Ana içeriğe atla

ÖYKÜDEN ALACAĞIMIZ KISSADAN HİSSE.



Sizlere ders alacağımız, güzel bir öykü aktarmak istiyorum. Kıssadan hisse düşer diye, sizlerle paylaşmak istedim.

"ÖYKÜ bu ya, dünyadaki her türlü kötülüğün sorumlusu olarak gösterilen şeytan, üstüne yüklenen bu ağır suçlamadan bıkmış, bir gün bir fırsat yaratayım da, insanlar ne kadar iyiliksever olduğumu anlasınlar demiş.

Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını, uzaktan izlemeye başlamış.

Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp, kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş.

Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş.

Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış. Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek, bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.

Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.

Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.

Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, BU FELAKETİ DE BANA YÜKLERLER. BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEK TEN BAŞKA, BEN NE YAPTIM ŞİMDİ DEMİŞ."

Şeytanın buzağının ipini, gevşetmesi sonucu çıkan olayların hepsi, düşünmeden, aklı devreye sokmadan, aceleyle araştırmadan insanın sinirle kalktığında, nasıl zararla oturduğuna güzel bir örnektir.

Eğer bizler nefsimizi, irademizi, ruhumuzu Allah ın kelamı ile nurlandırmamış ve eğitmemiş isek, şeytanın çok fazla bir şey yapmasına gerek olmadığını gösteriyor bu örnek öykü. Bizler yaşamımız da bu ibretlik hikâyede anlatılan olaylarla, aslında her zaman karşılaşıyoruz, ama farkında bile değiliz.

Karşılaştığımız olayların sebebini, nedenlerini araştırmak yerine, işin kolayını bulmuş, ya birilerini suçlarız, yada kaderi böyleymiş der suçu kadere yükler geçeriz. Kimimizde şeytana uymuş ne yapalım, diye geçiştiririz. Suçu kendimizde hiç aramayız bile. Hâlbuki şeytanın bizler üzerinde, istediğini yaptırma gücü asla yoktur. O yalnız nefsimize vesvese verir, bizi dürtükler, duygularımızla bizleri adeta kışkırtır.

Şehveti ve kötüyü güzel gösterebilmek için tuzaklar kurar. İşte bizlerin yanlışı da burada başlar, eğer kendimize hakim olamıyor,  nefsimizi eğitmemiş, aklımızı devreye sokmamış isek, o yanlışın ardından gideriz. Burada şeytanın bizim üzerinde asla yaptırıcı gücü yoktur, şeytan da zaten aklını kullanmayan kişiler üzerinde etkili olur, onların peşlerinden ayrılmaz. Allah onun için bizleri uyarır ve düşünerek iman etmemizi özellikle ister bizlerden.

Kıssada örnek verilen, şeytanın ipi gevşetmesidir. Daha sonra olan olayların tamamı ise insanın düşünmeden, araştırmadan, nefsi hareket etmesi ile olayları nerelere kadar vardırabileceğine güzel ve çarpıcı bir örnek.

Dilerim Allah dan, sabırla nefsini terbiye eden, hayatımızda karşılaştığımız olayları doğru tahlil ederek, yerinde ve zamanında doğru kararlar alabilen, Allah ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİ...

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...