Ana içeriğe atla

ALLAH' A ULAŞMANIN YOLU KUR'AN DAN GEÇER.



Allah bu dünyada yarattığı tüm canlılar içinde, kendi iradesi ile hareket eden, aklını kendi iradesi yönünde kullanabilen, yani özgür tek canlı olarak insanı yaratmıştır. Ayrıca onun emrine de tüm âlemi sunmuştur. Şimdide insanın yaradılışını düşünelim. Topraktan yaratılmışız, ama en büyük özelliğimiz ise Allah ın kendi ruhundan üfleyerek, bizlere can vermesidir. Şeytan ben ateşten yaratıldım, insana secde etmem, yani saygı duymam dediğinde, bence unuttuğu şeyin insan a, Secde 9. ayette söylediği gibi, Allah ın kendi ruhundan üflemesini, hesap edememesi olsa gerek. 

İnsanı meleklerden daha üstün yaratması, gerçekten düşündürücü dür. Acaba bu konuyu hiç düşündünüz mü? Şunu da söylemeliyim ki, Allah yarattığı insana, verdiği akıl ve özgür irade sayesinde, meleklerden üstün olduğu gibi, şeytanın bir eşi de olabileceği örneklerini Kur’an da vermesi, dikkat çekicidir. Şimdide Kur’an a bakalım, Allah özenerek yarattığı insanı, acaba nasıl özellikler de yaratmış? Sanırım burası çok önemli, ama neden bu özelliklerde yarattığınıda dikkatle düşünmeliyiz.

Enbiya 37: İNSAN ÇOK ACELECİ (TEZ CANLI) YARATILMIŞTIR. Size yakında âyetlerimi göstereceğim. Şimdi acele etmeyin.

Nisa 28: Allah size hafiflik getirmek istiyor. ÇÜNKÜ İNSAN ÇOK ZAYIF YARATILMIŞTIR.

Kehf 54: Yemin olsun, biz, bu Kur’an’da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, TARTIŞMAYA EN ÇOK TUTKUN OLANIDIR.

Ne kadar dikkat çekici ve de bir o kadar düşündürücü özellikler. Allah akıl ve mantık veriyor, ama onun yanında da özgür iradesini verip, yukarıdaki zafiyetleri de özellikle vererek, bizleri çok önemli bir imtihandan geçiriyor. İnsanın aceleci bir tabiatta yaratılmış olması, yine insanın zayıf karakter de oluşu, en dikkat çekici özelliklerden biriside, tartışmaya en çok tutkun oluşu. Bu bilgilerden sonra, elbette şunu düşündünüz bir an, bu yapıda yaratılmış bir insanın, hata yapmaması mümkün mü? Kur’an ı okuduğumuzda Allah ın Resulünün bile hata yaptığını, bizlere bildirdiğine göre, bizlerinde hata yapmaması gerçekten mümkün değil. 

Bu konuyada da açıklık getiriyor Rabbimiz ve diyor ki; İNSANA AKLI, MANTIĞI VE ÖZGÜRCE KARAR VERME, MUHAKEME GÜCÜNÜ VERDİM. Hiçbir canlıya vermediğim bu güçler sayesinde, tüm zorluğun üstesinden gelebilirsiniz. Lütfen dikkat, düşünüp öğüt alanlardan bahsediyor. Ben anlayamam diyerek, düşünme ve sorgulama güçlerini bizzat kullanmayanlar, birilerine inançlarını emanet ederek, onlara tabi olarak yaşayanlar, bu demektir ki yaradılış zafiyetlerinin etkisinde kalacak ve kesinlikle yanlış yolu izleyeceklerdir. ÇÜNKÜ AKLINI KULLANMAYAN, BU DURUMDA ÇOK BÜYÜK TEHLİKEDE DEMEKTİR. Allah yinede biz kullarını yanlız bırakmayıp, bizler için elçiler ve rehber kitaplar göndererek, yanlışlarımızın farkına varmamızı sağlamıştır.

Nisa 31: EĞER YASAKLANDIĞINIZ GÜNAHLARIN BÜYÜKLERİNDEN UZAK KALIRSANIZ, DİĞER KÖTÜLÜKLERİNİZİ ÖRTERİZ ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. 

Allah bu kadar affedici ve bağışlayıcı, ama bizler hala farkında değiliz. Çünkü düşünmeyi bir kenara bırakmış, emin olamayacağımız sözlerin/Hadislerin ardına düşmüşüz. DOĞRU YOLDA MIYIZ DİYE, HİÇ SORGULAMADAN YAŞIYORUZ. Bizler İslam ı rivayet ve sanı bilgiler ışığında yaşamayı seçmişiz, çünkü Kur’an da her bilgi olmadığına inandırılmışız. Hâlbuki Allah bakın ne diyor.

Kehf 54 : Yemin olsun, biz, bu Kuran’da, İNSANLAR İÇİN HER TÜRLÜ ÖRNEĞİ DEĞİŞİK İFADELERLE GÖZLER ÖNÜNE KOYDUK. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.

Kur’an ile aramıza girenler, bizlerin zafiyetlerini bildikleri için, bu gerçekleri görmemizi ne yazık ki önlemişlerdir. Allah biz her şeyden nice örnekleri verdik dediği halde, ne yazık ki bugün inancımızın temellerini, bu hükmün tam tersi yönünde yaşamayı seçerek, Kur’an da her hükmün, her bilginin, detayın olmadığına inanırız. İmanımızı yaşarken, Kur’an merkezinden öyle sapmışız ki, Allah ın yemin ederek Kur’an ı kolaylaştırdım sözlerine sanki inatla, Kur’an ı herkes anlayamaz, onu veli insanlar anlar diyebilmişiz. Halbuki Allah, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim dediği halde. Böyle bir adaletsizliği, Allah a nispet ettiğimizin farkında bile değiliz.

Kamer 17: Andolsun biz, KURAN’I ÖĞÜT ALMAK İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. Öğüt alan yok mudur? 

Kamer 22: Yemin olsun ki, BİZ, KURAN’I ÖĞÜT VE İBRET İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. Fakat düşünen mi var? 

Bizler Allah a ulaşmak, onun doğru yolundan gitmek, onun rızasını kazanmak istiyorsak, mutlaka emin olduğumuz bilgilerin, emin olduğumuz Kur’an ın  yolunu izlemeliyiz. Buna dikkat etmediğimiz takdirde, mutlaka hesap günü üzülenlerden olacağımız açıktır. Hatırlayınız Allah, yarattığı kullarının özelliklerinden bahsederken aceleci, zayıf iradede ve tartışmacı kişilikte, özellikle yarattığı örneklerini verir. Bunların nedeni, imtihanımızın özünde saklıdır. ALLAH BU ÖZELLİKLERİMİZİ VERMİŞTİR AMA BU ZAYIFLIKLARIMIZI AKLIMIZLA, DÜŞÜNEREK ÜSTESİNDEN GELECEĞİMİZİN DE BİLGİLERİNİ VERİR. Bunun adı imtihandır, ama hala farkında bile değiliz.

Dikkat ederseniz Allah ayetlerinin sonunda bizleri uyarıp, DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ, DÜŞÜNEN YOK MU, HALA DÜŞÜNMEYECEK MİSİNİZ diyerek, dikkatimizi çeker. Rabbimiz bizlere öyle bir nefis vermiştir ki, onu eğer Kur’an ile terbiye etmeyip, onun uyarıları ile yönlendirmediysek, mutlaka yaradılışımızdaki özelliklerimizin etkisinde kalırız. ACELECİ TABİATIMIZI SABIRLA YENMEYİ, ZAYIF İRADEMİZİ GÜÇLENDİRMENİN YOLUNU, BOŞA TARTIŞMANIN BİZLERİ NERELERE GÖTÜRECEĞİNİN TERBİYESİNİ, KUR’AN AYETLERİ ÜZERİNDE DÜŞÜNEREK, ALLAH IN VERDİĞİ ÖRNEKLERDEN YARDIM ALARAK ÖĞRENMELİYİZ. Ne yazık ki günümüzde, Allah a ulaşmak adına, önümüze çok farklı yollar konmaktadır. Doğru tektir ve Allah a bizleri ulaştıracak tek yol KUR’AN dır. Onun yanına koydukları beşeri yollar/mezhepler asla Allah a bizleri ulaştırmaz, lütfen bunun bilincinde olalım. Çünkü Allah ın Resulü bizlere, tek bir yolun tarifini Kur’an dan yapmıştır. Tebliği ve uyarı da bakın ne olmuştur.

İsra 36: HAKKINDA KESİN BİLGİ SAHİBİ OLMADIĞIN ŞEYİN PEŞİNE DÜŞME. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

Enam 116: Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. ONLAR ZANDAN BAŞKA BİR ŞEYE TABİ OLMAZ, YALANDAN BAŞKA SÖZ DE SÖYLEMEZLER.

Araf 185 : Göklerin ve yerin hükümranlığı konusunda, Allah’ın yarattığı her şeyi ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?

Ankebut 51: KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BİR KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Nisa 87: Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Andolsun, sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN?

Allah a doğru, emin adımlarla ilerlemek istiyorsak, elde Kur’an, ona asla hurafe ve batıl karıştırmadan, aklımızı bir kenara bırakmadan, İslam ı yaşamalıyız. En emin, en garantili bilginin Allah, Kur’an olduğunu söylüyor. Çünkü Kur’an ı ben koruyorum diye de bildiriyor. Bunca açık bilgilerden sonra, isteyen hakkın yolunu seçer, isteyen insan olma özelliğimiz olan düşünme ve sorgulamayı bir kenara bırakıp, birilerine tabi olmayı seçer. Kimin en doğru yolda gittiğini, hepimiz hesap günü göreceğiz.

Dilerin Allah ın en doğru yolunu, Kur’an ile bulabilen, Allah ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. ALLAH' A ULAŞMANIN YOLU KUR'AN DAN GEÇER. SECDE-9.
    Ruh eşyadaki özelliklerdir.
    EŞYA; BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.İNSANLIĞIN PROBLEMİ ÇÖZÜLÜR.:
    Artık tartışmaya gerek yok...
    DÜNYAYA GELİŞ GAYESİNİN DIŞINDA FARKLI MECRALARDA OYNAMA ...
    Düşünüp ibret alan yok mu?
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=pfbid04PpdAoWMnT1yix4tsDmobSKBTMeWrmZSoWXHLg6dXA7BnvuTTLbKMcN2Q7s6xVf7l&id=100013242319421

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .