Ana içeriğe atla

Yunus Suresi 106. Yusuf 106. Ayetlerler Ve Allah’ın Çok Önemli Uyarısı.



Değerli arkadaşlarım. Bugün Kur’an’dan Yunus suresi 106. ve Yusuf 106. ayette, Allah’ın bizleri uyardığı çok ama çok önemli iki ayeti sizlere hatırlatıp, üzerinde düşünmenize vesile olmak istiyorum. Önce ayetleri yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim. Acaba aynı hataları bizlerde yapıyor muyuz ona bakalım.

Yunus 106: ALLAH’IN PEŞİ SIRA, SANA YARAR DA ZARAR DA VEREMEYECEK ŞEYLERE YALVARMA! BUNU YAPARSAN, O TAKDİRDE ŞÜPHESİZ Kİ ZALİMLERDEN OLURSUN. (Mehmet Okuyan)

Yusuf 106: ONLARIN ÇOĞU ANCAK ORTAK KOŞARAK, ALLAH’A İMAN EDERLER.  (Mehmet Okuyan)

Allah bu iki ayetiyle çok açık, bir şeyler anlatmak istiyor bizlere, peki bu ne olabilir? Allah benim yarattığım varlıklardan yardım isteme, yardımı yalnız BENDEN İSTE diyor bizlere. Çünkü onların sizlere ne faydası dokunur, nede zarar verecek güçleri vardır. Çok daha dikkat çekici olan ise bu yanlışı yapar da benden başka şefaatçiler edinirsen, ZALiMLERDEN OLURSUN DİYE UYARIYOR. Diğer ayetinde ise iman ettiğini söyleyen kullarının genel çoğunluğunun, iman ederken Allah’a şirk koşarak iman ettikleri uyarısını yapıyor. Hatırlatırım Allah şirk hariç, diğer günahlarınızı bağışlayabilirim diye de uyarıyor. Bu iki ayeti lütfen birlikte anlamaya çalışalım. Çünkü bu hatayı günümüzde bizlerde, farkında olmadan yapıyoruz. Bu ayetten de aslında şunu da anlıyoruz. Bizlerin yardım isteyeceği, zor durumumuzda sığınacağı tek güç bizleri yaratan Allah’tır. Onun yanında bizi Allah’a daha çok yaklaştıracak, Allah’ın yanında bizlere yardımcı olacak kişilerde ediniyorsak, Allah bu yanlışımızdan dolayı, BANA ŞİRK KOŞUYORSUNUZ DİYE UYARIYOR. Hatırlatmak isterim şirk koşanlardan kast edilenler ateistler, Allah’a inanmayanlar değildir. Onlar zaten Allah’a inanmıyor ki şirk koşsun. Bu uyarılar biz iman edenlere yapılıyor. Lütfen bu uyarıyı dikkate alalım ve bu hatayı yapmayalım.

Kur’an’ı anlayarak, düşünerek okuyan bir insan, yaptığımız onca büyük yanlışların hemen farkına varacaktır. Allah her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız der bizlere. Bu konu ile ilgili elçisinin görevini, yetkisini, sorumluluğunu belirleyecek açıklamayı, bakın nasıl yapıyor ayetlerinde. Sizce çok açık değil mi? Tüm bu yetki ve sorumluluğu veren Rabbimiz olduğuna göre, bizlere düşen hükümlere iman etmek olmalıdır, fikir yürütmek ilaveler yapmak değil.

Araf 188: DE Kİ: “BEN, ALLAH’IN DİLEDİĞİNDEN BAŞKA, KENDİME HERHANGİ BİR FAYDA VEYA ZARAR VERECEK GÜCE SAHİP DEĞİLİM. EĞER BEN GAYBI BİLSEYDİM, ELBETTE DAHA ÇOK HAYIR YAPMAK İSTERDİM VE BANA HİÇBİR FENALIK DOKUNMAZDI. BEN SADECE İNANAN BİR KAVİM İÇİN, BİR UYARICI VE MÜJDELEYİCİYİM.

Ahkaf 9: DE Kİ: “BEN, RESULLER İÇİNDEN BİR TÜREDİ DEĞİLİM! BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI DA BİLMİYORUM. BANA VAHYE DİLENDEN BAŞKASINA DA UYMAM! VE BEN, AÇIKÇA UYARAN BİR ELÇİDEN BAŞKASI DA DEĞİLİM.

Ankebut 18: “EĞER YALANLARSANIZ BİLİN Kİ, SİZDEN ÖNCEKİ ÜMMETLER DE YALANLAMIŞTI. RESULE DE DÜŞEN, AÇIK BİR TEBLİĞDEN BAŞKA ŞEY DEĞİLDİR.

Ankebut 50: “ONA RABBİNDEN (BAŞKACA) MUCİZELER İNDİRİLMELİ DEĞİL MİYDİ?” DERLER. DE Kİ: MUCİZELER ANCAK ALLAH’IN KATINDADIR. BEN İSE SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.

Neml 92: “VE KUR’AN’I OKUMAM (EMREDİLDİ). ARTIK KİM DOĞRU YOLA GELİRSE, YALNIZ KENDİSİ İÇİN GELMİŞ OLUR; KİM DE SAPARSA ONA DE Kİ: BEN SADECE UYARICILARDANIM.

Allah bu ayetlere benzer, o kadar güzel örnekler veriyor ki bizlere, aklını zerre kadar Kur’an ile kullanan, bütün gerçekleri apaçık görecektir.  Eğer bizler Allah’ın Resulüne verdiği görev ve yetkilerini tebliğ aldığımız halde, hala Resulüne Allah’ın vermediği yetkilerle donatmaya çalışıyorsak, BİZLER ALLAH’IN RESULÜNÜ ALLAH’A ŞİRK KOŞUYORUZ DEMEKTİR. HATIRLATIRIM ALLAH, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. Şimdi sizlere hatırlatacağım ayet üzerinde lütfen dikkatle düşünelim. Batılın etkisinde kalmadan düşünen, yaptığımız  ŞİRKİN FARKINA VARACAKTIR.

Muhammed 19: ŞU HALDE BİL; GERÇEKTEN, ALLAH’TAN BAŞKA İLAH YOKTUR. HEM KENDİ GÜNAHIN, HEM MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR İÇİN MAĞFİRET (AF) DİLE. ALLAH SİZİN DÖNÜP-DOLAŞACAĞINIZ YERİ BİLİR, KONAKLAMA YERİNİZİ DE.

Rabbimiz bu ayetiyle de, açıklık getiriyor konuya. Allah’tan başka yardım istenecek kimse yoktur diyor ve elçisinden örnek verip, kendi günahların ve iman eden diğer insanların günahları içinde kendisine dua etmesini söylüyor. Elbette Allah elçisinin günahlarını, ona verdiği görev ve başarılarından ötürü bağışlayacağını da müjdeliyor kendisine. Önemli olan bizlerin günahlarıdır, bizler eğer yanlışlarımıza devam ederde kendimizce ilan ettiğimiz velilerden, âlim, ulema, dediğimiz kişilerden yardım istemeye çalışır ve onlar bizlere şefaat edecek dersek, ALLAH’IN TEK ELİNDE OLAN BİR YETKİYİ BAŞKALARINADA VEREREK ALLAH’A ŞİRK KOŞMUŞ OLURUZ. ÇÜNKÜ ALLAH ŞEFAAT TÜMDEN BANA AİTTİR, HİÇBİR ŞEFAATİN OLMADIĞI O GÜNDEN SAKININ DİYE UYARIYOR BİZLERİ. Sanırım hesap günü halimizin ne olacağını tahmin etmek, çok zor olmasa gerek. ALLAH’IN RESULÜ, KENDİSİNE BİLE ŞEFAAT EDİP GÜNAHLARINI BAĞIŞLAYAMIYORSA, BİZLER ALLAH DURURKEN, NASIL OLURDA ELÇİSİNDEN YADA KENDİMİZCE ALLAH DOSTU İLAN ETTİĞİMİZ KİŞİLERDEN ŞEFAAT DİLERİZ? Bakın Allah ne diyor.

Zümer 60: ALLAH’A YALAN İSNAT EDENLERİ, KIYAMET GÜNÜ YÜZLERİ SİMSİYAH HALDE GÖRÜRSÜN. KİBİRLİLER İÇİN CEHENNEMDE BİR BARINAK MI YOK.

Hatırlatmak isterim bu ve benzeri uyarıların hepsi, iman ettiğini söyleyen insanlara yapılıyor. Allah bu sözleriyle, neyi kast ediyor olabilir? Elbette bizlere, rehber olsun diye gönderdiği, Kur’an’dan sorumlusunuz dediği kitapta, hiç bahsedilmediği halde, birilerinin bunlarda Allah katındandır dedikleri sözlere/hadislere, iman edenlere sesleniyor. BUNU YAPANLARA ALLAH, BANA İFTİRA ATIYORLAR, BENİM DİNİME YALAN SÖZ İSNAT EDİYORLAR DİYE UYARIYOR. Allah bu kitaptan hesaba çekileceksiniz dediği halde, acaba Kur’an’ın dışından hükümlerden, daha sonra hesap sorar mı? Bunu eğer düşünürsek ve söylersek, çok büyük bir yanlış yapmış oluruz. Sizlere bazı ayetler hatırlattım. Buna benzer yüzlerce ayet var Kur’an’da, lütfen onları da okuyunuz. Tüm bu bilgileri bir araya getirdiğimizde, Allah’tan başka yardım isteyecek, şefaat dileyecek hiç kimsenin olmadığı çok açıktır. BUNUN TERSİNE İNANAN, ALLAH’A ŞİRK KOŞARAK İMAN EDİYOR DEMEKTİR Kİ, ALLAH ŞİRK HARİÇ TÜM GÜNAHLARINIZI AFFEDEBİLİRİM DİYOR. Hatırlayınız Allah’ın elçisi bile, kendi günahları için Allah’a dua etmesi gerektiği örneğini veriyorsa, sanırım bizlere düşen duası kabul edilen kullar olmak için, çaba göstermekten başka çaremiz olmadığını bilmeliyiz.

İsterseniz bizlere öğretilen bilgilerimizi hatırlayalım. Bizlere Resullerin, din ulemalarının, şeyh ve tarikat liderlerinin şefaatçi olduğunu söyleyip, hesap günü bizler adına şefaatçi olacaklarını anlatanların, acaba KUR’AN dan hiç mi haberleri yok. Yoksa bu ayetlerin üzerlerini örtüp, toplumdan gizleyerek, kendi çıkarlarına mı hizmet ediyorlar? Ne dersiniz, bu sorunun cevabını da her iman eden kendisi bulmalıdır. Çünkü herkes kendisinden sorumludur, kendi imtihanını kendisi verecektir. Eğer edindikleri velilerden medet umup, ondan yardım isteyerek şefaatçi ediniyorsak, bakın Rabbim Yunus suresi 106. ayetin en sonunda bunları yapanlara ne diyor. ÇÜNKÜ EĞER BÖYLE YAPARSAN, MUHAKKAK Kİ ZALİMLERDEN OLURSUN!” Zalimlerden olmayı istemiyorsak, yalnız Allah’tan yardım dileyelim, yalnız Allah’ı VELİ edinelim. Her gün namazlarımızda, yalnız senden yardım dileriz diyerek, Allah’a söz verdiğimiz halde, yaptığımız yanlışın artık farkına varalım.

Dilerim Allah’tan, batıl ve rivayetlerden uzak, yalnız Kur’an’ı rehber edinen, onun hükümlerini hayatına geçirmek için çaba gösteren, ALLAH’A ŞİRK KOŞMADAN İMANINI YAŞAYAN, Yalnız Allah’tan yardım dileyen, hesap günüde yüzleri gülen kullarından oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...