Ana içeriğe atla

İBLİSİN/ŞEYTANIN VESVESE VERME KONUSUNU, NASIL ANLAMALIYIZ?



Bu makalemde, sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İblisin/şeytanın bizlere nasıl ve hangi konularda vesvese vereceği ve bizler bu durumlarda neler yapmamız gerekir, şeytanın bizlerin üzerindeki etkisi nedir, onu Allah ın rehberinden birlikte anlamaya çalışalım. Önce şunu özellikle hatırlatmak isterim. Allah şeytan hitabını yalnız cinlerden olan İblisi kast ederken kullanmıyor. Doğru yoldan sapmış, İnsanlar içinde kullanıyor. “BÖYLECE BİZ, HER NEBİYE İNSAN VE CİN ŞEYTANLARINI DÜŞMAN KILDIK. Enam 112” Onun için bu konuyu anlamaya çalışırken, hem cinlerden hem de insanlardan olan şeytanlardan bahsedildiğini, lütfen unutmayalım. Sizlerin de bildiği gibi, şeytan ve Âdem arasındaki konuşmaların ve şeytanın Hz. Âdem ve eşine vesvese vermesi, yani kuşku uyandıracak sözlerle aldatmaya çalıştığı, bir olaydan bahseder Kur’an. Bunun sonucunda da Allah’ın şeytanı cennetten kovması ve biz insanları aldatarak yoldan saptıracağından, onları boş kuruntulara sokacağından, Allah’a karşı görevlerini yerine getirmemesi için uğraşacağından bahsedilir. Peki, cinlerden olan şeytanın bizlerin üzerinde ne kadar etkisi olabilir.  Gelin önce ona bakalım. Çünkü bizlerin gücünün üstünde bir güçle bizlere zarar verebiliyorsa, bu durumda bu dünyada imtihandan söz edemeyiz.

Sebe 20–21: Andolsun İblis, onlar hakkındaki tahminini doğruya çıkardı. İnanan bir grubun dışında hepsi ona uydular. OYSA ŞEYTANIN ONLARA KARŞI HİÇBİR GÜCÜ YOKTU. Ancak âhirete inananlarla, ondan şüphe içerisinde olanları böylece biz biliriz. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır. (Bayrakta Bayraklı)

Ali İmran 175: İşte o şeytan, ANCAK KENDİ DOSTLARINI KORKUTUR. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz ONLARDAN KORKMAYIN, BENDEN KORKUN. (Diyanet vakfı meali)

Bu iki ayet açıkça bizlere gösteriyor ki,  şeytanın/İblis’in bizlerin kararı, iradesi dışında bizlere hiçbir şey yapamayacağı çok açık. Şeytan ancak inancı bozuk, ruh yapıları gereği yoldan sapmış ve şeytanlaşmış insanları kullanarak, bizlere zarar verebilir. Çünkü hiç birimiz cinlerden olan şeytanı göremeyiz. Yoldan sapmış olan insanlara daha kolay vesvese verip düşüncelerinde kuşku ve kuruntu yaratarak, onları çok daha rahat aldatabilirler. Ama gerçek iman edenler üzerinde, asla bu kuşku ve kuruntuları işe yaramaz. Ama imtihanımızda çok önemli bir yeri olduğunu lütfen unutmayalım. Peki, bu durumda şeytan ve şeytanlaşmış insanlar bizlere hangi konularda ve kimlere vesvese veriyor aldatıyor, yanlış yapmasında etkili oluyor. Burası çok önemli. Aslında yukarıdaki ayette bu sorumuza cevap veriyor ve İnanan Allah’ın hükümlerini hayatına geçiren, batıl ve hurafeden uzak yaşayan bir gurubun dışında, diğer toplumlar şeytana uydu diyor. Allah açıklama yapıyor ve diyor ki, HÂLBUKİ O YOLDAN SAPAN ŞEYTANIN YOLUNU İZLEYENLERİN ÜZERİNDE ŞEYTANIN ZORLA YAPTIRIM GÜCÜ YOKTU, diye de konuya açıklık getiriyor.

Şöyle bir soru sorabilirsiniz, Hz. Âdem ve eşi şeytan ile direk konuşmuş ve onun sözlerine kanmış ve yanlış yaptıklarını anlamışlardı. Ama bizler şeytanla direk muhatap olmuyoruz, bu durumda bizleri şeytanın aldattığını nereden bileceğiz? Bizlerin bu dünyada, imtihan olduğumuzu söyler Allah. İmtihanımızda da kendi kararlarımızı etkileyen, bizim dışımızda hiçbir şey yoktur. Ama kararlarımızı etkileyen etkenler, duygusal dürtüler, nefsimizin arzu ve istekleri kararlarımızı büyük oranda etkiler. Her insanın içinde,  İYİLİK VE KÖTÜLÜK DUYGULARI, yan yana bulunur. ONLARIN SEÇİMİNİ BİZLER YAPARIZ. Kötülüğü harekete geçiren genellikle nefsimiz, duygularımızdır, arzu ve isteklerimizin yanında çevremizdeki arkadaşlarımızdır. Eğer duygularımızın esiri isek, hiç düşünmeden, aklımızı kullanmadan arzu ve isteklerimiz yönünde hareket ederiz. Buda bizleri yanlışa, Allah’ın istemediği yola götürür. Onun içindir ki Allah, ayetleri üzerinde bile bizlerin düşünmesini, aklımızı kullanmasını ister. DÜŞÜNEN VE AKLINI KULLANAN HİÇ KİMSE, ASLA ŞEYTANIN ESİRİ OLAMAZ. Çünkü şeytan ve şeytanlaşmış insanlar duygulara hitap ederek, kötüyü iyi gibi gösterir ve düşünmediğimizde onu yapmakta sakınca görmeyiz. Şeytan yalnız görünmez duygu ve dürtüler vermez. KENDİSİNE ARAMIZDAN İNSANLAR ARASINDA ADETA ELÇİLER YAPARAK, ONLARIN YALAN VE İFTİRALARI İLE İNSANLARIN KANDIRILMASINI VE ALDATILMASINI SAĞLAR. ONUN İÇİN ALLAH, BENDEN BAŞKA VELİLER EDİNİP, ARDI SIRA SAKIN GİTMEYİN DİYE UYARMIŞTIR. YANİ ŞEYTANIN BİZLERE KARŞI BİR ETKİSİ YOKTUR AMA ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLAR ARACILIĞYLA, BİZLERE ZARAR VERİR, YOLDAN SAPMAMIZI SAĞLAR.  Bizlerde bu yanlışı fark edemeyiz, çünkü bu yanlış yoldan saptıran düşüncenin, şeytanın şeytanlaşmış insanların düşüncesi olduğunu anlayamayız. Bu aldatıcılar, en yakınımızda dostlarımız arkadaşlarımız olabilir, farkında olamayız. Allah’ın yolundan saparak, batılı ve hurafeyi din edinenlere, bakın Allah ne yaparız diyor.

Zuhruf 36: KİM, RAHMAN’IN ZİKRİ’Nİ GÖRMEZLİKTEN GELİRSE, BİZ ONUN BAŞINA BİR ŞEYTAN SARARIZ. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. (Diyanet meali)

Sanırım bu uyarıyı bizler göz ardı ettik ve Allah’ın zikri Kur’an da yüzlerce ayetini görmezden gelerek, batılı ve hurafeyi din edinerek, kendi ellerimizle şeytanı, daha da kötüsü şeytanlaşmış insanları yanı başımızda bulduk. Ama onları, Allah’ın zikrinden uzaklaştığımız için, ne yazık ki fark edemiyoruz. HATTA GÖNÜL DOSTU SANIYORUZ, ALLAH DOSTU İLAN EDEBİLİYORUZ. Şeytanın adını andığımızda korkuyoruz, irkiliyoruz ama Allah’ın adını andığımızda ise çok ilginçtir hiç korkmuyoruz. Bizler görünmez şeytandan değil, yanı başımızdaki içimizden olan, ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN VESVESESİNDEN, YALAN VE YANLIŞ DÜRTÜLERİNDEN, ALDATMACALARINDAN KORKALIM. Çünkü İblis artık görevini, o kadar güzel yapıyor ve kendisine yardımcı o kadar çok insanı şeytanlaştırmış ki, kendisi sanırım tatile çıkmış olsa gerek. Çünkü bu insanlar varken, bana gerek yok demiş olması büyük ihtimaldir. Allah’ın doğru yolunda giden Müslüman, Allah dan yardım istediğinde, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların asla bizlere hiçbir şey yapamayacağını, lütfen unutmayalım.

Müminun 97–98: De ki: “EY RABBİM! ŞEYTANLARIN VESVESELERİNDEN SANA SIĞINIRIM.” “Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Diyanet meali)

Fussilet 36: Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, HEMEN ALLAH’A SIĞIN. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (Diyanet meali)

Nas 4–5–6: “İnsanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden ki o, insanların sinesine vesvese düşürür. CİNLERDEN VE İNSANLARDAN OLUŞUR.” (Bayraktar Bayraklı)

Bu üç ayetten şunu anlıyoruz. İçimizden geçen kötü düşüncelerin, dürtülerin şeytanın ve şeytanlaşmış insanların vesvesesi, aldatmaca ve dürtüsü olabileceği düşüncesi ile Allah’ı hatırlamamızı ve ona sığınarak, bu yanlış düşünceden vazgeçmemizi, Allah dan yardım istememiz örneği veriliyor. Nas suresinde de aslında dikkatimizi çeken o uyarıyı yaparak, BİZLERİ YANILTAN VESVESE VEREN, ALDATANLARIN, CİNLERİN İÇİNDEKİ İBLİSTEN/ŞEYTANDAN VE İNSANLARDAN OLUŞTUĞUNU BİLDİRİYOR. Yani bizler asıl görünmez şeytandan değil, görünen içimizdeki şeytanlaşmış insanlardan korumalıyız kendimizi. Çünkü şeytan ve şeytanlaşmış insanlar, bizleri Allah’ı anmaktan ve batıl ve sanıdan uzak, Kur’an’ın çizdiği yoldan bizleri uzaklaştırdığından bahsediyor.

Furkan 29: “Zikir/Kur’an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. ŞEYTAN, İNSAN İÇİN BİR REZİL EDİCİDİR.

Aslında bu ayeti, Allah’ın bu uyarısını lütfen doğru anlayalım, daha önce yapılan yanlışları bizlerde yapmayalım. Allah’ın zikri, vahyi geldikten sonra, topluma çeşitli rivayet, sanı bilgiler ortaya atıp, bunlarda Allah katındandır diyerek, toplumun Allah’ın vahyini görmezden gelmesi sağlanıyor.  Hatta günümüzde yapıldığı gibi,  YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, KUR’AN ÖZET BİLGİ VERİR, DETAY VERMEZ, AÇIKLAMAZ KUR’AN’I HERKES ANLAYAMAZ DEMİYOR MUYUZ?  PEYGAMBERİMİZİN RİVAYET HADİSLERİ VE DİNDE KOYDUĞU HÜKÜMLERİ OLMASAYDI, KUR’AN KAPALI KALIRDI DİYENLERE İNANIYORSAK, KUR’AN’I TERK ETMİŞİZ DEMEKTİR. BUDA ŞEYTANIN VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN VESVESESİNDEN KURUNTU VE SANI BİLGİLERİNDEN BAŞKA NE OLABİLİR?

Değerli kardeşlerim VESVESE, KÖTÜ TELKİNDE BULUNMA, DOĞRU OLMAYAN KAFA KARIŞTIRAN SÖZLER, KAFAMIZDA KUŞKULAR UYANDIRACAK BİLGİLER, ZARARLI KÖTÜ DUYGU VE DÜŞÜNCELER ANLAMINDADIR. Bizler gözlerimizle göremediğimiz ama bizleri şüpheye düşürecek duyguları vermeye çalışan şeytandan korkmayalım. Çünkü onun vereceği vesveseyi, bizler Allah’ın verdiği aklımızla, ZİKİRLE/KUR’AN ile yok ederiz, kafamızdan sileriz. Ama yanı başımızdaki şeytanlaşmış insanlardan korunmak, göremediğimiz şeytandan korunmaktan çok daha zor. Bunlardan korunabilmek için batıl, rivayet ve sanıdan uzak, elimizdeki Kur’an’a sarılalım, onu anlayarak düşünerek okuyalım ve hayatımıza geçirelim. BİZLERİ ALLAH İLE ALDATMALARINA İZİN VERMEYELİM.

Kur’an’ı anlamını bilmeden, bir makamla okuyarak, güzel okuma yarışmaları ile vakit kaybetmeyelim. KUR’AN ŞİİR DEĞİLDİR, NESİR BİLGİ, İLİM KİTABIDIR. Onun içindir ki Allah, ayetleri önce anlayarak okumamızı, daha sonrada aklımızı kullanarak, üzerinde düşünmemizi emrediyor. DÜŞÜNEN, AKLINI KULLANAN ASLA ŞEYTANIN VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN ETKİSİNDE KALMAZ. ONLARIN VESVESESİ, ALLAH’IN ZİKRİNDEN/KUR’AN DAN SAPMAYANLAR ÜZERİNDE HİÇ BİR ETKİSİ OLMADIĞINI, YÜCE RABBİMİZ AÇIKÇA BİLDİRİYOR. ŞEYTANDAN VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARDAN DEĞİL, KUR’AN DAN ALLAH’IN ZİKRİNDEN, ONUN DOĞRU YOLUNDAN, SAPMAKTAN KORKALIM.

Yunus 100: Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. ALLAH, AZABI AKILLARINI (GÜZELCE) KULLANMAYANLARA VERİR. (Diyanet meali)

“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...