Ana içeriğe atla

KUR'AN I ANLAYIŞIMIZDAKİ, ÇOK BÜYÜK YANLIŞLAR.




Bizlerin öyle bir İslam anlayışı var ki, akla mantığa uymayan, hatta Kur’an ın onayından geçmeyen bazı batıl inançlarımız, bizleri her nedense hiç tedirgin etmez. Hâlbuki Allah bizlerin ayetler üzerinde DÜŞÜNMEMİZİ, AKLIMIZI KULLANMAMIZI, özellikle birçok ayetinde bizlere bildirmiş ve uyarmıştır. Düşünebilmemiz için, önce okuduğumuz Kur’an ne diyor, onu mutlaka anlamalıyız. ÇÜNKÜ KUR’AN, ALLAH’IN BİZ KULLARINA GÖNDERDİĞİ MESAJIDIR. Allah ın mesajını almak istiyorsak, mutlaka anladığımız dilden okumalıyız. Allah Kur’an ı anlayarak ve düşünerek okunması ister ama önce yapmamızı istediği çok önemli bir konu vardır, onu yapmadan eğer Kur’an ı okuyorsak, doğru anlamamızın da mümkün olmadığı uyarısını yapar. Nahl suresi 98. ayetinde Allah, bizlerin Kur’an ı okumaya başlamadan önce, kovulmuş şeytanın bizlere dayattığı batıldan, hurafeden kurtulmamızı ve yalnız Allah a güvenip dayanarak, buyruklarına/hükümlerine sığınmamızı ister. Eğer böyle yapmıyor da bizler Kur’an ı, emin olamayacağımız rivayetlerden yardım alarak okuyorsak, doğru anlamamızın mümkün olamayacağını açıkça bildirir bizlere. Bu ayetin asıl anlamının üstü örtülerek, bu ayette Allah, Kur’an ı okumaya başlarken,  “EUZÜBİLLAHİMİNEŞŞEYTANİRRACİM” diyerek okumaya başlayacaksınız Allah diyor, diye topluma anlatmışlardır ve asıl gerçek saklanmış, gizlenmiştir.

Ne yazık ki bizlerin Kur’an ile bağını kesenler, kendilerini adeta İslam ın ruhbanları gibi görenler, Kur’an ın Türkçe ye ya da başka dillere tam olarak çevrilemeyeceğini, topluma dayatmışlar ve ne yazık ki çoğunluğa kabul ettirmişlerdir. ALLAH IN ELÇİSİ GÜNÜMÜZDE YAŞAMIYOR ONA, BİZLERE ANLATILAN RİVAYET HADİSLER GERÇEKTEN SİZİN SÖZLERİNMİ DİYE SORAMAYIZ, DANIŞAMAYIZ. BU DURUMDA BİZE KUR’AN I DOĞRU OLARAK KİM ANLATACAK? Allah emin olmadığınız sözlerin ardına düşmeyin dediğine göre, doğruluğundan emin olamayacağımız rivayet ve sanı sözlerden de yararlanamayız.Kur’an gerçeklerinden haberimiz olmadığından, Allah ın yalnız Kur’an ın ipine sarılın, tüm şeref ve şanınız ondadır, çünkü sizler Kur’an ı anlayasınız diye, nice örneklerle biz açıkladık ve kolaylaştırdık uyarılarından da habersiz, her söylenene inanıyoruz. 

Ne kadar ilginç değil mi? Allah, İslam dininde ruhban sınıfı yoktur, sakın veliler edinip onların sözlerine kanmayın, ardı sıra gitmeyin, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyecek, ama öyle bir Kur’an gönderecek ki, bizim dilimize tam olarak çevrilemeyecek, yıllarca eğitim gören, çok az alim kişiler anlayacak ve bizlere anlatacak öylemi dostlar? Daha da ilginci kendilerini ruhban gibi görenler, din konuşulduğunda, bırakında bu konularda biz konuşalım, sizin ilminiz ne ki diyenler, BİRDE KUR’AN I HERKEZİN ANLAYAMAYACAĞINI, BU TOPLUMUN GENEL ÇOĞUNLUĞUNA, NE YAZIK Kİ KABUL ETTİRMİŞ GÖRÜNÜYOR.

Bir arkadaşımız yayınladığım bir yazıma şu cevabı vermiş. “HİÇ BİR MEAL, KURAN IN GERÇEK ANLAMI DEĞİLDİR.” İşte bizlerin Kur’an a karşı tavrımıza dikkat çekici güzel bir örnek. Arkadaşımız hiçbir Kur’an çevirisinin, tercümesinin Kur’an ın gerçek anlamı olmadığını gönül rahatlığı ile söyleyebiliyor. Hatalı çeviriler elbette var ama bu çeviriler özellikle kasıtlı yapılıyor ki, yaşadıkları rivayet ve sanı inanç, dinin içinde gibi görülebilsin. Peki kendimize lütfen soralım, MADEM ALLAH BİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYOR, KUR’AN IN GERÇEK ANLAMINI NEREDEN VE KİMLERDEN ÖĞRENECEĞİZ? Yanlış yapılan çevirilerle, ne yazık ki toplumun gözü korkutulmuş ve bu mantıksız düşünce kabul görür olmuş. Bu sözler ve düşünceler, İslam ı kendilerinin yönetimine almak isteyen, kendilerini adeta İslam ın ruhbanları ilan edenlerin, topluma dayattığı ve toplumu korkuttuğu, Allah ile aldattığı düşünce ve inançların ürünüdür. Lütfen akla ve mantığa uymayan düşüncelerin etkisinde kalmayalım. İLGİNÇ OLAN İSE BU DÜŞÜNCEYİ TOPLUMA KABUL ETTİRENLERİN KUR’AN ÇEVİRİLERİ, TEFSİRLERİ EN DOĞRU KABUL EDİLEBİLİYOR OLMASI. Bu zihniyetin bir başka söylemini de, bakın hangi söz ve düşüncede olduğunu görüyoruz.

“KUR’AN’I AZ ANLAMAK İSTİYORSAN MEAL, ÇOK ANLAMAK İSTİYORSAN TEFSİR OKUYACAKSIN.”

İşte sizlere anlatmaya çalıştığım acı gerçeğin, toplumun nasıl Allah ile aldatılarak, Kur’an a ve Allah a nasıl farkında olmadan yaptığımız saygısızlığa, çarpıcı bir örnek. Bunu söyleyen ve buna inanan kişi aslında şunu söylüyor farkında olmadan; Allah bizlerin sorumlu olduğu kitabı HÂŞÂ açıkça bizlere anlatamamış, onun için Kur’an ın tercümesini okursan, Allah ın ne dediğini tam olarak anlayamazsın, çünkü anlayacağımız şekilde yazılmamış, açıklanmamış, detaylı değildir. Kur’an ı tam olarak anlamak ve yaşamak istiyorsan, daha açık ve detaylı, daha anlayacağımız şekilde hocalarımızın, efendilerimizin, veli kişilerin yazdığı tefsirleri okumalısın diyor, rahatça ve hiç korkmadanSORMAK LAZIM BU DURUMDA, HANGİ HOCA EFENDİNİN TEFSİRİNİ OKUMALIYIZ? HANGİSİ EN DOĞRU TEFSİR ETMİŞTİR? İşte toplum bataklığa böyle sürükleniyor, bölünüp parçalanıyoruz. Aynı mantık ve inanç şuna da inandırılmış. “KURAN SADECE KELİMELERLE ANLAŞILMAZ. KUR AN DA MECAZ ANLATIMLAR, ESAS ANLATIMIN GİZLENDİĞİ İFADELERDİR.” Görüyor musunuz tuzağı, Allah velilerin ardına düşmeyin, sizlere ayetleri nice örneklerle açıkladık ki anlayasınız diyecek ama Allah esas anlatmak istediğini bazı kelimelere gizleyip, bu gizli bilgileri azınlık birilerinin anlamasını sağlayacak öylemi? Ne diyebilirim, akıl olmayınca yerini işte böyle şeytanın yalanı, iftirası doldurur.

Ne yazık ki bizlerin Kur’an ve İslam anlayışı böyle. AÇIKÇA ALLAH IN KİTABINA ŞİRK KOŞMAKTIR BU DÜŞÜNCE, AMA NE YAZIK Kİ FARKINDA DEĞİLİZ. ÇÜNKÜ KUR’AN I OKUMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE, ŞEYTANIN VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN BİZLERE DİN DİYE DAYATTIĞI BATIL DÜŞÜNCELERDEN KURTULMADAN KUR’AN I OKUYORUZ. BÖYLECE ALLAH KUR’AN I ANLAYABİLMEMİZ İÇİN, GÖNÜL GÖZLERİMİZİ AÇMIYOR. ÇÜNKÜ ALLAH A GÜVENMEK YERİNE, YARATILMIŞ BEŞERE GÜVENİYORUZ.

Kur’an a yaptığımız bu saygısızlığı bizler, insanların yazdığı kitaplara yapmıyoruz. Bir yazar kitap çıkarmadan önce, nasıl bir topluma hitap edeceğini ve o toplumun kültür ve bilgi seviyesini bilir ve ona göre toplumun anlayacağı şekilde kitabını yazar.  Kitap satışa çıktıktan sonra, kitap hakkında yapılan eleştirilerde eğer, kitap tüm toplumun anlayacağı şekilde yazılmamış, bu kitabı herkes anlayamaz deniyorsa, o yazar tüm halka hitap edecek şekilde yazdığı kitabında, başarılı olamamış demektir. Kendimize lütfen sorarlım, Allah Kur’an dan tüm kullarını sorumlu tuttuğuna göre ve yemin ederek anlayabilmemiz için kolaylaştırdığını da söylediğine göre, anlaşılması zor bir rehber gönderip, hatta tüm dillere çevrilemeyen Kur’an gönderip, tüm kullarını sorumlu tutar mı? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır ki, bunu Allah ın kitabına nispet edebiliyoruz. 

İlginçtir, Üniversitelerde yabancı bilim adamlarının yazdığı kitaplar, bizim dilimize çevriliyor ve tüm öğrenciler bundan istifade edip ilim adamı oluyor. Buna Arap ilim adamları da dâhil, onların yazdığı Arapça kitaplarda dilimize çevriliyor. Peki, bizim derdimiz nedir, aklımızı yitirdik mide, tüm kitaplar tüm dillere çevriliyor, herkes anlıyor bilgi alıyor, ama iş Allah ın kitabına gelince, Kur’an ı çeviremezsiniz durun bakalım diyenlere inanıyoruz. Kur’an hakkında tedirgin edici, korkutucu öyle sözler söylüyorlar ve bir ayetin onlarca anlamı var, bunu herkes anlamaz veli âlim kişiler anlar, sen bunun hangisini tercüme edeceksin sözleri, ne yazık ki akıl devre dışı kalınca kabul edilebiliyor. DAHA DA İLGİNCİ, AYETLERİ RİVAYET EDİLEN HADİSLER IŞIĞINDA ANLAMALIYIZ DİYENLER, HER NEDENSE ORİJİNALİ ARAPÇA OLAN HADİSLERİ TÜRKÇEYE DOĞRU ÇEVİRİYOR ama iş Kur’an a gelince, topluma sen anlamaya kalma diyerek devre dışı bırakılıyor. Bunun nedeni dine soktukları batılın ortaya çıkmasını engellemek adınadır, lütfen bu gerçeğin farkına varalım. Hesap günü pişman olmak istemiyorsak, lütfen bu tuzağa düşmeyelim.

DEĞERLİ KARDEŞLERİM, BU YALAN VE İFTİRALAR, TARİKAT VE CEMAATLERİN ELİYLE İÇİMİZE SOKULAN, YAHUDİ FİTNESİDİR. LÜTFEN ARTIK BUNLARDAN KURTULALIM VE ALLAH IN KİTABI KUR’AN A SAYGISIZLIK YAPMAYALIM. Kur’an Allah ın kullarına tebliğidir, mesajıdır. Bu mesajı Allah kuluna hâşâ anlatamıyor da, bunu başaran birilerimi var aramızda, tefsirle bunu başarıyor. TEFSİRLERİ ARAŞTIRINIZ, NEREDEYSE HEPSİ BİR BİRİNDEN FARKLIDIR. Bunun nedeni tefsir kitabının yazarının düşünceleri, inancında etkilendiği bilgilerle, ayetten anladıklarıdır. ASIL KUR’AN TEFSİR DEĞİLDİR, KUR’AN IN BİRE BİR TERCÜMESİDİR. ELBETTE TEFSİRDE OKUYALIM AMA ÖNCE ALLAH IN KİTABINA, YANİ TERCÜMESİNE MÜRACAAT EDELİM ve Allah ın tebliğini mesajını, arada hiç kimse olmadan, anlayarak düşünerek Allah ın verdiği örneklerden yardım alarak tebliği alalım. Yanlış tercüme edilenler varsa, ayetleri dikkatle düşünerek ve diğer ayetlerle bağlantı kurarak okuduğmuzda, hatalı çeviriler hemen fark edilecektir. Allah gerçeklerin arayışında olan kullarımın, GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇARIM DİYOR, LÜTFEN UNUTMAYALIM. Allah biz herşeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdikki anlayasınız diyor ve aynı konuyu birçok kez tekrar ediyorİMTİHAN BÖYLE OLUR, BİRİSİNDEN KOPYA ÇEKEREK İMTİHAN OLMAZ. Unutmayalım Allah gücümüz nispetinde bizleri sorumlu tutacaktır ama o gücümüzü mutlaka Allah a gösterelim. Daha sonra hangi kitabı okursak okuyalım sorun olmaz. YANİ BİZLER ÖNCE GERÇEK HAK İLE BULUŞMAK ADINA, ÇABA HARCAMALIYIZ. ÇABA BİZDEN, YARDIM ALLAH DAN. Kur’an ın bazı tercümelerinde, parantez içinde Allah hâşâ, sanki açıkça söylemeyi unutmuş da, ayeti açıklamaya çalışanlar, rivayetleri ve sanı inançları ne yazık ki ayetlere ilave etme çabasında olanlar var. Böyle olunca da çok farklı tercümeler ortaya çıkıyor, bunu da kullananlar, bakın hepsi farklı yazmış, demek ki meal/tercüme okumak yanlış diye örnek gösteriyorlar. 

KUR’AN I ARAPÇASINDAN, HİÇ ANLAMADAN OKUMAK MI DOĞRU, YOKSA KISMENDE OLSA, ZAMANLA ÇABAMIZ NİSPETİNDE TAMAMINI ANLAYACAĞIMIZ TERCÜMESİNDEN OKUMAK MI? BİZLERE KUR’AN I DOĞRU ANLATTIĞINI SÖYLEYENLERE SINIRSIZ GÜVENİRSEK, HESAP GÜNÜ BÜYÜK TEHLİKELERLE KARŞI KARŞIYA KALMA RİSKİMİZ OLACAĞINI, LÜTFEN UNUTMAYALIM. Kur’an kelime anlamı olarak okunan şey anlamına gelir ama anlayarak ve düşünerek okumak anlamındadır. Eğer anlamadan okuyorsak, O Kur’an anlamını tam olarak vermez. Tebliğ ulaşmamışsa, Kur’an amacına ulaşmamış, tebliğ edilmemiş, Allah ın mesajı alınmamış demektir.

Değerli kardeşlerim, tüm bunlar sizleri tedirgin etmesin ve korkutmasın. Tüm tercümelere bakın, eğer Kur’an ı Allah ın önerdiği gibi okumaya başlarsanız, yani şeytanın ve şeytanlaşmış insanların dine soktuğu batıl ve hurafeden uzaklaşıp, kafamızdan silip, ön yargılardan kurtulup, yalnız Allah a ve onun kitabına sarılarak Kur’an ı okumaya, anlamaya başlarsanız, ALLAH BEN BÖYLE KULLARIMIN GÖNÜL GÖZLERİNİ AÇARIM DİYOR. İnanın belki hemen değil, ama zamanla çabalarımızın sonucunda, dine sokulan tüm iftiraları fark edeceksiniz. Hatta çok güvendiğimiz kişilerin söylemlerinin bile yanlışlığını, ayetlerden anlayacaksınız. Ayetler birer birer gözlerinizin önünde apaçık duracak, lütfen buna inanın, Allah a güvenin. Kur’an ın tercüme edileceği ve herkesin anladığı dilden Kur’an ı okuması gerektiği, yüzlerce yıl önce sorun olmaktan çıkmış ve toplumlar arasında böyle bir tartışma olmamıştır. Birçok yazımda örneğini verdiğim, İmamı Azam ın Kur’an ayetleri konusundaki düşüncesi, aslında bu sorularımıza güzel bir cevap niteliğinde.

“KUR’AN KÂĞITLARDA YAZILMIŞ VE BİZİM OKUDUĞUMUZ LAFIZLAR DEĞİLDİR. ESAS KURAN O LAFIZLARIN TAŞIDIĞI MANADIR Kİ, BİR KELAM-İ NEFSİ ( ALLAH IN ZATİ İLE VAR OLMAYA DEVAM EDEN SÖZ ) OLARAK KALIPTAN KALIBA DÖKÜLÜR. O KALIPLAR SONRADAN YARATILMIŞ ( MUHDES ) VARLIKLARDIR. OYSAKİ ESAS KURAN, MAHLÛK OLMAYAN BİR MANADIR.”

Buradan da anlıyoruz ki, Kur’an ayetleri, tüm dillere manaları değişmeyecek şekilde, farklı kelimelerle dahi olsa tercüme edilebilir. Yüzlerce yıl önce bu zaten yapılmış. Aramızdaki Allah ile aldatıcılar, toplumun cehaletinden faydalanarak, dine soktuğu batıl ve hurafeyi, gelin el birliğiyle temizleyelim.  BATILI DEĞİL, KUR’AN I ŞAHLANDIRALIM, GÖNÜLLERİMİZE DOLDURALIM. Lütfen şunu unutmayalım, Allah eşi benzeri olmayan bir nur bir ışık gönderip, bizleri de Kur’an dan sorumlu tutuyorsa, onu açıkça bizlere bildirmediğini açıklamadığını, her dile tam çevrilemeyeceğini söylemek ve düşünmek, ALLAH A YAPILABİLECEK EN BÜYÜK SAYGISIZLIKTIR. LÜTFEN BEŞERİN RİVAYETLERİNE DEĞİL, ALLAH A GÜVENELİM VE YALNIZ ALLAH IN İPİNE SARILALIM. BAKIN O ZAMAN GÜNEŞİN NASIL DAHA PARLAK OLDUĞUNU, YAŞAMIN HUZUR VE MUTLULUK VERDİĞİNİ NASIL FARK EDECEĞİZ.

Enbiya 10:  Andolsun, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? (Diyanet meali)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .