Ana içeriğe atla

BEN SÖYLEMEDİĞİM HALDE, KİM BU PEYGAMBER SÖZÜDÜR DERSE........


İslam ı yaşarken yaptığımız en büyük yanlış, Allah ın rehberi Kur’an dan zerre kadar haberdar olmayıp, onunla aramıza veliler, şeyhler ve onların kitaplarını koymamızdan kaynaklanmaktadır. Elbette Allah ın rehberi anlaşılmaz ve her bilginin olmadığı bir kitap ilan edilip, edindiğimiz velilerin kitaplarının ardı sıra gidersek, aşağıdaki hatayı da yapmamız kaçınılmaz olacaktır. Konumuza geçmeden önce, Allah ın Resulün den rivayet edilen çok dikkat çekici ve düşündürücü, bir sözünü/hadisini hatırlatmak isterim. Bu rivayet edilen hadisi Cuma namazında vaiz hoca örnek vermiş ve cemaati uyarmıştı. Acaba bu hadisi söylerken hoca, bende bu hataya düşmüş olabilir miyim diye düşündü mü diye aklımdan geçirmiştim. Çünkü bizler aklı başkasına veririz ama bizler o verdiğimiz aklı kendimiz genelde kullanmayız. Rivayet edilen hadisi önce yazalım daha sonra yaşadığımız İslam ile bu hadisi karşılaştıralım.

“HER KİM Kİ, BEN SÖYLEMEDİĞİM HALDE, BU SÖZÜ PEYGAMBER SÖYLEDİ DERSE, BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN.”

Ne dersiniz bu uyarıyı İslam toplumu dinlemiş ve dikkate almış olsaydı, uydurulan onca riayete hiç kuşku duymadan inanır ve bu Resulün hadisidir der miydi? Elbette hayır. Bu yazdığımda elbette rivayettir ama Kur’an ın onayını alan bir rivayettir. Çünkü Allah ın Resulü yalnız Kur’an ile ümmetini uyarmış ve yalnız Kur’an ı tebliğ ettiği için, yaşadığı dönemde kendi sözlerini bir kaç gün sonra nasıl farklı şekillerde birbirine naklettiğini gördüğü için, bu sözü söylemiştir diyebilirim.  Bu uyarı ile Allah ın Resulü, batıla, rivayetlere sakın inanmayın, elinizde Allah ın korumasındaki Kur’an var ona sarılın ben onunla konuşuyorum diyor. KUR’AN DA ZATEN ONU SÖYLEMİYOR MU? Çünkü bugün Allah ın Resulü aramızda yok, ona isnat edilen bir hadisin ona ait olup olmadığını nereden bileceğiz? Elbette Kur’an dan. Kanıtınız nedir diye soruyorsanız onunda kanıtı Kur’an ayetleri olduğunu hatırlayalım. Allah ın Resulü bakın ümmetini nasıl uyarmış ve neler tebliğ etmiş. “BU KURAN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 ) “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51)  “BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.”  (Kehf 56)  DİLLERİNİZİN UYDURDUĞU YALANA DAYANARAK, “BU HELÂLDİR, ŞU DA HARAMDIR” DEMEYİN! ÇÜNKÜ ALLAH’A KARŞI YALAN UYDURMUŞ OLURSUNUZ. ŞÜPHESİZ ALLAH’A KARŞI YALAN UYDURANLAR KURTULUŞA EREMEZLER.  (Nahl 116). Sanırım herşey çok açık.

Allah ın Resulüne atfen söylenen hadisler o kadar riskli ve tehlikeli ki, adeta Resule ait olduğu iddia edilen bir sözün tam tersi anlamda, farklı şekliyle de söylendiği örneklerini görür duyarsınız. Biraz önce hatırlattığım hadiste Allah ın Resulü, bana isnat edilen hadislere dikkatle yaklaşın, benim söylememin mümkün olmadığı sözleri sakın kabul etmeyin, yoksa cehennemdeki yerinizi hazırlarsınız dediği halde, şimdi yazacağım rivayet hadiste ise adeta atalarının inancını yaşayabilmek adına, Kur’an ın asla onaylamadığı düşünce ve inançlara kanıt yaratabilmek adına, Allah ın Resulüne atfen bakın nasıl bir hadis uydurmuşlar.

“Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) “KUR’AN BİZE YETER” DİYENLER HAKKINDA ASIRLAR ÖNCESİNDEN NE BUYURUYOR: 

“Şunu kat-i olarak biliniz ki; BANA KUR’AN İLE BİRLİKTE, ONUN BİR BENZERİ (SÜNNET) DE VERİLMİŞTİR. Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan bazı kimselerin ‘BİZE KUR’AN YETER! ONDA HELÂL OLARAK NE GÖRMÜŞSENİZ ONU HELÂL, NEYİ DE HARAM GÖRMÜŞSENİZ ONU DA HARAM KABUL EDİNİZ.’ DİYECEĞİ ZAMANLAR YAKINDIR. BİLİN Kİ, ALLAH RESÛLÜ’NÜN HARAM KILDIĞI DA ALLAH’IN HARAM KILDIĞI GİBİDİR.” (Ebu Davud, Sünnet: 6, Tirmizî, İlim: 10, İbni Mâce, Mukaddime: 2, Dârimî, I, 117)”

Yalnız Kur’an ı tebliğ etme görevi alan Allah ın Resulü, bu sözleri söylemiş olabilir mi? Allah açıkça Kur’an da helal haram koyma yetkisi yalnız benimdir dediği halde, Resulü de helal haram koyar diye inanıyorsak, bizler Allah a Resulünü şirk koşuyoruz demektir. Bu sözleri Allah ın Resulü söylemiştir diyenin, Kur’an dan zerre kadar haberi yok demektir. Bu sözleri ilk okuduğumda dine nifak, hurafe sokanların, kendi uydurdukları sözlere hazırladıkları, güzel bir kılıf olduğunu söyleyebilirim. Bu sözlerin ve düşüncenin tamamı, Kur’an ayetlerine ters düşer, hatırlatmak isterim. Eğer emin olmadığımız sözlere inanırsak, Allah ın Resulüne iftira atmış olacağımızı, lütfen unutmayalım. HANGİMİZ ALLAH IN RESULÜNE İFTİRA ATMAK İSTER? Allah Kur’an dışından da bizleri bağlayan, sorumlu olduğumuz bilgileri Allah ın Resulü vermiş olsaydı, ya da Resul kendi yetkisiyle dine hüküm koyabilseydi ve bizlerde bunlardan sorumlu olsaydık, aşağıda ki ayeti bizlere tebliğ eder miydi Rabbimiz?

Zühruf 44: Doğrusu o Kur’an, senin için de, kavmin için de bir ÖĞÜTTÜR VE SİZ ONDAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ.

Allah çok açık bir hüküm vermiş ve demiş ki, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim, yani Kur’an dan sorumlusunuz. Bunu söyleyen bizlerin Yaratıcısı Allah. Bu sözlerden sonra, Kur’an da hükmü olmayan bir bilgiden, bizleri sorumlu tutar mı? Aslında başka örneklere gerek yok, ama gönüller düşünmeden başka yöne meyledince, ne yazık ki yeterli gelmiyor. Hatırlatmak isterim Allah, KENDİ HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. Bu durumda Allah ın Resulünün Allah ın yetkilerine benzer yetkisi olabilir mi? Kur’an ın onay vermediği rivayetlere inanırsak, dinde çelişki yaratmış olacağımızın da farkında olmalıyız. Allah bizleri nereye yönlendiriyor, sizce bu ayetleri tebliğ alan Allah Resulü, yukarıdaki sözü söyler mi?

Enam 57: DE Kİ: ŞÜPHESİZ BEN RABBİMDEN GELEN APAÇIK BİR DELİLE DAYANIYORUM. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. HÜKÜM ANCAK ALLAH’INDIR. O HAKKI ANLATIR VE O, DOĞRU HÜKÜM VERENLERİN EN HAYIRLISIDIR.

Enbiya 10; AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

Enam 50: Onlara şunu söyle: “Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. YALNIZ BANA VAH YEDİLENE UYARIM BEN!” Sor onlara: “Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?”

Araf 3: RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O’nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.

Maide 45 ; …. ALLAH’IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMETMEYENLER ZALİMLERİN TA KENDİLERİDİR.

Bakın Allah ayetlerinde bizleri nasıl uyarıyor ve nereye yönlendiriyor. Yemin ederek, bizlerin bütün şanı, şerefi, kurtuluş reçetesi KUR’AN da olduğunu sizce daha nasıl açık söylesin. Apaçık bizlerle adeta konuşan ayetleri, ayrıca açıklamaya, sizce ihtiyaç var mı? Allah ın Resulü ben yalnız bana vah yedilene uyarım diyecek, Allah ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerdir ayetini ümmetine tebliğ edecek, daha sonrada bana Kur’an gibi hüküm verme yetkisi Allah verdi diyenlere de, bizler inanacağız öylemi dostlar. Allah ın Resulüne atfedilen Kur’an ın asla kabul etmesi, onaylaması mümkün olmayan hadisin son bölümünü tekrar hatırlatmak istiyorum. ÇÜNKÜ BU SÖZLERE İNANANLAR KUR’AN’A İMAN ETMİYOR DEMEKTİR HATIRLATIRIM.

“Bize Kur’an yeter! Onda helâl olarak ne görmüşseniz onu helâl, neyi de haram görmüşseniz onu da haram kabul ediniz.’ diyeceği zamanlar yakındır. BİLİN Kİ, ALLAH RESÛLÜ’NÜN HARAM KILDIĞI DA ALLAH’IN HARAM KILDIĞI GİBİDİR.” Şimdi yazacağım ayetler üzerinde birlikte düşünelim.

Maide 67: EY RESUL! RABBİNDEN SANA İNDİRİLENİ TEBLİĞ ET. EĞER BUNU YAPMAZSAN ONUN VERDİĞİ ELÇİLİK GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEMİŞ OLURSUN. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.

Ahkaf 9: De ki: “Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. BANA VAHYE DİLENDEN BAŞKASINA DA UYMAM! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.

Anlayana anlamak isteyene, o kadar çok ibretlik ayet var ki. Siz bu ayetlerden, Allah ın indirdiğinden başka hükümlerin de, Resulünün de vereceğini mi anladınız? Elbette hayır. Ama toplum Kur’an dan uzaklaştırılınca din adına ne söylenirse düşünmeden kabul etmek zorunda kalıyorlar. Onun için bizler Allah a ve Resulüne iftira atmak istemiyorsak, Allah ın Resulüne atfen söylenen hadisleri hemen sorgusuzca kabul etmeyelim ve mutlaka Kur’an’ın onayını alalım. Yoksa Resule iftira atanların safında buluruz kendimizi. Kur’an dan helal haram konulu bazı ayetleri sizlere hatırlatmak istiyorum. Konumuz daha iyi anlaşılsın diye.

Enam 150: Şunu da söyle: “ALLAH ŞUNU HARAM ETMİŞTİR DİYE TANIKLIK EDİP DURAN ŞAHİTLERİNİZİ GETİRİN.” Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.

Enam 140: Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle, ALLAH’IN KENDİLERİNE VERDİĞİ RIZKLARI, ALLAH’A İFTİRA EDEREK HARAMLAŞTIRANLAR GERÇEKTEN HÜSRANA UĞRAMIŞLARDIR. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar.

Nahl 116 : Yalan düzerek Allah’a İFTİRA ETMEK İÇİN, DİLLERİNİZİN UYDURMA NİTELENDİRMELERİYLE “ŞU HELALDİR, ŞU DA HARAMDIR!” DEMEYİN. Yalan düzerek Allah’a iftira edenler kurtulamazlar.

Yunus 59 : De ki: “NE OLDU SİZE DE ALLAH’IN SİZE RIZIK OLARAK İNDİRDİĞİ ŞEYLERDEN BİR HARAM YAPTINIZ BİR DE HELAL?” DE Kİ: “ALLAH MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH’A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?

Yazdığım ayetler haram ve helal koyma yetkisinin, yalnız Allah ın olduğunu çok açık belirtiliyor. Ama batılı aklayabilmek için rivayet ettikleri hadis, yazdığım bu ve benzeri yüzlerce ayete ters düşüyor. ALLAH IN HARAM DEMEDİĞİ BİR ŞEYE HARAM DİYENLERİN, ALLAH A İFTİRA ATTIĞI BİLGİSİ VERİLİYOR. Allah a iftira atanların, mahşer günü yüzlerinin simsiyah olacağını ve doğru cehenneme gideceklerini de, bir başka ayetinde Allah bildiriyor bizlere. Kur’an öyle devre dışı bırakılmış ki, Allah ne söylüyorsa, tersine iman ettiğimizin farkında bile değiliz. 

Hakka 44–45–46: Eğer (Peygamber) BİZE İSNAT EDEREK BAZI SÖZLER UYDURMUŞ OLSAYDI, MUTLAKA ONU KUDRETİMİZLE YAKALARDIK.  SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI MUTLAKA KESERDİK. 

Bu kadar açık bir ayet varken, hala Allah ın Resulünün, Kur’an dışından haram hükmü koyma yetkisi vardır diyerek, ne denli yanlış yolda olduğumuzu göremiyoruz. Allah bizim gönderdiğimiz Kur’an ın dışından, bunlarda Allah katındandır dinin emridir demiş olsaydı Resulüm, onun açıkça canını alırdık dediği halde, nasıl olurda bizler bunun tersine hala inanırız?  Bunun izahını ben yapamıyorum. Allah Resulüne kullarını uyarmak ve yol göstermek için yalnız ve yalnız Kur’an ı gönderdiğini, bakın bir başka ayetinde nasıl tekrar anlatıyor.

Enam 19: De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah benimle sizin aranızda şahittir. İŞTE BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU. ……..

Bazı arkadaşlarımız Allah ın Resulü hiç mi konuşmadı, onun sözlerini/hadislerini görmezden geleceğiz de, sizlerin sözlerinizi mi dikkate alacağız diyorlar. Allah ın Resulü elbette konuştu hatta öyle zor bir görevde almıştı ki, batıl inançlarından vazgeçmek istemeyen Kitap Ehlini, gerçek hak olan Kur’an ile buluşturmak onları ikna etmek için, ne zorluklarla karşılaştı hatta ona karşı açılan savaşlarla mücadele etti. Bizlerde dini bir konudan bahsediyorsak, kanıtımız delilimiz mutlaka Kur’an olmalıdır. Din kardeşimizi de yalnız Kur’an’a davet etmeliyiz. Bizlerin yapması gereken, bizlere bu Resulün hadisidir dedikleri sözleri önce Kur’an süzgecinden geçirmek olmalıdır. Bunu yapabilmek içinde Kur’an ı anladığımız dilden önce okuyup, iyice özümseyip hayatımıza geçirmeliyiz. Bunu yaparsak, bizlere Resulün sözü/hadisidir diye nakledilen tüm hadislerin, Resule ait olup olmadığını, hangisinin iftira yalan olduğunu Kur’an ile fark edebiliriz. YANİ BİZLER ÖNCE ALLAH IN ÖNERDİĞİ GİBİ, YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMALI VE ONU DİKKATLE DÜŞÜNEREK OKUMALIYIZ.

Hepimiz bu dünyada imtihandayız. İmtihanımızın TEK kaynağının, Kur’an olduğunu Allah söylüyorsa, sizce kime güvenmeliyiz, onun seçimi herkesin kendisine kalmıştır. Hakka batıl karıştırmaya başladığımızda, bunun sınırlarının nerelere varacağını asla bilemeyiz. Dilerim cümlemiz doğru seçimi yapan, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .