Ana içeriğe atla

HALBUKİ ONLARA, RABLERİ TARAFINDAN YOL GÖSTERİCİ GELMİŞTİR. NECM SURESİ 23. AYET.



Bizler inancımızı yaşarken ne yazık ki, dinimizi nerelerden öğrenmeliyiz, hangi kaynaktan en doğru bilgiyi alırız, bunun doğru tespitini yapamıyoruz. Çevremizde öyle çok bilgi kirliliği var ki bu konuda, toplumda okuma, araştırma alışkanlığı olmadığı için, kime inanacağını bilemez durumda, neredeyse her söylenene inanan bir toplum olmuşuz.

Allah gönderdiği rehber kitabında, yalnız Kur’an ın ipine sarılın,  onun sınırlarını aşmayın, sizleri doğru yola ulaştıracaktır dedikçe, ne yazık ki bizler Allah ın rehberine karşı, öyle bir tavır içine girmişiz ki farkında olmadan, NEREDEYSE ALLAH NE EMREDİYORSA, BİZLER TERSİNİ YAPAR OLMUŞUZ. Böyle olunca da, hak ın yerini ne yazık ki batıl almış. Batılı din diye yaşadığımız içinde, gönüller ve kulaklar mühürlenmiş, gözler perdelenmiş. 

Bizler Kur’an ı ne yazık ki yeterli görmemişiz, yalnız Kur'an ile İslam yaşanmaz diye öğretilmiş bizlere. Atalarımızın dine ilave inançlarını Kur’an da göremediğimizde, bak Kur’an da her şey yokmuş gördünüz mü, şunlar ya da bunlar Kur’an da geçmiyor diyerek, toplum olarak yanlış bilgilerle korkutulmuşuz, yanıltılmışız. Hâlbuki Allah biz kitapta hiç bir eksik bırakmadık ve sizlere nice örneklerle açıkladık dediği tebliği, neredeyse çoğumuz ilk elden alamamışız. Çünkü Kur'an ı anlayarak bizlere okutmamışlar. Cahiliye toplumları, Allah ın daha önce gönderdiği kitaplarından uzaklaşarak, Yaradan ın hiç bahsetmedi, hatta tasvip etmediği yol ve yöntemlere saptıkları için, bakın Rabbimiz nasıl uyarıyor.

Necm 23:  Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığınız (boş) isimlerdir. ALLAH ONLAR HAKKINDA HİÇBİR DELİL İNDİRMEDİ. ONLAR YALNIZ ZANNA VE NEFİSLERİN SEVDASINA UYUYORLAR. HÂLBUKİ ONLARA RABLERİ TARAFINDAN YOL GÖSTERİCİ GELMİŞTİR. ( Elmalı Hamdi meali)

Allah bir başka ayetinde de, aynı konuya dikkat çekerek, açıklamadığım detay vermediğim konular hakkında konuşmanızı haram kılıyorum diye bizleri uyarıyordu ve bu ayetinde de, o günkü toplumun yaptığı yanlışa dikkat çekerek, edindikleri şefaatçiler, putlaştırdıkları kişiler konusunda, Allah ın hiçbir kanıt indirmediğini belirtiyor. BURADAN DA AÇIKÇA ANLIYORUZ Kİ, ALLAH IN KUR’AN DA AÇIKLAMADIĞI, BAHSETMEDİĞİ HİÇBİR KONU, BİLGİ BİZLERİ BAĞLAYICI DEĞİLDİR, DİNİN ANA UNSURU DA OLAMAZ.  Ayetin sonunda çok açık bir şekilde, Allah noktayı koyuyor ve bakın ne diyor?

(HÂLBUKİ ONLARA RABLERİ TARAFINDAN, YOL GÖSTERİCİ GELMİŞTİR.)

Demek ki Allah toplumlara yol gösterici olarak ne gönderdiyse, bizler yalnız ondan sorumluymuşuz. Bunun dışından söylenenlere çok dikkatle yaklaşmalıyız. Çünkü Rabbimiz Kehf 26. ayetinde çok açık hükmünü veriyor ve diyor ki;

(KENDİ HÜKMÜNDE HİÇ KİMSEYİ ORTAK KILMAZ.)

Allah din ve iman konularında hüküm veren, açıklama yapan yalnız kendisi olduğunu, bunun dışında konuşanların, kendi nefislerinin esiri olup, zanna, rivayete ve sanıya uyanlar olduğunu açıkça bizlere bildiriyor. Bizler ne yazık ki Kur’an ın açıklamalarını yeterli görmeyip, kaynağından emin olamadığımız ve edindiğimiz veliler, şefaatçiler, şeyhler ve efendilerin sözlerine inanmakta hiç şüphe duymuyoruz. Hâlbuki Allah en doğru sözün, bakın kim olduğunu söylüyor bizlere.

Nisa 87: Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Andolsun, sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN? ( Diyanet meali)

Demek ki güvenebileceğimiz, en güvenilir kaynak, söz yalnız Allah ın bizlere indirdiği Kur’an olduğu bir kez daha anlaşılıyor. Tabi atalarının hurafe inançlarını yaşamaya devam etmek adına, bu ve buna benzer ayetleri görmezden gelenlere söyleyecek sözüm, ne yazık ki yok. Yaradan böyle insanlara bir şeytan musallat ederim ve onların can yoldaşı olur diye de bizleri uyardığını hatırlatmak isterim. Dikkatimizi çekmesi adına, sizlere Allah ın bir uyarısını daha hatırlatmak istiyorum. 

Ali İmran 19: Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, KENDİLERİNE İLİM GELDİKTEN SONRA SIRF, ARALARINDAKİ İHTİRAS VE AŞIRILIK YÜZÜNDEN AYRILIĞA DÜŞTÜLER. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir. (Diyanet meali)

Ayette çok dikkat çekici bir uyarı ve hatırlatma var. Allah ın gönderdiği dinlerin tek bir adı var, oda İslam dini. Kendilerine ilim geldikten sonra ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düşmelerinden bahsediliyor. Peki, burada ayrılığa düştükleri konu nedir? İşte bunu ne yazık ki bugün bizler anlamak istemiyoruz, sırf batıl inançlarımızı yaşamak adına. Dinde bölünmüş, inançlarımızda Allah ın gönderdiği rehberden uzak, orta yolu değil, her konuda aşırıya gitmiş bir toplum olmuşuz. Peki, ayetin sonunda kim Allah ın ayetlerini inkâr ederse, Allah onlarla hesabı çok çabuk görür derken, gönderdiği kitaplara iman etmeyen, kabul etmeyenlerden mi bahsediyor sizce? Elbette hayır. Dikkat ederseniz, kitap verilmiş olanlardan, yani Ehli kitap toplumundan bahsediyor. Buradan da anlıyoruz ki, hiç kimse ne Allah ı, nede gönderdiği kitabı inkâr ediyorum demiyor. Peki, ne yapıyor da Allah bu uyarıyı yapıyor?

Cahiliye toplumunun yaptığının aynısını, bugün bizlerde yapıyoruz ve Allah ın gönderdiği kitabı yeterli görmeyerek, atalarımızdan bizlere intikal etmiş tüm itikatları, bunlarda Allah emridir diye hiç düşünmeden, Allah ın kitabıyla hiç karşılaştırmadan kabul ediyor ve yaşıyoruz. Apaçık elimizde Allah ın kitabı varken, kendi ihtiraslarımız yüzünden bir birimizle tartışıyor, ayrılığa düşüyoruz. ve KENDİMİZE ALLAH IN KİTABINDAN BAŞKA YOL GÖSTERİCİLER ARIYORUZ. Hâlbuki tartıştığımız konularda hakemin, yalnız Kur’an olduğunu unutuyoruz.

Batıl, rivayet ve sanı içimize öyle bir işlemiş ki, batılı ne yazık ki HAK görüyoruz. Allah ın gözlerine perde çekerim, gönüllerini mühürlerim, onlara bir şeytan musallat ederim diye uyardığı hükmü, sanırım bu olsa gerek. Rabbim bizleri, böyle olanların şerrinden korusun. Allah katından bizlere, yol gösterici olarak gelen Kur’an da, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının dediği halde, bu gün bizler tam tersini yapıp, şefaatçiler edinmiyor muyuz? Yaradan dinde sakın bölünmeyin diye uyardığı halde, dinde bölünmekte bereket ve zenginlik vardır demiyor muyuz? İŞTE BUNLAR, AYETLERİ İNKAR ETMEKTİR.

Ben bu yazımda din kardeşlerimi, Allah ın ayetleri ile uyarıp, yapılan yanlışların farkına varılmasına vesile olmaya çalıştım. Nasiplenene, uyarıyı fark edebilene ne mutlu. Çünkü Yaradan kurtuluşa erenlerin, yalnız Allah ın katından gelen Kur’an üzerinde olanlar olacağını, bakın nasıl bildiriyor.

Bakara 5: İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır. (Diyanet vakfı meali)

Ne dersiniz, Allah bunca uyarılarından sonra, bizleri Kur'an dışı bilgilerden, rivayetlerden de sorumlu tutar mı? Ömür çok kısa, adeta bir göz açıp kapama mesafesinde. Emaneti teslim etmeden, gelin bizlere din adına anlatılanları Kur’an ile sorgulayalım, onun onayını alan bizlerin baş tacıdır unutmayalım. Onayını almayanlar, bizleri yoldan saptıran şeytan ve şeytanlaşmış insanların aldatmacalarıdır kanmayalım ve ebedi hayatımızı ateşe atmayalım.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .