Ana içeriğe atla

İSLAM DİNİNDE, BÖLÜNMEYE GİDEN YOLLAR VE NEDENLERİ.





Günümüzde İslam ı anlatan, hatta gelin gerçek İslam ı sizlere yaşatalım diyen topluluklar, tarikatlar, cemaatler görürüz. Hepsi de aynı Resule, aynı kitaba iman ettiği halde, inanılmaz farklılıklar göze çarpar. Bu tarih boyunca da farklı boyutlarda devam etmiş, günümüze kadar gelmiştir. Aslında bu farklılıklar, yalnız İslam dininde değil, diğer Ehli kitap dinlerinde de görülmektedir. Bu  farklılığın nedenleri ne olabilir? İşte sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, bu farklılıkların neler olabileceği, nedenleri konusunda olacaktır. Ben bazı konulara sizlerin dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu yazıyı okurken inanıyorum sizlerde, yapılan başka yanlışları hatırlayacaksınız. Çünkü saymakla bitmezde ondan. Önce düşünelim. Allah bizlerden ne istiyor ve bu istediklerini açıkça belirtmiş mi? Burası önemli. Sorumlu olduklarımız tek tek açıklanmış, detaylandırılmış ve apaçık belirlenmiş mi? Gelin önce bu sorumuza, Kur’an dan cevap arayalım. Sanırım tek bir ayet dahi, aklını kullanana yeterli olacaktır.

 DOĞRUSU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜTTÜR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ. ” Zühruf 44 )

“BU, RABBİNİN DOĞRU YOLUDUR. BİZ, ÖĞÜT ALACAK BİR KAVİM İÇİN ÂYETLERİ, AYRINTILI OLARAK AÇIKLADIK”. (Enam 126)

Allah aslında çok açık bir tebliğde bulunmuş ve demiş ki; Sizlerin sorumlu olduğunuz kitap Kur’an dır. Kur’an’ı Allah’ın doğru yolunu bulmak isteyenler için, ayrıntılı açıkladık diyor. Allah a güvenen, ona dayanan bir insan, bu kadar açık bir hükmü göz ardı ederek yaşıyorsa, sanırım Kur’an ı doğru anlaması ve İslam ı Allah'ın emrettiği yolda yaşaması, mümkün olmayacaktır. Şu soruyu kendimize soralım. Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutacağım, biz Kur’an’ı anlayabilmeniz için ayrıntılı gönderdik diye hüküm verdikten sonra, bu kitabın vermediği, açıklamadığı, izah etmediği bir hükümden de, sizce bizleri sorumlu tutar mı? Aklı olana her şey o kadar kolay ki. Onu kullanmayana, sanırım ne yapsak fayda etmeyecektir. Bakın Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim, Kur’an’ı hiç kimseye muhtaç olmayasınız, Allah’ın doğru yolunu bulasınız diye detaylı açıkladık dediği halde dediği, bizler neler söylüyoruz Allah'ın rehberine?

“İSLAM I DOĞRU YAŞAMAK İSTİYORSANIZ, YALNIZ KUR’AN YETMEZ. ÇÜNKÜ KUR’AN ÖZET BİLGİLER VERİR DETAY VERMEZ VE HERKES KUR’AN’I ANLAYAMAZ. İSLAM I DOĞRU YAŞAMAK İSTEYEN, RESULÜN RİVAYET HADİSLERİNDEN VE FIKIH KİTAPLARINDAN ÖĞRENMELİDİR.” 

Ne dersiniz, bu düşünce ve inanç doğru olabilir mi? Allah sizlere rehber olsun diye gönderdim diyor Kur’an’ı,  detaylı açıkladığını da bildiriyor, fakat biz Rabbin rehberine neleri layık görüyoruz. Aldığımız bir cihazın, aracın arıza yapmasın diye kullanma kılavuzunu dikkatli okuyup öyle kullandığımız halde, nasıl olurda Allah'ın katından bizlere rehber, kılavuz olsun diye indirdiği Kur’an a bu saygısızlığı yaparız, doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Ne yazık ki günümüzde, genelde bu soruya verilen cevap, yukarıda yazdığım düşünce doğrultusunda olduğu içindir ki, bizler sayısını dahi bilemediğimiz bir şekilde bölünmüşüz. Bölünmeye de devam ediyoruz. HÂLBUKİ ALLAH SAKIN, DİNDE BÖLÜNMEYİN, SİZLERE KOLAY ANLAŞILIR, DETAYLI, AKLINI KULLANANIN ANLAYABİLECEĞİ BİR KİTAP GÖNDERDİM, DEMİYOR MUYDU? Yüce Rabbimizi dinleyen bile yok.

Kur’an da her şey yoktur diyerek bizleri, beşerin birbirinden çok farklı, fıkıh kitaplarına ve Allah’ın Resulüne ait olduğu iddia edilen, doğruluğundan asla emin olamayacağımız rivayet hadislerine yönlendirmeleri, bölünmenin ana kaynağını oluşturmuştur. Halbuki Allah bizleri Kur’an dan sorumlu tutmamış mıydı? Sizce Kur’an da her şey açıkça anlatılmış olmasaydı, Allah böyle bir ayet indirir miydi? Bakın Allah Kur’an için ne söylüyor, bu ayetleri apaçık tebliğ alan bizler, bu rivayetlere inanırsak, elbette kendi nefsimizde yarattığımız bir dine inanmamız kaçınılmaz olacaktır.

Enam 38: Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. BİZ KİTAP’TA HİÇ BİR ŞEYİ NOKSAN BIRAKMADIK, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.

Nur 34: Yemin olsun ki, SİZE, GERÇEĞİ AÇIK-SEÇİK ANLATAN AYETLER, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik.

Araf 174: İşte ayetleri BÖYLE AYRINTILI OLARAK AÇIKLIYORUZ, olur ki dönerler.

Yüce Yaradan açıkça, biz bu kitapta hiçbir eksik bırakmadık dediği halde, bizler dine yapılan ilaveleri Kur’an da göremediğimizde, ilavelere itiraz edeceğimize, Allah haşa eksik bırakmış dercesine, bu kitapta her şey detaylı yoktur diyorsak, gittiğimiz yol sizce Allah a ulaşır mı? Sizlere gerçeği açık seçik ve ayrıntılı verdik dediği halde, bizler bu kitap için hala inatla, özet bilgiler vardır demeye devam edersek, bize öğretilenleri Kur’an da bulamadığımızda, bakın her şey yazmıyormuş Kur’an da diyerek, büyük yanlış yaparsak, sonumuz nice olur dostlar? BU DÜŞÜNCEYLE BÖLÜNEN BİR İSLAM TOPUMU, AYNI ŞEYLERE İMAN EDEREK, KUR’AN IN ÇEVRESİNDE BİRLEŞEBİLİR Mİ? İşte sizlere, yüzlerce farklı İslam yaşanmasına neden olan yol ve yöntemden, bazı örnekler sundum. Bunları söyleyenlere inandığımızda, kendimizce birçok inanç sistemleri yaratırız. Elbette böyle bir yol izlediğimizde, öyle farklılıklar çıkacaktır ki, sonunda bizlerde neye inanacağımızı şaşırmamız, kaçınılmaz olacaktır. İNANCIMIZI YAŞARKEN, FARKLI KAYNAKLARDAN DERSLER ALIRSAK, AYNI NOKTADA BİRLEŞMEMİZ, GERÇEK DOĞRULARI ÖĞRENMEMİZ, ASLA MÜMKÜN OLMAYACAKTIR. KAYNAK TEK OLMADIKÇA, BU BÖLÜNME ASLA DURMAYACAK, BİZLERİ ALLAH’A DEĞİL ŞEYTANA VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARA YAKLAŞTIRACAKTIR. Bir arkadaşımız benim bir yazıma verdiği cevapta, bakın neler söylemiş.

“EĞER AKLINIZ İLE KONULARI ÇÖZÜMLEMEYE ÇALIŞIYORSANIZ, BOŞUNA KÜREK SALLARSINIZ. ÇÜNKÜ DİN AKIL TERAZİSİ İLE ÖLÇÜLMEZ. EĞER HERKES KENDİ AKLINA GÖRE İSLAM DİNİNİ YAŞAMAYA ÇALIŞIRSA, O ZAMAN BİNLERCE ORTAYA İSLAM DİNİ ÇIKAR.”

Aslında içinde bulunduğumuz yanlışı, bu sözler çok iyi anlatıyor. Allah Kur’an da bizlere nasıl bir yol yöntem izlememizi emrediyordu? Aklını kullanmayı bırak ta, verdiğim emirlere mi bak diyordu? Yoksa tam tersini yaparak, gönderdiğim ayetler üzerinde düşünün, aklınızı kullanın ve sakın velilerin, efendilerin ardına düşmeden, doğru yolu imtihanınız gereği kendiniz bulun demiyor muydu? Hatırlayınız İslam dininde ben RUHBAN SINIFI yok. Bu durumda kimden öğreneceğiz İslam’ı. Bu soruya doğru cevabı bulan, Allah'ın doğru yolunu da bulacaktır. İşte aynı kitaba inandığımız halde, belki de birbirinden çok farklı, yüzlerce İslam dini yaratmamızın ana kaynaklarından biriside, bu düşüncenin altında yatıyor. Önemli olan baktığımız pencerenin, doğru pencere olup olmadığıdır. KUR’AN PENCERESİNDEN BAKMAYIP, EDİNDİĞİMİZ VELİLERİN PENCERESİNDEN BAKAN, ONLARIN ARDI SIRA GİDEN, ELBETTE RABBİN GERÇEKLERİNİ DE GÖREMEYECEKTİR. Gelin bu konuyu, Kur’an a sormaya devam edelim. Bakalım Allah aklımızı kullanmadan mı iman etmemizi istiyor, yoksa tam tersine aklımızı özellikle kullanmamız önerisinde mi bulunuyor? Birkaç örnek verelim.

-Yunus suresi 100. ayetinde, AKILLARINI GÜZELCE KULLANMAYANLARI ALLAH, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIRIM der ve bizleri uyarır.

-Ali İmran 7. ayetinde Allah, ANCAK AKLISELİM SAHİPLERİ DÜŞÜNÜP ANLAR, diyerek düşünmenin önemine işaret eder.

-Bakara 197. ayetinde Allah, EY TEMİZ AKIL SAHİPLERİ, BENDEN KORKUP-SAKININ uyarısı ile akla atıfta bulunur. 

-Maide suresi 58. ayetinde Allah’ın ayetlerini düşünmeyen kullarına seslenişi de düşündürücüdür.  BU DAVRANIŞ, ONLARIN DÜŞÜNEMEYEN BİR TOPLUM OLMALARINDANDIR.

-Enfal 22. ayetinde, Allah katında en kötü kişilerin bakın kimlerin olduğunu söylüyor. AKILLARINI İŞLETMEYEN SAĞIR-DİLSİZLERDİR.

Bu ayetlere benzer yüzlerce ayet vardır ki, Rabbimiz bizleri akılla, düşünerek imanımızı yaşamamızı ister. İşte bu ayetleri görmezden gelip, beşerin sözlerine körü körüne inananlar, elbette aynı kitaba iman ettiğimiz halde, farklı inançlar yaratıp, peşinden koşacaklardır. Bana cevap veren kardeşimiz, eğer akılla Kur’an ı anlamaya kalkarsak, farklı inançlar, farklı İslam anlayışlarının çıkacağını söylemişti hatırlayınız. HÂLBUKİ GÜNÜMÜZDE, TAM TERSİNE BU FARKLI İNANÇLARIN ÇIKMASININ ASIL NEDENİ, KUR’AN I, İSLAM I ANLAMAYA ÇALIŞIRKEN, AKLIMIZI KULLANMADAN İMAN ETMEMİZDEN VE KUR’AN DAN İSLAM I ÖĞRENMEDİĞİMİZDEN KAYNAKLANDIĞI, SİZCE ÇOK AÇIK DEĞİL Mİ? YALNIZ KUR’AN DAN İSLAM I ANLAMAYA KALKSAYDIK, DİNDE BÖLÜNMEZ TEK BİR İSLAM OLURDU.

Hastalığın tedavisi için, önce doğru teşhis koymak gerekir. Allah velilerin ardına düşmeyin, din ve iman adına veliniz yalnız benim diyen Rabbimize kulak vermeyen bizler, elbette kendi nefsimizce edindiğimiz veliler, efendi ve şeyhler sayesinde farklı inançlar, itikatlar yarattık. Bizlerin unuttuğu bir şey var, oda bu Dünyada imtihanda olduğumuz gerçeğidir. Okulda nasıl imtihan olduğumuzda, çok farklı notlar alınıyor ve her öğrenci okul bitiminde çalıştığı, çaba gösterdiği ölçüde başarı sağlıyorsa, bizlerde Allah katında imtihanımızı, bizzat kendimiz Kur’an dan yaşamalıyız. Çünkü Allah bizleri, Kur’an dan sorumlu tutacağına hükmetmiştir. Hiç kimse bir diğerinden, kopya çekerek aklını kullanmadan, çaba göstermeden, Allah'ın rehberi ile buluşmadan, başarılı olacağını sanmamalıdır. Çünkü kopya çekmeye çalıştığı kişinin, verdiği cevaplarının doğru olduğunu bilmeden, bizlerinde aynı hatayı yapma riskimizin olduğunu unutmamalıyız.

Geçmişte buna benzer bir örneği hatırlarım. Bir arkadaşımız imtihan notları açıklandıktan sonra şöyle yakınıyordu diğer arkadaşına. Ben seni çalışkan bilirdim. Senin yaptıklarının bende aynısını geçirdim kâğıda. Meğer yanlışmış, senin yüzünden zayıf aldım demişti. Daha sonrada yine aynı arkadaşımız, soruları kitaptan araştırdığında, cevaplarının çok kolay olduğunu, keşke çalışsaydım dediğini hiç unutmuyorum.

Bizlerin Yaratıcısı Allah, bizleri imtihan edeceği kitabı, yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği halde, bu kitabı herkes anlayamaz, Kur’an da her şey yoktur, onu veli insanlar anlar diyerek, imtihan olacağımız kitabı ve sorumlu olduğumuz konuları değiştirenlerin peşi sıra gidenler, elbette farklı İslam anlayışı içinde olacaklardır. Sizce bunu yapanların, Rabbin imtihanından geçme ihtimali var mı? Bu sorunun cevabını Allah'ın huzurunda, hep birlikte göreceğiz. Ben bütün yazılarımda, özellikle aynı konu üzerin de durup, dikkatinizi çekmeye çalışıyorum. Oda Kur’an ı anlayarak okumak ve Allah'ın ayetlerini bir bütün olarak düşünmeye davet etmektir. Bunu yapanları hiç kimse, Allah ile asla aldatamaz, kandıramaz. Hepimiz Kur’an'ın öğrencisi olurda, onun nurundan nasiplenmek adına çaba harcarsak, bir gün Kur’an'ın nuruyla gözlerimiz ve gönlümüz parlayacaktır. İşte bundan sonra, yanlış yapmamızda mümkün olmayacaktır.

Dilerim Allah'ın verdiği aklı kullanan, sorumlu olduğumuz Kur’an'ın ipine sıkı sıkı sarılan ve Kur’an ın nuruyla gözleri ve gönlü parlayan, dinde bölünmeden tek yumruk olma çabasında olan, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .