Ana içeriğe atla

BAKARA SURESİ 2.......13. AYETLERDE, BAKIN ALLAH BİZLERİ NASIL UYARIYOR.



Bu makalemde, sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayetler, Bakara suresinin başında, Allah ın bizleri uyardığı ayetler olacaktır.  Bizler bu ayetleri eğer okur geçerde, Allah ın bizleri hangi konuda ve ne maksatla uyardığını anlamaya çalışmazsak, aynı hataları yapmaktan asla kurtulamayız. Önce ayetleri yazalım.

Bakara 2–3–4–5: Bu, KENDİSİNDE ŞÜPHE OLMAYAN KİTAPTIR. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Onlar gaybe inanırlar, (SALÂTI GÖZETİRLER) namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar. İŞTE ONLAR RAB’LERİNDEN (GELEN) BİR DOĞRU YOL ÜZEREDİRLER VE KURTULUŞA ERENLER DE İŞTE ONLARDIR. (Diyanet meali)

Bakın Allah ayetin daha başında, bu kendisinden şüphe olmayan bir kitaptır diyor. Sizce bizler bu uyarının, ne anlama geldiğinin farkında mıyız? Eğer farkında olsaydık, kendi ellerimizle Kur’an hakkında şüpheler yaratmazdık. Çünkü neler söylüyoruz Kur’an ile ilgili hatırlayalım. “KUR’AN I HERKES ANLAYAMAZ, ONU VELİ İNSANLAR ANLAR. KUR’AN ÖZET BİLGİLER VERİR. HÜKMÜM VARDIR AMA AÇIK VE DETAYLI DEĞİLDİR.” Bu sözleri söyleyen ve inanan bir insan, açıkça Kur’an için şüpheler yaratmış olmaz mı? Şüphe yaratmayı bırakın, Kur’an ı eline alıp okuyup ilk elden anlamaya asla çalışmaz. Çünkü hata yapmaktan korkar. Herkesin anlayamayacağı, detayı olmayan bir kitabı kim okumak ister? Ayette namazı kılarlar diye tercüme edilen kısım aslında, Salâtı gözetirler şeklinde, onu da ben ilave ettim. Çünkü ayette geçen salât kelimesine, yalnız namazı kılarlar diye geçersek, ayetin anlatmak istediği geniş anlamı asla doğru anlayamayız. Çünkü Allah salâtı gözetirler derken, bizlere çok şeyler anlatıyor. Ayetin sonunda bizlerin yaptığı yanlışa çok güzel bir örnek veriyor Allah ve diyor ki; Allah ın doğru yolunda olan kullarım, Rablerinden gelen doğru yol üzerindedirler ve kurtuluşa erenlerde, yalnız onlardır. Bizler yalnız Allah katından gelen Kur’an ile İslam yaşanmaz dedikçe, Allah tam tersini söylüyor ve kurtuluşa erecek olanlar, yalnız Allah dan gelen kitabın yolunda gidenlerdir diyor.  Devamındaki ayetlere bakalım şimdide.

Bakara 6–7: Şüphe yok ki, inkâr edenleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar. ALLAH, ONLARIN KALPLERİNİ VE KULAKLARINI MÜHÜRLEMİŞTİR. GÖZLERİ ÜZERİNDE DE BİR PERDE VARDIR. Onlar için büyük bir azap vardır. (Diyanet meali)

Bu ayette bahsedilen inkârcılar sizce kimler olabilir? Allah a inanmayan, puta tapan insanlar olabilir mi? Elbette hayır. Kur’an ın genel çoğunluğu, iman ettiğini zanneden, kendilerini doğru yolda olduğunu kabul eden, atalarının rivayet ve sanı inançlarını Allah a nispet ederek yaşayan Kitap ehline hitap ediyor. Allah gönderdiği kitapların gerçeklerinden bile bile saparak, hakkı gizleyenlerin kalplerini mühürlediklerini ve onların artık gerçekleri göremeyeceklerinden bahsediyor. Bu yanlışları bizlerde yapıyorsak, aynı akıbete uğrayacağımızı, lütfen unutmayalım. Devamındaki ayetlere bakalım.

Bakara 8–9–10: İnsanlardan, inanmadıkları hâlde, “ALLAH’A VE AHİRET GÜNÜNE İNANDIK” diyenler de vardır. BUNLAR ALLAH'I VE İNANANLARI ALDATMAYA ÇALIŞIRLAR, OYSA SADECE KENDİLERİNİ ALDATIRLAR DA FARKINDA DEĞİLDİRLER. Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.

Bakın bu ayette gereken açıklamayı yapıyor ve bu kişilerin ALLAH A İFTİRA ATARAK, ONA NİSPET EDEREK BATIL VE HURAFE İNANÇLARLA YAŞADIKLARINDAN BAHSEDİYOR. Bu insanlar, Allah a ve ahiret gününe inandık dedikleri halde,  aslında atalarının şekillendirdiği ve kendilerinin cezasız kurtulacağı, cennete gideceği bir hesap gününe inandıklarını, böylece Allah ın hüküm verdiği adaletli bir hesaplaşmaya inanmadıklarından bahsediyor. Bu insanlar bu sözleri ile Allah ı ve Allah ın gönderdiği kitabın peşi sıra gidenleri kandırdığını söylüyor. Bu insanlar ancak kendilerini kandırıyor diye de Rabbimiz açıkça bildiriyor. Bu insanları ateşin, yani cehennemin beklediğini de bildiriyor. Hatırlatmak isterim bu insanlar, Allah ın gönderdiği kitabı yeterli görmeyen ve kendilerine atalarının rivayet inançlarından yeni bir din yaratarak, BUNLARDA ALLAH IN KATINDANDIR, DEDİKLERİ SÖZLERİN PEŞİ SIRA GİDENLER. Devamındaki ayetlere bakalım şimdide.

Bakara 11–12–13: Bunlara, “YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMAYIN” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir. Onlara, “İNSANLARIN İNANDIKLARI GİBİ SİZ DE İNANIN” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler. (Diyanet meali)

Bu ayet aslında son noktayı koyuyor ama gözleri ve gönülleri perdeli olmayanlar ancak fark edebiliyor. Bunlara fesat çıkarmayın denildiğinde, biz ancak ıslah edicileriz diyorlar. Yani bu insanlar, kendi inançlarının doğruluğundan çok emin. Peki, inançlarının kaynağı, delili nedir? Allah ın gönderdiği kitap mı? Çünkü ondan başka güvenilecek kanıt delil olabilir mi? Ama bu insanlar, tıpkı günümüzde bir kısım kişilerin yaptığı gibi, atalarının inançlarını Allah a nispet ediyorlar ve toplumu aldatıyorlar. Kanıtlarının tamamı rivayet ve sanı bilgiler. Fesat çıkarmak da, Allah ın gönderdiği kitabın dışına toplumu yönlendirerek, toplum içinde kuşku ve tedirginlik yaratıyorlar. İşte bu fesat çıkarmaktır toplumda.

Allah bu insanlara bozguncu diyor. Uyarıyor ve bu insanlar, yaptıkları yanlışın farkında bile değiller diyor. Bu insanlara, müminlerin inandığı gibi sizde inanın denildiğinde, bizde akılsızlar gibi mi iman edelim diyorlar. Peki, bu sözlerden ne kast ediyor olabilirler? Atalarının inançlarından o kadar eminler ki, yalnız Allah ın gönderdiği kitapla dinin yaşanmayacağına inanıyorlar ve onları BATIL VE HURAFEDEN UZAK, ALLAH IN KİTABINA DAVET EDENLERE, AKILSIZLAR GİBİ İMAN ETMEYİZ DİYORLAR. Günümüzde de bu yanlışları yapanları Kur’an a davet ettiğimizde, onca çoğunluk insan din âlimleri, yanlış yapmışta siz mi doğru söylüyorsunuz diyerek, kendilerini temize çıkarıp, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz demiyorlar mı? Ayetin sonunda Allah, son noktayı koyuyor ve bu insanlara, ASIL AKILSIZ KENDİLERİDİR, FAKAT BİLMEZLER DİYOR. Sizlere son olarak, bir ayet daha hatırlatmak istiyorum Bakara suresinden.

Bakara 23: Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, HAYDİN ONUN BENZERİ BİR SURE GETİRİN VE EĞER DOĞRU SÖYLEYENLER İSENİZ, ALLAH’TAN BAŞKA ŞAHİTLERİNİZİ ÇAĞIRIN. (ve bunu ispat edin). (Diyanet meali)

Allah tekrar uyarıyor tüm kullarını. Eğer elçimize indirdiğimiz kitap hakkında şüpheleriniz varsa, haydi onun benzeri bir ayet, sure getirin diyor, YANİ ALLAH BİZLERE MEYDAN OKUYOR. Peki, Allah bu sözleri ile nasıl bir mesaj veriyor sizce bizlere? Sizlere indirdiğim kitap hakkında, şüpheler yaratmayın toplumda. Sizlere gönderdiğim kitap, sizi doğruya ulaştıracak, onun için yalnız onun ipine sarılın, onun dışına çıkmayın, bu kitap hakkında her bilgi yoktur, özet bilgiler vardır şeklinde toplumda kuşkular yaratmayın ikazını yapıyor Allah bizlere. Ama bizler ders almadığımız ve cahiliye toplumunun yaptığı yanlışları yapmaya tekrar ettiğimiz için, açıkça Allah ın kitabı hakkında toplumda şüpheler uyandırıyoruz. Kur’an da her bilgi yoktur, özet bilgiler vardır, her bilgi açıklanmamıştır ve herkes anlayamaz dedikten sonra, toplumu emin olmadığımız rivayetlere ve beşeri âlimlerin sözlerine yönlendiriyoruz ve bu sözlerin Kur’an ı açıkladığını, Kur’an da olmayan hükümlerin verildiğini söylüyoruz. ALLAH HAYDİ BİR BENZERİNİ GETİRİN BAKALIM DEDİĞİ HALDE.

Ne yazık ki bizler günümüzde İslam ı yaşarken, Allah dan başka şahitler yarattık, onların sözleri ile dinimizi yaşıyoruz. Allah sakın böyle bir yanlış yapmayın, Kur’an ın ipine sarılın, çünkü sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum dediği halde, bu yanlışı yapmaya ısrarla devam ediyoruz. Dilerim bu gerçekleri ve yapılan yanlışları görebilen, farkında olan Allah ın azınlık halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .