Ana içeriğe atla

YÜKSEK SESLE NAMAZ KILABİLİR YADA DUA EDEBİLİR MİYİZ?



Bugün sizlere, belki hiç aklınıza gelmeyen bir konuyu, düşünmenize vesile olmak istiyorum. Camide namaz kılanlar bilir, öğlen ve ikindi namazlarında yani gündüz namazların farzını kılarken imam, sesli olarak ayetleri okumaz, ama gece namazları yani sabah, akşam ve yatsı namazların ilk iki rekâtında, yüksek sesli okuyarak namazı kıldırır. Peki, bu fark nedendir ve doğru mudur diye hiç düşündünüz mü? Bakın hangi rivayet bilgilere dayanıyormuş bu farklılık.

“EFENDİMİZ HAZRETLERİ, NAMAZIN FARZ KILINDIĞI MİRAÇ GECESİNDEN SONRA, MEKKE’DE KILDIĞI NAMAZLARINDA GECE GÜNDÜZ DEMEYİP HEPSİNDE DE SESLİ OKUYORDU. GİZLİ OKUMA YOKTU BAŞLANGIÇTA. ANCAK GELİP EFENDİMİZ’İN SESLİ OKUYUŞUNU DİNLEYEN MÜŞRİKLER, İŞİTTİKLERİ AYETLERE KENDİ ŞİİRLERİNİ DE KARIŞTIRARAK, ŞURADA BURADA ŞİİRLİ AYET OKUYARAK ZİHİNLERİ BULANDIRMAYA ÇALIŞIYORLARDI. BUNDAN İSE EFENDİMİZ HAZRETLERİ RAHATSIZLIK DUYUYORDU. O SIRALARDA İSRA SURESİ AYET 110 NAZİL OLDU. BU AYET GÜNDÜZLERİ GİZLİ OKUMAYI, GECELERİ İSE SESLİLİĞİ SÜRDÜRMEYİ İŞARET EDİYORDU…”

Yazıda bahsedilen İsra suresi 110. ayete bakalım, acaba bu ayette namaz kılarken gündüz sesli okumayın, gece sesli okuyun bilgisi mi veriyor? Bu ayeti özellikle iki farklı mealden yazmak istiyorum ki, konuyu daha iyi anlayabilelim.

İsra 110: DE Kİ: “(RABBİNİZİ) İSTER ALLAH DİYE ÇAĞIRIN, İSTER RAHMAN DİYE ÇAĞIRIN. HANGİSİYLE ÇAĞIRIRSANIZ ÇAĞIRIN, NİHAYET EN GÜZEL İSİMLER O’NUNDUR.” NAMAZINDA SESİNİ PEK YÜKSELTME, ÇOK DA KISMA. İKİSİ ORTASI BİR YOL TUT. (Diyanet meali)

İsra 110: DE Kİ ALLAH DEYİN RAHMAN DEYİN, HANGİSİNİ DESENİZ HEP ONUNDUR O EN GÜZEL İSİMLER; BUNUNLA BERABER SALÂHATINDA PEK BAĞIRMA, PEK DE GİZLEME İKİSİNİN ARASI BİR YOL TUT. (Elmalı meali orjinal)

Ayeti okudunuz, rivayet edilen hadiste bahsedilen konuyla hiçbir ilgisi yok. İki farklı tercümeye baktığınızda, ayette geçen salat kelimesini birisi namaz diğeri orijinalini yazarak SALATINDA diye çevirmiş. İşte bizlerin bu konuda yaptığımız çok önemli yanlışımız. Ayette salat kelimesi geçtiğinde, hemen namaz diye çeviriyor ve diğer anlamlarını görmezden geliyoruz. Aslında iki farklı tercümeye de doğru diyebiliriz ama açıklama yaparak. Salat Kur’an’da bizlerin Farsçadan dilimize geçen namaz anlamına geldiği gibi, Allah’a yapacağımız DUA anlamına da geliyor. Hatta salatın, destek olmak anlamına da geldiğini de bilelim. LÜTFEN ŞUNU UNUTMAYALIM, NAMAZDA ALLAH’A YAPTIĞIMIZ BİR DUADIR. ŞÜKRANLARIMIZI, SAYGIMIZI, BAĞLILIĞIMIZI DUYGULARIMIZLA KELİMELERE DÖKTÜĞÜMÜZ, ONU TESBİH ETTİĞİMİZ, ONSAN YARDIM DİLEDİĞİMİZ ÇOK ÖZEL ANIMIZDIR.

Namazlarımızı kılarken ister yalnız kıl, ister camide, mescitte toplu kıl, namazını kılarken nasıl kılacağımıza, dua ederken nasıl bir sesle dua edeceğimize çok net bir açıklama getiriyor Allah ayette. Aslında bu detaydan bile bizler ders çıkartabiliriz. Eğer dinin tek kaynağı olmasaydı, Resulün rivayet hadisleri de dinin olmazsa olmazı olsaydı, ondan da Kur’an bahsederdi. Bahsetmediği gibi, bize öğretilenin tam tersi hüküm verilip, bizlerin yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı ve yalnız Kur’an’dan hesaba çekileceğimize hükmetmiştir. Bizler ayetleri emin olamayacağımız rivayet bilgilerle anlamaya, çarpıtmaya kendimize delil yaratmaya çalışıyoruz ve böylece,  AYETLERİN HÜKMÜNÜ DE YERİNE GETİREMİYORUZ, AYETİN ANLAMINI DA DEĞİŞTİRİYORUZ. Araf suresi 205. ayet, Allah’ın huzurunda onu zikrederken, ona dua ederken yüksek sesle olamayacağımıza açık bir kanıttır. “KENDİ KENDİNE, YALVARARAK VE ÜRPEREREK, YÜKSEK OLMAYAN BİR SESLE SABAH AKŞAM RABBİNİ AN. GAFİLLERDEN OLMA.” Yine Araf suresi 55. ayetinde bakın nasıl dua edeceğimizi söylüyor Allah. “RABBİNİZE BOYUN EĞEREK VE GİZLİCE DUA EDİN! ŞÜPHESİZ Kİ O, HADDİ AŞANLARI SEVMEZ. ” Bu ve benzeri bir çok ayetten anlıyoruz ki, ister namazımızı kılarken, ister Allah’a dua ederken, yüksek sesle bunu yapamayız. Bu saygımızı gösterirken, uyur gibi ağızlarımız bile kıpırdamadan, hatta söylediklerimizi kendimiz bile adeta işitmez bir durumda olamayacağımızı, yada çok yüksek sesle çevremizin işiteceği şekilde, sesimizi yükseltemeyeceğimiz bilgisi, Kur’an da bir çok ayette bizlere bildiriliyor.

Çok ilginçtir bizler bu yanlışı her konuda yapıyor, elimizde apaçık ayetler dururken, bir rivayete göre diye başlayan ve Resulün yaşanmış örneği var bu konuda sözleriyle devam ederek, kendimize DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ, ŞAHİDİ OLMAYAN kanıtlar, deliller yaratmaya çalışıyoruz. HATIRLATIRIM BUNLARI YAPANLAR, KUR’AN’DA APAÇIK KANIT, DELİL OLDUĞU HALDE İNATLA, ALLAH’IN KİTABINA AYETLERİNE ŞİRK KOŞMUŞ OLDUKLARINI BİLMELİDİRLER. Allah’ın verdiği bir hükmün önüne, hiç kimse bir başka söz/hadis koyamaz ve bu hadis, bu ayeti nesh ediyor diyemez. Bu yol ve yöntem, Allah’ın yolundan sapmaktır. Hatırlayınız camide namaz kılarken, hoca ilk iki rekatı kendisi kıldırıyor, cemaat dinliyor ama hoca kendisi okuyor dua ediyor. Bu durumda bizim hiç bir katkımız olmuyor namazda. Bu yöntemle namazın yarısını biz kılıyoruz, yarısını imam kılmış oluyor. Kur’an’da Resulün imamlığında, örneği verilen namazda böyle bir namaz şekli yok. Lütfen bu konu üzerinde dikkatle düşünelim. NAMAZ BİZZAT BİZ ALLAH’IN KULLARININ, ARACISIZ ALLAH İLE BİR OLDUĞUMUZ, ONA DUA ETTİĞİMİZ ANDIR. YARISINDA ALLAH İLE BİZMUHATAP OLUP DİĞER YARISINDA SUSUP İMAMI DİNLEMEMİZ, KUR’AN’DA ÖRNEĞİ VERİLEN NAMAZIN TARİFİNE UYMAZ. BU NAMAZ MEZHEPLERİN ŞEKİLLENDİRDİĞİ VE ÖRNEĞİNİ VERDİĞİM AYETE UYMAYAN BİR NAMAZ ŞEKLİDİR.

Rivayetlerde anlatıldığı gibi, Allah müşriklerin yapacağı fitneyi, ya da kötülükleri ayetleri gizleyerek, saklayarak asla önlem almaz, önce bunun bilincinde olmalıyız. ÇEKİNİLECEK KORKULACAK YALNIZ ALLAH’TIR AYETİNE DE, ZATEN BU DÜŞÜNCE, DAVRANIŞ TERS DÜŞER. İsra suresi 110. ayet, nerede namaz kılarsak, yada dua edersek edelim, yüksek sesle bunu yapamayacağımız bilgisini veriyor bizlere. DİKKAT EDİN LÜTFEN, HİÇ BİR İSTİSNA YOK AYETTE. TOPLU NAMAZ KILARKEN, SESLİ İMAM KILDIRIR DEMİYOR. DAHA AÇIKÇASI BU KONUYA CİDDİYET VE DİSİPLİN GETİRİYOR AYETLER.   İlginçtir, yukarıda yazdığım rivayet hadisin devamında, şöyle bir bilgide vardı, onu da paylaşmak istiyorum sizinle.

“ANCAK TEK BAŞINA, GECE NAMAZ KILAN KİMSE SERBESTTİR. İSTERSE SESSİZ KILAR. İSTERSE KENDİNİ NEFSİNİN İMAMI KABUL EDER, PEŞİNDE MELEKLERİN CEMAAT OLABİLECEĞİNİ DE DÜŞÜNEREK İMAM GİBİ SESLİ KILABİLİR. YANİ TEK BAŞINA AKŞAMI, YATSIYI, SABAHI EVİNDE KILAN KİMSE İSTERSE İMAM GİBİ RAHATLIKLA SESLİ OKUYARAK KILABİLİR.”

Günümüzde yaşadığımız İslam, işte böyle rivayetlerle mezheplerin etkisiyle kendi nefisimizi de, batıl inançlarımıza uydurabilmek adına, nasıl şekillendirildiğini ve Kur’an’dan toplumun uzaklaştırıldığını üzülerek görüyoruz. Hiç kimse şunu sormuyor, bu hükümleri kim verdi diye. Sormuyorlar çünkü yalnız Kur’an ile İslam yaşanmayacağını, Kur’an’ın özet bilgiler verdiğine inandırıldı bu toplumda ondan. Böyle bir yol izleyenler, Allah’a değil, inanın şeytana ve şeytanlaşmış insanlara doğru gittiğini unutmamalıdırlar. SANIRIM CAHİLLİK, İNSANA CESARET VERİYOR.  Verdikleri rivayet konusuna gelince. Madem Allah’ın Resulü müşriklerin duymasını istemediği için, gündüz namazlarını sessiz kıldırıyordu, Cuma namazını, bayram namazı neden sesli kıldırdığını söylüyoruz? Burada mantıksızlık, tutarsızlık, tezatlık yok mu? Bakın bu konuda da nasıl bir savunma yapılıyor.

“CUMA VE BAYRAM NAMAZLARI DA ZATEN HİCRETTEN SONRA FARZ VE VACİP KILINDIĞINDAN, MÜŞRİKLERİN DE BİR ZARARI OLMAYACAĞINDAN, KIRAATLER CEHRÎ(YÜKSEK SESLİ) OLDU. “

Bahsedilen namazların, hicretten sonra farz ve vacip olduğu söylenerek, imamın sesli namaz kıldırdığı savunması yapılıyor. Bu bilgiler ışığında, düşünme melekesini yitirmemiş bir Müslüman şu soruyu sormaz mı? ARTIK GÜNÜMÜZDE HİÇBİR SORUN KALMADIĞINA VE MÜŞRİKLERİN, KAFİRLERİN BİZLERE İBADETLERİMİZDE ALAYA ALAMAYACAKLARI BİR ORTAM OLDUĞUNA GÖRE, ARTIK GÜNDÜZ NAMAZLARIMIZI CAMİLERDE İMAMIN SESLİ KILDIRMASI GEREKMEZ Mİ? Unutmayalım, bayram ve bayram namazı Kur’an’da geçmez, Allah’ın emri değildir. Doğrusu anlatılanlar ne yazık ki kendi içinde çelişkili. AMA BUNU SORGULAMA GÜCÜMÜZ, ELİMİZDEN ALINDIĞI İÇİN, NE DÜŞÜNÜYORUZ, NEDE SORGULAYABİLİYORUZ. NE SÖYLENİRSE İNANIYORUZ. UNUTMAYALIM LÜTFEN, ALLAH KİTAP EHLİ BÖYLE SORGUSUZ YAŞADIKLARI İÇİN İNANÇLARINI, KUR’AN’I İNDİRMİŞTİR. İmtihan böyle yaşanmaz. Allah’ın kitabında ne emrediyorsa, O hükümler ışığında yaşanır, rivayet ve sanı bilgilerle değil. Bu konuyu anlatan yazının son kısmında, çok dikkat çekici bir bölüm vardı ki, bugün bizlerin İslam’ı sorgulamadan yaşamamızın asıl nedenine ışık tutuyor.

“BİLİNDİĞİ GİBİ İSLAM’DAKİ GÖREVLERİN BİR KISMI, AKILLA İZAH EDİLEBİLEN “MAKULU’L-MANA”DIR. AZ BİR KISMI DA TESLİMİYETİ GEREKTİREN VE AKILLA İZAH EDİLEMEYEN BOYUTTADIR. BUNUN DA HİKMETLERİ VARDIR. BİR HİKMETİ ŞUDUR Kİ, İSLAM DİNİNİN İKİ TEMEL ESASI VARDIR. BİRİNCİSİ, İMAN ESASLARIDIR. İMAN İLİMDİR VE AKLA HİTAP EDER. İKİNCİSİ, İSLAM ESASLARIDIR. İSLAM TESLİM OLMAYI GEREKTİRİR. BU SEBEPLE BAZEN AKLIN KAVRAYAMADIĞI BAZI UNSURLARI DA OLACAK Kİ, TESLİMİYET HASIL OLSUN. YOKSA HER ŞEYİ AKLINA YATTIĞI İÇİN KABUL EDERSE KİŞİ, O ZAMAN TESLİMİYET TESTİNDEN GEÇMEMİŞ OLUR. “

Ne yazık ki bugün yaşanan İslam dinine, aklın ve mantığın alamayacağı şeyleri dahi sokabilmenin anahtarı, bu sözlerde yatıyor.  İMAN ETMEK GÖRÜNMEYENE İNANMAKTIR. AMA O İMANI ÖNCE SAĞLAMLAŞTIRMAK, GÜÇLÜ VE KALICI KILMAK, KALPLERİNE YERLEŞTİRMEK İSTEYEN, ELDE KUR’AN DÜŞÜNEREK, ARAŞTIRARAK ANLAMALI Kİ, İMANI KALICI VE SÜREKLİ OLABİLSİN. Bunu yapmak Allah’ın Kur’an’da emridir, hatırlatmak isterim. Bu düşünce Kur’an öğretisine tamamen ters düşer. İslam’ın esasları asla aklın ermeyeceği konular değildir. Allah bizlerin, Kur’an’da hiç düşünmeden iman etmemizi asla istemez, istemiyor da zaten. Kur’an’ı düşünerek, aklını kullanarak anlamaya çalışanların gönül gözünü açacağını söyleyen Rabbimiz, böylece fark edemeyeceğimiz konularında, farkına varmamızı sağlıyor. Peki, Kur’an bu sözleri onaylar mı? Bir başka deyişle Allah bizlerin düşünmeden iman etmemizi mi istiyor Kur’an’da? Gelin ona da bakalım.

Bakara 269:ALLAH, DİLEYENE HİKMETİ VERİR; KİME HİKMET VERİLMİŞSE, ONA BÜYÜK SERVET VERİLMİŞTİR. AMA AKIL SAHİPLERİ DIŞINDA KİMSE BUNU DÜŞÜNÜP ANLAYAMAZ.

İbrahim 52: BU, İNSANLIK İÇİN BİR MESAJDIR: ARTIK ONUNLA UYARILSINLAR VE BİLSİNLER Kİ BİRİCİK İLÂH O’DUR: NİHAYET AKTİF AKIL SAHİPLERİ, BUNU HATIRDAN HİÇ ÇIKARMASINLAR!

Nisa 82: HÂLÂ KUR’ÂN ÜZERİNDE GEREĞİ GİBİ DÜŞÜNMEYECEKLER Mİ? EĞER O, ALLAH’TAN BAŞKASI TARAFINDAN GÖNDERİLMİŞ OLSAYDI ONDA BİRÇOK ÇELİŞKİ BULURLARDI.

Araf 201: TAKVÂ SAHİPLERİ VAR YA, ONLARA ŞEYTAN TARAFINDAN BİR VESVESE DOKUNDUĞUNDA, DÜŞÜNÜP HEMEN GÖRÜRLER.

Enfal 22: ŞÜPHESİZ ALLAH KATINDA CANLILARIN EN KÖTÜSÜ, DÜŞÜNMEYEN SAĞIRLAR VE DİLSİZLERDİR.

Yunus 100: ALLAH’IN İZNİ OLMADIKÇA, HİÇBİR KİMSE İMAN EDEMEZ. ALLAH, AZABI AKILLARINI (GÜZELCE) KULLANMAYANLARA VERİR.

Siz bunca ayetten, Allah’ın bizleri bazı konularda, düşünmeden iman etmelisiniz diye söylediğini mi anladınız? Elbette hayır, tam tersine mutlaka ayetler üzerinde düşünmemizi özellikle emretmiştir. Peki neden? Çünkü düşünen, aklını kullanan ve Kur’an’ı rehber alarak onun sınırlarını aşmayan bir insanı, hiç kimse kandıramaz, batıl ve hurafeyle aldatamaz da ondan. Düşünerek iman eden bir insanın, tüm gerçekleri gördüğü, hiçbir şüphesi olmadığı için, nefsi de başka yanlışlara yönelmez. Ama düşünmeden iman eden, aklı yatmayan konulara inanan bir insanın nefsi, pamuk ipliği gibidir, nereye çekerseniz o taraf gider ama gerçeklerden koparak gider. Onun için Allah özellikle düşünmeye önem verir ve bizlerin düşünerek iman etmemizi ister. BİR BAŞKA DEYİŞLE DÜŞÜNME VE AKIL, İMANIN SİGORTASIDIR. Bu konuda Kur’an’ın verdiği örneğe bakalım.  Toplu kılınan namaz konusunda da örnek veriyor, hem de savaş zamanında Resulün imamlığında. Bakın nasıl tarif ediyor.

Nisa 102: SEN ONLARIN ARALARINDA BULUNUP DA ONLARA SALAT/NAMAZ KILDIRDIĞINDA, İÇLERİNDEN BİR KISMI SENİNLE BERABER SALATA/NAMAZA DURSUN. SİLAHLARINI DA YANLARINA ALSINLAR. BUNLAR SECDEYE VARDIKLARINDA DİĞER BİR KISMI ARKANIZDA BEKLESİN. SONRA O NAMAZ KILMAMIŞ OLAN DİĞER KISIM GELSİN SENİNLE BERABER KILSINLAR VE İHTİYATLI BULUNSUNLAR, SİLAHLARINI YANLARINA ALSINLAR………

Ayete dikkat ettiyseniz, Resulün imamlığında kısaltılmış namaz kılınıyor. Lütfen açıklamaya dikkat eder misiniz, Allah’ın Resulü ile birlikte namaza duruyorlar ama sesli okumaktan bahsedilmiyor. Ancak buradaki imamın görevi, hep birlikte kıyam etmek, rükû ve secde etmenin dışında bir görevi yok. ÇÜNKÜ NAMAZ, ALLAH İLE KULUNUN ARASINDAKİ BAĞDIR, BUNA HİÇ KİMSE MÜDAHİL OLAMAZ, ARAYA GİREMEZ. Toplu namazda yalnız imam dua edip, ayet okuyup cemaat dinler hiç bir şey yapmazsa, bu namazın özüne de uygun olmaz. 

Toplumu istedikleri gibi, kendi menfaatleri yönünde kandırabilmek isteyenler, toplum ile Kur’an’ın arasına girmiş ve hemen hemen her konuda, dine hurafe ve batıl düşüncelerini sokmuşlardır. BU YANLIŞLARI SANIRIM DÜZELTMEK VE TOPLUMA GERÇEKLERİ ANLATMAK, KABUL ETTİRMEK GÜNÜMÜZDE PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR. ONUN İÇİN HERKES KENDİSİNDEN SORUMLU OLUP, KENDİ GEMİSİNİN KAPTANI OLDUĞUNU VE BİR GÜN YALNIZ KUR’AN’DAN HESAP VERECEĞİNİ UNUTMAMALIDIR. Allah’ın Resulünün asla söylemesi mümkün olmayacak sözleri, sanki Resul söylemiş gibi topluma anlatanlar ve bu yolla Allah’ın Resulüne iftira atanlar, toplumu istedikleri yönde kullanma gücünü ne yazık ki elde etmişlerdir.

Elbette bunu yapanların mahşer günü yüzleri simsiyah olacak, Allah’a ve Resulüne attıkları iftiraların hesabını vereceklerdir. Bizlere düşen elde Kur’an, onu yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamaya çalışmak olmalıdır. Hepimiz hata yapabiliriz ama en az hata yapanlardan olmak istiyorsak, rivayet ve sanıdan uzak, ALLAH’IN SORUMLU OLDUĞUMUZA HÜKMETTİĞİ, YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMALIYIZ onu anlayarak ve düşünerek okumalıyız. Bunu başara bilenlere ne mutlu. ALLAH CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN. ELDE KUR’AN, GERÇEKLERİ YAŞAYABİLMEK DİLEKLERİMLE.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .