Ana içeriğe atla

KADINLARIN REGLİ, AY HALİ DURUMUNDA, ORUÇ VE İBADETLERİ KONUSU…..





Değerli arkadaşlarım, Diyanet sitesinde gezinirken okuduğum bir konuyu sizlerle konuşmak, Kur’an ile karşılaştırıp, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce sizlere Kur’an'dan bazı ayetler hatırlatmak istiyorum.
 
İsra 89: Yemin olsun, biz bu Kuran'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.
 
Kehf 54; Yemin olsun biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
 
Araf 52: Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.
 
Yukarıdaki ayetlere benzer birçok ayetler vardır Kur'an'da. Sizlere sormak isterim, acaba bu ayetlerden sizler, bizlerin iman adına yapmamız gereken, sorumlu olduğumuz her şeyin, KUR’AN'DA detaylı olmadığını mı anladınız? Elbette hayır. Aslında Allah çok açık diyor ki, sizin rehberiniz Kur’an dır. Bu rehberde de sizleri ilgilendiren her konu, bilmeniz gerektiği kadar basit ve kolay apaçık yazılmıştır. Sizi Allah ile aldatmaya çalışıp bunlarda dinin emridir diyenlere sakın uymayın, yalnız Kur'an'ın ipine sarılın diyor. Şimdide konumuzla ilgili ayete bakalım.
 
Bakara 222: Sana âdet halini de sorarlar. De ki: "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı(regli)oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar TEMİZLENİNCEYE KADAR kendilerine yaklaşmayın. İYİCE TEMİZLENDİKLERİNDE, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever.
 
Kur’an'da kadınların, adet halinden bahsettiği tek ayet bu ayettir. Bu ayette de dikkat ederseniz, bu durumun kadına rahatsızlık veren bir hal olduğu, bu durumda kadınla cinsel birleşme yapmayın, bu durum bitip temizlendiğinde birleşebilirsiniz diye açıklama yapıyor ve böylece kadınları korumaya alıyor Allah. PEKİ AYET KİMLERE HİTAP EDİYOR VE UYARIYOR BU KONUDA, BURASI ÇOK ÖNEMLİ? ELBETTE ERKEKLERİ UYARIYOR. YANİ AYETTE BAHSEDİLEN YASAK ERKEKLERE GELİYOR VE EŞİNİZ BU DURUMDAYKEN, ONLARLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYİN DİYOR. KADINLARA BU HALDEYKEN, ONLARA GETİRİLMİŞ FARKLI BİR KONUDA, ASLA BİR YASAK YOK. Dikkat ederseniz, kadın bu halindeyken asla ibadet edemez, ya da oruç tutamaz demiyor. Her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyen Rabbimiz, böyle bir yasağı olsa söylemez miydi sizce? Elbette söylerdi. 
 
Bu ayetin indirilmesinin nedenlerini düşündüğümüzde, farklı şeyler söyleyebiliriz. İlk akla gelen kadının bu halindeyken cinsellik, kendisine eziyet vereceğinden ayetin indirilme nedeni, kadını korumak adına diyebiliriz. Bir başka düşüncede, O günkü özellikle Yahudi toplumu kadınları regli hallerinde kirli, pis mındar görüyorlardı. Gerçi yahudiler hala öyle görüyor. Bu durumdaki kadınların ibadet yapamayacakaları türünden, birçok yasak getirildiği gibi, bu haldeki kadınla aynı  yatakta bile erkekler yatmıyordu. Tüm bunları birlikte düşündüğümüzde, bu ayetin indirilme nedeni, kadını bu eziyetten ve kötü durumundan kurtarmak olduğunu anlıyoruz.
 
Önce şunu özellikle söylemek isterim, kadın bu halde yani regli halindeyken bu durum ona rahatsızlık veriyorsa ve bundan dolayı oruç tutamayacak durumdaysa, elbette hasta olduğumuzda yaptığımız gibi, o gün oruç tutmayabilir. BU BİR RUHSATTIR, KADINA ALLAH'IN KOLAYLIĞIDIR. Daha sonra tutamadığı gün sayısı kadar tutar. Ama kadının bu hali, her kadında aynı rahatsızlık yaratmaz, onun için isteyen kadın bu halinde orucunu rahatlıkla tutabilir, namazını kılabilir, çünkü Allah'ın bu konuda bir yasağı yoktur.  Allah'ın bu durumdaki bir kadına, ibadetleri konusunda getirdıği bir yasağı yoksa, bu yasağı hiç kimse, Resulü dahil getiremez. Düşünmenizi istediğim dikkat çekici bir konuyu, sizlere hatırlatmak istiyorum. Allah namaza durmadan önce, yapmamız gereken şartları sayarken, HİÇ BİR AYETİNDE, KADIN REGLİ/AY  HALİ BİTTİKTEN SONRA, GUSUL ABDESTİ ALMALI VE ALDIKTAN SONRA NAMAZA DURMALIDIR DEMEZ. AMA SARHOŞ OLDUĞUNUZDA KENDİNİZİ BİLİNCEYE KADAR UZAK DURUN DİYE UYARIR. Demek ki Allah, kadının bu halini cinsel birleşmede olduğu gibi kirli kabul etmiyor ki, kadın bu halin sonunda yıkanmadan namaza durmasın demiyor. LÜTFEN BİZLERİ BU KONUDA ALDATMAYA ÇALIŞANLARIN, ALLAH'IN KOYMADIĞI HÜKÜMLERİ KOYANLARIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM. Çok daha kötüsü Allah'ın Resulünü adeta haşa, Allah'ın eksiğini tamamlar konumuna getirmeyelim, büyük hata ederiz. Her işini bu halindeyken yapabilen kadın, neden bu halindeyken, Allah'ın huzuruna durup, ona şükürlerini sunmak adına namaz kılamasın? Kendini iyi hissediyorsa, Allah'ın ORUÇ TUT emrini yerine neden getiremesin.  Şimdide bu konuda, Diyanetin sitesinden aldığım bir bölümü sizlerle paylaşıp, bu sözlerin üzerinde konuşalım.
 

"KADINLAR İÇİN İLÂVE ŞART İSE ONLARIN HAYIZ VEYA NİFAS DURUMUNDA OLMAMALARIDIR. PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARINDAN GELEN BÜTÜN RİVAYETLER, ONLARIN AYBAŞI HALLERİNDE NAMAZ KILMADIKLARI VE ORUÇ TUTMADIKLARI YÖNÜNDEDİR.

DAHA ÖNCE NAMAZ BAHSİNDE VE BU BÖLÜMÜN BAŞINDA DA BELİRTİLDİĞİ GİBİ HAYIZ VEYA NİFAS HALİNDE BULUNAN KADININ ORUÇ TUTMASI HARAM OLDUĞU GİBİ, TUTACAĞI ORUÇ DA GEÇERLİ OLMAZ. KADINLAR BU DURUMLARI SEBEBİYLE TUTAMADIKLARI ORUÇLARI, DAHA SONRA İSTEDİKLERİ BİR ZAMANDA KAZA EDEBİLİRLER. 

CÜNÜPLÜK, HAYIZ VE NİFASTAN FARKLIDIR. ÇÜNKÜ CÜNÜPLÜĞÜN GERÇEKLEŞMESİ İHTİYARÎ OLDUĞU GİBİ, GUSLETMEK SURETİYLE CÜNÜPLÜKTEN TEMİZLENMEK DE MÜMKÜNDÜR. BU BAKIMDAN CÜNÜPLÜK ORUCA BAŞLAMAYA ENGEL GÖRÜLMEMİŞTİR. BUNUNLA BİRLİKTE MÜMKÜN OLAN EN KISA ZAMANDA CÜNÜPLÜKTEN TEMİZLENMEK GEREKİR."

Şimdide yukarıdaki yazılanlara bakalım ve sorumlu olduğumuz Kur’an'dan aldığımız bilgilerle karşılaştıralım. Dikkat ederseniz kadınların bu hallerindeyken oruç tutamaması ve ibadet edememesini, hangi bilgilerden aldığı kaynaklara dayandırıyor. "PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARINDAN GELEN BÜTÜN RİVAYETLER, ONLARIN AYBAŞI HALLERİNDE NAMAZ KILMADIKLARI VE ORUÇ TUTMADIKLARI YÖNÜNDEDİR." Değerli din kardeşlerim, Kur’an'da asla Allah'ın böyle bir yasağı emri, hükmü bulunmadığı halde yasakların, haramların kaynağını ibretle gördünmüz mü? KAYNAK, DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYET. Peygamberimizin eşlerinden gelen RİVAYETLERE dayanılarak, kadınlarımız bu haldeyken oruç tutamıyor ve ibadet edemiyor diye İslam dininde nasıl kanıt delil yaratırız. BUNU YAPARSAK RİVAYETLERİ KUR'AN'IN ÖNE GEÇİRMİŞ OLURUZ Kİ, BUDA ŞİRKTİR. Bizler bu hataları çok fazla yapıyoruz, sonucunuda hep birlikte görüyoruz. Ne dersiniz yazının başında sizlere hatırlattığım ayetlere uyuyor mu? İşte bizler inancımızı, böyle bilgilerle yaşıyoruz ve Allah emretmediği halde, sanki Allah'ın emriymiş gibi rivayetleri işte böyle dinin asli unsuru yapıyoruz. BU YOL VE YÖNTEM BİZLERİN, KUR'AN'IN SINIRLARINI AŞMAMIZA NEDEN OLDUĞU GİBİ, ALLAH'A VE ELÇİSİNE İFTİRA ATMAMIZA DA NEDEN OLUYOR. İlginçtir mezheplerin fıkıh inancı, kanlı basur olan bir ekeğin kanasa bile abdest tazaliyerek, namazını kılabileceğine hükmederken, kadınların kendi elinde olmayan, Allah vergidi regli ay hali durumunda namaz kılamaz, oruç tutamaz diyebilmişlerdir. Akıl ve Kur'an devre dışı kalırsa, sonuçta böyle olması kaçınılmaz olacaktır. Diyanetin yazısına dikkat ettiyseniz, cünüplük ile Hayızlı hali karşılaştırıyor ve bakın ne kadar ilginç bir sonuç çıkarıyor.

"CÜNÜPLÜK, HAYIZ VE NİFASTAN FARKLIDIR. ÇÜNKÜ CÜNÜPLÜĞÜN GERÇEKLEŞMESİ İHTİYARÎ OLDUĞU GİBİ, GUSLETMEK SURETİYLE CÜNÜPLÜKTEN TEMİZLENMEK DE MÜMKÜNDÜR. BU BAKIMDAN CÜNÜPLÜK ORUCA BAŞLAMAYA ENGEL GÖRÜLMEMİŞTİR. BUNUNLA BİRLİKTE MÜMKÜN OLAN EN KISA ZAMANDA CÜNÜPLÜKTEN TEMİZLENMEK GEREKİR." 

Cünüplük hali insanın, kendi eliyle ya da düşüncesiyle oluşan bir durumdur. Bu durum oruca başlamaya engel görülmediği halde, kadının kendi elinde olmayan, yaratılışının özelliğinden, cinsiyetiyle doğurganlığıyla ilgili halini , oruca engel nasıl görebiliriz. Tam bu esnada size iki ayet daha hatırlatmak istiyorum, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için.
 
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
 
Ankebut 51: Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
 
Sizce bu ayetler bizi ilgilendirmiyor mu? Yoksa bu ayetler yalnız Yahudilerimi ilgilendiriyor? Bu ayetler, yalnız cahiliye toplumu için mi indirldi? Bizler bu ayetlere iman ettiğimizi söylüyoruz ama ne yazık ki hayata geçirmeye geldiğinde, tam tersini yapıyoruz. Allah katından indirilen Kur'an'a değil, mezheplerin beşeri fıkıh inancı rivayet ve  sanı bilgileri örnek gösteriyor, Kur'an'ın önüne geçirip hayatımıza geçiriyoruz. Sizce Allah aşağıdaki hükmünü verdikten sonra, Kur'an'da açıkça verilmemiş, izah edilmemiş bir hükümden sorumlu tutar mı bizleri. "Zühruf 44: DOĞRUSU O KUR'AN, SENİN İÇİN DE, KAVMİN İÇİN DE BİR ÖĞÜTTÜR VE SİZ ONDAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ." Elbette sorumlu tutmaz. Ama gözler perdeli gönüller taş kesmiş ise, ne söylerseniz söyleyin anlamayacaklardır. Allah bu kadar açık ve net ayetlerini bizlere göndermesine rağmen, Kur’an'ın hiçbir yerinde, KADIN REGLİ HALİNDE ORUÇ TUTAMAZ, İBADET EDEMEZ, BU HALİ BİTİP GUSUL ABDESTİ ALDIKTAN SONRA YERİNE GETİRİR, DİYE HÜKÜM VERMEDİĞİ HALDE KUR'AN'DA, GÜNÜMÜZDE BU YASAĞIN GETİRİLMESİNE SEBEP NE OLABİLİR SİZCE? Gelin şimdi ona bakalım. Bakalım da Yahudi fitnesi, içimize nasıl sokmuş kendi batıl inançlarını iyice anlayalım. Ayrıca İslam'ı yaşıyoruz diye, Yahudileştirilmiş bir dini kendi ellerimizle nasıl yaratmışız onu görelim.
 
BÖLÜM 12
 

LEV.12: 1 RAB MUSA'YA ŞÖYLE DEDİ:

LEV.12: 2 "İSRAİL HALKINA DE Kİ, 'BİR KADIN HAMİLE KALIP ERKEK ÇOCUK DOĞURURSA, ÂDET GÖRDÜĞÜ GÜNLERDE OLDUĞU GİBİ YEDİ GÜN KİRLİ SAYILACAKTIR.

LEV.12: 4 KADIN KANAMASINDAN PAKLANMAK İÇİN OTUZ ÜÇ GÜN BEKLEYECEK. PAK SAYILMASI İÇİN GEÇMESİ GEREKEN BU GÜNLER DOLUNCAYA DEK KUTSAL BİR ŞEYE DOKUNMAYACAK, TAPINAĞA GİRMEYECEK.

LEV.12: 5 ANCAK, KIZ ÇOCUK DOĞURURSA, ÂDET GÖRDÜĞÜ GÜNLER GİBİ İKİ HAFTA KİRLİ SAYILACAKTIR. KANAMASINDAN PAKLANMAK İÇİN ALTMIŞ ALTI GÜN BEKLEYECEKTİR…………..

Yukarıdaki bölümleri, bugün Yahudilerin ellerinde bulunan, tahrif edilmiş batıl bilgilerle doldurulmuş Tevrat tan alıntı yaparak yazdım. Ne kadar açık ve net yazıyor, bu haldeki kadınlar kirli sayılacaktır diyor, daha çok vardı ben kısalttım. Peki, hesaba çekileceğimiz, sorumlu olacağımız Kur’an'da, neden tek bir kelime bile yok diye, neden sormuyoruz bizlere tüm bunları anlatanlara?  Yorum sizlerin. İçimize sokulan hurafelerin artık din olmadığının farkına varalım, çünkü daha ne kadar ömrümüzün kaldığını bilemiyoruz. Hesap günü keşke Kur’an'ı anlayarak okusaydım ona tabi olsaydım, hurafelere inanmasaydım diyerek, dövünmenin hiçbir faydası olmayacak. Elimizdeki apaçık Kur’an'ı bir kenara bırakmış, Yahudilerin içimize soktuğu inançlarına iman ediyoruz, ama farkında bile değiliz. YAHUDİLEŞMİŞ BATIL BİR İNANÇLA, RABBİN HUZURUNA ÇIKMAKTAN, YİNE YÜCE RABBİM E SIĞINIRIM.

 
Amacım, bizlere din diye dayattıkları hurafeleri, sanı bilgileri KUR'AN ile sorgulayan bir toplum olabilmek adınadır. Hakkın içine batıl karıştırır ve Kur'an'ı yetersiz, detaysız görüp rivayetleri mezheplerin fıkıh inancını Kur'an'ı açıklayan, detaylandıran konuma getirirsek, Kur'an'ın güzelliğinden, nurundan, kolaylığından asla faydalanamayız. Çünkü Hak batılı kabul etmez. Onun içindir ki Allah, sakın hakka batıl karıştırmayın diye uyarır bizleri. Rabbimiz bizlerin yaptığı yanlışları affet ve bizlere bir hak daha tanı ne olur. Gönül gözlerimizi aç ve gözlerimizdeki o kalın batıl perdesini kaldır ki, senin nurunun ışığından faydalanabilelim. KUR’AN AYETLERİNE KARŞI KÖR VE SAĞIR OLMAKTAN, NE OLURSUN KURTAR BİZLERİ.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır