Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim, Nisa suresi 58-59. ayetler olacaktır. Bu ayetler günümüzde topluma yanlış anlatılıyor ve toplum adeta körü körüne sorgusuzca Kur'an'ın neredeyse tamamına ters bir inancı kabul ettirmeye zorlanıyor. Gelin önce 59. ayet üzerinde birlikte düşünelim.
Nisa 59: EY İMAN EDENLER! ALLAH’A İTAAT EDİN; ELÇİ’YE VE SİZDEN OLAN EMİR SAHİPLERİNE DE İTAAT EDİN! BİR KONUDA ANLAŞMAZLIĞA DÜŞERSENİZ ALLAH’A VE AHİRETE İNANIYORSANIZ ONU ALLAH’A VE ELÇİ’YE GÖTÜRÜN! BU (TUTUM) HEM HAYIRLI OLANDIR HEM DE SONUÇ İTİBARIYLA DAHA GÜZELDİR. (Mehmet Okuyan)
Bu ayette dikkatimizi çeken konuları önce anlamaya çalışalım. Ayetin ilk cümlesinde itaat edilecekleri sayarken, Allah'a ve Elçisine itaatten bahsediliyor. Önce bu konuya açıklık getirelim. Allah ayetlerinde ne diyordu hatırlayalım. Elçime/Resulüme itaat etmek, bana itaat etmek gibidir. Hatırlatmak isterim ayetlerden geçen Resul kelimesi Elçi anlamında olup, Allah'tan aldığı emri tek kelime değiştirmeden, tebliğ eden anlamındadır. Lütfen bu ayeti, bu bilgi ışığında anlamaya çalışalım. Peki, Allah Elçisini nasıl uyarıyordu? Sana indirdiğim Kur’an ile onlara hükmet. Nisa suresi 105. ayetinde de; "Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye, sana kitabı bir amaç için indirdik; o halde ihanet edenlere taraf olma!" Diyerek konuya açıklık getiriyor Allah. Sanırım bu kısmı çok net anladık. Allah'ın Elçisinin, bizlere tebliğ ettiği ayetlere, şüphe duymadan bizlerin itaat etmesini Allah emrediyor. Demek ki Elçi/Resul Kur'an ile hükmetme görevi almış, başka bilgilerle değil. BURADAN ŞUNU ANLIYORUZ. ALLAH'A VE ELÇİSİNE İTAAT FARKLI DEĞİL AYNIDIR. HER İKİSİNDE DE HÜKÜM ALLAH'IN'DIR. Kur'an'da birçok ayette, Allah' ve Elçisine uyun der ama Allah ve Nebime uyun demez. Peki neden? Çünkü Nebi, Allah'ın vahyini tebliğ ederken Elçilik görevini yapıyor. Onun için Allah Nebime uyun değil, Resulüme yani Elçime uyun der. Çünkü Elçim benim indirdiğim vahyimle sizi uyaracaktır diyor. Onun içindir ki Elçime uyun, ona uymak bana uymaktır der.
Allah'ın Elçisinin tebliğ ettiği konularda eğer aranızda anlaşmazlık çıktıysa, onu Allah'a ve Elçisine arz edin diyor. Peki, Ya Allah'ın Elçisi yaşamıyorsa, aramızda değilse anlaşmazlığın, sorunun günümüzde olduğunu düşünürsek, bu durumda ne yapmalıyız. Aslında onu da söylüyor ayet, ALLAH'A ARZ EDİN. Peki, bu ne demek? Tartıştığınız ve anlaşamadığınız konunun hükmünü Allah'ın kitabında arayın ve hakeminiz, şahidiniz Allah'ın kitabı Kur’an olsun. Zaten Allah'ın Elçisi de yaşıyor olsaydı, oda Kur’an'a bakacak ve anlaşamadıkları konuda, KUR’AN İLE HÜKMEDECEKTİ, ÇÜNKÜ ALLAH'TAN BÖYLE EMİR ALMIŞTI. Hatta bir ayetinde ne diyordu. “BU KURAN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)
Ayetin devamında ise günümüzde, topluma çok farklı anlattıkları, hatta toplumları adeta bu ayetle aldattıkları, ULU’L EMR konusuna bakalım şimdide. Ulu’l Emr devleti, toplumu yöneten yöneticiler, idareciler anlamındadır. Hatırlatmak isterim, bu yöneticiler dini konularda toplumu yönetenler değil, devletin yöneticileridir. Dini konularda yönetim, hiç kimsenin elinde değildir. Herkes elindeki Kur'an ile imtihanını bizzat yaşamakla sorumludur. Onun için Allah sakın kendinize VELİLER edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek VELİNİZ yalnız benim diyor ayetinde. Allah bizlerin ulul emre, yani yöneticilerimize de itaat etmemizi emrediyor. Ayette çok dikkatle üzerinde düşünmemiz gereken konu ise Allah, SİZDEN OLAN, kelimesini özellikle kullanmasıdır. Peki, bizden olan kimler olabilir? ÖNCE ŞUNU NET SÖYLEMELİYİZ, ARAMIZDAKİ BİZLER GİBİ MÜSLÜMANLARDAN. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, bu ayetin bir öncesine bakalım şimdide.
Nisa 58: ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH SİZE, EMANETLERİ EHLİNE VERMENİZİ VE İNSANLAR ARASINDA HÜKMETTİĞİNİZ ZAMAN ADALETLE HÜKMETMENİZİ EMRETMEKTEDİR. ALLAH SİZE NE KADAR GÜZEL ÖĞÜTLER VERİYOR! ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH DUYANDIR, GÖRENDİR. (Mehmet Okuyan)
Demek ki yöneticilerimizi, yani emir veren kanun çıkartan, adaletle hükmetmesi gereken liderlerimizi, Allah bizlerin EHİL İNSANLARDAN BİZZAT SEÇMEMİZİ VE EMANETİ YANİ YÖNETİCİLİĞİ, BELLİ BİR SÜRE BİZLERİ YÖNETECEKLERE VERMEMİZİ EMREDİYOR. Bu ayetten şunu anlıyoruz. İslam dininde, kendi yöneticisini belirli bir süreye kadar halk kendi içinden seçer. Yani Krallığı, tek lider yönetimini Allah yasaklıyor istemiyor. ALLAH'IN İSTEDİĞİ EN ÖNEMLİ KONUSU İSE, HİÇ BİR AYRIM YAPMADAN, YÖNETİCİLERİN ADALETLE HÜKMETMESİDİR. Lütfen dikkat edelim, seçtiğimiz kişiler dini liderler değil. Herkes inancında özgürdür ama seçtiklerimiz, Allah'ın Kur’an'da bahsettiği evrensel kurallara, mutlaka uyması isteniyor. Nisa suresinde geçen, SİZDEN OLAN sözünden kimlerden ve vasıflarının neler olması gerektiğinin ilk özelliğini, Nisa 58. ayette bizlere bildiriyor ve diyor ki; BU GÖREVİ VERECEĞİNİZ KİŞİ, SİZLERİ YÖNETEBİLECEK ADALETLİ, EHİL İNSANLARDAN OLMALIDIR.
Şimdide gelin Kur’an, BİZDEN OLAN VE EHİL OLMAK sözüyle kimlerden bahsediyor, onları daha detaylı anlamaya çalışalım. Bizden olan sözüyle elbette Müslüman yani Mümin olması gerektiğini anlıyoruz. Bu konuda Allah bizleri Yusuf suresi 106. ayetinde uyarıyor ve içinizde iman ettiğini söyleyen öyle müminler vardır ki, çok büyük hatalar yapıyor, dikkatli olun diye bakın nasıl uyarıyor. "ONLARIN ÇOĞU, ANCAK ORTAK KOŞARAK ALLAH'A İMAN EDERLER." Lütfen bu uyarıyı göz ardı etmeyelim. Peki, Kur’an Müminin özelliklerinden nasıl bahsediyordu? Mümin Fatiha 5. ayette olduğu gibi, Yalnız Allah'a kulluk eder ve yalnız Allah'tan yardım ister. Nisa 36. ayette de, asla ayrım yapmadan herkese iyilik yapar ve yardım eder. Mümin yalnız Allah'a güvenir, Allah'ın yasakladığı bir şeyi yapmaktan çekinir. Batıla hurafeye sapmadan, Allah'ın hükümlerinin dışına çıkmamak için çaba harcar. Allah'ın emrettiği gibi topluma hükmederler. YANİ ASLA AYRIM YAPMADAN, SEVMEDİĞİ İNSANLAR BİLE OLSA, ADALETLİ DAVRANIR. Öfkelerine kapılık, karşısındaki kişileri rencide etmezler ve SABIRLI OLURLAR. Emin olmadıkları, yanlış bilgilerin ardına düşmezler, emin olmadan hiç kimseyi suçlamazlar, hakaret etmezler. EN ÖNEMLİSİ ALLAH'IN RIZASINI KAZANMAK İÇİN FEDAKÂRDIRLAR, YARDIM SEVERDİRLER. ASLA GÖSTERİŞ PEŞİNDE OLMAZLAR.
Demek ki bizden olan Müminin özellikleri bunlarmış. Bizlerden bu özelliklere sahip, yöneticilerimizi aramızdan seçmemizi istiyor Allah. İkinci çok önemli özellik olarakda sayılan, EHİL OLMASI GEREKTİĞİ KONUSUDUR. Peki, ehil olmak sözünden ne kast ediliyor olabilir? Biraz önce saydığım özellikler taşıyan yani özetlemek gerekirse, ADALETLİ, KARŞISINDAKİ KİŞİLERE ASLA AYRIM YAPMADAN TOPLUMU EŞİT GÖREN, ALLAH'IN EMRETTİĞİ GİBİ TOPLUMA HÜKMEDEN VE YÖNETİM KONUSUNDA MUTLAKA ŞURAYA DANIŞARAK KARAR VEREN, GÖREVİ KONUSUNDA BİLGİ SAHİBİ, YANİ BU NİTELİKLERE SAHİP OLMASIDIR. Kur’an yönetimde, ŞURAYA danışılarak karar verilmesini emreder. Yönetimin olmazsa olmazı ADALETLE HÜKMETMEKTİR. Yöneticilerinde halkın içinden seçilmesi, toplumun kendi kendisini yönetmesi anlamındadır. Yani tek başına, şahsi kişisel görüşlerine göre karar veren, kendinden başka hiç kimseye saygı duyup güvenmeyen, başına buyruk bir insan, asla yönetimde ehil insan olamaz.
Peki, günümüzde bizler bu ayetleri nasıl anlıyoruz, ya da bu ayetleri anlatanlar nasıl anlatıyor, isterseniz ona bakalım. Duymuşsunuzdur, ULU’L emre yani yöneticilere itaat Allah emridir. Onun için hiç kimse devleti yöneten kişiyi tenkit edemez, çıkardığı kanunlara itiraz edemez denir. Sizce Allah böylemi söylüyor, siz bu ayetlerden, Kur’an bütünlüğünde böyle mi anladınız? ELBETTE ALLAH DÜZENİN BOZULMAMASI İÇİN, ÇIKARTILAN KANUNLARA UYMAMIZI EMREDER AMA İKAZ ETMEYİN, TENKİT ETMEYİN ASLA DEMEZ. YANLIŞI YAPAN HER KİM OLURSA OLSUN, ALLAH ONUN UYARILMASINI İSTER. Çünkü bir Mümin din kardeşini yanlış yaptığı, adaletten ve haktan saptığında, uyarmakla görevlidir. Eğer toplumlar yanlış yöneticiler seçmeye ısrarla devam ederde, halk adaletsiz ve haktan uzak yönetimlerle yönetilirse, bizlerde buna ses çıkarmazsak, böyle toplumları Allah cezalandırdığını söyler Kur’an'da. Bizler böyle toplumlar olmamak için, adaletten sapmış yöneticilerimizi mutlaka uyarmalı, HATTA KENDİSİNE GEÇİCİ VERDİĞİMİZ YÖNETİM EMANETİNİ, DERHAL GERİ ALMALIYIZ.
Bizler acaba yöneticilerimizi seçerken, Allah'ın bu kıstaslarına uyarak mı seçiyoruz? Yoksa SİZDEN OLAN kelimesine, kendimizce anlamlar yükleyip bizim mezhebimizden, bizim cemaatimizden olması ile namaz kılıyor olması, bizler için yeterli ölçümü? Ne yazık ki bizler bu konuda kendi ölçülerimizi yarattık, Allah'ın bir Müslüman da olması gereken ölçülerinden çok uzaklaştık. Gösterişe önem verdik. ALNI SECDEYE DEĞİYOR, NAMAZ KILIYOR OLMASI, BİZLER İÇİN YETERLİ BİR KISTAS OLDU. Böyle düşününce de hep yanıldık, sükutu hayale uğradık. Ondan sonrada çevremizde namaz kılan, oruç tutan ama Kur’an'ın asla onaylamayacağı, BİZDEN OLMASI MÜMKÜN OLMAYAN İNSANLARI ELLERİMİZLE YARATTIK. Elbette böyle insanların EHİL olma şartları da zaten hiç oluşmamıştı, böylece bizleri Allah ile aldattıklarını fark edemez olduk.
Lütfen unutmayalım, Allah neye layıksanız onu veririm sizlere diyor. Düşünmeyen, aklını Kur’an ile kullanmayan kullarımı da, pislik acı içinde bırakırım diye de uyarıyor. Bizden zannedip yanıldığımız, bizden olmayanlara verdiğimiz EMANETİ, gerektiğinde almasını bilmeliyiz. Emaneti mutlaka ehil insanlara vermeliyiz ki, huzurlu ve mutlu yaşayalım. Kişilerin dini inançlarını bizler sorgulayamayız. Çünkü böyle bir yetkimiz yok. Onu yalnız Allah bilir. Zaten Kur’an'da bu konuda Allah uyarıyor ve diyor ki; KİMİN TAKVACA ÜSTÜN OLDUĞUNU, DOĞRU YOLDA OLDUĞUNU YALNIZ BEN BİLİRİM.
SEÇECEĞİMİZ YÖNETİCİLERDE ARAMAMIZ GEREKEN EN ÖNEMLİ ÖZELLİKLER, ADALETLE HÜKMETMESİ, AYRIMCILIK YAPMAMASI, TOPLUMUN REFAHINI ARTIRMASI, DÜRÜST VE GÜVENİLİR OLMASIDIR. Unutmayalım, Allah'ın Elçisi O örnek insan önceleri ÜMMİYDİ, hiçbir kitap ehline tabi değildi ama doğrunun, adaletin ve güvenirliliğin adeta timsaliydi. Allah Elçilik görevini, o gün bolca namaz kılıp ibadet eden ama Allah'a şirk koşan, Allah'ın yanında veliler, şefaatçiler edinen, kendisinden olmayana adaleti çok gören bir inancın içinden değil, doğruların ve adaletin arayışında olan, toplum içinde güvenilen, saygı gösterilen, Hz. Muhammed e Elçilik görevini vermiştir.
Allah ın Elçisinde, sizler için güzel örnekler vardır diyen Rabbimizi, lütfen bu konuda da dinleyelim ve onu örnek alalım. Adaletli ve ehil yöneticiler seçelim. Eğer ehil yöneticiler seçmezsek huzursuzluğun, adaletsizliğin, kayırmacılığın acısından asla kurtulamayız.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/
Eyvallah Halük hocam
YanıtlaSilULU'L EMR VE EHİL OLMAK SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?
YanıtlaSilDEVLET ADI ALTINDA ÇÖREKLENMİŞ ŞEYTAN...!
ADİL VE EHLİYETLİ / LİYAKATLİ İNSANLARLA ÇALIŞMAK ÜSTTEKİLERİ GÜNAHTAN/HARAMDAN KORUR.
“Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.”
UZLAŞI KÜLTÜRÜ YOK.
KUR’AN’DAKİ ÖNEMLİ SÖZCÜK VE KAVRAMLAR-
Allah adına sizi kandırmasın
Doğru Yolda Olduğunu Zanneden "HERKESİN" Dikkatine !!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1517285672056162&id=100013242319421
Allah'ın ayetleri size okunmaktayken, elçisi de aranızda yaşarken, nasıl küfre saparsınız? Kim Allah'a sımsıkı sarılırsa o doğru yola İLETİLMİŞTİR. ALİ İMRAN 101
YanıtlaSil