETİ GİZLEYENLERE HEM ALLAH HEM DE BÜTÜN LANET EDİCİLER LANET EDER.  Ancak tövbe edip kendilerini düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Ben onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeleri çok kabul edenim; çok merhametli olanım. (Mehmet Okuyan meali)

Allah’ın uyarılarından anlaşılıyor ki, iman edenler içinde öyle bir grup insan var ki, Allah’ın tebliğ ettiği apaçık Kur’an ayetleri içinde hidayetin, doğrunun, gerçeklerin yolunu gizleyenlerin, yani bazı ayetlerin üstünü örtüp, batılı aklayabilmek için gizleyip gerçek anlamlarını değiştirenlerin olduğunu söylüyor. Gerek geleneğin ve mezheplerin etkisi, gerek şahsı menfaatler bu yola itiyor insanları. Bugünde aynı şeyler yapılmıyor mu? Ayetlerin bir kısmının artık hükmü yoktur, onlar nesh edilmiştir, hükmü kalkmıştır dersek, bazı ayetleri gizlemiş, hükmünü kaldırmış olmuyor muyuz? Bakın burada bütünüyle iman etmeyenden bahsedilmiyor. İman ettiği halde, Kur’an gerçeklerinden bir kısmını gizlemeye çalışanlardan bahsediyor. İşte bu insanlara Allah’ın ,LANET ETTİĞİNİ söylüyor. Allah’ın lanet etmesinden kasıt, Allah’ın lütfundan, şefaatinden mahrum bırakılması anlamındadır. Elbette bundan vazgeçenleri, gerçeği açıkça ortaya koyanları Allah affedeceğini de belirtiyor. İlginçtir Kur’an da HARAM aylardan bahseder ve ne maksatla emredildiği bilgisi verilir. BUGÜN HARAM AYLARIN HÜKMÜNÜN KALKTIĞI SÖYLENİR VE GEREĞİ YERİNE GETİRİMEZ. Hiç kimse çıkıp ta sormaz, BU HÜKMÜ KİM KALDIRDI, BUGÜN GÜNÜMÜZDE GEÇERLİ OLMADIĞINI KİM SÖYLEDİ DİYE SORAN BİLE YOK. Ne dersiniz bizler, Allah’ın örnekler verdiği O büyük yanlışı yapmış olmuyor muyuz? Aşağıda ki ayette Rabbimiz bakın ne diyor?

Bakara 161: ŞÜPHESİZ Kİ KÂFİR OLANLAR VE KÂFİR OLARAK  ÖLENLERE GELİNCE,  İŞTE ALLAH’IN, MELEKLERİN VE BÜTÜN İNSANLARIN LANETİ ONLARIN ÜZERİNEDİR. (Mehmet Okuyan meali)

Yukarıdaki ayette Allah, ayetlerimizi inkâr edenler ve onların kâfir oluşundan bahsediyor. Tabiî ki bu insanların lanetlendiğini de belirtiyor. Peki, bu insanlar Allah’ı, Resulünü, gönderdiği kitaplarını hiç kabul etmeyip inkâr edenler mi? Kesinlikle hayır. Yukarıda bu ayetin öncesi ayetleri vermiştim, okudunuz. Orada kimler için söylüyordu hatırlayalım. “KİTAPTA İNSANLARA APAÇIK GÖSTERDİĞİMİZ HİDAYET YOLUNU GİZLEYENLERE.” Demek ki bu insanlar tamamen inkâr edenler değil, tam tersine iman etmiş ama atalarından gelen inançların etkisinde olan, ya da nefislerinin esiri olduğundan dolayı, bazı ayetleri hidayet yolunu gizlemeleri, anlamlarını değiştirmeleri neticesinde, Rabbimiz söylüyor bu sözleri. Bunu yapmak çok çeşitli yollarla olur. Kimisi bu ayetin artık hükmü kalkmıştır der görmezden gelir, kimisi de ayetlerin anlamlarını çeşitli yollarla değiştirir tahrif eder, kendi inancına uydurur. Yani Kur’an’a uymak yerine, Kur’an’ı kendi inancına uydurmaya çalışır. Demek ki inandım, iman ettim demekle bu iş olmuyormuş. Allah’ın istediği bir Müslüman, Kur’an’ın bütün hükümlerine, batılın etkisinde kalmadan, harfiyen iman eden bir Müslüman olması gerektiği, çok açık anlaşılıyor. Yine Bakara suresi 42. ayette bizleri Rabbimiz uyarıyor ve bakın ne diyor? 

Bakara 42: BİLEREK HAKKI BATIL İLE KARIŞTIRMAYIN, HAKKI GİZLEMEYİN.

Hak olan yalnız ve yalnız Allah katından gelen KUR’AN DIR, bunu Allah söylüyor. Kur’an’ın dışından Allah’ın vermediği bir hükmü, yine Allah katındandır diye dine sokarsak, hakkı batılla karıştırmış ve gizlemiş oluruz. Temiz bir bardak suya, bir damla mikroplu su damlattığımızda, nasıl artık o su içilmez oluyorsa, imanımız da aynen böyledir. Hakkın içine batıl karıştırdığımızda da, bu bilgiyle ulaşacağımız yolun sonu, asla Rabbimize ulaşmayacaktır. Bu bilgiler ışığında, lütfen günümüz İslam anlayışını karşılaştırınız. Verdiğim tüm ayet örneklerinde, Allah’ın hakkı batılla gizlemeyin diyerek, gizleyenlere lanet ediyor ve kâfir oldular diyor. Yazdığım ayetleri anlamaya çalışırken, Allah’ın bu uyarısını unutmayalım. 

Bakara 174: ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KİTAPTAN BİR KISMINI GİZLEYİP ONU AZ BİR BEDEL İLE DEĞİŞENLER VAR YA; işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah, onlarla ne konuşacak, ne de onları arıtacaktır. Onlar için elem dolu bir azap vardır. (Diyanet meali)

 Bakın Allah’ın indirdiği kitaptan bazı şeyleri göz ardı edip, görmezden gelip, toplumdan gizleyenlere ne diyor? Hatırlatırım bahsedilenlerin hepsi iman ettiğini söyledikleri halde, Allah’ın indirdiği Kitapları yeterli görmeyip, atalarının rivayet batıl inançlarını da yaşamak adına, Allah’ın bazı ayetlerini gizleyip, görmezden gelenlerden bahsediyor. BUNLAR KARINLARINA ATEŞTEN BAŞKA BİR ŞEY DOLDURMUYORLAR. Demek ki cehennemin ateşi, bunları saracaktır diyor. Kıyamet günü, yani hesap gününde bunların yüzlerine bile bakılmayacağını, şimdiden bizlere hatırlatıyor. TEKRAR HATIRLATMAKTA YARAR VAR. TÜM BU LANETLENEN İNSANLAR, İMAN ETTİĞİNİ SÖYLEDİĞİ HALDE, KUR’AN YADA ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KİTAPLARIN GERÇEKLERİNİN BİR KISMINI SAKLAYAN VE AYETLERİ SAPTIRANLAR. Yine bir başka ayetinde Allah, bakın nasıl uyarıyor.

Ali İmran 105–106: Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İŞTE ONLAR İÇİN BÜYÜK BİR AZAP VARDIR. O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, “İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın” denilir. (Diyanet meali)

Bakın ayette Allah, dinde sakın bölünenler gibi olmayın diye apaçık uyardığı halde, dinde mezheplere, fırkalara, cemaat Lara, tarikatlara bölünmekte zenginlik, bereket vardır diyorsak, bizler Allah’ın bazı ayetlerinin üstünü örtüp, gizliyoruz demektir. Allah bu insanlar KAFİR/İNKARCI oldular, onlara mutlaka azap edeceğim diyor. ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR Kİ, KUR’AN’IN DIŞINDA HÜKÜMLER ARAMAK BÖLÜNMEK, ALLAH’IN EN ÇOK KIZDIĞI BİR KONU. Hatırlayınız Allah nasıl uyarıyordu bizleri.

Enam 116: Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. SADECE SANIYA UYARLAR ONLAR VE SADECE SAÇMALARLAR.

İsra 36: HAKKINDA BİLGİN OLMAYAN ŞEYİN ARDINA DÜŞME! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

Sanı nedir? Sanmaktan, zannetmekten gelen bir sözcük. Yani emin olmadığımız, doğru olması da mümkün olabilecek, yanlış olması da mümkün olan bilgi rivayet anlamındadır. Din ve iman konusunda Allah sanıya, rivayete bilinmeyen emin olmadığımız bilgilere asla yer vermemizi istemiyor. İsterse bu çoğunluğun kabul ettiği bir konu dahi olsa. Bu sizi sakın yanıltmasın diyor. Emin olmadığın, bilgin olmayan sözlerin, düşüncenin ardından gidersen, senden bunun hesabını sorarım diye de ikaz ediyor. Çünkü güveneceğiniz, en emin bilgi Kur’an olduğunu ve onun ipine sarılmamız emrini veriyor Allah. Hesap soracağı kitap hangisiydi? Elbette apaçık olduğunu söylediği Kur’an. Peki dostlar, Allah tüm bunları söyledikten sonra, acaba hâşâ sözünden cayar da, başka kitaplardan, bilgilerden, rivayet ve sanı bilgilerden hükümlerden hesaba çeker mi bizleri? Elbette çekmez diyeceksiniz. Peki, günümüzde yaşadığımız dini, nasıl yaşadığımızın farkın damıyız o zaman? Yorum sizlerin. Biraz aklımızı başımıza almanın zamanı, sizce gelmedi mi dersiniz? Yine aynı konuyu işleyen, bir ayeti daha hatırlatmak istiyorum sizlere. Ehlikitap’ın küfre sapanlarıyla müşrikler, içinde sürekli kalıcılar olarak cehennem ateşindedirler. İşte onlardır yaratılmışların en şerlisi. ( Beyyine 6)

Yazdığım ayette yine müşrikler yani Allaha ortak koşanlardan ve en önemlisi de Ehlikitap içinde olup, küfre sapanlardan bahsediliyor. Peki, küfre sapmaktan neyi kast ediyor olabilir? İşte bir ayet öncesine bakarsak onu da anlıyoruz. Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, salatı yerine getirmeleri ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. (Beyyine 5) İşte buradan çok net anlıyoruz ki, iman edenlerin yani ehli kitaptan olanların bir kısmı, dini yaşarken Allah’a has dini yaşamak yerine, Allah’dan başka veliler edinip onlara da kulluk ederek onlardan da şefaat bekleyerek ve atalarının rivayet inançlarını yaşayanlardan söz ediyor. Bu nasıl olur, Allah yalnız benden yardım isteyeceksiniz, veliniz yalnız benim emrini, ayetini aldığı halde, beşere de kulluk edip bizlere bu kişilerde şefaat edecek, Allah’a yaklaştıracak dedikten sonra, başka velilerde edindiysek, İslam’ı Allah a, Kur’an’a has yaşamamış oluruz. Böyle yapanlara Rabbimiz, küfre sapma olarak niteliyor. Bu yanlışları yapanlarında cezasının ne olduğu çok açıktır. Dosdoğru dini yaşamak istiyorsak, İslam’ı Allah’a has kılarak yaşamalıyız. Bunun yolu da yalnız ve yalnız KUR’AN DAN GEÇİYOR, bunu da unutmayalım. Dikkat çekici, bir örnek daha.

Bakara 79: Yazıklar olsun o kişilere ki, KİTAP’I KENDİ ELLERİYLE YAZARLAR DA SONRA ONUNLA BASİT BİR KARŞILIK SATIN ALSINLAR DİYE, “İŞTE BU, ALLAH KATINDANDIR!” DERLER. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!

Buradan da anlaşılıyor ki, Allah’ın yazıklar olsun dediği, iman ettiğini söyleyen bir grup için söyleniyor. Fakat bunlar Kur’an’da yada Allah’ın daha önce indirdiği vahiylerinde olmadığı halde, insanları aldatmak ve kandırmak menfaat elde etmek için, bunlarda Allah katından derler diyor. Bu ayetten de anlaşılıyor ki, hesabımızın görüleceği, sorumlu olduğumuz kitap apaçık KUR’AN DIR. Demek ki böyle insanlarında din ve imanla bir ilgisi olmadığı ve Allah’ın onları lanetlediği, çok kötü cezalandıracağı anlaşılıyor. Yorum sizlerin. Lütfen ayetler üzerinde dikkatle düşünelim. Yaptığımız yanlışlara, çok önemli bir uyarı ayet daha hatırlatmak istiyorum. AYETLERİMİZİ İŞE YARAMAZ KILMAK İÇİN GAYRET GÖSTERENLERE GELİNCE, ONLAR CEHENNEMİN DOSTLARIDIR. Hac 51″ Tekrar hatırlatmak istiyorum, bahsedilen bu insanlar, Allah’ın elçisini yada indirdiği kitabın tamamını inkar edenler değil, elbette onlarda var. Bu insanlar, ayetlerin anlamlarını işe yaramaz hale getirirler, üstünü örterler diyor. Bu insanlarında cehennemlik olduğunu belirtiyor. Gelin bu ayetin devamındaki iki ayetten, bunların kimler olduğunu daha açık bir şekilde anlamaya çalışalım.

Hac 52: Biz senden önce bir resul ve bir nebi göndermedik ki, o bir şey yapmak arzu ettiğinde, şeytan ONUN ARZULARINA ŞÜPHELER KARIŞTIRMASIN. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi derhal giderir. Sonra da Allah, ayetlerini güçlendirir. Allah, bilendir, hikmet sahibidir.

Hac 53: (Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.

Allah’ın verdiği iki örnekte çok önemli. Allah gönderdiği Resullere bile şeytanın musallat olabileceğini, onları bile yoldan çıkarmaya çalıştıklarını söylüyor bizlere. Fakat Allah elbette buna müsaade etmediğini de belirtiyor. Peki, 53. ayette ne anlatıyor, işte burası çok önemli. Bizlerin bu dünyada birer imtihanda olduğumuzu, Kur’an’dan anlıyoruz. Şeytanı ve şeytanlaşmış insanları da imtihanın en büyük sorusu olarak kabul etmeliyiz. Bakın bu ayette Rabbimiz bizlerin dikkatini çekerek neler söylüyor. Şeytanın insanlar üzerinde etkisine müsaade ederiz diyor, peki niçin? KALPLERİNDE HASTALIK OLANLAR, FİTNE FESAT İNSANLAR, KALPLERİ KATILAŞANLARI DENEMEK VE İMTİHAN ETMEK İÇİN ŞEYTAN/ŞEYTANLAŞMIŞ İNSAN İLE İMTİHAN EDECEĞİNİ SÖYLÜYOR. Nasıl bir imtihandı onu hatırlayalım, Hac 51. ayette söylüyordu. (AYETLERİMİZİ İŞE YARAMAZ KILMAK İÇİN GAYRET GÖSTERENLERE.) İşte bizlerin bu konu üzerinde çok dikkatle durmamız gerekir. Günümüzde bizlere söylenenleri lütfen hatırlayınız. KUR’AN DA BİRÇOK AYETİN NESH EDİLDİĞİNİ, ARTIK HÜKMÜNÜN KALMADIĞINI, KUR’AN’IN ÖZET BİLGİ VERDİĞİNİ DETAY VERMEDİĞİNİ SÖYLERSEK EĞER, ALLAH’IN SÖYLEDİĞİ GİBİ, ATALARIN BATIL İNANÇLARINI HAK GİBİ GÖSTERMEK ADINA, AYETLERİN BİR KISMININ ÜSTÜNÜ ÖRTÜP HÜKÜMSÜZ HALE GETİRMİŞ OLURUZ. Bunları yapanlar, binlerce kez düşünüp öyle söylemelidir. Allah emretmediği halde, bunlar Allah katındandır diye inananlara uyarıdır.

Zümer 60: Allah’a yalan isnat edenleri, KIYAMET GÜNÜ YÜZLERİ SİMSİYAH HALDE GÖRÜRSÜN. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok.

Allah söylemediği, hüküm vermediği halde bunlarda Allah emridir diyerek, Resulünün adını kullanarak Allah’a yalan isnatta bulunanlar, şunu sakın unutmasınlar; Kıyamet günü bu insanların YÜZLERİ SİMSİYAH OLACAK VE CEHENNEME GİDECEKLERDİR. Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum dedikten sonra, sanırım her şey çok açık.

Maide 44: Kim Allah’ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar KÂFİRLERİN TA KENDİLERİDİR.

Maide 45: Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte ONLAR ZALİMLERDİR.

Düşünebiliyor musunuz, Allah Kur’an ile hükmedilmesini emrediyor. Bunu yapmayanları da KAFİR ilan ediyor. Allah aşkına birazcık düşünün bu sözleri ve yazdıklarımı. MEZHEPLERİN VE FIKIH İNANCININ, BİZLERE DİN DİYE ANLATTIKLARINI BİR HATIRLAYINIZ. KUR’AN’DA TEK KELİME BİLE GEÇMEDİĞİ HALDE, BUNLARDA DİNİN EMRİ DİYENLER, O RİVAYETLERLE TOPLUMA HÜKMETMEYE ÇALIŞANLAR, ALLAH’IN BU HÜKÜMLERİNE GÖRE KAFİR VE ZALİM DEĞİLLER MİDİR? KARARI VE YORUMU SİZLERE BIRAKIYORUM. 

Çabalarının boşuna gitmesini istemeyen, RABBİN KELAMINA, ZİKRİNE, FURKANINA SARILIR. Onun vermediği hiçbir hükümden sorumlu olmadığını bilir. Çünkü Allah’ın Resulü yalnız ve yalnız Kur’an’a sarılmış, topluma Kur’an ile hükmetmişti. Bizi de Kur’an’a sarılmaya davet etmiştir. BUNUN DIŞINA ÇIKANLARA, ALLAH’IN NELER SÖYLEDİĞİNİ VE NASIL UYARDIĞINI SİZLERE HATIRLATMAYA ÇALIŞTIM. Bizlerin yapması gereken, Kur’an’ın uyarılarından dersler almak olmalıdır. Bir kısım kardeşimiz, bu hatırlatmalarımdan hoşlanmaya bilir, ama gerçekler acıdır, kimisini üzer kimisine mutluluk verir. NE MUTLU KUR’AN IN IŞIĞINDAN AYDINLANANLARA.

Sizlere Kur’an’ın, bizlere yaptığı uyarılarını hatırlattım. Kalbi mühürlenmeyen, gözlerinde perde olmayan tüm gerçekleri fark edecek, adeta titreyip kendine gelecektir. Ayetleri görmezden gelenler, üstünü örtmeye çalışanlar ise bu yazımı okuduğunda bir fitne yine dine fesat sokmaya çalışıyor diyerek, ayetlerin üzerini örtmeye devam edecek, gerçeklerin farkına varamayacaktır. Dilerim Allah dan rehberi Kur’an olan, onun ışığıyla nurlanan, yalnız gözleri ile değil gönlüyle, aklıyla da gören, düşünen iman eden, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz inşallah. 

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .