Ana içeriğe atla

BİR MÜSLÜMAN AİLE, KAÇ ÇOCUK YAPMALIDIR?


 

Bugünkü yazımın konusu, günümüzde bizleri yönetenlerin tavsiyelerinde olduğu gibi, Kur’an evli çiftlere, bol çocuk yapın önerisinde bulunuyor mu, sorusu üzerine olacaktır. Gerçekten de Allah bizlere evlenince, bol bol çocuk yapın mı diyor, yoksa....? KUR’AN I REHBER ALAN, ONU ANLAYARAK VE ÜZERİNDE DİKKATLE DÜŞÜNEREK OKUYAN BİR İNSAN, ALLAH IN KUR’AN DA BÖYLE SINIRSIZ, SORUMSUZ VE KURALSIZ BİR EMİR VERMEYECEĞİNİ ZATEN BİLİR.

Allah Kur’an da emirlerini, hatta bazı konularda tavsiyelerini verir, ama bizlerin emri, tavsiyeleri hayatımıza geçirmeden önce, mutlaka düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı emreder. YANİ AKIL, İMANIN ANAHTARIDIR DERSEK, DOĞRU BİR YAKLAŞIMDA BULUNMUŞ OLURUZ. Düşünmeden her şeyi kabullenen bir insanın, imanı da güçlü olamaz. Bunun nedeni, yaptıklarımızın özüne hâkim olabilmek adınadır. Böyle yaparak, uyguladıklarımızdan ve hayatımıza geçirdiklerimizden, azami fayda sağlamak amaçlanmıştır.

Allah bizlerin evlenmemizi tavsiye eder. Hatta eski devirlerde yapılan birden fazla evlilikler doğru olmadığı için, tek evliliği özellikle önerir. Çünkü çoklu evliliklerde, hem eşler hem de çocuklar arasında, adaleti sağlayamayacağımız uyarısını yapar.  Ama asla çocuk sayısı konusunda tek bir örneği dahi yoktur Kur’an ın. Olmasını da beklemek mantıklı olmaz. ÇÜNKÜ BİR AİLEDE ÇOCUK SAYISI, AİLENİN GELİRİ, GEÇİMİ İLE DOĞRUDAN BAĞLANTILIDIR. Eğer hesapsız ve düşünmeden, doğru planlama yapmadan yapacağımız çocuklara, gerekli eğitimi, bakımı ve ilgiyi veremeyeceğimiz için, aile bireyleri olarak sorumlu oluruz. 

Elbette evliliğin taçlandırılması çocuktur, ama bu her zaman mümkün olmayabilir. Allah bir ayetinde, biz istediğimize istediğimiz kadar çocuk verir, istemediğimize çocuk vermeyerek imtihan ederiz der. Onun içindir ki, ailede çocuk sayısını, aile bireyleri belki özgür iradesi ile belirler ama bazı durumlarda Allah ın müdahalesi de vardır. Herhangi bir işte önemli olan çokluk değil, özde kalite ve verimliliktir. Bakamayacağımız sayıda çocuk yaparak, evlatlarımızı zor durumda bırakmanın, akıl ve mantıkla açıklaması olamayacağı gibi, Kur’an da böyle bir davranışı asla onaylamaz. Müslüman toplumlarında, bunun örneklerini ve çocukların ne halde olduklarını, hep birlikte görüyoruz. Anne ve babaların hatalarını, ne yazık ki çocuklar çekiyor. Ama Kur’an istemeden de olsa, doğacak çocuklar konusunda moral verir ve yol gösterir. Bakın cahiliye devrinde, yoksulların yaptıkları çok sayıda çocuklara karşı neler yapılıyormuş, bu uyarı ayet üzerinde düşünelim.

İsra 30: Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir. 31:YOKSULLUK KORKUSUYLA ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır. (Diyanet meali)

Ayet aslında çok dikkat çekici ve o günkü toplumun yaptığı yanlışa, düşündürücü uyarırlarda bulunuyor bizlere. Yaradan imtihan için, dilediğine rızkı bol vereceğini, dilediğine de kısacağını söylüyor. Sizce Allah hiç düşünmeden, plan program yapmadan, bakamayacağı sayıda çocuk yapana mı rızkı bol verir, yoksa aklını kullanarak gelirini, giderini hesap ederek, çocuklarını çok daha iyi yetiştirmek için planlı bir aile fertlerine mi rızkını bol verir? İşte bu soruya eğer doğru cevap verebiliyorsak, sorumuzun doğru cevabını da bulmuş oluruz. Her ailenin iyi günleri olduğu gibi, kötü ve zor günleri de olabilir. Allah bu ayetiyle, zor günler yaşayan ailelere moral veriyor. YOKSA BU AYETTE ALLAH, İSTEDİĞİNİZ KADAR ÇOCUK YAPIN, BEN RIZKINIZI VERİRİM DEMİYOR. Bu ayet cahiliye devrinde yapılan bir yanlışa, dur demek amacıyla indirilmiştir.

Devamında ise bir uyarıda bulunuyor Rabbimiz. Dünyaya getirdiğiniz çocuklarınızı, yoksulluk bahanesiyle sakın öldürmeyin. Allah elbette rızık verendir diyerek, aileleri cahiliye devrinde yapılan yanlıştan, vazgeçirmeye çalışıyor. Burada dikkat çeken bir konuda, cahiliye devrinde de düşünmeden, bakabileceklerinden fazla çocuk yaptıkları anlaşılıyor. Tabi bu yanlışlarını, Allah ın asla önermediği bir yöntemle çözmeye, fazla çocuklarını öldürmeye yeltendiklerini anlıyoruz. 

Ailelerde çocuk sayısı, çok farklı ve değişken bir konudur. Bu konuda öyle farklı düşünceler vardır ki, herkes söylemlerinin ve inançlarının etkisindedirler. Geçmiş yıllara baktığımızda çağın ve toplumların, yaşayış şekillerine göre, hem çok eşli hem de çok çocuklu olmak gelenekleri gereğiydi, hatta bir ailenin şanı ve şerefiydi diyebiliriz.  Tabi bu zamanla değişti, tek eşlilik ve daha az bakabileceğimiz kadar çocuk düşüncesi, ailelere hâkim oldu. İlginçtir günümüzde, çok az çocuk yapan, hatta evlenmeden yaşayan ülkelerde, genç neslin çok azaldığı ve ülkeleri büyük bir tehlikenin beklediği söz konusudur. İşte buda yanlıştır. Onun için Allah bizleri her konuda düşünmeye sevk eder. Allah ın Orta yolu izleyin önerisi, dikkate alınmalıdır. Bu emirde bile bir disiplin ve uyarı var.

Düşünmeden ve plansız çocuk yapma fikri ve davranışı, TOPLUM İÇİNDE İNSANLARIN BİRİLERİNE BAĞIMLILIĞINI, MUHTAÇLIĞINI ARTIRIR. Teknolojinin ilerlemesi, daha az insanla mal üretme çabası geliştikçe plansız aileler, çocuklarına ne yazık ki iş bulmakta zorlanmaya başladılar. Bunu kullanan elbette bazı art niyetli kişiler çıkacak ve evlatlarımız, gençlerimiz neredeyse karın tokluğuna çalıştırılmaları kaçınılmaz olacaktır. Günümüzde bol çocuk yapın tavsiyesinde bulunanlar, kendilerine muhtaç olan bir nesil yaratma çabasında olanlardır. Lütfen bu tuzağa düşmeyelim. Ne yazık ki günümüzde, bu acı gerçekle karşı karşıyayız.

Değerli din kardeşlerim. Kur’an ı anladığı dilden dikkatle okuyan ve üzerinde düşünen bir Müslüman, şunu açıkça görebilir. ALLAH BİZLERİN YAPACAĞI HER ŞEYİ, ÖNCE DÜŞÜNMEMİZİ, DAHA SONRADA MANTIĞIMIZIN SÜZGECİNDEN GEÇİRDİKTEN SONRA, YAPMAMIZI EMREDER. Onun içinde bu konuda açıkça şunu söyleyebiliriz;

Müslüman bir aile, mutlaka bakabileceği, eğitim verebileceği kadar çocuk yapmalıdır.  Bunun bir sayısını vermek yanlış olur. Dikkat ederseniz çok zengin insanlar 2 ya da 3 çocuk yaparlar. Ama her ne hikmetse, çok fakir olanlarda aynı sayıda, hatta çok daha fazla çocuk yapmaktan çekinmezler. Peki, sonucu ne olur sizce? ÜZGÜNÜM AMA BÜYÜDÜKLERİNDE, ZENGİNLERİN VE ÖZELLİKLE SİYASİLERİN BASKISINDAN, ONLARIN YÖNLENDİRMELERİNDEN KURTULAMAZLAR. 

Bu durumda, gereğinden fazla çocuk yapılmasını kimler önerir, tavsiye eder sizce? Söylemeye dilim varmıyor ama kendilerine muhtaç olan toplumlar yaratmak isteyenler ve bu toplumları da istedikleri gibi yönetme gücünü ellerinde bulundurmak isteyenler, ne yazık ki toplumu çok çocuk yapmaya teşvik ediyorlar. Bu çok üzücü bir durum, lütfen çok dikkatli olalım, yoksa bizden sonra gelen nesiller, birilerinin esaretinden ve modernleştirilmiş köle olmaktan asla kurtulamazlar.

Her aile çocuk sahibi olmak ister. Evlenip de hiçbir neden olmadan, çocuk istemiyorum demek ne kadar yanlışsa, bakamayacağımız kadar çocuk yapmakta o kadar yanlıştır. Kur’an ın önerisi evlenmek ve çocuk sahibi olmaktır ama asla düşünmeden, hesap etmeden sayısız çocuk yapmak değildir. Allah Kur’an da DÜŞÜNMEYE VE AKLA ÖNEM VERDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN, BAKIN NASIL UYARIYOR BİZLERİ.

Yunus 100: Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. ALLAH, AZABI AKILLARINI (GÜZELCE) KULLANMAYANLARA VERİR. (Diyanet meali)

Evlatlarını gerektiği gibi doyurup, giydirebilen, hiç kimseye muhtaç olmayan ve gereken eğitimi verebilen bir ailemi istiyoruz, yoksa birilerine muhtaç, karın tokluğuna çalıştırılan çocuklar mı yetiştirmek istiyoruz? SİZCE ALLAH HANGİSİNİ ÖNERİR BİZLERE? Yorum ve karar sizlerin.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

Kur'an’da Geçen Nebi Resul Kavramaları Ne Anlama Geliyor.

Kur’an'da Nebi ve Resul kavramları çok geçer. Bu kelimelerin anlamları konusunda, birçok görüşler ileri sürenler vardır. Hatta Kur’an'da geçen Nebi ve Resul kelimelerinin ortak ismi olduğu söylenen, ayetler tercüme edilirken Arapça olmayan Farsça olan, Peygamber olarak genelde tercüme edildiğini görürüz. Bu kelimenin aslında bizlerin dilinde, alışkanlık haline de geldiğini söylemeliyim, buna bende dâhilim.  Peygamber haber getiren anlamındadır, ama Nebinin anlamı çok farklıdır.  Öyle ayetler var ki,  NEBİ ve RESUL  kelimesine peygamber der geçersek, ayetlerin anlamlarında farklılaşma olduğu gibi, ayetler arasında da çelişkiler yaratırız. Ayrıca ayetin özellikle bizlere vermek istediğini de anlayamayız. Yoksa normal konuşma esnasında, peygamber dendiğinde hepimiz kimden bahsedildiğini biliyoruz, burada bir sorun olmuyor. Belki de kolayımıza da geliyor diyebiliriz.  Allah aynı ayette bazen, her iki kelimeyi de kullanıyor. Eğer bu iki kelime aynı anlama gelseydi, ...