Ana içeriğe atla

HESAP GÜNÜ, PİŞMAN OLMAK İSTEMİYORSAK…….


 

Bizler İslam ı, öyle yanlış ve hurafe bilgiler ışığında yaşıyoruz ki, zerre kadar Kur’an dan haberdar olsak, yaptığımız yanlışlar karşısında, gece gündüz Allah dan bağışlanmayı dilerdik. Ama bizlerin Kur’an ile aramıza öyle bir duvar örmüşler ki, KUR’AN A ULAŞMAYI BIRAKIN, ONU ANLAŞILMASI ZOR VE HER BİLGİNİN OLMADIĞI, AÇIKLANMADIĞI BİR KİTAP İLAN ETTİK. İşin çok daha vahim olanı, Kur’an ı doğru ve anlamak isteyen bir Müslümanın, mezhep alimleri yada Allah ın Elçisinin rivayet hadislerine, mutlaka ihtiyacı olduğu yoksa Kur’an ı doğru anlayamayacağı inancının, topluma kabul ettirilmesidir. Allah Kur’an da ne emrediyorsa, Allah ile aldatıcı din tüccarları, neredeyse topluma tamamen tersini Allah ın emri diye öğrettiler ve bunlarında Allah katından olduğunu anlattılar. Eğer bizlerin Kur’an ile bağı olsaydı zalimlerin, din tacirlerinin aldatmalarına elbette kalmamız da mümkün olmayacaktı. 

Değerli din kardeşlerim, önce şunu lütfen unutmayalım. Allah sizlere şah damarından daha yakımın diyorsa, bizlere Kur’an ile gönderdiği mesajını, sizce bizlerin anlayacağı bir şekilde göndermeyip, daha sonrada bizleri emin olamayacağımız bilgilere/sözlere muhtaç bırakıp, daha sonrada mesajından, Kur’an dan sorumlu tutar mı? Hesabın görüleceği O çetin gün gelmeden önce, lütfen aramıza hiçbir aracı koymadan, Kur’an ile yani Allah ile bağımızı kuralım ve Allah ın istediği gibi, ayetler üzerinde dikkatle düşünelim.  Daha sonra elbette her kaynaktan bilgiden faydalanalım. HAKKIN, DOĞRUNUN NE OLDUĞUNU BİLMEDEN, EĞRİYLE DOĞRUYU BİRBİRİNDEN ASLA AYIRAMAYIZ. ALLAH İLE DİREK BAĞINI KURAMAYANLAR, ALLAH İLE ALDATILMAKTAN ASLA KURTULAMAZLAR. Lütfen Allah ın mesajını, tebliğini aracısız alalım. Çünkü Allah ne diyordu, “SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM.”

Madem Kur’an dan hesaba çekileceğiz, bu durumda imtihanımızı da yalnız, Kur’an dan çalışmamız gerekmez mi?  Anlayacağımız şekilde söylemek gerekirse, İmtihanımız adına çıkacak soruların Kur’an dan olduğunu apaçık Allah söylediği halde, BİZLERİN KUR’AN A DEĞİLDE, BEŞERİN YAZDIĞI VE DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYET BİLGİLERE, ONUN KİTAPLARINA ÇALIŞMAMIZ, SİZCE NE KADAR DOĞRU OLUR? Yaptığımız en büyük hata, bizlere mezheplerin ve doğruluğundan emin olamayacağımız, Allah ın Resulüne ait olduğu iddia edilen ama Kur’an da hiç bahsedilmeyen, detayları verilmemiş bazı konuları, Allah ın emirlerine yapılan beşeri ilaveleri Kur’an da göremediğimizde, DEMEK Kİ YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMIYORMUŞ YANLIŞINA, ALDATMACASINA inanmamız bizlerin kafasını karıştımış, adeta ne yapacağını bilemez hale getirmiştir. SEÇİM ÇOK BASİT, ALLAH IN İPİNE YANİ KUR’ANA SARILAN EN DOĞRU YOLU BULACAKTIR. Hatırlatırım bu Allah ın tavsiyesi. Kime güveneceğiniz size kalmş.

Evladınız üniversite imtihanına girmek istediği zaman, hangi kitaplara çalışıyor? Okullarda eğitim gördükleri kitapların bilgilerinin olduğu ve onları daha güzel öğrenmek için, konularla ilgili bağlantılı test kitaplarına çalışıyorlar. İLAVE OLARAK YARDIMCI KİTAPLARADA ÇALIŞIYORLAR AMA TAMAMI, ANA DERS KİTABININ ÖZÜNDEN AYRILMADAN, KONUNUN DIŞINA ÇIKMADAN, BAKIN BUNLAR DERS KİTABINIZDA YOK DEMEDEN, FARKLI ÖRNEKLERLE AYNI KONULARIN İZAHIDIR BU KİTAPLAR. Siz çocuğunuza şöyle deseniz, size acaba nasıl cevap verirler. Evladım okuduğunuz ders kitaplarının konularının birazda dışına çıkın, belki okulda okumadığınız bir konudan imtihanda soru çıkabilir deseniz, acaba evladınız nasıl bir cevap verir sizlere?

Sanırım cevap bile vermez ve size tebessüm eder geçerler. Peki bizlere Allah, SİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM dediği halde, nasıl olurda Kur’an da tek kelime geçmeyen konulara, hatta tam tersi Kur’an da geçtiği halde anlatılan rivayetlere, nasıl olurda şüphe duymadan inanıyoruz. Bu dünyada yaşarken menfaatimize, çıkarımıza uymayan bir konuyu en ince detayına kadar hesap eden, araştıran bizler, iş Allah ın emirlerine, hükümlerine dinine gelince, neden elimizdeki Kur’an dan araştırma gereği duymuyoruz, BUNU HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? Aynı titizliği neden göstermiyoruz?  Düşünmüş olsaydık, aldatıldığımız gerçeğini hemen fark ederdik. Sizlere Kur’an dan, bizlere referans olması adına, birkaç ayet hatırlatmak istiyorum. Hesap günü gelmeden, yaptığımız onca güzel amellerimiz boşa gitmeden, Allah ın Elçisinin şahitliğinde izlediğimiz yolun ŞAŞKINLIĞINI YAŞAMADAN, belki faydası olur. Bakın Allah Kur’an için neler söylüyor.

—BU KUR’ÂN, İMAN EDENLER İÇİN DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER VE ŞİFA KAYNAĞIDIR. (Fussilet 44)

—AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ? (Enbiya 10)

—ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (casiye 6)

Bu ve benzeri onlarca uyarıları alan bizler, neden Kur’an dışında rehber kitaplar arıyoruz sizce?  Çünkü Allah ın rehberini, aklımızı kullanıp, düşünerek okumuyoruz ve kendimizi yanlış bilgilerden kurtarıp, temizleyip, arındırıp günümüz tabiriyle söylemek gerekirse, ALLAH IN KİTABIYLA KENDİMİZE FORMAT ATMIYORUZ. Kendimize gelmezsek, ileride boşa geçen günlerimize acıyacağız. Bakın Allah bizlere Kur’an da ne diyor ve uyarıyor, bizlere dini anlattığını söyleyen, ruhban sınıfının din tacirleri, Allah ile aldatıcılar, hatırlayın neler söylüyorlar.

Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiği halde bizlere, yalnız Kur’an ile din yaşanır mı, Allah peygamberimizi postacı olarak mı gönderdi. Bir o kadar daha peygamberimizin dine koyduğu hükümler vardır, onlardan da sorumluyuz demiyorlar mı? Hâlbuki Allah ne diyordu ayetinde.   RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18). BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.  (Kehf 56). SENİN GÖREVİN, SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40). Bunca açık ayetlere iman ettiğimizi söylediğimiz halde, bu yalan ve iftiralara nasıl inanıyoruz? Çünkü bu yalanları anlatanlar, toplumun Kur’an ile arasına girdiler ki, onu anlamadan okutup, anlattıkları yalan ve iftiralar ortaya çıkmasın. Kur’an ın açık ve detaylı olmadığını inatla iddia edenler, Allah ın anlayasınız ve Allah ile aldatıcıların tuzağına düşmeyesiniz diye, Kur’an ı nice örneklerle açıkladık, Allah Kur’an ı zaten açıklamak bize düşer dediği halde, bu zalimlerin tuzağına ne yazık ki düştük. Hiç düşünmedik, Allah açıklamadığı izah etmediği bir kitaptan, bizleri nasıl imtihan eder? DİN TACİRLERİNE, NEDEN BU SORUYU SORMUYORUZ? Soramıyoruz çünkü Kur’an ile bir bağ kuramadık. BÖYLECE, MUTTAKİLERDEN OLAMADIK. 

Ne yazık ki Allah ın O güzelim dini düşünmeyi, aklı birilerine emanet eden, bizler tarafından yoldan saptırıldı. AKILLA, DÜŞÜNEREK DİN YAŞANMAZ DİYENLERE İNANDIK. Hâlbuki Allah Kur’an da onlarca ayetinde, düşünmemizi aklımızı kullanmamızı istediği gerçeğini göremedik, belki de çaba harcamak düşünmek zor geldi, onun için görmek istemedik. Allah ın Elçisinin mahşer günü söyleyeceği o acı gerçek, günümüzde yaşanıyor. Allah ın elçisi, O çetin gün şahit olarak çağrıldığında, BENİM ÜMMETİM, KUR’AN I TERK ETTİ diyecekmiş. O gün üzülmek, şaşırmak istemiyorsak, gelin rivayetlere ve sanı bilgilere değil, ALLAH IN MESAJLARINA, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILALIM. KUR’AN GERÇEKLERİ İLE KENDİMİZİ TANIŞTIRALIM. Bakın her şeyin nasıl bizlere çok farklı görüneceğini, işte o zaman fark edeceğiz. BUNU BAŞARABİLEN BİR MÜSLÜMAN, MÜTTAKİLERİN SAFINDA OLACAK VE TAKVA İLE YALNIZ ALLAH IN KANUNLARINA BOYUN EĞECEKTİR.

Allah cümlemizin yardımcısı olsun. KUR’AN I ANLAYABİLMEK ADINA ÇABA GÖSTEREN HERKES KAPASİTESİ, GÜCÜ ÖLÇÜSÜNCE SORUMLU OLACAĞINI Allah özellikle söylüyor ve kaldıramayacağınız bir yük, asla sizlere yüklemem diyorsa, lütfen gelin rivayetlere değil, Allah ın sözlerine kulak verelim.

ALLAH, KİMSEYE GÜCÜNÜN ÜSTÜNDE BİR SORUMLULUK YÜKLEMEZ.  (Barka 286)

ANDOLSUN BİZ, KUR’AN’I DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALMAK İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK.  (Kamer 17)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .