Ana içeriğe atla

KUR'AN I ÖLMÜŞLERİMİZE OKUMAK.......


Yapmak istediğimiz bir şeyi, eğer doğru yapmak istiyorsak, önce o işe en doğru yerden başlamalıyız ki, iyi bir sonuç alabilelim. Peki, bizler İslam ı yaşarken, doğru bir noktadan başlıyor muyuz? İşte çok önemli bir soru. Bu sorunun genel anlamda cevabını bizler kendi nefsimize, doğruya en yakın bir şekilde verdiğimiz ölçüde, imtihanımız dan başarılı olarak çıkabilir ve İnancımıza da doğru yerden başlamış oluruz. Sevap kazanmak, bir değer oluşturduğumuzda, alınacak mükâfattır Allah katından. Allah tan mükâfat alabilmemiz için, bizlere gönderdiği rehberinde geçen hükümlere uyduğumuz da, yerine getirdiğimizde bizlere sevap yazacağını ve mükâfatlandırarak, cennetine alacağını söyler. BU DURUUMDA ÖLMÜŞLERİMİZE OKUYACAĞIMIZ KUR’AN’IN ONLARA FAYDASI OLABİLİR Mİ? ELBETTE OLMAZ, ÇÜNKÜ İMTİHAN VAKTİ DOLDU VE YAPTIKLARIMIZIN KAYDA ALINDIĞI KİTABIMIZ MAHŞER GÜNÜ AÇILMAK ÜZERE KAPANDI. Ölmüşlerimize diye okuduğumuz Kur’an’ın ancak, bizlere faydası olabilir tabi, onu da anladığımız dilden okuyor ve ayetleri hayatımıza geçiriyorsak. Bir bilgiyi sözlü olarak tekrar etmek değil, onu uygulamak la sevap kazanacağımızı artık anlamalıyız. Anlamını bilmeden okuduğumuz Kur’an ın, hiç kimseye bir faydasının olamayacağını fark edemiyorsak, bu işe baştan yanlış başlamışız demektir.

Allah Kur’an sizlerin gönül gözünüzü açacak, kalplerinizdeki kabukları kıracaktır diyor, ama bir şartla, okuduğunuz bilgiler üzerinde düşünüp akıl edip, söylenenleri yerine getirmek şartıyla. ÖLMÜŞ BİR İNSANA KUR’AN OKUDUĞUMUZDA, BÖYLE BİR FAYDASI OLUR MU? HATIRLATIRIM ALLAH AYETİNDE KUR’ANI, KABİRDEKİLERE İŞİTTİREMEZSİNİZ DİYE BİLDİRİYOR. Kur’an’ı düşünebilmek için önce anlamak gerekir, anlamak içinde yaşıyor olmamız gerekir. Bugüne kadar bizlere, anlamını bilmesen de Kur’an ı Arapçasından oku, Allah sevap yazar dediler. Bu düşünce bizleri Rabbimize değil, BU SÖZLERİ SÖYLEYENLERE, ŞEYTANA-ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARA YAKLAŞTIRACAKTIR. Bunun da sonu nereye varır, onu da hep birlikte hesap günü göreceğiz. Anlamını bilmeden okuduğumuz Kur’an, bizlerin ne gönül gözünü açacak, nede gönüllerimizin taşlaşmış kabuklarını kıracaktır. ALLAH BİLMEDEN, ANLAMADAN, ALLAH IN REHBERİNDEN UZAK, BATIL BİLGİLER IŞIĞINDA OKUDUĞUMUZ KİTABIN ÖRNEĞİNİ, MERKEBİN TAŞIDIĞI KİTAPLARA BENZETİR. Allah ın, aklını kullanmayanlar için söyledikleri, bizler için çok açık bir uyarıdır.

Cuma 5:  TEVRAT’LA YÜKÜMLÜ TUTULUP DA ONUNLA AMEL ETMEYENLERİN DURUMU, CİLTLERCE KİTAP TAŞIYAN MERKEBİN DURUMU GİBİDİR………

Yunus 100: ALLAH’IN İZNİ OLMADIKÇA, HİÇBİR BENLİK İMAN EDEMEZ. ALLAH PİSLİĞİ, AKLINI KULLANMAYANLAR ÜZERİNE BIRAKIR.

Sanırım bu iki ayet bizlere önemli dersler veriyor. Yahudilerde ellerinde Allah ın kitabı olduğu halde, onu yeterli görmeyip, rivayet ve sanı inançlara yöneldiler, ÇÜNKÜ ALLAH IN KELAMINI YETERLİ GÖRMEDİLER, ATALARININ İNANÇLARINDAN VAZ GEÇMEDİLER. Allah ın verdiği örnek çok dikkat çekicidir. Bizler İslam ı yaşamaya, o kadar yanlış bir yerden başlamışız ki, anlamadan Kur’an ın tamamını hatim etmeyi bir meziyet görüp, daha sonrada yine anlamadan okuduğumuz bu hatim in sevabını da, ölmüşlerimize bağışlarız. Düşünebiliyor musunuz, kendimize bile anlamadan okuduğumuz için fayda sağlamadığı halde, yine amel defteri kapanmış, imtihanı sona ermiş, ölen birisine sevabını bağışlamanın ona fayda sağlayacağını, akıl ve mantığımıza sığdırabiliyoruz. Ölmüş yakınlarımıza yapabileceğimiz en güzel şey onlara DUA etmektir, lütfen bunu unutmayalım. DUA KAPISI ASLA KAPANMAZ, HER ZAMAN AÇIKTIR.

Kur’an ı Allah ölülere değil, dirilere okunması ve onlara rehber olması için indirdim der bizlere. Ölmüş bir insana Kur’an ı okuyup, onlara sevabını göndermemiz, bu durumda doğru bir davranış olamaz. Ölmüş bir insana KUR’AN IN nasıl rehber olacağını düşünürüz? Yaşadığı dönemde Allah ın emrini yerine getirip, Kur’an ı rehber almamışsa, İMTİHANIN SÜRESİ BİTMİŞ, KALEM, SİLGİ ARTIK TOPLANMIŞ, İMTİHAN KÂĞITLARI ELLERİNDEN ALINMIŞ, ölmüş bir insana okunan Kur’an bir işe yarar mı sizce? YARAMAYACAĞINI RABBİMİZ SÖYLÜYOR. Bizler kendimize rehber olarak, gereği gibi Kur’an ı almayıp, onun ışığından faydalanmayı düşünmek yerine, yaptığımız yanlışın artık farkına varalım ve emaneti teslim etmeden, bizzat bizler kendimiz Allah ın nurundan faydalanmanın yolunu seçelim. Bakın Allah elçisine bile bu konuda ne söylüyor.

Neml 80: SEN, ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Fatır 22: Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. SEN KABİRLERDEKİLERE İŞİTTİREMEZSİN.

Allah Resulüne, bu kitabı/Kur’an’ı ölülere işittiremezsin dediği halde, bizler hala Allah’ın Resulünün bile yapamadığını yapmaya çalışıyor, ölmüşlerimize Kur’an okuyup, onlara sevabını gönderdiğimizi söyleyip, işittirmeye çalışıyoruz. Eğer Kur’an ı düşünerek anlayarak okusaydık, bu gerçekleri görebilirdik. Bu gerçekleri görmemiz engellendi ve toplumlar kendi çıkarları doğrultusunda, daha kolay yönlendirildi. Eğer Kur’an ı anladığımız dilden okuyup, üzerinde düşünebilseydik, hiç kimsenin bir başkası adına hiçbir şey yapamayacağını, herkesin bu dünyada yaptıklarının karşılığını alacağını bilirdik. Bizler yaşarken neler yaptıysak, onun karşılığını göreceğiz. Aslında yukarıdaki ayetler çok anlamlı ve düşündürücüdür. Allah ölülere işittiremezsin diyor, ama yaşayan bazı kişilere de duyuramayacağını söylüyor. İşte bu yaşayan körler ve sağırlara da Allah Resulünün duyuramayacağını söylüyor ayet. Ölmüş insana inatla duyurmaya çalışanlar, onların adına sevap işleyeceklerini zannedenler, sanırım Rabbimizin ayetlerinden habersiz olsalar gerek. Bakın Allah bizleri nasıl uyarıyor ve ne söylüyor.

Nahl 111: Gün olur, HERKES KENDİ NEFSİ İÇİN MÜCADELE EDER ve herkese, yaptığının karşılığı tam tamına ödenir; onlar asla zulme uğratılmazlar.

Çok açık her insan, kendi nefsi için mücadele eder diyor. Bu ne demektir? Hepimiz kendi nefsimizin imtihanını veririz. İmtihanımızı hiç kimseye havale ederek, onların yönlendirmeleri ile yaşayamayız. Kur’an dan faydalanmak, onun nuruyla nurlanmak istiyorsak, KUR’AN I ÖLMÜŞ KALPLERİMİZİ, SAPMIŞ NEFSİMİZİ DİRİLTMEK, DÜZELTMEK İÇİN OKUMALIYIZ. Kur’an ın anlamını bilmeden çok okuduk. Şimdide anlamını bilerek, üzerinde düşünerek, anladığımız dilden bolca okuyalım ki, onun gösterdiği yoldan gidebilelim.

İslam toplumları olarak yüzlerce yıldır, KUR’AN I ANLAYABİLMEK ADINA BEŞERİN KİTAPLARINI, KUR’AN IN ÖNÜNE KOYARAK KUR’AN I ANLAMAYA ÇALIŞTIK. GELİN ŞİMDİ KUR’AN I, BEŞERİN KİTAPLARININ ÖNÜNE ALARAK, ONDAN FAYDALANMAYA ÇALIŞALIM. Şunu unutmayalım, bizleri Allah a ulaştıracak kitap, sorumlu olduğumuz yalnız KUR’AN dır.

Dilerim Allah ın nuruyla nurlanan, onun aydınlığını gönlünde hissedenlerden oluruz. BİZLERE DÜŞEN ÖLMÜŞ YAKINLARIMIZA, SEVDİKLERİMİZE GÖNÜLDEN BOLCA DUA ETMEK OLMALIDIR. Çünkü Allah dua kapısını sevdiği kulları için, ardına kadar açık bırakmıştır. Dilerim mahşer günü sevdiklerimizle birlikte yüzleri gülen, Allah ın  azınlık sevgili kullarından oluruz.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...