Ana içeriğe atla

KUR'AN DA GEÇEN, ALLAH A VE RESULÜNE İTAAT EDİNİZ SÖZÜNDEN, NE ANLAMALIYIZ?



İslam'ı yaşayabilmek adına, Kur’an'ı yeterli görmeyen ve yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyenlerin dayandıkları ayetlerden, sizlere örnekler vermek istiyorum. Önce yazalım daha sonra birlikte üzerinde, rivayetleri değil Kur’an'ı referans ve kanıt alarak düşünelim. Çünkü hepimiz Kur'an'dan hesaba çekileceğiz. Bu Allah'ın apaçık verdiği hükmüdür.

Ali İmran 32: De ki: ALLAH'A VE RESULÜ’NE İTAAT EDİN. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez. (Diyanet vakfı meali)

Ali İmran 132: ALLAH'A VE RESUL’ÜNE İTAAT EDİN Kİ RAHMETE KAVUŞTURULASINIZ. (Diyanet vakfı meali)

Önce özet olarak şunları söylemek isterim. Daha sonra detaya gireriz. Allah Kur’an’ı tebliğ ederken, Resulüne TEBLİĞDE yardımcı olmak için, RESULÜME UYUN, ONA UYMAK, İTAAT ETMEK BANA UYMAK GİBİDİR diyor. Resulüne de Kur'an'ın diğer ayetlerinde, sana indirdiğim Kur’an ile kullarıma hükmet, yalnız KUR’AN’I tebliğ et uyarısını yapıyor. Günümüzde Kur’an ile gereken irtibatı kuramayıp, dini çıkar çevrelerinden öğrenenler, ALLAH’IN RESULÜNE İTAATI EMRETTİĞİ AYETLERİNİ, GÜNÜMÜZDE RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN, RİVAYET HADİSLERE İTAAT ETMEYİ ANLIYARAK, ADETA ALLAH’IN HÜKMÜNE RESULÜNÜ ORTAK EDEREK, ŞİRK KOŞTUKLARININ FARKINDA OLAMIYORLAR. Bu yanlış inanç bizleri, Allah’ın kitabının yolundan saptırdığı gibi, Resule iftira atmamıza da neden oluyor. Hatırlatırım Allah’ın Resulü aramızda yok, bu sözlerin/hadislerin ona ait olduğunu da bilemiyoruz. Bu durumda Resulün yolundan gitmek isteyen, rivayetlere değil en emin doğru bilgi, KUR’AN’IN İPİNE SARILIR. Çünkü Allah bizlerin yalnız SORUMLU OLDUĞUMUZ Kur’an’a sarılmamızı emretmiştir. Emin olamayacağımız rivayet sözlere de inanmamızı, ardına düşmemizi YASAKLAMIŞTIR.

Ayetlere dikkat ettiyseniz, bu ayetlerde özellikle dikkati çekilen toplum, Kur’an'ın indirildiği ve Elçisinin yaşadığı topluma hitap ediliyor. Ayetlerde özellikle Allah'a ve Resulüne diyerek birlikte anılıyor. Buna benzer çok ayet görebilirsiniz. Peki, sizce bununla ne anlatılmak isteniyor olabilir? Allah'ın hükmü ayrı, Elçisinin hükmü ayrı anlamını çıkarmak, Allah'a ancak elçisini şirk koşmak olur. Çünkü Allah ne diyordu? “HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM. BİZ RESULLERİ SADECE, MÜJDECİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” Aslında bu sorumuza Allah Nisa suresi 80. ayetinde cevap veriyor ve ayetlerinde Allah'a ve Resulüne uyun sözüyle neyi kast ettiğini açıklıyor ve bakın ne diyor.

Nisa 80:  KİM RESUL’E İTAAT EDERSE, ALLAH'A İTAAT ETMİŞ OLUR. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik! (Diyanet vakfı meali)

Ayet çok açık, KİM RESULÜME İTAAT EDERSE, ALLAH'A İTAAT ETMİŞ OLUR. Yani Resulüm, benim indirdiğim Kur’an'a iman etti, onu sizlere tebliğ etme görevi aldı, ona yani onun tebliğine uyarsanız, O SİZİ YALNIZ KUR’AN İLE UYARACAK DİYOR. KUR'AN'IN GENELİNE BAKTIĞIMIZDA ALLAH, YALNIZ BANA UYUN DEMEK YERİNE, KENDİ İSMİNİN YANINA ÖZELLİKLE ALLAH'A VE RESULÜME UYUN DER. ÇÜNKÜ ALLAH BİZLERLE DİREK İRTİBAT KURMAYIP, GÖREV VERDİĞİ ELÇİSİ İLE İRTİBAT KURDUĞU İÇİN, RESULÜME UYAN, BANA UYMUŞ SAYILIR DİYOR. Şunu lütfen düşünelim. Tebliği yapan Resul, bizler Allah'ı göremiyoruz bizzat kendisinden tebliğ alamıyoruz. Onun görev verdiği Resulünden tebliğ alıyoruz. Onun için Allah o günkü topluma, Kur'an tebliğinden bahsederken, özellikle Allah'a Resulüne uyun birlikteliğini kullanıyor ve açıklıyor bunun ne anlama geldiğini, RESULE UYAN BANA YANİ VAHYİME UYMUŞ DEMEKTİR DİYOR. Vereceğim tek bir ayet bile bu gerçeği apaçık bizlere bildiriyor, tabi gözlerde batılın perdesi yoksa.

Fetih 10: SANA BAĞLILIKLARINI BİLDİRENLER, ASLINDA ALLAH'A BAĞLILIKLARINI BİLDİRMEKTEDİRLER. Allah'ın kudreti, onların kudretleri üzerindedir. O halde, kim ahdini bozarsa kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği sözü yerine getirirse, Allah ona büyük bir ödül verecektir.  (Bayraktar Bayraklı)

Aslında düşünen, aklını kullanan Nahl suresi 98. ayette, Allah'ın uyarısı olan Kur’an'ı okumaya başlamadan önce, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların dayattığı batıl ve hurafeden kurtulup, yalnız kendimizi Allah'a teslim edip, ona dayanarak Kur’an'ı okumaya başlarsak, ayetlerde anlatılan tüm gerçekleri görürüz. Eğer bunu yapmazda, batıl inançlarımıza Kur’an'dan delil aramaya çalışırsak, boşuna çaba harcarız. Allah  o günkü topluma, görev verdiği Resulüne itaat edilmesinin emrini vermesinin asıl nedenini, Kur’an'ın birçok ayetinde bizlere açıklıyor. Hatta bizlere ÜMMİ bir Resul göndererek, daha önce dini konularda hiçbir bilgisinin olmadığını, bizlere anlatacaklarının yalnız Allah katından gelenler olduğu uyarısını da yapıyor ve nasıl açıklamalar yapıyordu hatırlayalım.

"BU KUR'AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM." (Enam 19)

"BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ." (Kehf 56) 

"BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM." (Ahkaf 9 ) 

“BEN ANCAK, RABBİM TARAFINDAN BANA VAHYOLUNANA UYARIM.” Araf 203

Bu ayetlerden de anlaşıldığı gibi, Allah elçisini birçok kez uyarıyor ve diyor ki, SANA İNDİRDİĞİM KUR’AN İLE KULLARIMA HÜKMET, ONU TEBLİĞ ET, KUR’AN İLE UYAR. Allah Resulüme uyun derken, O sizi yalnız benim ona gönderdiğim Kur’an ile uyaracak, onun içindir ki, ona uymak bana uymak demektir diyerek, Elçisine tebliğinde yardımcı oluyor.  Yoksa Allah Resulüme uyun, onunda benim hüküm verdiğim gibi dinde hüküm koyma yetkisi vardır, ya da ben gönderdiğim Kur’an'ı tam açıklamadım O görevi Elçime verdim, onun için o ne derse onu yapın demiyor. Bu düşünce zaten, Kur'an'ın tamamına ters düşer. Çünkü Kur’an'ı bizzat Allah açıkladığını, hiç kimseye muhtaç olmayalım diye, nice örneklerle izah ettiğini bizlere bildiriyor. Bunu söyleyenler ve inananlar, Kur’an'ın farkında olmadan yüzlerce ayetini görmezden geliyor, inkâr ediyor demektir. Bakın Bakara 171. ayetinde Allah bizlerin nereye, hangi kitaba tabi olmamızı istiyor.

Bakara 171: ALLAH'IN İNDİRDİĞİNE TÂBİ OLMA ÇAĞRISINA ALDIRIŞ ETMEYEN KÂFİRLERİN DURUMU, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar manen sağır, dilsiz ve kördürler. BU SEBEPTEN DOLAYI DA DÜŞÜNMEZLER. (Bayraktar Bayraklı meali)

Buradan da anlıyoruz ki, Allah'ın Resulü yalnız Kur’an'a tabi olmuş ve bizlerin de yalnız Allah'ın indirdiği ve Resulünün bizlere tebliğ ettiği Kur’an'a tabi olmamızı istiyor. Ayete dikkat ettiyseniz, kitap ehlini kast ederek, çağrıya uymayıp batılın ardı sıra gidenlere Allah, İNKÂRCI/KÂFİR diyor, hatırlatmak isterim. Bu ayetin bir ayet öncesinde Allah, kitap ehlinden bahsederek,  bakın nasıl uyarıyor.

Bakara 170: Onlara, “ALLAH'IN İNDİRDİĞİNE UYUNUZ” DENDİĞİNDE, “HAYIR, BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE UYARIZ” DERLER. Ya ataları akıllarını kullanamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi? (Bayraktar Bayraklı meali)

Günümüzde aynı yanlışı yapan bazı Müslümanlarda hiç düşünmeden, Kur’an ayetlerinden nasiplenmeden, neler söylüyor hatırlayalım. “YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. ONCA ÂLİMLERİN AÇIKLAMALARINI, PEYGAMBERİMİZİN RİVAYET HADİSLERİNİ ÇÖPE Mİ ATALIM. ALLAH'IN RESULÜNÜNDE, KUR’AN GİBİ DİNDE HÜKÜM KOYMA YETKİSİ VARDIR, ONLARI İNKÂR EDEN KÂFİRDİR.” Demiyor muyuz? Allah'ın Elçisi yaşadığı dönemde, Allah'ın kontrolünde idi ve DANIŞILACAK AYAKLI KUR’AN'DI. Lütfen unutmayalım, Allah'ın Elçisi yaşadığı dönemde, Kur’an'dan başka din adına hiçbir bilgiyi kayda aldırmamıştı. Onun vefatının üzerinden yaklaşık 200 yıl geçtikten sonra, dinin mezheplere, fırkalara ayrılmasıyla, Resulün söylediği iddia edilen, ilk önceleri yaklaşık 500–1000 kadar hadis/sözler toplandı, kayda alındı ve ne yazı ki zamanla bunlara ilaveler yapılarak milyonu buldu, yetmedi herkes nakillerde kendi düşüncelerini ilave ederek nakletti. ACIKLI SONUÇ ORTADA.

Allah ayetlerinde, Resulüme uyun ona uymak bana uymak gibidir derken, Kur’an'ın indirildiği topluma hitap ediyordu. Yoksa bu ayetler bugün bizlere, kullarım Kur’an'ın yanında, Resulümün sizlere yüzlerce yıl sonra ulaşacak rivayet hadislerine de uyun demiyordu. HATIRLATIRIM ALLAH, YALNIZ KUR'AN'I KORUDUĞUNU SÖYLÜYOR.  Çünkü bu düşünce Kur’an'ın tamamına aykırıdır. Allah sizleri Kur’an'dan hesaba çekeceğim, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, hesabını sorarım. Kur’an'ı ben koruma altına aldım, dedikten sonra sizce bizleri emin olamayacağımız, hatta aynı konularda bile mezheplerde farklı düşüncelerin rivayet edildiği hadislerden, bizleri Allah sorumlu tutar mı? ALLAH ONUN İÇİN, AKLINI KULLAN EY KULUM DİYOR. AKILLA İMAN YANYANA OLMAZ DİYENLER, BATILI HAK DİYE TOPLUMA YAŞATMAYA ÇALIŞANLARDIR. LÜTFEN BUNLARIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM. AKILLI BİR MÜSLÜMAN, BAŞKALARININ YAPTIĞI YANLIŞLARDAN DERS ALIR. AKLINI KULLANMAYAN İSE GEÇMİŞTE YAPILAN YANLIŞLARI TEKRAR YAŞAR. TABİ O ZAMAN, İŞ İŞTEN GEÇMİŞ OLURBu konuyu doğru anlayabilmek istiyorsak, Allah'ın Kur’an da örnek verdiği Hz. İsa kıssasını, dikkatle okuyup üzerinde düşünelim.  

Maide 117: “BEN ONLARA, ANCAK BANA EMRETTİĞİNİ SÖYLEDİM. ‘Benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz' dedim. İÇLERİNDE BULUNDUĞUM MÜDDETÇE ONLAR ÜZERİNDE KONTROLCÜ İDİM. BENİ VEFAT ETTİRİNCE, ARTIK ONLAR ÜZERİNDE GÖZETLEYİCİ YALNIZ SEN OLDUN. Sen her şeyi hakkı ile görensin.” (Bayraktar Bayraklı meali)

Lütfen batıl inançlarımızı yaşayabilmek adına, kelimelere yanlış anlamlar vermeyelim. Allah Kur’an'da bizlere ne anlatıyor, nasıl uyarıyor onu anlamaya çalışalım. Yapılan yanlışlardan ders alarak, aynı yanlışları yaşamayalım. Hz. İsa yaşadığı dönemde, onların üzerinde kontrolcü bendim, onları uyarıyordum ama vefat edince bu görevim sona erdi ve insanlar üzerinde gözetleyici yalnız sen kaldın diyor. Aynı ayetin Allah'ın Resulü örnek insan, Hz. Muhammed içinde geçerli olduğunu lütfen unutmayalım. Allah'ın Resulü yaşadığı dönemde, danışılacak örnek insandı ama Allah'ın kontrolündeydi ve biz ümmetini gözetleyici idi. Ayrıca en küçük yanlışında uyarılıyordu. Ama vefat ettikten sonra görevi sona erdi. LÜTFEN ONUN ADINA UYDURULAN HER SÖZE İNANMAYALIM. ÇÜNKÜ ALLAH'IN RESULÜ BİZLERİ, YALNIZ KUR’AN İLE UYARMA GÖREVİ ALMIŞTI. ALLAH'DA ZATEN BİZLERİN, YALNIZ KUR'AN'A SARILMAMIZI VE YALNIZ KUR'AN'DAN İMTİHAN OLACAĞIMIZ GERÇEĞİNİ, BİZLERE BİLDİRMİŞTİR. Dilerim bu gerçeklerin farkında olan, Allah'ın azınlık halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

  1. KUR’AN DA GEÇEN, ALLAH A VE RESULÜNE İTAAT EDİNİZ SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?
    “Allah’ın indirdiğine uyun” dendiği vakit, “Aksine biz, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız” dediler.
    Hadisi,sünneti İran icat ediyor. Dostunu düşmanını tanıman lazım ki hedefine varasın.
    ALGILAMALAR DÜZELMEDEN ORTAM DÜZELMEZ.
    KAİDELER.DÜNYA'YA KÖKLÜ ÇÖZÜM.
    https://t.co/cIG799p0Wv

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A