Ana içeriğe atla

HAC KONUSUNDAKİ KUR'AN GERÇEKLERİNİN, LÜTFEN FARKINDA OLALIM.



Bu yazımda sizleri, Allah'ın farz emri olan, HAC konusunda düşünmeye davet etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi HAC vakti olarak, kurban bayramı arefesi ve bayram günleri olarak, beş gün olduğu kabul edilir. Bu günde yani zilhiccenin 9. gününde Hacda bulunmayanın, Haccı kabul edilmeyeceği söylenir. Sizce Allah yemin ederek birçok kez, bu kitabı yani bu dini sizler için  kolaylaştırdık dedikten sonra, 365 gün içinde bir kaç gün, bizlere hac vaktini ayırmış olabilir mi? Birde bu zamanın yüzlerce yıl öncesini lütfen hayal ediniz ve ulaşım şartlarını düşününüz. Sanırım yalnız bunu düşünen, bugün kabul edilen inancın, doğru olamayacağını anlar. Gelelim konumuza. Bildiğiniz gibi bahsedilen Kurban bayramı ve onun arefe günü, zaten Kur’an da hiç bahsedilmeyen bir konudur. Bayram Allah'ın Resulünün ümmetine hediyesi olduğu rivayet edilir, yani geleneklerimizdendir, Allah'ın dinin emri değildir. Öyle olunca da bugünde, kabede bulunmayanın, Haccı kabul edilmez demek, çok büyük yanılgıdır, iftiradır. Bakın Allah Hac konusunda Resulüne ne diyor.

Hac 27: İNSANLAR ARASINDA HACCI İLAN ET Kİ, GEREK YAYA OLARAK, GEREK UZAK YOLLARDAN GELEN YORGUN DEVELER ÜZERİNDE SANA GELSİNLER. (Diyanet meali)

Ne dersiniz yaya ya da deveyle, uzak yerlerden yada ülkelerden yüzlerce yıl önce, zilhiccenin 9. günü yani arefe günü, insanlar zamanında ulaşabilir mi kabeye? Böyle bir zorluğu Allah kullarına, reva görür mü? Gelin hiçbir etki altında kalmadan, Kur’an'a danışalım. Acaba Kur’an, Haccı ne zaman yapabileceğimizi söylüyor ona bakalım. HAC, BİLİNEN AYLARDADIR. KİM O AYLARDA HACCA NİYET EDERSE ……"(Bakara 197) Allah aslında Hac vaktinin belli aylarda olduğunu, asla bugün bahsedildiği gibi, zilhiccenin 9. günü arefe gününe endekslenmediğini apaçık söylüyor. Ama bizler atalarımızın geleneksel itikatlarını yaşayabilmek adına, ne yazık ki bu kadar açık ayetleri, görmezden gelebiliyor ve Allah'ın bu hükmünü bile TAHRİF ETMEKTEN, ZORLAŞTIRMAKTAN ÇEKİNMİYORUZ. Şimdide acaba o belli aylar, hangileri olabilir. Gelin onu araştıralım Kur’an'dan.

Tevbe 36: GÖKLERİ VE YERİ YARATTIĞI GÜNDE ALLAH'IN YAZISINA GÖRE ALLAH KATINDA AYLARIN SAYISI ON İKİ OLUP, BUNLARDAN DÖRDÜ HARAM AYLARIDIR. İŞTE BU DOĞRU HESAPTIR. O AYLAR İÇİNDE (ALLAH'IN KOYDUĞU YASAĞI ÇİĞNEYEREK) KENDİNİZE ZULMETMEYİN VE MÜŞRİKLER NASIL SİZİNLE TOPYEKÜN SAVAŞIYORLARSA SİZ DE ONLARA KARŞI TOPYEKÜN SAVAŞIN VE BİLİN Kİ ALLAH (KÖTÜLÜKTEN) SAKINANLARLA BERABERDİR. (Diyanet vakfı meali)

Dikkat ederseniz ayette, bir yılın 12 ay olduğunu, dört ayında HARAM aylar olduğu açıklamasını yapıyor. Peki, haram ne demek, bu aylarda nelerin yapılması haram, yani yasak. Bildiğiniz gibi haram, Allah'ın yasakları, koyduğu sınır anlamındadır. Peki, bu aylarda neler yasak ve nedenleri ne olabilir, gelin şimdide Kur’an'dan onu arayalım.

Bakara 217: SANA HARAM AYDA SAVAŞMAYI SORUYORLAR. De ki: “O AYDA SAVAŞ BÜYÜK BİR GÜNAHTIR. ALLAH’IN YOLUNDAN ALIKOYMAK, ONU İNKÂR ETMEK, MESCİD-İ HARAM’IN ZİYARETİNE ENGEL OLMAK VE HALKINI ORADAN ÇIKARMAK, ALLAH KATINDA DAHA BÜYÜK GÜNAHTIR………( Diyanet meali)

Sorumuzun cevabını, yavaş yavaş alıyoruz. Demek ki bu aylarda savaşmak haram, yani yasak. İyide neden savaşmak haram/yasak? Allah bu ayette, yılın dört ayını barış içinde geçirin, diğer aylarda savaşa bilirsiniz demiş olabilir mi? Elbette mümkün değil. İslam'ın asıl amacı, her zaman barış içinde yaşamaktır. O HALDE NEDEN SAVAŞMAK YASAK, ONU MUTLAKA ANLAMAMIZ GEREKİR. Dikkat ederseniz yukarıdaki ayette, bunun cevabını da veriyor ve diyor ki, MESCİD-İ HARAM’IN ZİYARETİNE ENGEL OLMAK ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır. Demek ki bu aylarda, Mescid-i haram ziyaret ediliyor. Yani Hac görevi yerine getiriliyor, bu aylarda savaşmayın ve Müslümanlar Mescidi Haramı rahatlıkla ziyaret edebilsin. Yasak olmasının amacı çok açık anlaşılıyor. Müslümanların burada toplanmalarının elbette bir amacı olmalı, bu gerçeği bizler hala fark edemediysek, haccında faydasını görüdüğümüzü söyleyemem doğrusu. ALLAH TÜM DÜNYAYA YAYILMIŞ MÜSLÜMANLARIN BELİERLİ ZAMANLARDA BİR ARAYA GELMESİNİ İSTİYOR. BİRBİRİLERİYLE TANIŞMALARINI, ALIŞ VERİŞ YAPMALARINI VE DOSTLUKLARINI BU YOLLA ARTIRMALARINI İ,STİYOR. Peki bizler bu gerçeğin farkında olarak mı yapıyoruz haccımızı? Hiç sanmıyorum bizler Haccı yalnız ibadete, namaza indirgedik. Onu kendi evimizde de yapardık, AMA BİZLER HER KONUDA OLDUĞU GİBİ, ALLAH'IN BİZLERDEN İSTEDİKLERİNİN AMACINDAN SAPTIK, KENDİMİZCE AMAÇLAR NEDENLER YARATTIK. Hac konusunu Kur'an'dan anlamaya devam edelim.

Maide 2: Ey iman edenler! Allah'ın alâmetlerine, HARAM AYA, KURBANLIK HEDİYELERE, GERDANLIKLARINA VE RABLERİNDEN LUTUF VE RIZA BEKLEYEREK KÂBE’YE YÖNELENLERE, SAKIN SAYGISIZLIK ETMEYİN. İHRAMDAN ÇIKTIĞINIZ ZAMAN avlanabilirsiniz. Sizi Mescidi Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin…..(Elmalı Hamdi meali)

Bakın konu daha da netleşti. Haram aylarda kabeye yönelen, ihrama giren yani Hacca niyet eden, kurban kesenlere sakın saygısızlık etmeyin, engellemeyin onları diyor. Peki, bu söylenenler ne zaman yapılıyordu? Haram aylarda. Lütfen dikkat, İHRAMDAN çıkmaktan bahsediyor. Bu kelime, hac görevini yapanlara söylenir, yoksa günümüzde Allah'ın bahsetmediği, yalnız erkeklerin giydiği dikişsiz KIYAFET KAST EDİLMİYOR. İHRAMA GİRMEK SÖZÜNÜ KUR'AN, HACCIN NİYETİNE GİRMEK ANLAMINDA SÖYLÜYOR. Bakın Hac vakit ölçüsü olarak, nasıl bir bilgi alıyoruz. "SANA, HİLÂLLERİ SORUYORLAR. DE Kİ: “ONLAR, İNSANLAR VE HAC İÇİN VAKİT ÖLÇÜLERİDİR".....(Bakara 189)

Bakın ayette yeni doğan hilalin, ne anlama geldiğini açıklarken, insanların zaman ölçüsü olduğu gibi, HAC vakitlerinin de ölçüsü olduğunu söylüyor. Dikkat ederseniz tekil bir zamandan bahsedilmiyor tam tersine, Hac vakitleri diyerek haram ayların başlamasıyla, farz olan HAC görevimizi yapabileceğimizin bilgisini de veriyor. Kur’an Hac konusunda, o kadar detaylı bilgiler veriyor ki, kabeye hac görevi için gelenlerin bile, ne kadar kalması gerektiğinin açıklamasını bile yapıyor.

Bakara 203: Allah'ı sayılı günlerde anın. Günahtan sakınan kimseye, acele edip, Mina'daki ibadeti İKİ GÜNDE BİTİRİRSE GÜNAH YOKTUR, GERİ KALSA DA GÜNAH YOKTUR. Allah'tan sakının. O'nun katında toplanacağınızı bilin. (Diyanet eski meali)

Rivayet ve sanı itikatlarımızın peşine düşmek yerine, Allah'ın açıkça hüküm verdiği sözlerine/ayetlerine bakalım lütfen. Hac görevini isteyen en az iki günde bitirip gidebilir, isteyende daha fazla kalabilir, açıklamasını dahi yapan Rabbimiz, eğer Hac vakti aşağıda yazılan şekilde olsaydı, sizce bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an'da açıklamaz mıydı? Mezheplerin ve rivayetlerin şekillendirdiği DİN, bakın bu konuda ne diyor.

"ARAFAT VAKFESİ, HACCIN EN ÖNEMLİ RÜKNÜDÜR. ÇÜNKÜ SÜRESİ İÇİNDE ORADA BULUNAMAYANLAR, O SENE HACCA YETİŞEMEMİŞ SAYILIRLAR. ARAFAT VAKFESİNİN ZAMANI, ZİLHİCCENİN 9. GÜNÜ, YANİ AREFE GÜNÜ ÖĞLEYİN GÜNEŞ’İN TEPE NOKTASINA GELİP BATI’YA MEYLETMEYE BAŞLADIĞI ANDAN (ZEVAL VAKTİNDEN) BAYRAMIN BİRİNCİ GÜNÜ FECR-İ SADIK DEDİĞİMİZ TAN YERİNİN AĞARMAYA BAŞLADIĞI ANA KADARKİ SÜREDİR."

Lütfen bu söylenenleri Kur’an süzgecinden geçiriniz. Allah'ın hiç bahsetmediği bilgileri, bugün din adına yaşayarak, Allah'ın farz emrini yerine getirmekte zorlanıyoruz. Sıralara girilip kuralar çekiliyor. Hâlbuki apaçık Kur’an haram ayları içinde bizlerin Hacca niyet ederek, bu farz emrini yerine getirebileceğimiz bilgisini apaçık Kur’an'da veriyor. Gözler perdeli, gönüller mühürlü olunca, ne yazık ki apaçık Allah'ın hükümlerini gören, duyan yok. Allah yardımcımız olsun. İşin daha üzücü tarafı, bu gerçeklerin farkında olan kişilerin, bu konu üzerinde hiç konuşmamalarıdır. Korkulacak ve çekinilecek yalnız Allah'tır, lütfen unutmayalım.  KUR’AN BAKARA SURESİ 196. AYETİNDE, YİNE ÇOK GÜZEL BİR DETAY VERİYOR VE DİYOR Kİ, AİLESİ MESCİD-İ HARAM CİVARINDA OTURMAYANLAR, HAC ESNASINDA EĞER KURBAN KESEMEDİYSELER, ÜÇ GÜN HAC VAKTİNDE, 7 GÜN EVLERİNE DÖNÜŞLERİNDE ORUÇ TUTARLAR DİYEREK, KOLAYLIK SAĞLAMIŞTIR. Bu kadar güzel ve Allah'ın kolaylaştırmış dinini, bizler ellerimizle ne yazık ki zorlaştırıyoruz. İşin ilginci, Müslüman toplumun, tüm bu gerçeklerden haberi bile olmamamsı, sizce üzücü değil mi? İNSAN İMAN ETTİM DEDİĞİ KİTABI, ANLAYARAK OKUMAZ MI HİÇ? Allah'ın Hac emri, ne yazık ki günümüzde gerçek amacından saptırılmıştır. Haccın amacı konusundan tekrar bahsedelim. Hac kelime anlamı olarak, ZİYARET ETMEK, GEZMEK anlamında olup, Allah tüm Müslümanların burada toplanarak kaynaşmasını,  tanışmasını birbiriyle dost olmasını, alışverişte bulunmasını birbirileriyle TİCARET YAPMASINI, HATTA BİR BİRİLERİNE DESTEK OLMASINI İSTEMİŞTİR HAC YOLUYLA. BÖYLECE TÜM IRKLARIN BİRBİRİNE YAKINLAŞMASI AMAÇLANMIŞTIR. Ama bugün bu amaç ne yazık ki HİÇ yerine getirilemiyor. Dilerim birgün, Hac amacına ulaşacak şeklini alır.

Bu ibadeti yılın neredeyse bir kaç gününe indirgeyerek, hataların en büyüğünü yapıyoruz. Rabbimiz Kur’an'da, Hac görevini yerine getirirken çok ilginçtir, yapmamızda sakınca olmayan bir görevi dahi bizlere bildirmiştir. Hatırlayınız, safa ve Merve tepelerini bizlerin ziyaret etmemizde bir sakınca olmadığını dahi açıklayan Kur’an, eğer Hac görevi bahsedildiği gibi arefe vakti zilhiccenin 9. günü ile sınırlı olsaydı, bizlere açıklamaz mıydı? Allah'ın Resulüne, Allah'tan Hac emri geldikten sonra, kendisi bir kez Hac yaptığı rivayet edilir. Oda bugün bahsedilen zamanda olduğu anlatılır. Sanırım neden bugünün haricinde olmaz, diye direttiklerini anlamışsınızdır.

Şöyle düşünebilirsiniz. Haram ayların hangi aylar olduğu Kur'an'da geçmiyor. Çok doğru, Allah bu ayların özellikle sayısını belirlemiş, ama hangi aylar olduğu konusunu, Müslümanların kendi arasında anlaşarak belirlemelerini Allah özellikle istemiştir. Hatta bu emrin, Kur'an indirilmeden öncede Kitap Ehline, aynı şekilde Allah'ın emrettiğini anlıyoruz. Bu hükmü kendi nefislerine göre değiştirmek, ayların sayısını sabit tutup, ayların yerini değiştirmeye çalışanların olduğunu, ama bu konuda Allah'ın bunu yapmayın  diyerek uyardığını, yine Kur'an'dan anlıyoruz. Bu konuyu detaylı bu makalemde yazmadım, yazım uzamasın diye. Son olarak ilginizi çekeceğinize inandığım, Diyanet İslam ansiklopedisinden, konuyla ilgili bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum, tabi hiçbir yorum yapmadan.

"TEFSİR VE TARİH KİTAPLARINDA, HARAM AYLARLA İLGİLİ HÜKÜMLERİN HAC İBADETİYLE BİRLİKTE HZ. İBRAHİM ZAMANINDA TEŞRİ KILINDIĞI, İNSANLARIN BU AYLARDA SAĞLANAN GÜVEN ORTAMI İÇİNDE HAC İBADETİNİ RAHATÇA YAPTIKLARI, MEKKE VE ÇEVRESİNDE OTURANLARIN DA BU VESİLEYLE GEÇİMLERİNİ SAĞLADIKLARI BELİRTİLMEKTEDİR. "  HÜSEYİN ALGÜL / Diyanet İslam Ansiklopedisi.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/



Yorumlar

  1. günümüze uyarlar isek ,
    ayetlere göre (haram aylar ve yapılması gerekenler) ,
    İslam insanları barışa davet ediyor ise ,

    dünya sadece suudi arabistandan mı ibaret ! ! ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu makalemden siz bunu anladıysanız, doğru anlamamışsınız demektir.

      Sil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Bu makalenle ne yi amaçladığını,anlamada zorlanıyorum.Yılın her ayında veya gününün de hac olur mu demek istiyorsun.?yani reforumcu musun.?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...