Ana içeriğe atla

Yasin Suresi 6. Ayet Üzerinde, Dikkatle Düşünelim.


                                                                                 

Rabbimiz Yasin suresinde, hikmet dolu Kur’an’ın Allah tarafından, elçisi yoluyla bizlere tebliğ edildiğinden bahseder. Ayrıca 6. ayetinde de çok dikkat çekici bir söz söyler. Önce ayeti yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim.

Yasin 6: ATALARI UYARILMAMIŞ, BU YÜZDEN KENDİLERİ DE GAFLET İÇİNDE KALMIŞ BİR TOPLUMU UYARMAN İÇİN İNDİRİLMİŞTİR/ATALARI UYARILDIKLARI HALDE GAFLET İÇİNDE OLAN BİR TOPLUMU UYARMAN İÇİN İNDİRİLMİŞTİR. ( Bayraktar Bayraklı meali)

Önce şunu söylemek isterim, bu ayeti tercüme edenler, ataları uyarılmamış bu yüzden kendileride gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarmak için gönderildi diye tercüme ediliyor. Halbuki bir Resul göndermediyse o tebliğ onlara ulaşmadıysa, Allah zaten o toplumu sorulu tutması mümkün değil. Biz kendilerine bir Resul gönderip uyamadığımız sürece, onlara azap edecek değiliz diyerek bilgi verir İsra 15. ayetinde. Önce ataları uyarılmamış cümlesini, Kur’an bütünlüğünde doğru anlamaya çalışalım. Bu ayetin indirildiği zamanı düşünelim önce. Allah o günkü toplumu uyarmak için, Kur’an’ı gönderdiğini söylüyor. Peki, o günkü toplum ya da onların babaları, ataları Allah tarafından uyarılmamış mıydı? Elbette bunu düşünmemiz mümkün değil. Çünkü o günkü toplumun genel çoğunluğu ya Yahudi ya da Hıristiyan’dı. Yani ellerinde hem Tevrat, hem de İncil vardı. Bu durumda o günkü toplumun, atalarının Allah tarafından uyarılmadığını söylememiz mümkün değil. Peki, ayette anlatılmak istenen ne? Ayeti tercüme eden Bayraktar Bayraklı hocamız, ayeti aslında nasıl anlamamız gerektiğinin açıklamasınıda yapmış zaten. Bu düşüncemizi yine Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım. Bakın Allah ne söylüyor.

“ÇÜNKÜ ONLAR, BABALARINI SAPITMIŞ KİŞİLER HALİNDE BULMALARINA RAĞMEN, KENDİLERİ DE HÂLÂ ONLARIN ESERLERİ ARDINCA KOŞTURUYORLAR. YEMİN OLSUN, DAHA ÖNCE İLK NESİLLERİN ÇOĞU DA SAPMIŞTI. YEMİN OLSUN, ONLARIN İÇLERİNDE UYARICILAR GÖREVLENDİRMİŞTİK.”  (Saffat 69-70-71-72)

Sanırım bahse konu Yasin suresi 6. ayet, çok daha açık anlaşıldı. Allah Kur’an’ı yine kendi içinde o kadar güzel açıklıyor ki, düşündüğümüzde ayetler arasında bağlantı kurduğumuzda yanlış tercüme edilse bile, doğru olan hemen ortaya çıkıyor.  Anlamak istemeyen kendi nefsinde kelimeleri evirip çevirip, Allah’ın hiç bahsetmediği anlamları veriyor, tabi o zamanda yanlış anlıyor. Demek ki Allah’ın Resulü, Kur’an’ı tebliğ ettiği toplumun ataları uyarılmış Allah tarafından. ZAMANLA UYARI DİKKATE ALINMAMIŞ, ADETA BATIL ONUN YERİNİ ALMIŞ HAK OLAN TERK EDİLMİŞ, GÜNÜMÜZDE OLDUĞU GİBİ. Uyarıya gereken değer verilmemiş, zamanla terk edilmiş bir neslin torunları var, Kur’an’a ilk muhatap olan. Onun içinde bu toplumun Kur’an’ı hemen kabul etmesi çok zor olmuş. Sanırım başka bir Resul gelecek olsaydı, gerçi artık gelmeyecek, İNANIN BİZ MÜSLÜMANLARINDA DURUMU ONLARDAN FARKLI OLMAZDI. ÇÜNKÜ BİZLERDE HAK OLANDAN UZAKLAŞIP, BATILI ONUN YERİNE KOYDUK. Allah O günkü toplumun atalarını uyardığı halde, onlar bu uyarıdan sapmış ve onların torunları da gerçeklerin arayışında olmayıp, atalarının yanlış inançlarını takip etmişler. Ataları uyarılmamış sözünden, demek ki anlamamız gereken, ataları uyarıldıkları halde uyarıları dikkate almamış, böylece uyarılmamışlar arasında yer almışlar şeklinde anlamamız gerekir. Kur’an’dan bu düşüncemize, örnekler vermeye devam edelim.

 “ŞU BİR GERÇEK Kİ, BİZ SENİ HAK İLE BİR MÜJDECİ VE UYARICI OLARAK GÖNDERDİK. HİÇBİR ÜMMET YOKTUR Kİ, İÇİNDEN BİR UYARICI GELİP GEÇMEMİŞ OLSUN.” (Fatır24)

“ANDOLSUN BİZ, HER ÜMMETE, “ALLAH’A KULLUK EDİN, TÂĞÛTTAN KAÇININ” DİYE PRESULLER GÖNDERDİK. ALLAH, ONLARDAN KİMİNİ DOĞRU YOLA İLETTİ; ONLARDAN KİMİNE DE (KENDİ İRADELERİ SEBEBİYLE) SAPIKLIK HAK OLDU. ŞİMDİ YERYÜZÜNDE DOLAŞIN DA RESULLERİ YALANLAYANLARIN SONUNUN NE OLDUĞUNU GÖRÜN.” (Nahl 36)

Değerli din kardeşlerim, bu ayetleri okuduğumuzda, Yasin suresi 6. ayet ne kadar güzel Anlaşılıyor değil mi? İşte bizlerin her konuda yapmamız ve takip etmemiz gereken yöntem böyle olmalıdır. Ayetleri doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine yardımı Kur’an’dan almalıyız. Çünkü Allah, biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu. Bugün yapılanlar gibi, ayette geçen bir kelimeye, sırf atalarımızdan gelen hurafe itikatlara delil olsun diye, Kur’an’ın hiç bahsetmediği, açıklık getirmediği çok farklı anlamlar vererek, Kur’an’ı anlama yolunu lütfen seçmeyelim. Kendimizi aldatırız.Televizyonda dini bir sohbette, aynen şu ifadeler kullanıldı.

“KUR’AN I DOĞRU ANLAYABİLMEK, ÖĞRENEBİLMEK İÇİN, EHLİSÜNNET ÂLİMLERİN KİTAPLARINA BAKMAMIZ GEREKİR.

Değerli din kardeşlerim, Yüce Rabbimiz Kur’an’da bizlerin sorumlu olduğumuz muhkem ayetleri, açıklayıp anlatamıyor mu sizce? Allah katından bizlere rehber olsun diye gönderilen bu NUR, IŞIK, FURKAN acaba beşeri bir açıklamaya muhtaç olabilir mi? KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZE DÜŞER DİYEN, ALLAH’A GÜVENMEYENLER Mİ VAR ARAMIZDA YOKSA? Dini öyle böldük ve parçaladık ki, sizin mezhebinizin âlimleri kâfirdir, katli vaciptir diyecek kadar, birbirimize düşman olduk. Allah ıslah etsin cümlemizi. Allah sizlere apaçık bir NUR indirdik, güvenilecek yardım istenecek veliniz yalnız benim, sakın velilerin ardına düşmeyin diye uyarıyor da, sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, hesaba çekeceğim diye hüküm veriyorsa, sizce Allah katından bizlere rehber olsun diye indirilen kitabın MUHKEM AYETLERİNİN, beşeri bir açıklamaya mutlaka ihtiyacı var dememiz, yüce Rabbimize saygısızlık değil midir? 

Kur’an’ı anlamaya çalışırken, önce kendimiz bizzat elde Kur’an onu anlayarak, düşünerek kafamızdaki tüm hurafe ve batıldan arındırarak öyle okumalıyız.  Daha sonra araştırmalıyız, sormalıyız. Hepimiz aynı kapasitede anlayışta olamayabiliriz. Rabbimiz bizleri Kur’an’dan imtihan ettiğini söylüyor. Kur’an’ı doğru anlamak isteyen, önce Kur’an’dan yardım alır. Çünkü Allah ayetlerini açıkladığını, nice örneklerle izah ettiğini, daha açıkçası yemin ederek Kur’an’ı kolaylaştırdığını söylüyor. Şunu lütfen unutmayalım, Allah açıklamadığı, örnek vermediği, izah etmediği hiçbir konudan hesap sormaz, sorumlu tutmaz. Dilerim Yüce Rabbimizden, Kur’an’ı anlamak ve yaşamak için, yanlış kaynaklardan değil, bizzat Kur’an’ın kendisinden öğrenme çabasını gösteren ve Kur’an’ın sınırlarını aşmayan, aklını kullanarak iman eden, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...