Ana içeriğe atla

RUHBANLIK GERÇEĞİNİ FARK EDEBİLMEK İÇİN, KUR'AN I DİKKATLE, DÜŞÜNEREK OKUYALIM.


Bugünkü makalemin konusu, RUHBANLIK üzerine olacaktır. Ruhban dediğimizde hepimizin aklına Yahudi ve genelde Hıristiyan inancında DİN ADAMLARINA verilen isim gelir aklımıza. Ruhban kelime anlamı olarak,  korkmak çekinmek anlamlarına gelir. Yani Allah a karşı hata yapmamak adına, çok hassas davranan, itina gösteren kişiler anlamında, DİN ADAMLARINA VERİLEN BİR İSİMDİR. Yani toplum içinde, dini en iyi bilen, anlatan, yaşayan toplumu din adına yönlendiren kişiler sınıfıdır ruhbanlık. Elbette her Müslüman Allah a karşı hata yapmaktan korkmalıdır, dikkat etmelidir ama bu kişiye üstünlük sağlamaz toplumda. Hemen kendimize soralım, Allah böyle bir sınıfın olmasına onay veriyor mu ve bu konularda neler söylüyor isterseniz önce ona bakalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim. Ama önce Allah ın uyarısını hatırlatmak isterim. Allah güvenilecek veliniz yalnız benim, sakın kendinize veliler edinip, ardı sıra gitmeyin diye uyarmıştır.

Hadid 27: Sonra onların peşinden (başka) elçilerimizi de getirdik; peşlerinden de Meryem oğlu İsa’yı getirdik ve ona İncil’i verdik ve ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. AMA RUHBANLIK BAŞKA… ONU KENDİLERİNE EMRETMEDİĞİMİZ HALDE ONLAR UYDURDU, gerekçesi de ALLAH’IN RIZASINI KAZANMAKTI; fakat onun gereklerine de hakkıyla riayet etmediler ya... Neticede Biz onlardan iman eden kimselere karşılıklarını verdik; FAKAT YİNE ONLARDAN BİRÇOĞU YOLDAN SAPTILAR.  (Mustafa İslamoğlu.)

Ayete dikkat ettiyseniz, Allah ruhbanlık diye bir sınıfın oluşmasını emretmediğini özellikle bildiriyor.  Böyle bir şeye niyetlenmelerinin nedeni olarak ta, Allah ın rızasını kazanmak içindi diyor. İyi niyetle başlayan bu çabanın, sonuçsuz kaldığından da ayet bahsediyor.  Maide 82. ayeti okursanız, bu ayette de ilk önce Hıristiyanların içinde, bazı din adamlarının iyi niyetle çaba harcadıklarından bahseder. Peki, daha sonra bu ruhban sınıfı sizce neler yapmış olabilir, gelin şimdide ona bakalım ki, BİZLERDE GÜNÜMÜZDE AYNI YANLIŞLARI YAPMAYALIM, DERSLER ALALIM.

TEVBE 34: Ey iman edenler! HAHAMLARDAN VE RAHİPLERDEN BİRÇOĞU İNSANLARIN MALLARINI HAKSIZ YOLLARDAN YERLER VE ALLAH'IN YOLUNDAN ALIKOYARLAR. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Bayraktar Bayraklı)

Tevbe 31: ALLAH'IN YANINDA HAHAMLARINI VE RUHBANLARINI DA RABLER EDİNDİLER. Meryem'in oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O. (Yaşar Nuri meali)

Sanırım bu iki ayet, Allah ın neden ruhban sınıfına izin vermediğini, din adına Allah dan başka neden DİNİ LİDERLER, ARACILAR, ruhbanlar, veliler, şeyhler edinmemizi istemediğini, şimdi sanırım çok daha iyi anladık. Hz. İsa örneği, aslında çok düşündürücüdür, üstünde düşünmemiz gereken bir konudur. Unutmayalım lütfen, Allah din ve iman adına güveneceğiniz veliniz, yalnız benim diyor. Ama bizlerin Kur’an ile bağını kesenler, kendi sultasının, hükümranlığının devamı için, bu gerçekleri toplumdan gizlemişlerdir. Kendilerini ruhban ilan edenlerin çoğu, insanların mallarını, paralarını yerler diye bizleri uyarıyor Allah.  DAHA DA KÖTÜSÜ BU İNSANLARIN TOPLUMU, ALLAH YOLUNDAN SAPTIRDIĞINDAN BAHSEDİYOR. Tevbe 31. ayette bu sapkınlığın sonunun nereye varacağı uyarısını da yapıyor ve diyor ki, en sonunda bu insanları, ruhbanlarını ilahlaştırıp, adeta Allah ın yetkileri ile donatarak, Allah ın yanında Rabler edindiler diyor. Hz. İsa örneğini de veriyor. 

Ne yazık ki bizler bu örneklerden hiç ders almadık. Daha doğrusu Kur’an ı anlayarak değil, anlamadığımız dilden okuttular bizlere. Hala anlamadan çocuklarımıza ve bizlere okutmaya devam ediyorlar. Kendimize dini liderler seçtik, kendimizden olmayanları da dinsiz ilan etmekten çekinmedik. Kur’an ı anlamadan okuduğumuz içinde, Allah ın verdiği örneklerden dersler alamadık. Kitap ehlinin yaptığı yanlışları, ne yazık ki bizlerde yapıyoruz.  Bizlerin günümüzde edindiği ruhbanlar da, geçmiş ruhbanların aynısını yaptılar, toplumu maddi yoldan sömürdüler, şirketler sahibi oldular, toplumun mallarını, mülklerini nasıl onlardan alırız, onun hesabını yaptılar. Yetmedi adına ruhban demediğimiz ama ruhban postuna bürünmüş zalimler, toplumu Allah ile aldattılar, devletine, milletine düşman yaptılar, baş kaldırmalarını sağladılar. ONUN İÇİN ALLAH, İSLAM DİNİNDE RUHBAN SINIFI YOKTUR DİYOR. HATTA BEN GEÇMİŞ TOPLUMLARA DA BÖYLE BİR EMİR VERMEDİM, DİYEDE AÇIKLIK GETİRİYOR AYETİNDE.

Gelin Kur’an ı aracısız anlayarak ve düşünerek okuyalım. İnsanların imanları hakkında yorumlar yaparak, şahit olmadığımız kişiler hakkında, birilerinin söylediği, yazdığı sözlerle düşman olmayalım, onların imanları konusunda yorumlar yapmayalım. Çünkü kimin takvaca üstün olduğunu, Allah yalnız ben bilirim diyor. Sizce anlayamadığımız bir kitaptan, Allah imtihan eder mi bizleri? 

Allah Kur’an ı yemin ederek kolaylaştırdığını söylüyorsa, gelin sırtlan postu giymiş ruhbanlara değil, Allah ın sözlerine kulak verelim. Çünkü Allah bizlerin anlayamayacağı bir kitap gönderip, daha sonrada O kitaptan asla hesap sormaz, bu gerçeğin artık farkında olalım ve kendimize din ve iman adına yön verecek RUHBANLAR yani veliler, şeyhler edinmeyelim. Eğer bu hatayı yapmaya devam edersek, geçmiş Ehli kitabın yaptığı yanlışları yaşamaktan, onların çektiği azabı çekmekten asla kurtulamayız.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .