Ana içeriğe atla

PİŞMAN OLMAK İSTEMİYORSAK, TEVBE SURESİ 34-35. AYETLERE KULAK VERELİM Kİ, AYNI YANLIŞLARA BİZLERDE DÜŞMEYELİM.



Kur’an biz insanlara Rehber olsun diye indirilmiştir. Rehberliğinden istifade ettiğimiz ölçüde faydalanır, O ölçüde yanlış ya da doğru yaparız. Allah geçmişte yapılan yanlışlara örnekler verip, aynı hataları yapmamızı engellemek adına, gerçekten de her okuyanın anlayacağı seviyede bilgiler verir. Onun için Allah yemin olsun ki, Kur’an’ı anlayasınız ve hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, muhkem ayetleri kolaylaştırdık der. Bu makalemde de sizlere hatırlatmak istediğim ayette Allah, öyle bir uyarıda bulunuyor ki bizlere, aynı hataları yaparsanız, sizleri Allah ile aldatarak, mallarınızı paralarınızı ellerinizden almaya çalışanların çıkacağını, hatta Allah’ın yolundan saptıracağını, bakın geçmiş toplumların yaptığı yanlışlardan, ne kadar güzel bir örnek veriyor.

Tevbe 34: Ey iman edenler! HAHAMLARDAN VE RAHİPLERDEN BİRÇOĞU İNSANLARIN MALLARINI HAKSIZ YOLLARDAN YERLER VE ALLAH’IN YOLUNDAN ALIKOYARLAR. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayetin indirildiği ilk günleri, önce hayal edin lütfen.  Daha Kur’an ile toplum yeni buluşuyor ve toplumun içinde yaşadıkları yanlışlar örnek verilip uyarılıyor. Bizlerin elinde böyle güzel bir örnek varken, acaba bundan bizler aynı yanlışları yapmamak adına, faydalanıyor muyuz? Faydalanmayalım gerçekleri görmeyelim diye, dini kullanan din simsarları, günümüzde bizlerin Kur’an’ı anlayarak okumamızı engelledikleri için, tıpkı haham ve rahiplerin karşılığı olan, bizlerin içindeki cemaat liderleri, şeyhler, gavslar kendilerine din adamı ismi verenler, İSLAM’IN RUHBANLIĞINA SOYUP, AYNI ALDATMACALARI BİZLEREDE YAPTILAR, YAPMAYA DEVAM EDİYORLAR. Hatta dini bir konu açılınca,  O konuda konuşmayı bize bırakın, biz din adamıyız, bu konuda konuşmakta biz yetkiliyiz demiyorlar mı? Halbuki İslam dininde din adamı diye bir makam yoktur. Her Müslüman dini bizzat kendisi Kur’an’dan öğrenmek zorundadır. ONUN İÇİN ALLAH, BEN RUHBANLIK DİYE BİR SINIF EMRETMEDİM DİYOR KUR’AN’DA.  Eğer emretmiş olsaydı, din adına yapacağımız bir yanlıştan, bizler değil rubanlar sorumlu olurdu.

Tevbe suresi 34. ayetten dersler alamadığımız için,  bizlerin içindeki din adamları, cemaat liderlerinin çoğu, toplumun para ve mal kaynaklarını kullanarak şirketler fabrikalar kurdular ve onunla geçiniyorlar. Daha yakın zamanda, toplumu birbirine kırdıran Fethullah denen zatın, mesleği neydi ki, onca malın mülkün, fabrikaların, bankaların sahibi oldu.  Tüm bu mal ve mülk dini kullanarak toplumdan aldıkları paralarla oluştu. HÂLBUKİ ALLAH KUR’AN’DA, UYARMAMIŞ MIYDI?  Yasin suresi 21. ayetinde Allah, sizden hiç bir ücret istemeyen, doğru yolda gidenlerin sözlerine inanın, demiyor muydu? Ama dinleyen ve ders alanlar ne yazık ki yok.
 
Allah bu ayette, malınızı haksız yere yerler dedikten sonra, çok daha önemli bir uyarıda bulunuyor bizlere. BU İNSANLAR SİZİ, ALLAH’IN YOLUNDAN ALIKOYARLAR DİYOR. Allah’ın yolundan alıkonulmanın hiçbir telafisi olmayabilir. Mal mülk yerine gelir belki, ama imanımız elden gidere, onun yerini hiç bir şeyle dolduramayız. Para ve mal biriktirip, güçlerine güç katanlar ve bunu kendi çıkarlarına kullananlara Allah, elem verici azabı müjdele diyor. FETO ve daha foyaları meydana çıkmamış günümüzde onca cemaat ve tarikatın biriktirdikleri, Allah’ın yolunda harcanmıyor. Kendi çıkarlarına harcandığı gibi, Allah’ın emretmediği ama kendilerine kul köle olan bir inancın oluşturulması adına kullanılıyor. İŞTE BUNLARI, ELEM VERİCİ BİR AZABIN BEKLEDİĞİNİ SÖYLÜYOR ALLAH.

Rabbimiz, sakın dinde bölünenler gibi olmayın dediği halde, dinde bölünmekte bereket, zenginlik vardır diyerek bölünmedik mi? Allah veliler edinip de ardı sıra gitmeyin, yardım istenecek güvenilecek veliniz yalnız benim diye uyarmadı mı? Bu gerçekleri görmezden gelenler, VELİSİ OLMAYAN CENNETE GİDEMEZ DİYEREK, Şefaat tümden Allah’a aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının dediği halde Rabbimiz, Peygamberler, din ulemaları, velilerde şefaatçidir diyenleri Allah, AZAPLA MÜJDELİYOR. LÜTFEN AZAPLA MÜJDELENENLERİN ARDINA DÜŞMEYELİM, YOKSA O AZAPLA MÜJDELENENLERİN ACI SONUNU BİZLERDE YAŞARIZ. Allah bu ayetin devamında, bakın ne diyor bizlere.

Tevbe 35: O gün cehennem ateşinde bunların derileri kızdırılıp pul pul dökülür; bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır ve onlara denilir ki: “İŞTE BU, KENDİNİZ İÇİN BİRİKTİRDİĞİNİZ SERVETTİR. Artık yığdığınız şeylerin azabını tadınız.” (Bayraktar Bayraklı meali)

Eğer Allah’a ve onun Elçisi kanalıyla indirdiği Kur’an’a güvenip, onu anlayabilmek adına çaba harcamak yerine, edindiğimiz Velilere, şeyhlere, efendilere güvenirsek, bizlerinde biriktirdiği servet, yaptığımız tüm hayırlar, Allah yoluna harcadığımızı zannettiklerimizin boşa gittiğini O çetin gün anlayacağız. Bu ayetlerde Allah bizleri çok net bir şekilde uyarıyor ve diyor ki, kendilerini din adamı diye tanıtarak, söylediklerinin Allah’ın emri, Allah’ın kitabından olduğunu söyleyenler olursa, onlara karşı çok dikkatli olun. Çünkü geçmiş toplumları, bu şekilde aldatan, onları Allah’ın yolundan saptıran, ayrıca mallarını mülklerini Allah yolunda kullanacaklarını söyleyip sizlerden alan, toplayan ALLAH İLE ALDATICILAR, ARANIZDAN ÇIKACAKTIR, SAKIN ONALARA İNANMAYIN VE GÜVENMEYİN DİYOR.

Ne yazık ki bizler, bu ve benzeri Allah’ın uyarılarından hiç ders almadık, almaya da pek niyetli görünmüyoruz. Unutmayalım herkes ne yaparsa, onun karşılığını Allah’tan görecektir. BİZLERE DÜŞEN ALLAH’IN UAYRDIĞI GİBİ DÜŞÜNEREK, AKLIMIZI KULLANARAK KUR’AN’IN İPİNE SARILMAK OLMALIDIR. Kimlere inanacağınız size kalmış. Bakın Allah ne diyor ve bizleri nasıl uyarıyor. İsteyen Allah’a ve O’nun kitabına güvenir, isteyen edindikleri velilere ve onların rivayet, sanı sözlerine güvenir.

Enbiya 10: ANDOLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? (Diyanet meali)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK



Yorumlar

  1. Senelerdir sizin yazılarınızı takip ediyorum
    Bu kadar net bu kadar temiz bir anlatım
    Ne ben sizi
    Ne siz beni tanıyorsunuz
    Ama hakkınız bende büyük
    Umarım helal edersiniz
    Allah'a Emanet Olun

    YanıtlaSil
  2. Allah sizden razı olsun çok teşekkür ederim. Amacımız bir birimizi Kur'an a davet etmektir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .