Ana içeriğe atla

İSLAM I YAŞARKEN, BÜYÜK YANLIŞLAR YAPIYORUZ."KADININ REGLİ/AY HALİ KONUSU"




Bizler İslam ı Kur’an’ın rehberliğinde yaşamayıp, ayetleri yine Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışmadığımız sürece, Allah ın rehberinde ne anlattığını da doğru anlamamız, mümkün olmayacaktır. Yaptığımız yanlışlara sizlere bu yazımda bir örnek verip, bu konuya Kur’an dan cevap aramaya çalışalım, Allah ın izniyle. Çünkü Allah ne diyordu Kur’an ayetleri için?

İsra 89: Yemin olsun, biz bu Kur’an’da, İNSANLAR İÇİN HER BENZETMEDEN NİCE ÖRNEKLER SIRALADIK. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.

Enbiya 10: Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki, BÜTÜN ŞANINIZ ONDADIR, hala akıllanmayacak mısınız?

Ayetlerden anlaşılacağı gibi, Allah Kur’an da verdiği hükümleri, uymamız gereken detayları, açıklamasını da değişik örneklerle anlatmış, izah etmiş. Allah yemin ederek, size öyle bir kitap indirdik ki, BÜTÜN ŞANINIZ, YARDIM ALACAK KAYNAĞINIZ ONDADIR dediği halde, bizler hala Kur’an dışından inancımızı yaşamaya, deliller aramaya devam ettiğimizin, farkında bile değiliz. Çünkü Kur’an ile aramıza, fitne-fesat sokucular girmiş bir kere. Çıkart çıkartabilirsen. Önce sizlere Bakara suresi 222. ayeti hatırlatıp, üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum.

Bakara 222: Sana ‘kadınların aybaşı halini’ sorarlar. DE Kİ: ‘O, BİR RAHATSIZLIK (EZA)DIR. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve TEMİZLENMELERİNE KADAR onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah’ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.

Yukarıdaki ayeti okudunuz. Sanırım anlaşılmayacak hiçbir şey yok. Ne anladınız bu ayetten diye sorsam, sanırım vereceğiniz cevap, Allah kadının ay halinin, ona bir rahatsızlık hali olduğunu söylediğini ve bu durumda eşinizle cinsel birleşme yapmayın dediğini, bu halin bitimi ve kanama sona erdikten sonra tertemiz yıkanıp, daha sonra yapılması gerektiğini anlarız. Şimdi size sorsam desem ki, Allah bu ayette, kadın ay halindeyken, namaz kılamaz, oruç tutamaz da diyor desem, ne dersiniz bana? Eğer bazı hurafelerin, sanı bilgilerin etkisinde değilseniz, nereden çıkardınız bunu, böyle bir hükümden asla bahsedilmiyor ayette dersiniz.

Günümüzde bu ayette geçen TEMİZLENDİKLERİNDE kelimesinden yola çıkarak, kendi batıl inançlarına delil, kanıt yaratabilmek adına, kadınların ay halindeyken ibadet etmeleri, oruç tutmalarının HARAM olacağına dair bu ayet delil gösterilmektedir. Sizler bu ayeti okuduğunuzda, böyle bir hüküm algıladınız mı? Ayetin tamamı kadın ay halindeyken, cinsel birleşmenin yapılmamasını, kadının ay hali bittikten, tertemiz yıkandıktan sonra yapılmasını istemesinden başka anlamlar verdiğimizde, sizce bizler doğru yapmış olur muyuz? NE YAZIK Kİ BİZLER, BATIL İNANÇLARIMIZI KUR’AN DAN AKLAMAK VE DELİL YARATMAK İÇİN, AYETLERDE GEÇEN KELİMELERE KENDİMİZCE ANLAMALAR YÜKLEYEREK, KENDİMİZİ KANDIRIYORUZ.

Bu ayetten, ay halindeki kadın için, şöyle bir ruhsat çıkartabilirsiniz. Madem kadın bu halindeyken, bahsedilen dönemlerinde rahatsızlık veren hali olabilir, o halde isteği halinde oruç tutmaz daha sonra tutabilir diyebiliriz. Evet, bunu söyleyebilirsiniz, ama bu halde kadın ibadet yapamaz çünkü kirlidir, cünüptür ve kesinlikle oruç tutamaz diye hüküm veremeyiz. Çünkü Allah böyle bir hüküm vermemiştir. Bu ayette geçen temizlendikten sonra, kelimesine ayette geçen anlamdan çok farklı manalar yükleyip, bakın temizlendikten sonra dediğine göre, burada boy abdesti alınması gerektiği emrediliyor demek, ne kadar ayetin özüne, mantığına uyuyor? Temizlendikten sonra yapılması gerekenin ne olduğu, ayette açıkça belirtilmiştir. Bunun dışında anlam verirsek, nefsimizi kandırmış oluruz. Kur’an ı anlamaya çalışırken eğer yanlış, hurafe inançlarımıza delil aramak adına, zorlama ve ayetin özüne uymayan hükümler çıkarmaya çalışırsak, Allah ta bizleri nurundan, rehberinden istifade etmemizi engelleyecek ve gönül gözümüzü perdeleyecektir.

Şimdide Kur’an dan delil bulamayıp, bir kelimenin ardından, Rabbin vermediği bir hükmü çıkaranların içleri rahat etmemiş ki, bakın hangi rivayetleri, Allah emri gibi gösterip HARAM dır diyerek, kadınlarımız bu hallerinde kirli kabul edilip, ibadetlerinden kesilmiştir. Geçmiş zaman önce, Diyanetin sitesinden aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.  Aşağıdaki rivayetleri delil gösterip, bu büyük yanlış ne yazık ki yapılmaktadır.

“Kadınlar için ilâve şart ise, onların hayız veya nifas durumunda olmamalarıdır. PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARINDAN GELEN BÜTÜN RİVAYETLER, onların aybaşı hallerinde namaz kılmadıkları ve oruç tutmadıkları yönündedir. Daha önce namaz bahsinde ve bu bölümün başında da belirtildiği gibi, HAYIZ VEYA NİFAS HALİNDE BULUNAN KADININ ORUÇ TUTMASI HARAM OLDUĞU GİBİ, TUTACAĞI ORUÇ DA GEÇERLİ OLMAZ. Kadınlar bu durumları sebebiyle tutamadıkları oruçları, daha sonra istedikleri bir zamanda kaza edebilirler.  Cünüplük, hayız ve nifastan farklıdır. Çünkü cünüplüğün gerçekleşmesi ihtiyarî olduğu gibi, gusletmek suretiyle cünüplükten temizlenmek de mümkündür. Bu bakımdan cünüplük oruca başlamaya engel görülmemiştir. Bununla birlikte mümkün olan en kısa zamanda cünüplükten temizlenmek gerekir.”

Yukarıda naklettiğim bilgileri okudunuz. Bugün yapılan bu yanlış, Allah ın Elçisinin hanımlarından gelen, RİVAYETLER üzerine uygulanmaktadır. Tabi hiç kimse bu sözlerin, Allah ın Elçisinin eşlerinin gerçek sözleridir iddiasında bulunamaz. Hepsi bir rivayettir, emin olamayacağımız bilgilerdir ve dinin asli unsuru olup, imanımızı şekillendiremez. İSLAM HÜKÜMLERİ RİVAYETLERE GÖRE DEĞİL, KUR’AN IN AÇIK DELİLLERİNE, HÜKÜMLERİNE GÖRE YAŞANIR. Akla ziyan bilgilerle İslam ı bizlere yaşatanlar, elbette Rabbimiz e hesap vereceklerdir. Allah Kur’an da haram ve helal koyma yetkisi, yalnız bana aittir der ve bir ayetinde bakın nasıl açıklama yaparak bizleri uyarır.

Yunus 59: De ki: “Ne oldu size de Allah’ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?” De ki: “ALLAH MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH’A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?”

Demek ki kadının ay halinde ibadet etmesi HARAM olsaydı, bunu açıkça Kur’an da bizlere bildirirdi Allah. Tersini söylemek, yani Allah hüküm vermediği halde, bunlarda Allah katındandır demek, ALLAH A İFTİRA ATMAK olduğu, sizce ayetten çok açık anlaşılmıyor mu? Diyanet sitesinde yaptığı açıklamanın, içindeki şu düşünceler çok dikkatle analiz edilip üzerinde düşünülmelidir. “HAYIZ VEYA NİFAS HALİNDE BULUNAN KADININ ORUÇ TUTMASI HARAM OLDUĞU GİBİ, TUTACAĞI ORUÇ DA GEÇERLİ OLMAZ.” Düşünebiliyor musunuz, HARAM kelimesini kullanıyor ve orucun kabul edilmeyeceği hükmünü dahi veriyor. Peki, neye dayanarak?  Elbette kaynağı Kur’an değil. ALLAH IN ELÇİSİNİN EŞLERİNDEN GELEN RİVAYET, SANI BİLGİLERE DAYANARAK. Bu sözlerin Resulün eşlerine ait olduğuna, Kur’an ayeti gibi garanti veren var mı? İşte yaptığımız çok ama çok büyük yanlış. Anlayana, anlamak isteyene Kur’an çok şeyler anlatıyor. Gözler perdeli, gönüller taş kesilmişse, ne söylesen fayda etmeyecektir. Peki, dostlar bu inanç ve itikat, Kur’an da yoksa, içimize nereden girmiştir diye hiç düşündünüz mü? Çok fazla düşünmeyin derim. Yahudi fitnesi burada görevini başarıyla yapmıştır. Bakın nereden  inancımıza girmiş.

Tevrat tan alıntı

Bölüm 12:

Lev.12: 2 “İsrail halkına de ki, ‘Bir kadın hamile kalıp erkek çocuk doğurursa, ÂDET GÖRDÜĞÜ GÜNLERDE OLDUĞU GİBİ, YEDİ GÜN KİRLİ SAYILACAKTIR.

Lev. 19. ‘ÂDET GÖRDÜĞÜ İÇİN KAN KAYBEDEN KADIN YEDİ GÜN KİRLİ SAYILACAK. Ona dokunan da akşama kadar kirli sayılacak.

Kur’an ın hiçbir yerinde, kadın ay halindeyken ibadet edemez, Kur’an okuyamaz, bu durumda kadın, CÜNÜP GİBİ KİRLİDİR DİYE BİR HÜKÜM ALLAH VERMEMİŞTİRÇÜNKÜ KADININ BU HALİ, KENDİSİNDEN KAYNAKLANAN BİR DURUM DEĞİLDİR. TAM TERSİNE ALLAH VERGİSİDİR VE ONUN KADIN OLUŞUNUN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİDİR. BU DURUMDAKİ KADINA, NASIL KİRLİ DERİZ. Yukarıda günümüzdeki tahrif edilmiş, Tevrat tan verdiğim örneği gördünüz. Sanırım söylenecek fazla bir söz olmasa gerek.

Allah ın Elçisinin üzerinden, ona iftiralar atarak, onun sözleridir, hadisleridir diyerek, içimize soktukları yanlış inançları, lütfen artık temizleyelim. Yoksa Huzuru mahşerde, Allah ın Elçisinin şahitliğinde, onun yüzüne bile bakamaz hale geleceğimizi de unutmayalım. Eşi benzeri olmayan Kur’an a, bu tavrı takınanlar kaybedeceklerini bilmelidirler. Bakın Allah Kur’an için ne diyor bizlere ve ne anlatmak istiyor.

Enam 104: Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller ( Gönül gözleri) geldi. ARTIK KİM GÖZÜNÜ AÇAR HAKKI İDRAK EDERSE KENDİ YARARINA, kim de (hakkın karşısında) körlük ederse kendi zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim.

Allah demek ki bizlere, Kur’an ile gönül gözleri göndermiş. Bizler Kur’an ı anlayarak, bilerek, düşünüp idrak ederek okuduğumuzda, ondan faydalanacağımızı söylüyor. Bu Kur’an ın mucizesidir bunu unutmayalım. Her kim ben ayetleri anlayamam diyerek, bu görevi başkalarına havale edip, körlük ederse kendi zararına diyor Rabbimiz. Yaradan daha nasıl açık söylesin? 

Anlayana Kur’an bir güneş, gönül gözü, anlayana Kur’an bir şifa, anlayana Kur’an bir Nur. Her Müslüman gösterdiği çaba nispetince Kur’an dan nasibini alacaktır. Anlamamakta ısrar edip, ben ayetleri anlayamam diyerek, işin kolayına kaçarak, imanını başkalarına havale ederek körlük edenlere de, söyleyecek sözümüz yok. Rabbimiz cümlemizi, gönül gözlerinin Kur’an ile nurlanan, aydınlanan kulları arasına, bizleri de alması dileklerimle.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

  1. İSLAM I YAŞARKEN, BÜYÜK YANLIŞLAR YAPIYORUZ."KADININ REGLİ/AY HALİ KONUSU"
    İSLÂM DİNİNDE KADIN-
    “hurafe”
    Tahrim delili varit olmadıkça eşyada aslolan mubahlıktır.
    Kişi hüküm verirken verdiği konu hakkında bilgisi noksan eksik olursa hükümde yanlış olur.
    https://facebook.com/permalink.php?story_fbid=1510347786083284&id=100013242319421

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır