Ana içeriğe atla

İSRA SURESİ 73 VE 74. AYETLERDEN ALACAĞIMIZ DERSLER.





Bugünkü yazımın konusu olan İsra 73. ayette, acaba Rabbimiz bizlere ne anlatıyor ve hangi konuda dikkatimizi çekiyor, uyarıyor gelin bu ayetin üzerinde birlikte düşünelim.

İsra 73: Müşrikler, SANA VAHYETTİĞİMİZDEN BAŞKA BİR ŞEYİ YALAN YERE BİZE İSNAT ETMEN İÇİN SENİ, NERDEYSE, SANA VAHYETTİĞİMİZDEN SAPTIRACAKLAR ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.

Ayetten de anlıyoruz ki, peygamberimiz Kur’an ı Ehli kitaba tebliğ etmeye çaba gösterirken, bazı şartlar öne sürerek, Kur’an ı kabullenme niyetinde olduklarını görüyoruz. Şartları da, Kur’an ın dışından, atalarından gelen rivayet inançlarından vazgeçmeyip, kendi hurafe inançlarının da Allah katından olduğunun, kabul görmesini istemeleriydi.

Ayete dikkat ederseniz, Yaradan bu konuda elçisini uyarıyor. Eğer bu yanlışı kabul etseydin, yani Kur’an ın hükmetmediği bir konuyu, bunlarda Allah katındandır diyerek onlara uysaydın, seni can dostu kabul edeceklerdi diyor. Bizlerde aynı yanlışları bugün yapmıyor muyuz? Ayetin devamındaki uyarı ise bir o kadar düşündürücü.

İsra 74: Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara birazcık meylediverecektin.

Yüce Rabbimiz hepimizin yardımcısı olsun. Bu ayet çok ama çok şeyler anlatıyor. O gün Allah ın elçisi neredeyse, o yanlış inançlara yönlenme meylinde olduğu halde, Allah ın yardımıyla korumuşsa kendisini, bugün bizlerin durumunu hiç düşünmek bile istemiyorum. Tabi anlayana, anlamak isteyene. Dikkat ederseniz yapılan yanlışın özünde, Kur’an da hükmü olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır diyerek inanmanın, büyük yanlış olduğu dikkat çekiliyor. Hatta Allah Kur’an ı din adına yeterli görmeyip, sanı ve rivayet inançlarının da takipçisi olmaya çalışanlara ne diyordu hatırlayalım.

Casiye 6: İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir. Bunları sana gerçek olarak okuyoruz. ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?

Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığı konusunda, Allah’ın yarattığı her şeyi ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?

Günümüzde bizler ne yazık ki, cahiliye döneminde, Ehli kitabın yaptığı yanlışı, öyle bir tekrarlıyoruz ki, adeta Kur’an devre dışı bırakılmış durumda. Kur’an da her şey yazmaz, O özet bilgidir diyerek atalarımızdan intikal eden rivayet ve sanı bilgileri, Kur’an süzgecinden geçirmeden kabulleniyoruz. Allah ın uyarılarını, ikazlarını duyan bile yok. Allah Bakara suresi 89. ayetinde, Kur’an da olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır diyerek, elleriyle yazdıkları hakkında, bakın Rabbimiz nasıl uyarıyor bizleri.

Bakara 79: Yazıklar olsun o kişilere ki, KİTAP’I KENDİ ELLERİYLE YAZARLAR da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, “İŞTE BU, ALLAH KATINDANDIR!” DERLER. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!

Ne yazık ki Allah ın bu uyarısını bugün duyan, çok az bir Müslüman toplumu var. Beşerin elleriyle yazdıklarını, bunlarda Allah katındandır, dinin hükümleridir diyenler, çok güç kazanmış ve dinde otorite sahibi olmuşlar. Bu uyarıları ve hatırlatmaları yapanlar ise peygamber düşmanı ilan ediliyor günümüzde. Peygamberimiz Kur’an ı tebliğ etmeye çalıştığı o günlerde, yoldan sapmış, ellerindeki Allah ın kitabından uzaklaşmış Ehli kitabın, peygamberimize yaptığı AMA ASLA KABUL ETMEDİĞİ O TEKLİF, NE YAZIK Kİ GÜNÜMÜZDE ELLER ÜSTÜNDE TUTULUR OLDU.

Peygamberimizin gerçek ümmeti, bu tuzağı artık fark etmelidir. Allah kendi elleriyle yazarlar ve bunlarda Allah katındadır diyenlere, vay haline onların diye uyarısını, lütfen göz ardı etmeyelim. Hesabın görüleceği O çetin günde, yoksa çok pişman oluruz. Rabbimiz Ali İmran suresi 101. ayetinde, bizlerin sarılacağı kitabın yalnız Kur’an olduğunu, bakın daha peygamberimizin zamanında o günkü topluma nasıl söylüyor.

Ali İmran 101: Allah’ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki nasıl küfre sapıyorsunuz? KİM ALLAH’A YAPIŞIRSA DOSDOĞRU YOLA İLETİLMİŞTİR O.

Allah ın Elçisi daha hayattayken, Kur’an ı tebliğ aldığı halde, hala emin olmadıkları sanı ve rivayetlere iman etmeye de devam edenlere, Allah ın ikaz ve uyarısı dikkat çeki değil mi dostlar. “KİM ALLAH’A YAPIŞIRSA, DOSDOĞRU YOLA İLETİLMİŞTİR O.” Allah a yapışmak, onun gönderdiği Kur’an a yapışmaktır. Çünkü Allah ne diyordu başka bir ayetinde, KUR’AN IN İPİNE SARILIN. SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM. Demek ki Kur’an ın emretmediği bir bilginin, hükmün ardı sıra giderek, bunlarda Allah katındandır demek, Allah ın tabiriyle, küfre sapmak olduğu çok açık anlaşılıyor.

Allah bu konu üzerinde Kur’an da çok durmuş ve elçisini de birçok kez uyararak, Kur’an ın sınırlarını asla aşamayacağımızı ve bakın elçisinin bile yalnız ümmetine, neyle hükmetmesi gerektiğini, apaçık nasıl söylüyor.

Maide 49: ARALARINDA ALLAH’IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET ve onların hevalarına uyma. ……..

Bizlerin Kur’an ile irtibatını kesenlerin, elleriyle yazdıkları ne yazık ki bu sayede dine girmiş, hatta Allah ın Elçisinin adını kullanarak, İslam a nifak sokmuşlardır. Allah a ve elçisine iftira atanların sonunu, düşünmek bile istemiyorum. Sizlere son olarak Rabbimizin bir uyarısını daha hatırlatmak istiyorum. Çünkü cahiliye devrinde, Ehli kitabın düştükleri büyük yanılgının, yanlışın aynısı bizler tarafından bugün yapılmaktadır.

Enam 159: DİNLERİNİ PARÇA PARÇA EDİP, AYRI AYRI GRUPLARA AYRILANLARLA, SENİN HİÇBİR ALAKAN YOKTUR. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir.

Bu kadar açık Allah ın uyarıları varken, hala dinde bölünmenin bereket ve zenginlik getireceğini söylüyorsak, bizlerin İslam ı ne düzeyde yaşadığımız, sizce çok açık değil mi? Ayrıca birileri bizleri, Allah ın ayetlerinin bir kısmından, açıkça uzaklaştırdığının da kanıtıdır. Ayette dikkat çeken ise, Allah ın O bölünenler hakkında söyledikleridir. Allah ın Elçisi, asla böyle bir oluşum içinde olamayacağını belirttikten sonra, Onların işleri Allah a kalmıştır diyerek, Yaradan ın böyle bir yolu izleyenleri, dinde bölünüp parçalananları cezalandıracağını söylüyor. Anlayana çok şeyler anlatıyor ayet.

BUGÜN BİZLER, ATALARIMIZDAN GÜNÜMÜZE RİVAYET YOLUYLA GELEN İNANÇLARI/İTİKATLARI YAŞATMAK ADINA, ALLAH IN AYETLERİNİ GÖRMEZDEN GELİYOR VE ÜSTÜNÜ ÖRTÜYORUZ. LÜTFEN UNUTMAYALIM, DİN ALLAH IN DİNİDİR, ONUN HİÇ BİR ORTAĞI DA YOKTUR. ONUN ŞERİATI DA YALNIZ KUR’AN DIR.

Verecek örnekler o kadar çok ki. Bizler Allah ın rehberini yeterli görmeyip, ellerimizin yazdıklarıyla iman etmeye devam ettiğimiz sürece, gerçekleri de asla görmemiz mümkün olmayacaktır. Çünkü Allah ayetlerimi görmezden gelip üstünü örtenlere, bir şeytan musallat ederim diyorsa, sanırım içinde bulunduğumuz ortamı tarif etmeye gerek yok.

Dilerim Yüce Rabbimden, Allah ın sınırını aşmayan, sanıya ve rivayete değil, Allah ın tebliğine boyun eğen, Rabbin azınlık halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .