Ana içeriğe atla

HZ. İSA'NIN KIYAMETE YAKIN GELECEĞİNE İNANANLARA.


Kur’an bizler için bir rehber ve yine bizler için imtihanımızın asıl ve tek kaynağıdır, çünkü Allah yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı emrediyor bizlerden. Kime inanacağınız ve güveneceğiniz size kalmış. Madem sorumlu olduğumuz Kur’an, öyleyse ondan faydalanmasını da doğru öğrenmeliyiz ki, yanlışa düşmeyelim. Allah Kur’an’ın özelliklerinden bahsederken, yemin olsun ki Kur’an’ı kolaylaştırdık, biz her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız der. Ayetler üzerinde Kur’an bütünlüğünde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister.  Her konuyu yine Kur’an içinde örneklerle açıkladığını, eksik bırakmadığını anlatır bizlere. Buradan da anlaşılıyor ki, Kur’an ayetlerini anlamaya çalışırken, beşeri bilgilere, rivayetlere göre değil, yine Kur’an’ın verdiği örneklerinden, bilgilerden yola çıkarak, ayetleri anlamamız gerekir. Nisa suresi 159. ayeti, gelin şimdi bu bilgiler ışığında anlamaya çalışalım. Yani Kur’an’ın verdiği bilgilerden yola çıkalım. Önce ayeti yazalım.

Nisa 159; Ehlikitap’tan her biri, ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. KIYAMET GÜNÜ DE O, ONLAR ALEYHİNE BİR TANIK OLACAKTIR.

Bu ayetin öncesinde yazılan ayetlere önce bakalım, Allah hangi konulardan ve kimlerden bahsediyor?

Nisa 155: Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere Nebileri öldürmeleri ve “Kalplerimiz kılıflıdır” demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.

156: Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden…

157: “Biz, Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; SADECE SANIYA UYMAKTALAR. ONU KESİNLİKLE ÖLDÜRMEDİLER.

158: TAM AKSİNE, ALLAH ONU KENDİSİNE YÜKSELTTİ. Allah Azîz’dir, Hakîm’dir.

İnsanların başlarına gelenlerin sözlerinde durmayıp, inkârcı olmalarından ve Allah’ın Elçilerine/Nebilerine karşı takındıkları tavrın, onların cezalandırılmasına neden olduğunu söylüyor. İman etmemeleri, Meryem aleyhinde iftira atmaları, onların küfürlerini artırdığı örneğini de veriyor. Daha da ileri giderek, Allah’ın Resulü Hz. İsa’yı öldürdüklerini iddia ediyorlar. Hâlbuki onu asamadıklarını, onlara benzeri gösterildiğini söylüyor. Hz. İsa hakkında bilinçsizce tartışmaya girenler, bilgileri olmadığı halde onu çarmıha gerdik diyenler, ancak sanıya inanmaktadırlar diyor Kur’an. Çünkü Hz. İsa’yı öldüremediklerini Allah açıklıyor. Daha da net bir açıklamayla, Allah Hz. İsa’yı kendisine yükselttiğini söylüyor. Bu ne demektir? Allah Elçisinin, bu Dünya ile ilişkisini kesmiş, ama kimseye göstermemiştir. Bu ayette anlatılan, bu dünya ile ilişiği kesilip ruhunun Allah’ın yanına alınmasıdır, tıpkı bizlerin ölüp Allah’ın katına gittiğimiz gibi. Konumuza yardımcı olacak bir ayeti hatırlatmak istiyorum. “BİZ, ONLARI YEMEK YEMEZ BİR BEDEN YAPISINDA YARATMADIK. ONLAR ÇOK UZUN YAŞAYAN, ÖLÜMSÜZ DE DEĞİLLERDİ. “(Enbiya 8) Allah bu sözleri görev verdiği Elçileri/Resulleri/Nebileri için söylüyor. Yalnız bu ayet bile Hz. İsa’nın öldüğüne apaçık kanıt değil midir sizce? Kur’an ayetlerinden istifade ederek ayetleri anlamaya çalışırsak, batılın sanı inançlarında asla etkisinde kalmayız.

Kur’an bu konuda çok dikkat çekici birçok örneklerle açıklamalar yapmış ve Enbiya suresi 34. ayetinde Allah Elçisine, BİZ SENDEN ÖNCE HİÇ BİR BEŞERE EBEDİ UZUN BİR ÖMÜR VERMEDİK diye apaçık bildirmiştir. Bu ayetleri tebliğ alan bizler nasıl olurda hala Hz. İsa kıyamete yakın gelecek ölmedi deriz.  Bu bilgilere, ayetlere gözlerimizi kapatıyorsak, batılın takipçileri oluruz bunu unutmayalım. HZ. İSA’NIN NYAYA GELİŞİ NASIL BİR MUCİZE İSE, ALLAH’IN HUZURUNA GİDİŞİ DE YİNE BİR MUCİZE İLE OLMUŞTUR, ÖLÜMÜ TOPLUMA GÖSTERİLMEMİŞTİR. Bizlerde öldüğümüzde bedenimiz bu dünyada kalır, ruhumuz ise Allah’ın katına yükseltilir, ama uyku halinde bırakılır. Taki, hesabın görüleceği kıyamete kadar. Hz. İsa’da hesap gününe kadar biz ölmüş insanlar gibi, uyku halinde beklemektedir. Ayette geçen ehli kitap toplumunun, Hz. İsa dönemindeki Yahudi ve Hıristiyanlar olduğu anlaşılıyor. Şimdide gelelim Nisa 159. ayete. Allah bu ayetinde aşağıdaki sözleriyle neyi ve kimleri kast etmiş olabilir?

“EHLİKİTAP’TAN HER BİRİ ÖLÜMÜNDEN ÖNCE ONA MUTLAKA İNANACAKTIR. KIYAMET GÜNÜ DE O, ONLAR ALEYHİNE BİR TANIK OLACAKTIR. “

Bu ayet örnek gösterilerek, Hz. İsa’nın tekrar geleceği söylenmektedir. Hâlbuki bu konuyla ilgili tek bir detay, açıklama  Kur’an’da yoktur, ayet saptırılmaktadır. Burada kitap ehli yani insanların, kendi ölümlerinden önce inanacaklarını söylüyor, yoksa Hz. İsa gelecek ve İsa  ölmeden önce bunu görecekler demiyor. Ehlikitabın ölümlerinden önce ona inanacak sözünden, Hz. İsa’nın getirdiği gerçek kitaba/tebliğe inanacakları ve onların Hz. İsa ile ilgili hurafe inançların yanlış olduğunu, fark edeceklerini söylüyor ayet. Aslında bu bilgi tüm insanlar için geçerlidir. Hepimiz ölüm anımızda bazı gerçekleri fark edeceğiz. Ayette onlarda fark edecek ve yanlışlarını görecekler diyor. Bunu ayetin sonundaki uyarı ve ikazından anlıyoruz. Hristiyanlar ne diyorlar, İsa Allah’ın oğludur. Hz. İsa’nın kıyamet gününde, inandıkları yanlış itikatlarından dolayı, bu kişilerin Aleyhine, tanıklık yapacağından bahsediliyor. ALLAH’IN RESULÜNÜN SÖYLEMEDİĞİ ŞEYLERİ, O SÖYLEMİŞ GİBİ SÖYLEYENLERİN YALANLARI O GÜN, HZ. İSA’NIN ŞAHİTLİĞİNDE ORTAYA ÇIKACAĞI ANLATILIYOR. BU UYARIDAN BİZLERDE DERSLER ALMALIYIZ. HZ. MUHAMMED SÖYLEMEDİĞİ HALDE, BUNLAR RESULÜN SÖZLERİ/HADİSLERİDİR DİYEREK, ONUN SÖYLEMESİ MÜMKÜN LMAYAN SÖZLERİ ONA İSNAT EDENLERİNDE YALANLARI RESULÜN ŞAHİTLİĞİNDE O GÜN ORTAYA ÇIKACAKTIR. Yine Kur’an’dan bazı ayetleri öne sürerek, Hz. İsa’nın geleceği konusunda, Allah açıkça hiç bahsetmediği halde, hatta onu vefat ettirdim katıma aldım dediği halde ayetlere farklı anlamlar yüklenmektedir. Birkaç örnek verelim.

Zuhruf 61: Şüphesiz O, Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur. (Diyanet meali)

Zuhruf 61: Şüphesiz Kur’ân, kıyametin kopacağını bildirir. Kıyamet hakkında hiç şüphe duymayınız. Bana tâbi olunuz. Dosdoğru yol budur (Bayraktar Bayraklı meali)

Özellikle iki farklı mealden verdim. Ayete baktığımızda, Hz. İsa’dan hiç bahsedilmediğini görürüz. Bu ayetten birkaç ayet sonra ve önce Hz. İsa’dan bahsedilmesi sanırım, yanlış bir anlam verilmesine ve batılı kanıt gösterme çabalarında etkili olmuş olabilir. Ayette açıkça, O işaret zamiriyle Kur’an’dan bahsediliyor. Peki, bahsedilmediği halde Hz. İsa’nın ahir zamanda geleceğini ve kıyamet için bir delil olarak gösterilmesi, Kur’an’a uyuyor mu? Kesinlikle uymuyor. Allah Kur’an’da birçok ayetinde, kıyamet saatini soranlara cevap olması adına ne diyordu hatırlayalım. “KIYAMET ANSIZIN GELECEK.” Eğer kıyametten önce Hz. İsa’nın geleceğini söylersek, Allah’ın birçok ayetinde geçen ansızın gelecek sözlerini, demek ki görmezden geliyoruz, üstünü örtüyoruz demektir. Yine hatırlayınız, Hz. Muhammed’in son Nebi/Resul olduğu açıkça bildirilir Kur’an’da. Hz. İsa gelecek olsaydı kıyamete yakın, Allah bu hükmü verir miydi?

Buradan da anlaşılıyor ki, Allah’ın vermediği bir hüküm, mutlaka Kur’an ile çelişir. Peki, ayette ne anlatılıyor? Kıyamet konusunda bizlere bazı bilgiler, ilim veren neydi? Elbette Kur’an. Kıyamet konusunda bizlerin gerçek ilmi, Kur’an’dan başka ne olabilir? Ama bizler Kur’an ilmini bir kenara bırakıp, beşerin batıl, hurafe, sanı sözleriyle iman ederek, Allah’ın açıkça hükmetmediği bir konuyu, kelimelerin anlamları ile oynayarak, nasıl bir yanlış yaptığımızın farkında bile değiliz. Hatırlayınız Allah hükmü ben açık, detaylı, anlaşılır ve birçok örneklerle veririm demiyor muydu? Yine örnek verdikleri başka bir ayete gelelim.

Ali İmran 48 :”ONA KİTABI, HİKMETİ, TEVRAT’I VE İNCİL’İ ÖĞRETECEK.”

Bu ayetin bir öncesine baktığımızda, Meryem anamızın, Hz. İsa’yı nasıl dünyaya getirdiği konusu anlatılır ve devamında Hz. İsa’nın doğumundan sonra ona verilecek hikmetten, bilgelikten bahsedilir. Bu ayet örnek verilerek Hz. İsa’nın kıyametten önce geleceği ve Allah’ın Ona kitaptan kasıt, Tevrat’ı ve İncili öğreteceği söylenmektedir. Bunları nasıl söyleriz anlayamıyorum. KIYAMET GÜNÜ GELDİĞİNDE NEDEN HZ. İSA’YA İNCİLİ TEVRAT I ÖĞRETSİN, O ZATEN DAHA ÖNCE BUNLARI ÖĞRENMEMİŞ MİYDİ? Bakın ne kadar taban tabana zıt bir fikre, sırf hurafe itikatlara delil olsun diye, nasılda inanıyoruz. Allah yarattığı kullar için bakın ne diyor. “HER CAN ÖLÜMÜ TADACAKTIR. SONUNDA BİZE DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ.” (Ankebut 57) Eğer Hz. İsa’yı da bizler gibi bir beşer kabul ediyorsak, onun ölmediğini söylememiz asla doğru olamaz. Allah Enbiya suresi 34. ayetinde, biz senden önce hiç bir beşere, ölümsüzlük vermedik demiyor muydu? Şimdide Allah’ın, Hz. İsa’yı vefat ettirdiğini söylediği ayete bakalım.

Ali İmran 55: Allah buyurmuştu ki: “EY İSA! SENİ VEFAT ETTİRECEĞİM, SENİ KATIMA YÜKSELTECEĞİM, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman, ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.

Bunca ayetleri apaçık gördüğümüz halde, Hz. İsa hala ölmedi, kıyamete yakın gelecek diye inanalar, Kur’an’ın ayetlerine iman etmemiş olacağının farkında olmalıdırlar. Çünkü Rabbimiz açıkça Hz. İsa için, seni vefat ettireceğiz ve katımıza alacağız diyor. Demek ki katına almak vefat ettirmek anlamındaymış. Kur’an ayetlerini batıl ve rivayetler ışığında değil de, Kur’an ışığında anlamaya çalışırsak, en doğru yolu izlemiş oluruz. Allah biz her konuyu detaylı açıkladık ve örnekler verdik diyorsa, kıyametin kopmasından önce Hz. İsa’nın geleceğini söylemek ve savunmak, kelimelere kendi nefsimizce anlamlar vermek, bizleri Kur’an’ın yolundan ayıracak, şeytana ve şeytanlaşmış insanlara yaklaştıracaktır. Eğer Allah kıyametten önce Hz. İsa’yı gönderecek olsaydı, bunu çok açık bir şekilde bizlere söylerdi. Tekrar hatırlatmak istiyorum. Hz. Muhammed’in son NEBİ/RESUL olduğu, Kur’an’da belirtilmiştir. AYETLERİ KUR’AN IŞIĞINDA DEĞİL, RİVAYET VE SANI BİLGİLER IŞIĞINDA ANLAMAYA ÇALIŞIRSAK, ALLAH’IN DOĞRULARI İLE ASLA BULUŞAMAYIZ.

Dilerim  Kur’an ayetlerini, batıldan ve rivayetlerden uzak,  Kur’an ışığında anlamaya çaba harcayan, aklını Kur’an ile buluşturan, Rabbin azınlık halis kullarından oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. BİZ MÜSLÜMANLAR HZ İSANIN DECCALIN MEHDİNİN YECUC MECÜCÜN GELECEĞİNE İMAN EDERİZ ELHAMDULİLLAH KURAN KERİM BANA GÖRE BÖYLE ŞÖYLE DİYEREK YORUM YAPANLARI CEHENNEM EHLİ YAPAR HZ MUHAMMEDSİZ KURAN KAFİR YAPAR BANA GÖRE SANA GÖRE DEYİL ALLAHCC GÖREDİR KURANİYYUNCULARIN SONU DEİSTLİKTİR

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .