Ana içeriğe atla

RİVAYETLER İNANCIMIZI YÖNLENDİRİNCE, SONUÇTA İŞTE BÖYLE OLUR.



Kur’an, akla düşünmeye önem verir. Ayetler üzerinde düşünerek iman etmemizi, asla emin olmadığımız bilgilerin ardına düşmeden, imanımızı yaşamamızı özellikle Allah verdiği örneklerle anlatır ki, yanlışın ardından gitmeyelim. Peki, bizler Allah’ın bu öğüdünü ne kadar dinliyoruz? Allah’ın sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, onun ipine sarılın sözleri, bir kulağımızdan girmiş, diğerinden ne yazık ki çıkmış. Rivayetler günümüzde adeta Kur’an’ın önüne geçmiş, onunla eş tutulan, dini hükümler haline gelmiştir. Bu bilgilerin doğruluğu üzerinde düşünmek, Kur’an’dan onay almak şurada dursun, RİVAYET HADİSLERİN BİR TANESİNİ BİLE İNKÂR EDERSENİZ, KUR’AN AYETİNİ İNKÂR ETMİŞ GİBİ OLUR, dinden çıkarsınız sözleri, bugün ne yazık ki camilerimizde, cahil insanlar tarafından değil, DİYANETİN BAZI MÜFTÜLERİ TARAFINDAN SÖYLENEBİLMEKTEDİR. Sizlere Kütüb-i Sitte den birkaç örnek vermek istiyorum. Acaba bu rivayet hadisleri kabul etmek mi insanı günaha sokar, dinden çıkartır, yoksa bunları kabul etmemek mi? Yorumunu sizlere bırakıyorum.

7236 – HZ. ENES RADIYALLAHU ANH ANLATIYOR: “MEDİNE EHLİNDEN BİR CARİYE BİLE RESÜLULLAH ALEYHİSSALATU VESSELÂM’IN ELİNDEN TUTARDI VE ALEYHİSSALATU VESSELÂM ELİNİ ONUN ELİNDEN ÇEKMEZDİ DE, CARİYE İHTİYACI İÇİN, O’NU MEDİNE’NİN İSTEDİĞİ SEMTİNE ÇEKER GÖTÜRÜRDÜ. (Resülullah tevazu gösterir, itiraz etmezdi).”

Değerli din kardeşlerim, Allah aşkına bu rivayet hadisten siz ne anladınız? Çünkü her türlü anlama gelebilecek bu sözleri, nasıl söyleriz. Cariye hangi ihtiyacı için, Allah’ın Resulünü Medinenin istediği semtine götürüyor, bu konuda açıklama yapabilecek var mı aramızda. Ne söylediğimizin farkında mıyız? Hiç sanmıyorum, çünkü rivayetler ve sanı bilgiler güzümüzü kör etmiş, yaşadığımız sapık inançlarımıza bile delil, kanıt yaratıp meşrulaştırmaya işte böyle çalışıyoruz. Allah böyle toplumların, sizce dualarına cevap verir yardımcı olur mu?. Şimdi vereceğim rivayet hadisi, Kur’an’ın ışığında düşündüğümüzde, Allah’ın Resulünün önerisi olabilir mi? Bu sözler Kur’an’ın onayından geçen bir davranış mı? Yoksa bizleri yoldan saptıracak, Resule iftiralarla dolu, dine nifak sokan fitnelerin bir yalanımı? 

5686 –  İBNU ABBAS RADIYALLAHU ANHÜMA ANLATIYOR: “BİR ADAM RESÛLULLAH ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM’A GELEREK: 

“EY ALLAH’IN RESÛLÜ! HANIMIM DEĞEN ELİ REDDETMİYOR!” DEDİ. ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM: “ONU UZAKLAŞTIR!” EMRETTİ. ADAM: “NEFSİMİN ONA TAKILMASINDAN KORKUYORUM” DEYİNCE: “ÖYLEYSE ONDAN FAİDELEN!” BUYURDULAR.”  Ebu Dâvud, Nikâh 4, (2049); Nesâi, Nikah 12, (6, 67).

Değerli din kardeşlerim, ben bu örneği vermeye utanıyorum, ama ayırmadan düşünmeden inancımıza sokulan rivayet hadis nakletme gerçeğinin, ne derece yanlışlıklarla dolu olduğunu, bu konuda çok dikkatli olmamız gerektiğini, her bilgiyi Kur’an onayından geçirmemizin önemini, sizlere göstermek istedim. Bu sözleri nasıl olurda kayda alır topluma anlatırlar, doğrusu anlayamıyorum. YA BU ÖRNEĞİ DOĞRU KABUL EDİP ÖRNEK ALAN,  ALLAH’IN RESULÜ ÖYLE SÖYLEDİĞİNE GÖR DEMEK Kİ NORMAL KARŞILAMIŞ BU DURUMU DİYEREK, HAYATINA GEÇİREN OLURSA, BUNUN SORUMLUSU KİM OLACAK? Hatırlatırım Allah Resulünü bizlere, örnek göstermiştir. Bu örneklik sizce, Allah’ın Resulünde olabilir mi? Allah’ın Resulü, böyle bir öneride bulunur mu? Eşinin namusundan şüphe eden ve Resule şikayette bulunan, bu konuda onun fikrini soran bir Müslüman’a, bu şekilde davran der mi Allah’ın Resulü? Nelere inanıyoruz görüyor musunuz? Ondan sonrada bu İslam toplumun hali ne olacak diye dövünüp duruyoruz. BİZLER KUR’AN İLE DEĞİL, İŞTE BÖYLE RİVAYETLERLE YAŞARSAK, SONUCUNUDA FARKLI BEKLEMEK HATA OLUR. Elbette bu yanlışlıkları yaşayan toplumların ne halde olduklarını, hep birlikte görüyoruz.

Geçen gün bir haber okudum. Bir Müslüman ülkede, 8 yaşında bir kız çocukla, 40 yaşında evlenen bir erkeğin, gerdek gecesinde çocuğun aşırı kanamadan öldüğünü yazıyordu. YAZIKLAR OLSUN Kİ, DİNE HURAFELER KATARAK, BUNLARDA DİNDEN DİR DİYENLERE. Allah’ın Resulü söylemediği yapmadığı halde,  Resulün üzerinden yalanlar uydurarak, kendilerine kılıf arayanlar, güzelim dinimizi bu hale getirenlere lanet olsun. Bu örneği neden verdiğimi biliyorsunuz. Bu konuda da Resule atılan iftiraların ne maksatla yapıldığını, sanırım şimdi daha iyi anladınız. İŞTE USLANMAZ NEFİS BÖYLE BİR ŞEY. ONUN İÇİN ALLAH BİZLERİN YALNIZ KUR’AN’A SARILMAMIZI VE DÜŞÜNMEMİZİ BOŞUNA İSTEMİYOR.

Aklın ve mantığın sınırlarını aşan, bu evliliğe izin veren toplumun, uydurma rivayet hadislerin etkisiyle bu evliliği normal karşılamasının nedenini, herhalde anlamışsınızdır. İşte Resule atılan böyle iftiralara inanmak, toplumları böyle büyük yanlışlara götürüyor. Allah’ın Resulü boşuna, benim adıma yalan uydurmayın, yoksa cehennemi boylarsınız dememiş. Ama dinleyen mi var. Kur’an’dan uzak nefislere hükmetmek mümkün değil. Değerli din kardeşlerim. Lütfen imanımızı, inançlarımızı elde Kur’an sorgulayalım. Eğer pişman olmak istemiyorsak tabi. Birileri hurafe, batıl itikatlarına kılıf hazırlamış, bizlerde sorgusuzca yaşayıp gidiyoruz. Bu yanlışları fark edip, toplumu Kur’an ile uyaranları da susturabilmek için, Kur’an’a taban tabana zıt düşen, Resule iftiralarla bakın neler söylüyorlar

“ŞUNU İYİ BİLİNİZ Kİ, BANA KUR’AN-I KERİM İLE BİRLİKTE ONUN BİR BENZERİ DE VERİLMİŞTİR. (BU KONUDA) DİKKATLİ OLUN; (ÇÜNKÜ) KOLTUĞUNA KURULAN TOK BİR ADAMIN ‘SİZE (HZ. PEYGAMBERİN SÜNNETİ/HADİSLERİ DEĞİL) SADECE ŞU KUR’AN LAZIMDIR, ONDA BULDUĞUNUZ HELALİ HELAL, HARAMI DA HARAM KABUL EDİNİZ YETER!’ DİYECEĞİ (GÜNLER) YAKINDIR…”

Kendi söylediklerine kendi mantıkları bile inanmadıkları için, işte bu iftira silahını kullanıp toplumun Resule karşı sevgisini kullanmaktan çekinmiyorlar. Kur’an’ı bir kez anlayarak ve düşünerek okuyan bir Müslüman, Allah’ın Resulünün bunu söylemeyeceğini, kesinlikle bilir. Ne yazık ki bu rivayet hadis delil gösterilerek, Kur’an’ın dışından Allah’ın koymadığını,  Resulünün helal ve haramlar koyabileceği anlatılmaktadır.  Kur’an’da bu düşüncenin tam tersi onlarca ayet olduğu halde, bu düşünceye ne yazık ki toplum inandırılmıştır. Siz olsanız bu topluma Kur’an’ı anladıkları dilden okutur musunuz? Elbette okuyanlar, kendilerine kurulan bu tuzağın farkına varacaktır. Açıkçası Kur’an terk edilmiş, onun yerini rivayetler almış ama farkında bile değiliz. Allah’ın doğru yolunun yolcusu olan bir Müslüman, şu iki konuyu dikkatle araştırmalıdır. 

Birincisi yukarıdaki rivayet hadis, Resulün yüzlerce hadisine ters düşen bir fikri savunmaktadır. Allah’ın Resulü, ALLAH’A YEMİN EDERİM Kİ ALEYHİMDE TUTUNACAK BİR ŞEYİNİZ YOKTUR; KUR’ AN’IN HELAL KILDIKLARI DIŞINDA BİR ŞEYİ HELAL KILMADIM. KUR’AN’IN HARAM KILDIKLARI DIŞINDAKİLERİ DE HARAM KILMADIM diyorsa, sizce yukarıdaki sözleri söylemiş olabilir mi? Buna benzer o kadar çok hadis vardır ki, Resul bizleri yalnız Kur’an’a sarılmamızı emreder. Bırakın hadisleri, Kur’an’da apaçık Allah’ın Resulünün, bizleri yalnız Kur’an ile uyardığını apaçık bildiriyor. Zaten Kur’an’da Resulün görev tanımımda da, BENİM GÖREVİMİZ YALNIZ TEBLİĞ ETMEKTİR DEMİYOR MUYDU? İKİNCİ VE EN ÖNEMLİ OLANI İSE, YUKARIDA VERİLEN ÖRNEK RİVAYET HADİSİN, KUR’AN’IN TAMAMINA TERS DÜŞTÜĞÜDÜR. Allah bizleri Kur’an’a yönelmemizi, onun ipine sarılmamızı ve emin olmadığımız sözlerinin ardına düşmememizi ister. Hatta sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim diyerek, sorumlu olacağımız yalnız Kur’an hükümleridir diye, net hükmünü verir. 

Değerli din kardeşlerim. Çok dikkatli ve uyanık olmanın zamanıdır, çünkü ömür çok kısa gelip geçiyor. Birileri, kendi menfaatleri ve çıkarları için atalarının inançlarını devam ettirebilmek adına, çok güzel kılıfını hazırlamış süslemiş, özendirmiş toplumun önüne koymuş.  Bunu fark etmeyelim diye de, Allah’ın kitabını topluma, anlamadan okutuyorlar ve sen anlayamazsın günaha girersin, sakın Türkçesinden okuma diyerek te korkutuluyor. Bizler dini anlamayı başkalarına havale ettiğimiz içindir ki, eğriyi doğrudan ayıran FURKAN dan habersiz, her söylenene inanır olmuşuz. Aldanmamak ve ebedi yaşamda huzura kavuşmak isteyen düşünerek, hurafeden ve sanıdan uzak, elde Kur’an imanını önce doğru kaynaktan yani Kur’an’dan öğrenmelidir. Bu gerçekleri görene, fark edene ne mutlu. Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim, Allah’ın Resulü bizleri, yalnız Kur’an ile uyarma görevi almıştır. Bu hükmü Allah birçok ayetinde apaçık bizlere bildirmiştir. 

Kaf 45: Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. TEHDİDİMDEN KORKANLARA KUR’AN’LA ÖĞÜT VER.

Araf 3 : (Ey insanlar), RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN VE O’NDAN BAŞKA VELİLERE UYMAYIN. NE KADAR DA AZ ÖĞÜT ALIYORSUNUZ!

Enbiya 10:  Andolsun, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? 

Zuhruf 5: SİZ, HADDİ AŞAN KİMSELER OLDUNUZ DİYE, SİZİ KUR’AN’LA UYARMAKTAN VAZ MI GEÇELİM? 

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK  

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...