Ana içeriğe atla

KENDİLERİNE, EHLİSÜNNET MUHAFIZLARI DİYENLERİN DÜŞÜNCELERİNE, DİKKAT ÇEKİCİ BİR ÖRNEK…..


 


Biz Müslümanların en büyük eksiği, Kur’an ile gereken bağı, direk kendimiz kurmadığımızdan, aklın ve mantığın kabul etmeyeceği yanlışları yapmamıza neden oluyor. Allah sizlere öyle bir kitap gönderdim ki diyor, öğüdünüz sizlere şeref ve itibar kazandıran, her bilginin açıklandığı bir rehber kitap indirdim, hiçbir eksik bırakmadım, batıl ve hurafeden uzak yalnız onun ipine sarılırsanız, sizi doğru yola iletir. Çünkü sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim diyor. Anlayasınız ve hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye de, yemin olsun ki kolaylaştırdık diye dikkatimizi çekiyor. Onlarca, hatta yüzlerce ayetinde bu konuyu özellikle Kur’an’da işliyor ki batılın, yanlışın ardından gitmeyelim. Ama bizlerin, Kur’an ile aramıza duvar ören ruhban sınıfı, bakın hala bizlere neyi, hangi düşünceleri doğru ve hak diye dayatmaya ve zerre kadar aklını kullanan bir insanın kabul etmeyeceği örnekleri vererek, bizleri aldatmaya çalışıyorlar. Bir sitede bu konuyla ilgili yapılan paylaşımdan, bizlere ders oldun diye örnek aldım sizlerle paylaşmak istiyorum.

“KUR’AN BİZE YETER AMA, HACCA NASIL GİDECEĞİZ?.. İHRAM NASIL OLACAK? İHRAMIN YASAKLARI, HACCIN MENÂSİKİ ANLAŞILAMAZ. ZEKÂT DOĞRU UYGULANAMAZ. TEFERRUATI HADİS-İ ŞERİFLERDEDİR. ONUN İÇİN, BİRİSİ KALKIP DA HADİSİ ŞERİFLERİ KÜÇÜMSÜYOR, EHEMMİYETİNİ İNKÂRA KALKIŞIYOR VE GÖZDEN DÜŞÜRMEĞE UĞRAŞIYORSA, BİLİN Kİ KÖTÜ NİYETLİDİR.  KUR’AN-I KERİM’İ PEYGAMBER EFENDİMİZ’DEN DAHA İYİ BİLEN BİR İNSAN DÜŞÜNÜLEBİLİR Mİ?

– EFENDİM, HADİSLERİN HEPSİ SAĞLAM MI?

SEN BU SAĞLAM MI SÖZÜNÜ OKUDUĞUN KİTAPLARA HİÇ SORDUN MU?  BENİM OKUDUĞUM TARİH KİTABI SAĞLAM MI,  COĞRAFYA SAĞLAM MI, EDEBİYAT SAĞLAM MI? DİYE HİÇ SORDUN MU?.. ORDA BİR ŞAHSIN, RİVAYETİNİ HAKİKAT OLARAK ALIYORSUN; ROMALI BİR TARİHÇİNİN, YUNANLI BİR FEYLESOFUN ABUK SUBUK BİR RİVAYETİNİ ALIYORSUN,  ONA İNANIYORSUN DA, BİN BİR SÜZGEÇTEN GEÇMİŞ, EN İNCE ŞEKİLDE İNCELENMİŞ, BİRBİRLERİYLE MUKAYESE EDİLMİŞ İSLÂMÎ BİLGİLERİ KÖKÜNDEN İNKÂR EDİYORSUN:

— YOK EFENDİM, “BANA GÖRE” BÖYLE…

SEN KİMSİN? SENİN NE BİLGİN VAR?..

Prof. Dr. Esad COŞAN

EHLİSÜNNET MUHAFIZLARI.”

İlginçtir bu sözleri, düşünceyi savunanların Ehlisünnet muhafızları olduğunu da özellikle yazmışlar.  LÜTFEN EMİN OLAMAYACAĞINIZ BİLGİLERİN MUHAFIZLIĞINI YAPACAĞINIZA, SORUMLU OLDUĞUMUZ, KUR’AN’IN MUHAFIZLIĞINI YAPINIZ. BİZLERİ KURTARACAK YOL GÖSTERECEK YALNIZ KUR’AN’DIR. Ehlisünnet kelimesi, sünnet ehli anlamında, acaba hangi sünnetin muhafızları bu arkadaşlarımız? Allah’ın koyduğu kurallar ve onun bizler için çizdiği yol anlamındaysa bu sünnet, elbette bende sünnet ehliyim ama Allah’ın sünneti. Allah’ın sünnetinin yanına, sanki Allah’ın hükmüne ortak olurcasına, Elçisinin asla Allah’ın sünnetine ilave yapması mümkün olmayan, günümüze rivayetlerle gelmiş ama Kur’an’ın asla onaylamadığı dine paralel yaratılan sünnetten bahsediliyorsa, ben asla böyle bir yanlışın içinde olamam, bu yanlışın ise muhafızı olmam hiç mümkün değil. Rivayet hadisleri küçümsemenin yanlışlığınından bahsedenler, farkında olmadan bu yanlışlara inanmakla, KUR’AN’I KÜÇÜMSEDİKLERİNİN FARKINDA BİLE DEĞİLLER. BÖYLE BİR YANLIŞIN İÇİNDE OLANLAR, MAHŞER GÜNÜ NE ALLAH’IN, NE DE ELÇİSİNİN YÜZÜNE ASLA BAKAMAYACAKLARDIR.

Gelelim yazıda bahsedilenlere. Allah cahiliye toplumuna, Kur’an’ı yeterli görmedikleri ve atalarının rivayet inançlarını da yaşamak istemelerinden dolayı indirdiği ayetlerinde, SİZLERE İNDİRDİĞİM KUR’AN YETMİYOR MU? Diye sorduğunda, Kitap ehli hayır yetmiyor, bizler atalarımızın inançlarını da yaşamak istiyoruz diyerek, aynı yanlış örnekleri veriyorlardı. Yazıda aynı yanlış devam ettiriliyor ve Allah’ın sizlere Kur’an yetmiyor mu sorusuna, bakın nasıl cevap veriyorlar. “Kur’an bize yeter ama Hacca nasıl gideceğiz, İhram nasıl olacak? İhramın yasakları anlaşılamaz, zekâtı bile doğru veremeyiz. Teferruat hadisi şeriflerdir.” BU CEVAP, KUR’AN BİZLERE YETMİYOR, ATALARIMIZDAN BİZLERE İNTİKAL EDEN HADİSLER OLMASAYDI, KUR’AN KAPALI KAILR ANLAŞILAMAZDI DİYORLAR, HATIRLATIRIM. Hadisleri küçümseyip gözden düşürenler, kötü niyetlidir diyor. Bu sözleri söyleyen insanların unvanları eğer Profesör ise, bu kişilerin Kur’an’ın değil, rivayetlerin Profesörü olduğunu söylememiz sanırım yanlış olmaz. Çünkü böyle bir düşünce, Kur’an’ı küçümseyen, yeterli görmeyen, hatta HÂŞÂ Kur’an’ı eksik-yetersiz gören bir inancın ürünüdür. 

YAPILAN YANLIŞ, KİTAP EHLİNİN YAPTIĞI YANLIŞLA AYNI. ONLARDA GELENEKSEL BATIL İNANÇLARINI, ALLAH’IN İNDİRDİĞ KİTABINDA GÖREMEDİKLERİNDE, TAKINDIĞI TAVIR VE İZLEDİKLERİ YOL HİÇ FARKLI DEĞİL. Halbuki Allah’ın vahyinde olmayan, dinin emride değildir demeleri gerekirken, Allah’ın emriyle demek ki din yaşanmıyormuş deyip, işin işinden sıyrılacağını zannediyorlar. Düşünebiliyor musunuz, Allah sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum diyecek, ama Hac, zekat emrini verip bizlerin bu emri yerine getirmemiz için gerekli detayı vermeyecek, öylemi? Bu nasıl bir Allah anlayışı, bu nasıl bir adaleti Rabbimize isnat etmek, doğrusu bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Allah verdiği emirlerin hepsini, gerektiği kadar basit ve kolay açıkladığını bizzat Kur’an’da bildiriyor. Açıkladığını söyleyen Allah, hatırlatmak isterim, yoksa aramızda haşa Allah’ın bu sözlerine, güvenmeyenler mi var? 

Bu zihniyet, beşeri fıkıh ve mezheplerin dine ilavelerini Kur’an’da göremediklerinde, ne yazık ki bu yanlışa düşerek, Kur’an’ı yetersiz görülüyorBUNUN NEDENİ BU İNANÇTA, DÜŞÜNCEDE OLANLARIN, KUR’AN’IN DEĞİL, RİVAYETLERİN ETKİSİNDE KALDIKLARI ANLAŞILIYOR. Örnek verdiği İhram konusuna gelince. Kur’an’da Hacca giderken, yalnız erkeklerin günümüzde giydiği iki parçadan oluşan, dikişsiz kıyafetten tek kelime bile bahsetmez. Her ne hikmetse yalnız erkeklere has uydurulmuş bu giysi, kadınlar tarafından hac görevini yaparken giyilmez, yalnız erkekler giyer. PEKİ NEDEN? Birileri öyle uygun görmüşte ondan. Sorgulama yetkisi hiç kimsede yok. Kur’an’da ihram kelimesi HACCA VE UMREYE NİYET ETMEK ANLAMINDA KULLANILIR. Örneğin İhramdayken, avlanmanın yasak olduğu anlatılır. Yani Hac ve umrede iken avlanma yasaktır der. İhramdan çıkınca, yani Hac görevi bitince avlanılacağı bilgisini verir. GELENEĞİN DİNE İLAVELERİNİ, KUR’AN’DA GÖREMEDİKLERİNDE YAPTIKLARI BU YANLIŞ, BİZLERİN KUR’AN’DAN NE DERECE UZAK OLDUĞUMUZU GÖSTERİYOR.

Kur’an’ı Allah’ın Elçisinden daha iyi bilen bir insan olabilir mi diyerek, rivayet hadisler kast ediliyor. Günümüze adeta Kur’an’ın tamamlayıcısı olarak gösterilen, dine yapılan ilaveleri haklı çıkarabilmek adına, bakın nasıl örnek veriyorlar. Elbette Allah’ın Elçisi, yine Rabbimizin verdiği Hikmet ile en doğru en iyi Kur’an’ı anladığını gönül rahatlığıyla her Müslüman söyler. Ama aklı başında Kur’an ehli, Allah’ın sünnetine uyan, onun çizdiği yoldan giden bir Müslüman da şunu unutmaz. ALLAH ADALETLİDİR VE HER KULUNU KUR’AN’DAN İMTİHAN EDİYORSA VE YEMİN EDEREK BİR ÇOK KEZ, KUR’AN’I KOLAYLAŞTIRDIĞINI VE NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLADIĞINI SÖYLÜYORDA, ÖZELLİKLE EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN SAKIN ARDINA DÜŞEREK, VELİLER, EFENDİLER EDİNMEYİN, ÇÜNKÜ GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM DİYORSA ALLAH, KUR’AN’I DA AKLINI KULLANAN, DÜŞÜNEN HER KULU ÇABASI NİSPETİNDE ANLAYACAK VE DOĞRU YOLU BULACAKTIR.

Bu yanlış düşüncelere sahip olanların, verdikleri örnekte ne yazık ki aklın ve mantığın kabul etmediği örnekler olacaktır. Kendileri soruyorlar ; “EFENDİM, HADİSLERİN HEPSİ SAĞLAM MI? Sağlam olduğunu kanıt gösterdikleri örneklere lütfen bakar mısınız? “SEN BU SAĞLAM MI SÖZÜNÜ, OKUDUĞUN KİTAPLARA HİÇ SORDUN MU? “ Düşünebiliyor musunuz Allah’ın dini ve eşi benzeri olmayan Kur’an ile beşerin yazdığı hatalı olma ihtimali çok yüksek olabilecek kitaplarla karşılaştırabiliyorlar. Hâlbuki Allah aynı hataları yapan Kitap Ehline ne demişti? “HAYDİ, BİR BENZERİNİ GETİRİN BAKALIM.” 

Biz Allah’ın aciz kulları, Allah’ın zerre benzerini getiremeyeceğimiz Kur’an ile ilgili öyle karşılaştırmalar yapıyoruz ki, yetmiyor ayetleri açıklanmamış göstererek, doğruluğundan emin olamayacağımız sözleri adeta Kur’an ile eş tutarak, Kur’an’ın tamamlayıcısı, açıklayıcısı gösteriyoruz. BİZLER TARİHİ BİLGİLERLE, ONLARIN YAZILDIĞI KİTAPLARLA, NASIL OLURDA ALLAH’IN EŞİ BENZERİ OLMAYAN NURUNU KARŞILAŞTIRIRIZ? Tarih yeni bir kayıt, delil bulunduğunda değişir. Değişmesinde hiçbir sakınca da yoktur. Peki dinimizi, inancımızı nasıl olurda tarihi kitaplarla karşılaştırırız. BUNUDA MI AKIL EDEMİYORUZ. Bu kadar mı gözlerimiz döndü. Tarihi kayıtların değişmesi, bizleri hiçbir konuda Allah’ın huzurunda sorumlu tutmaz ve etkilemez. PEKİ, İMAN BÖYLEMİDİR? Doğusu bu konuda daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. ALLAH’IN SÖYLEDİĞİ GİBİ, İNKÂRDA ISRAR EDENİN, GÖZLERİNE PERDE ÇEKER, GÖNÜLLERİNİ MÜHÜRLERİM DİYORSA ALLAH, sanırım bu zihniyete söyleyecek başka söz yok demektir.

Rivayet edilen Hadisleri savunurken, bin bir süzgeçten geçmiş, en ince şekilde incelenmiş birbiriyle mukayese edilmiş bilgileri kökünden inkâr ediyorsun diyerek, emin olamayacağımız sözleri savunuyor ve ayetleri bu mantıkla anlamaya çalışıyorsak, bizlerin Allah’ın Kur’an’da yaptığı uyarılarından habersiz olduğumuzu gösteriyor. Allah Kur’an’ı ben koruyorum diyor, rivayet edilen sözleri değil. RİVAYETLERİN GÜNÜMÜZE SAĞLAM DEĞİŞMEDEN KORUNARAK GELDİĞİNE, KİM GARANTİ VEREBİLİR? HİÇ KİMSE. Allah’ın koruduğu Kur’an ayetlerine, açık anlaşılır ve detaylı değil diyeceksin, Allah’ın asla korumadığı ve bir kısmının Kur’an’da tek kelime bile bahsi geçmeyen rivayet edilen kişilerin sözleri olduğunu dahi bilemediğimiz bilgilere, hiç kuşku duymadan inanacaksınız öylemi? RABBİM KORUSUN, BUNA BEN İNANIRSAM, ALLAH’A HESAP VEREMEM.  Hadislerin çok titiz bir süzgeçten geçtiğini söyleyenlere, Buhari nin hadisleri tanzim ederken izlediği yola, düşündürücü bir örnek vermek istiyorum. 

“HERHANGİ BİR HADİSİ SAHİH’E DÂHİL ETMEZDEN ÖNCE, YIKANIP İKİ REKÂT NAMAZ KILARAK, ALLAH’A İSTİHÂREDE BULUNUP MANEVİ BİR İŞARET ARAMIŞ, ONDAN SONRA HADİSİN SIHHATİNE HÜKMETMİŞTİR“ BU ŞEKİLDE SIHHATİ NAZARIMDA SÜBÛT BULMAYAN HİÇBİR HADİSİ, SAHİH’E ALMADIM”DER. ”.(K.S. Sayfa 197)

Kuşku duymadan inandıkları hadislerin tanzim ediliş şekli, düşünen bir insan için ibret vericidir. Gerçi onunda kolayı bulmuşlar, Kur’an ile arasına duvar örülmüş toplumları oyalamak çok kolay. Şöyle diyorlar, Kur’an’ı koruyan Allah, rivayet edilen hadisleri de korumuştur. Böyle bir zihniyete, Kur’an’dan bahsetmek mümkün değil. Onların işi Allah’a kalmıştır. Yazının sonunda, imanını daha dikkatli yaşamak isteyenlere soruyorlar. SEN KİMSİN. SENİN NE BİLGİN VAR? Bu soruyu soranlar, herhalde ruhban sınıfının görevlileri ki, onlara özel bir görev verilmiş olsa gerek. BU KİŞİLERE SORUYORUM. KUR’AN’DAN BAŞKA, DOĞRU VE GÜVENİLİR BİR KİTABINIZ MI VAR YOKSA? SİZLERİN İNANDIĞI VE BİLGİ SAHİBİ OLDUĞUNUZ RİVAYETLER, SİZLERİ ALLAH’IN HUZURUNDA HOŞNUT EDİP, EBEDİ CENNETE GÖTÜRECEK Mİ? GÖTÜRECEK DİYORSANIZ, KUR’AN’IN DIŞINDA KABUL ETTİĞİNİZ SÖZLERİN, BİLGİLERİN DOĞRU OLDUĞUNA DAİR ŞAHİTLERİNİZİ GÖSTERİN. Çünkü Allah emretmediği halde, bunlarda Allah’ın emri, dinin gerekleri diyenler, ALLAH’A VE ELÇİSİNE İFTİRA EDENLERDİR. Allah dan başka şahitleri olanların sonunu, Rabbimiz çok güzel örneklerle anlatıyor Kur’an’da. Allah’ın Elçisi, yalnız Kur’an’ı tebliğ ettiğine ve yalnız Kur’an’a uyduğuna dair onca ayet varken, hala kendimize Kur’an dışından sözleri/hadisleri nasıl din diye kabul ederiz ve bu sözleri Allah’ın Elçisine nasıl nispet ederiz. ALLAH’IN ELÇİSİNİ ŞAHİT OLARAK GÖSTERENLER, BU KONUYU TEKRAR DÜŞÜNMELİDİRLER.

Hud 18: KİM ALLAH’A KARŞI YALAN UYDURANDAN DAHA ZALİMDİR? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şahitler de, “RABLERİNE KARŞI YALAN SÖYLEYENLER İŞTE BUNLARDIR” diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah’ın lâneti zalimler üzerinedir. (Diyanet meali)

Enam 150: De ki: “HAYDİ, ALLAH ŞUNU HARAM KILDI” DİYE TANIKLIK YAPACAK ŞAHİTLERİNİZİ GETİRİN. Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. Onlar Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar. (Diyanet meali)

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .